GÜNDEM - 15 Temmuz 2022 Cuma 13:18

Gazeteci Nedim Şener: 'Bu hainlere merhamet vatana ihanettir'

A
A
A
Gazeteci Nedim Şener: 'Bu hainlere merhamet vatana ihanettir'

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Altıeylül Belediyesi’nin düzenlediği “15 Temmuz’u Anlamak” isimli konferans büyük ilgi gördü. Hasan Can Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ile Gazeteci-Yazar Nedim Şener katıldı. Konferans öncesinde Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Dünya Birincisi Hafız Mehmet Bilir Kur’an tilaveti sundu. Etkinlikte ayrıca 15 Temmuz destanını anlatan fotoğraf sergisi de yer aldı.

Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Dünya Birincisi Hafız Mehmet Bilir’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda daha sonra Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı katılımcılara selamlama konuşması yaptı. Avcı’nın konuşmasının ardından ilk olarak Gazeteci-Yazar Nedim Şener 15 Temmuz’un ne anlama geldiğini dile getirdi. Ardından söz alan Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ise Türkiye’nin kuruluşundan bu yana terörle uğraşıldığını dile getirdi.

Düzenlenen etkinliğe Altıeylül Kaymakamı Turgay Hakan Bilgin, AK Parti İl Başkanı Ekrem Başaran, AK Parti milletvekilleri Adil Çelik, Yavuz Subaşı, Belgin Uygur, Dr. Mustafa Canbey ve İsmail Ok’un yanı sıra Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı, başkan yardımcıları, AK Parti Altıeylül İlçe Başkanı Ömer Munis, Altıeylül Belediye Meclisi üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Hasan Avcı: “Uyanık olduğumuzda kimse bizi bölemez”

Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı açılış konuşmasına Mehmet Akif Ersoy’un Asım’ın Nesli isimli şiiriyle başladı. Avcı, “Altı yıl geçti. Şöyle o güne geri dönüp bakıyorum da Balıkesir’de hep birlikte meydanlara inmiş, o gün sabah ezanları nasıl okundu hiçbirimiz fark etmemiştik. Ben her zaman söylüyorum; biz birbirimizi tenkit etmekten vazgeçmeliyiz. O gün ben il teşkilatımızın önünde şöyle baktığım zaman alkollü gençleri gördüm. Evet, alkol kötülüklerin anasıdır. Ama alkol içen insanlara biz kötü deme hakkını kendimizde bulmamalıyız. O gençler belki orada yanlış yapmışlar ama orada bizlerle beraber şehadeti göze alarak gelmişler ve asker kışlaya naralarını hep birlikte atıyorlardı. Bizler gözümüzü açacağız, uyanık olacağız. Allah’ın izniyle bizler uyanık olduğumuz zaman bu milleti kimseyi bölemeyecek, bu memleketi kimse parçalayamayacak, bayrağımızı indiremeyecek, ezanımızı Allah’ın izniyle kimse dindiremeyecek” diye konuştu.

Nedim Şener: “Bu hainlere merhamet vatana ihanettir”

Gazeteci-Yazar Nedim Şener, ilk olarak 15 Temmuz’un ne anlama geldiğiyle ilgili düşüncelerini açıkladı. Şener, “Bugün biz nereye geldik ve FETÖ tehlikesinden hala bahsedebiliyor muyuz? Fetullahçı terör örgütünün şöyle bir özelliği var. Bütün mevcudiyetini, varlığını onu koruyan emperyalist ülkelerden alıyor. 40 yıllık bir örgüt olduğundan bahsettim ve hep iktidarlarla çalışmış. 12 Eylül darbesi olmuş, darbecileri övmüş ve arandığı halde hiç yakalanmamış, yakalandığında da bir takım telefonlar gitmiş serbest bırakılmış. Hep iktidarlara yapışmış ve kendini büyütmüş, Ne zaman ki iktidarlarla kavgaya başlayacağı zaman bu sefer bir başka siyasi aktörün üzerine atlıyor, muhalefetin üzerine atlıyor. Biz bugün bununla mücadele ediyoruz. Diyoruz ki her şeyi söyle ama şunlardan uzak dur, şunları yapma, şunları söyleme.

Devlet OHAL kapsamında KHK ile 125 binin üzerinde ihraç yapmış, 15 bin civarında mağdur olduğunu tespit etmiş, Ama siz tutar da 'biz KHK’lıların haklarını teslim edeceğiz' dediğiniz zaman bu aslında bir bakıma mesajdır ya da 'askeri öğrencilerin serbest kalmasını istiyorsan bize oy ver' dediğin zaman mesajın kime olduğu anlaşılır. Bir yönü budur. Peki, dönelim içeriye soruşturma, kovuşturma, yargılamalar bitti, yüksek yargıya gitti 289 dava tamamlandı, kısmen mahkumiyetler var. Yargıtay’a gidiyor, Yargıtay’da bir anda hem yerel hem de istinaf mahkemesinin cezalarını onayladığı FETÖ’cülerin bir kısmını beraat ettirdi. Ben bunu şuna benzetiyorum. Bir futbol maçına çıkıyoruz. FETÖ'cüler karşımızda. Biz de burada bir takımız. FETÖ'cüler böyle duruyorlar, hiçbir şey yapmıyorlar. Biz sürekli kendi kalemize gol atıyoruz zaferle çıkıyorlar. Bakıyoruz futbol şeyinde, tabelasında sürekli puan onlara yazıyor.

Çünkü biz kendi kalemize gol atıyoruz. Adamlar sosyal medyayı etkili bir şekilde yalan ve iftira için kullanıyorlar. Düşünün devletin en başından en dibine kadar herkese istediklerine hakaret edebiliyorlar. Ama biz devlet olarak bir sosyal medya yasası çıkaramıyoruz. Biz kendi yargı içerisinde, bakın yargımızın içinde kamikaze savcılar çıkıyor ve diyor ki bunların diyor darbeci diyor takımı vardır diyor örgütün diğer sivil unsurları buna dahil edilmez diyor.

Dolayısıyla hani böyle küçük bir bütün grubu yakmaya gerek yok falan diyor. Böylece örgüt sivil ayağını ayıklıyor. Arkasından bir bakıyorsunuz eline mikrofonu almış AKP'li Bülent Arınç bunu yazdığımız için bizi eleştiriyor. Al sana bir gol daha. Bir gün olsun muhalefet takımından veya benzeri tiplerden birisi AKP'li de katılıyorum bununla mücadele etmeyenleri de söylüyorum- bir gün olsun şok mangalarıyla okullarından atılmış vatan evlatlarını savunduklarını hiç görmedim. Bir gün olsun, şehitleri andıklarını hiç görmedim. Onlar için şehitlik şöyle bir kavram. Bu şehitlerin paraları ne oldu? Ya şehitlik parayla ölçülen bir kavram mı? Hangi şehit ailesi çıkıp da şu paramızı vermediniz dediğini duydunuz? Ama onlar için o fitneyi nasıl yayacaksın? Şehitliği parayla ölçüyor. Ya ben gazi tanıyorum niye şehit olamıyorum diye ağlıyor. Ben böyle adamlar tanıyorum. Onların kafaları bunu almaya müsait değil. Bakın bu hainlere merhamet vatana ihanettir. Bu mücadelede rehavet şehitlerimize ihanettir” diye konuştu.

Mete Yarar: “Bu ülkenin kavgası 100 yıldır sürüyor”

Mete Yarar ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana terörle mücadelenin olduğuna işaret ederek, “15 Temmuz darbe girişiminden öte bu ülkenin işgal planıydı. Siz bunu anlamakta zorlanmıyorsunuz çünkü buraya geldiniz. Hala 15 Temmuz’u bir darbe girişimi olarak algılayan bir kesimden bahsediyoruz. Bakın önümüzde Suriye, Irak, İran, arkasından yukarıya çıkın Ukrayna, Gürcistan, Libya, Tunus, Mısır var. Yalnızca şu coğrafyada 2011’den beri yaşanan darbeler ve sonuçlarına bir bakın bakalım. Devrilen ve sonra iktidara gelenlerin yaptıklarına bir bakın. 2016 15 Temmuz’unda yaşanan süreç yalnız bir darbe girişimi değildi, bu ülkenin parçalanma süreciydi.

O akşam sokağa çıkanlar, şehadete yürüyenler bir darbeyi engellemediler aynı zamanda vatansız bir grubun bu ülkeyi işgal etmesini engellediler. Eğer o grup bugün faaliyette olmuş olsaydı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde barikatlar sonrası başlayan süreçte, bugün Ege bölgesinde, bugün Doğu Akdeniz’de, bugün Azerbaycan’da, Karadeniz’deki doğalgaz kazanımlarında ve diğer bütün kazanımlarda bir tek adım atabilir miydiniz acaba? Ben bırakın anlatmayı bunların her birinde ne kadar büyük kayıplara uğrayacağınızı söyleyeyim ben size. Burada 1950’lerde kurulmuş yapılardan bahsediyoruz. Türkiye’nin FETÖ mücadelesine, FETÖ’nün kuruluşuna baktığımız zaman 1950’lerde kuruluyor. Bugün yaşadığımız PKK süreci yalnızca 1980 sonrasına götürmezsiniz, cumhuriyetin kurulduğu tarihten itibaren başlayan yabancı güçler tarafından isyanlarla başlatılan süreci de koyarsanız yaklaşık 100 yıllık bir süreçtir bu. Yalnızca örgütün ismi geçmiştir. Bu ülkenin kavgası tam 100 yıldır sürüyor” ifadelerini kullandı.

"15 Temmuz'u Anlamak" isimli konferans soru ve cevap kısmının ardından katılımcılara hediyelerin verilmesiyle son buldu.

Emre Binakuran - Muhammed Batuhan Köse - Ömer Kantarlıoğlu


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 28 Şubat davası sanıkları affedildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile aralarında 28 Şubat sanıkları da olan 14 kişi affedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlanan cezanın kaldırılması ile ilgili kararlar ile aralarında 28 Şubat sanıklarının da olduğu 14 kişi affedildi. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli kararı ile müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Cevat Temel Özkaynak, Çevik Bir, Çetin Doğan ve Aydan Erol kocama hali nedeniyle, Yıldırım Türker ve Erol Özkasnak ise sürekli hastalık hali sebebiyle Anayasanın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası gereğince affedildi. Karar ile birlikte, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli kararıyla 2 kez müebbet hapis cezası, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan 10 ay hapis cezası, kasten yaralama suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırmasına karar verilen Haci Sülük, sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında affedildi. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli kararı ile 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Avni Yılmaz ve aynı suçtan Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli kararı ile 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası alan Gülbey Sarıoğlu ise sürekli hastalık hali kapsamında olduğu belirlenerek cezası kaldırıldı. Kasten öldürme suçundan Bakırköy 11’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Sevda Yüksel’in cezası sürekli hastalık halinden dolayı kaldırıldı. Kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan Denizli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2016 tarihli kararı ile 11 yıl 8 ay hapis cezası alan Süleyman Tuna sürekli hastalık hali nedeniyle affedildi. Tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürme suçundan Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2015 tarihli kararı ile 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 18 yıl hapis cezası ve yine farklı mağdurlara karşı yönelik tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 13 yıl hapis cezası, Van 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli kararı ile zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Abdulhekim Yılmaz’ın kalan cezası da sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında olduğu değerlendirilerek kaldırıldı.
İzmir İzmir’de silahla vurulan hastane personeli hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde sokakta bulunduğu esnada tartıştığı kişiler tarafından tabancayla vurulan üç çocuk babası hastane personeli, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili kimliği tespit edilen 2 şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatıldı. Olay, saat 22.00 sıralarında Emir Sultan Mahallesi 1192 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Yücel Ecelioğlu (37), sokakta tartıştığı iki kişi tarafından tabanca ile vuruldu. Ecelioğlu göğsüne isabet eden kurşunla yaralanırken şüpheliler olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemleri alırken ağır yaralandığı belirlenen Yücel Ecelioğlu, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Evli ve üç çocuk babası olduğu öğrenilen talihsiz adam, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ecelioğlu’nun cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Şüpheliler belirlendi, polis peşine düştü Olayın ardından şüphelileri yakalamak için çalışma başlatan Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olayı gerçekleştiren şüphelilerin B.E. (19) ve R.A. (22) olduğunu tespit etti. 2 şüpheliyi yakalamak için başlatılan çalışma sürüyor.
İzmir İzmir’de 4 gün eylem ve gösteri yasak Kobani Davası olarak da bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın sonuçlanmasının ardından İzmir Valiliği tarafından yapılan duyuruda, kentte 19 Mayıs’a kadar kentte toplantı, yürüyüş gibi eylemlerin yasaklandığı bildirildi. 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı ve kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın 83’üncü duruşması bugün görüldü. Duruşmada açıklanan kararlara göre Selahattin Demirtaş’ın da içinde bulunduğu birçok isme hapis cezası verildi. İzmir Valiliğinin resmi sitesinde yapılan açıklamaya göre, kentte bu konu ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığı bildirildi. Duyuruda 16 Mayıs itibariyle başlayan yasaklama kararının 19 Mayıs saat 23.59’a kadar süreceği de aktarıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İlimiz farklı noktalarında terör örgütüne müzahir şahıs veya şahıslarca toplanılarak, PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşı Abdullah Öcalan’ı övücü mahiyette eylemlerde bulunulabileceği, vatandaşların can ve mal güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek fiillerin meydana gelebileceği, kanuna aykırı süreç işletileceği ve karşıt görüşlü grupların bir araya gelerek istenmeyen olaylara sebebiyet verilebileceği değerlendirilmektedir. Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla ve kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hususu göz önüne alındığında can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanmasının amacıyla; 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunun 11. maddesi hükümleri gereğince; ’Demokratik Siyasette Israrcıyız! Halkların Dayanışması ve Birleşik Mücadele İle Kumpasları Aşacağız, 6-8 Ekim Terör Olaylı davası’ ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin İzmir il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere, tüm il sınırları içerisinde (Coğrafi Alan-İl Merkezi, İlçeler/Polis ve Jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 16.05.2024 günü saat 17.30’dan 19.05.2024 günü saat 23.59’a kadar 4 (dört) gün süreyle yasaklama kararı alınmıştır."