GÜNDEM - 21 Haziran 2015 Pazar 17:24

Gazeteciler Konfederasyonu'dan rehin alma fotoğrafı açıklaması

A
A
A
Gazeteciler Konfederasyonu'dan rehin alma fotoğrafı açıklaması

Gazeteciler Konfederasyonu, Basın İlan Kurumu'nun (BİK), İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın yaşamını yitirdiği 31 Mart’taki rehin alma eylemine ilişkin fotoğrafları yayımlayan 39 gazeteye 1 ile 12 gün arasında ilan kesme cezası vermesiyle ilgili açıklama yaptı.

Basın İlan Kurumu'nun, savcı olayına ilişkin yayın yasağını delen gazetelere yargısal anlamda herhangi bir hüküm verilmeden ceza vermesinin doğru olmadığı belirtilen açıklamada, "Basın İlan Kurumu, kamu ilanlarını belli kriterler çerçevesinde yazılı basına dağıtan bir kamu kurumudur. Böyle bir kamu kurumu, herhangi bir şikayet olmaksızın resen hareket edip yargının görevini üstlenemez. Gazeteler, Anayasal çerçevede ve mevcut Basın Kanunu kapsamında etik kurallar da dahil olmak üzere belli kriterlere göre yayın yaparlar ve bu kurumları yayınlarından dolayı cezalandırma makamı sadece ve sadece mahkemelerdir. Basın İlan Kurumu ise ancak hak ihalleleri konusunda şikayet olduğunda cezai işlem uygulayabilir” ifadelerine yer verildi.

Basın İlan Kurumu’nun yanlış bir karara imza attığına dikkat çeken açıklamada, şöyle denildi;
“Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan olayla ilgili herhangi bir şikayet beklemeksizin, resen harekete geçen ve kendisini hem savcı, hem de hakim yerine koyarak 39 gazeteye 1 ile 12 gün arasında ilan kesme cezası veren Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu, ne yazık ki yanlış bir karara imza atmıştır.

Türkiye genelindeki 8 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara üye 86 gazeteciler cemiyeti ve basın meslek örgütünü temsil eden Gazeteciler Konfederasyonu olarak; bugüne kadar basını destekleyen birbirinden önemli yeniliklere imza atan Basın İlan Kurumu yönetimini, bu kararını gözden geçirmeye davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki; yasalar ve basın etiğine uygun yayın yapmayan kurumların cezalandırılması Basın İlan Kurumu’nun değil, hukuk devleti olan ülkemizde mahkemelerin yetkisindedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ahmet Kaplan: “Hiç olmadığımız kadar güçlü bir senedeyiz” Paralimpik milli tenisçi Ahmet Kaplan, takım olarak çok güçlü durumda olduklarını ve Tekerlekli Sandalye Dünya Takımlar Şampiyonası’ndan madalyayla döneceklerine inandığını söyleyerek, “Açıkçası hiç olmadığı kadar güçlü bir senedeyiz. Takım arkadaşlarım ve ben dünya sıralamasında güzel bir sıralamaya sahibiz. Elimizden geldiğince her şeyi yapıp turnuvayı madalyayla tamamlamak istiyoruz” dedi. Uluslararası Tenis Federasyonu’nun (ITF) düzenlediği tekerlekli sandalye kategorisindeki tenis organizasyonu olan BNP Paribas Tekerlekli Sandalye Dünya Takımlar Şampiyonası, 7-12 Mayıs tarihleri arasında Antalya’da yapılıyor. Megasaray Tenis Akademisi’nde gerçekleştirilen turnuvada Türkiye de Quad ve Erkekler kategorisinde yarışıyor. Quad kategorisinde takımın önemli oyuncularından ve dünya 11 numarası olan paralimpik milli tenisçi Ahmet Kaplan, basın mensuplarına turnuvaya ve hedeflerine dair açıklamalarda bulundu. Öncelikle ev sahibi olmanın kendileri için avantaj olduğunun altını çizen Kaplan, “Kendi evimizde bu turnuvayı oynuyor olmak bizim için çok büyük bir avantaj. Bu kadar güzel bir şehirde, bu kadar güzel bir havada ve kortlarda oynuyor olmak bizim için büyük bir motivasyon. Federasyonumuza ve Megasaray ailesine çok teşekkür ediyoruz. Bizim için adeta bir tenis şenliği” şeklinde konuştu. “Madalyayla dönüp bayrağımızı dalgalandıracağımıza inanıyorum” Takım olarak güçlü olduklarını belirten ve 2 buçuk ay sonra paralimpik oyunlarındaki hedeflerinden bahseden milli sporcu, “Açıkçası hiç olmadığı kadar güçlü bir senedeyiz. Takım arkadaşlarım ve ben dünya sıralamasında güzel bir sıralamaya sahibiz. Elimizden geldiğince her şeyi yapıp turnuvayı madalyayla tamamlamak istiyoruz. Kendi adıma konuşmak gerekirse ben şu an güncel olarak dünya 11 numarasıyım. İlk 12’de bitirdiğim takdirde yaklaşık 2 buçuk ay sonra paralimpik oyunlarına katılmaya hak kazanacağım. Bizim için tenis tarihinde bir ilk olacak. Quad klasmanı açısından ilk sporcu olarak gideceğim. Orada da güzel bir başarı elde edip, madalyayla dönüp bayrağımızı güzel bir şekilde dalgalandıracağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı. “Son 3-4 aylık süreçte inanılmaz turnuvalar geçirdim” Son olarak kendi performansından mutlu olduğunu ve bunu sürdürmek istediğini sözlerine ekleyen Kaplan, “Son 2 yılda yükselen bir kariyerim vardı. Geçen sene dünya 12 numaraya kadar yükselmiştim. Açıkçası son 3-4 aylık süreçte inanılmaz turnuvalar geçirdim. Son 2 turnuvayı şampiyonlukla tamamladım. Şu anki performansımdan mutluyum. İnanıyorum ki Dünya Şampiyonası’nda da bu performansı sürdürüp güzel bir şekilde turnuvayı tamamlarız” cümlelerine yer verdi.
İzmir E-ticaretle küçük küçük başladı, kahve patronu oldu Bilgisayar başında küçük bir odada e-ticaret yaparak geçimini sağlayan İzmirli Bülent Kanat, hayalini kurduğu işini gerçeğe dönüştürdü. Kanat’ın kurduğu kahve markası, Türkiye ve yurt dışında 2 bine aşkın iş yerine kahve ve bitki çayı satışı yaparken, e-ticaretten kahve patronluğuna giden başarı hikayesi örnek oldu. İzmirli Bülent Kanat’ın hikayesi, kendi işini kurmak isteyen kişiler için örnek teşkil ediyor. Bir bilgisayar başında dropshipping (e-ticaret) yaparak iş hayatına atılan Kanat, bir süre kafelere kahve, bitki çayı gibi malzemeler tedarik etmeye başladı ve aynı zamanda cafeavm adlı platformu kurarak online olarak cafe tedarik hizmetini de gerçekleştirmeye başladı. 2 bine aşkın işyeri ile anlaşma yaptı Kanat, kurduğu platform bünyesinde farklı markalardan aldığı bayiliklerin yanı sıra kendi ürünlerini de üretmeye ve son noktaya kadar ulaştırmaya başladı. Kanat’ın kurduğu Monero Kahve, kısa sürede tanınır hale geldi. Bülent Kanat, şu sıralarda 2 bine aşkın iş yerine; kahve ve yine bitki çayı, kahve şurupları ve toz içecek grubu ürünlerinin satışı yapıyor. Bir site üzerinden 2011 yılında e ticaret için satışlara başladığını ifade eden Bülent Kanat, “Bir süre e ticarete devam ettikten sonra İzmir içerisindeki kafelere ziyaretlerde bulunup tedarik sağlamaya başladım. Yağmur çamur demeden Gıda Çarşısından kredi kartı ile aldığım malları, kafelere satışını yapıyordum. Daha sonra kafelerin tedarik işlerini online üzerinden de yapmaya karar verdim. Google haritalardan Türkiye’deki tüm kafeleri inceledim. Bu sırada fiziki olarak kafelerin ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürdüm” dedi. “Türkiye, Amerika ve Kanada’daki 2 bini aşkın kafeye ürün tedarik etmeye başladı” Bülent Kanat, örnek hikayesini şöyle anlattı: “2017 yılında Montenegro olarak da bilinen Karadağ’a gittim. 1 ay boyunca Karadağ’daki yatırım fırsatlarını inceledim; ancak Türkiye’de kahve sektörüne girmeye karar verdim. Kolombiya’da kahve tarlasının sahibinin oğlu Monero’nun mücadelesi çok ilgimi çekmişti. Markanın ismini orada şekillendirdim. Türkiye’ye döndüğünde Gıda Çarşısı’nda 40 metrekarelik bir dükkanda üretime başlayan Monera Kahve, kısa zamanda Türkiye, Amerika ve Kanada’daki 2 bini aşkın kafeye ürün tedarik etmeye başladı. Pandemi döneminde ekonomik olarak etkilensek de Gıda Çarşısı’ndaki 3 katlı bir yeri Kafe AVM’ye çevirdik. Türkiye’nin dört bir yanındaki kafenin; üretimini yaptığımız kahve, bitki çayı, şurup, toz grupları gibi tüm tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kafelere ulaşılabilirliğimiz kolaylaşmaya başladığı anda kahve markamız Monero’yu piyasaya çıkarmanın vakti gelmişti. Özenle hazırladığımız reçetelere göre ürettiğimiz ürünlerimizi özel ambalajlarımızla satışa sunduk." "Şimdi birçok noktada ürünlerimizi son tüketiciye kadar ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diyen Bülent Kanat, son olarak Avrupa Birliği tescilini yaptırdığı Uno Monero markasına Uno Monero Coffee Tea ismi ile kafe franchise teklifleri geldiğini, üretimden şubeye sıfır tedarik problemi ile profesyonel franchise ekibi ve mimari hizmetiyle markanın Türkiye’de kısa süre içinde yayılmasını beklediklerini söyledi.