SAĞLIK - 26 Eylül 2020 Cumartesi 11:49

Gazlı içecekler kadınlarda kemik erimesine neden oluyor

A
A
A
Gazlı içecekler kadınlarda kemik erimesine neden oluyor

Gazlı içeceklerin aşırı tüketiminin bir dizi sağlık problemine yol açtığını kaydeden Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Çerkez, aşırı gazlı içecek tüketen postmenopoz (menopoz sonrası) döneminde olan kadınlarda kalça kırığı ve kemik erimesi saptandığını belirtti.

Sofralarımızda çok sık gördüğümüz ve adeta 7’den 70’e her yaş grubunun tükettiği gazlı içeceklerin çok sık tüketilmesinin ilerleyen zamanlarda bireyde kalp rahatsızlıkları, erken doğum riski ve böbrek rahatsızlıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ifade eden İstanbul Esenyurt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Çerkez, en büyük risklerden birinin ise obezite olduğunu kaydetti.

Çağımızın sağlık sorunu ve birçok ciddi hastalığın tetikleyicisi olan obezitenin dünya genelinde son 10 yılda yüzde10 ila 30 arasında bir artışa sahip olduğuna dikkat çeken Çerkez, Türkiye’de de durumun hiç iç açıcı olmadığını belirterek, TÜİK 2014 verilerine göre obezite oranlarında yüzde 33,7’lik bir artış olduğunu belirtti.
Gazlı içeceklerin içeresinde bulunan kafein ve fosforik asidin kalsiyumun vücuttan atılımına neden olduğunu ifade eden Çerkez, bu durumun özellikle menopoz sonrası dönem içerisinde olan kadınları ciddi anlamda ilgilendirdiğinin altını çizdi. Kalsiyumun vücuttan atılmasının kemik hastalıklarıyla ilişkisi olduğu söyleyen Çerkez, “Kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre menopozdan sonraki dönemde günde iki porsiyondan fazla gazlı içecek tüketmek direkt kalça kırığına ve kemik erimesine neden oluyor” dedi.

Depresyonu tetikliyor

Gazlı içeceklerin bir diğer olumsuz etkisi olarak depresyonla da ilişkilendirildiğini belirten Çerkez, “Ergenlik döneminde yüksek miktarda bu içeceklerin tüketilmesinin direkt depresyon riskini artırdığına dair çalışmalar var. Bu yıl yapılan bir çalışmada ise günde üç porsiyondan fazla bu içecekleri tüketmek ergenlerde obezite riskini artırıyor. Bu da bireyi depresyona sürükleyen etkilerin en önemlilerindendir. Bu içeceklerin tüketiminin azaltılmasıyla depresyon oranında da azalma olduğuna dair bir paralellik olduğunu gösteren çalışmalar da var” diye konuştu.

Ağız ve diş sağlığına etkisi

Ağız sağlını korumak için de gazlı içeceklerden uzak durulmasının faydalı olacağını vurgulayan Çerkez, “Gazlı içeceklerin içerisinde bulunduğu asit sebebiyle diş rahatsızları, ağız kokusu ve plak oluşumu gibi sorunlarla da karşı karşıya kalıyoruz. TÜİK 2014 verilerine baktığımızda 7-14 yaş grubu çocuklarda ağız ve diş problemleri çok sık rastlanan hastalıklar arasında yer alıyor. Bunun nedenlerinden biri de bu içeceklerin tüketiminin artırılmasıdır” şeklinde konuştu.

“Tip 2 diyabete neden oluyor”

Obeziteyi tetikleyen gazlı içeceklerin bölgesel yağlanma, Tip 2 diyabet, insülin direnci gibi birçok metabolik anormallikleri beraberinde getirdiğini söyleyen Çerkez, “Diyabet obezitenin tetiklemesiyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Obezite direkt tetikleyici etki gösterdiği için bölgesel yağlanmaya, insülin direncine, kilo artışına ve şeker dengesinin bozulmasına neden olarak, diyabet rahatsızlığına yol açıyor. Diyabet hastalarının bu içecekleri sürekli tüketmeleri ise hastalığın daha da kötü seyretmesine neden oluyor” ifadelerinde bulundu.

“Gazlı içecek yerine süt ürünleri tüketin”

“Her yaş grubunda sağlıklı ve dengeli beslenmek son derece önemli” diyen Çerkez, “Sağlıklı nesil sağlıklı nesli getiriyor. Birey eğer çocukluk döneminde kiloluysa bunu yetişkinlik dönemine de taşıyor. İster istemez birçok kronik rahatsızlığa zemin hazırlanmış oluyor. Bu nedenle çocukluk döneminden itibaren sağlıklı ürünleri tercih etmek çok önemli. Nitekim gazlı içeceklerin yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları tüketilebilir. Mineral ve vitaminin korunması için ve posayı da alabilelim diye taze meyve ve sebze tüketimi de çok önemsenmeli” dedi.

Mevsim geçişlerinde beslenmeye dikkat

Son olarak sağlıklı ve dengeli beslenmede mevsimsel geçişlerin önemine de değinen Çerkez, özellikle su tüketimin her dönemde önemli olduğuna dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu:
“Her dönemde su tüketimi çok önemli. Özellikle yaz döneminde terliyoruz ve fark etmeden sıvı kaybediyoruz. İçinde bulunduğumuz bu dönemde de ister istemez iştah azalması yaşanıyor ve havaların soğumasıyla beraber susadığımızı hissetmiyoruz. Kimi bireyler gün içinde çok fazla sıvı tükettikleri için su tüketmeyi gerekli görmüyorlar ama ne yazık ki bu sıvılar önemli oranda su yerine geçmiyor. Günde en az 2,5-3 litre olacak şekilde sıvı alımına dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun yanında da muhakkak dengeli beslenme olan ‘üç ana öğün’ şeklinde beslenmeliyiz. Kansere karşı koruyuculu olması, kabızlığı önlemesi açısından da meyve-sebze tüketimi son derece önemli. Tabii bu meyve ve sebzelerin mevsimine göre tüketilmesi gerekiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.