SAĞLIK - 24 Ocak 2019 Perşembe 08:53

“Gebelik döneminde yapılacak doğru egzersiz doğumu kolaylaştırıyor”

A
A
A
“Gebelik döneminde yapılacak doğru egzersiz doğumu kolaylaştırıyor”

Gebelik döneminde yapılan egzersizlerin doğumu kolaylaştırdığını ve egzersiz yaparken güvenli olanların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Uzman Fizyoterapisti Fatma Sökmez Ogün, “Uzmanlar tarafından önerilen egzersizlerin uygulanmasına rağmen kişiler sağlık sorunu yaşıyorsa mutlaka bir hekime başvurması gerekiyor” dedi.

“Fiziksel aktivite ile daha kolay doğum gerçekleştirebilirler”

Gebelikte egzersiz yapmanın çok önemli olduğunu söyleyen Fzt. Fatma Ogün Sökmez, bunun sebeplerinin, gebelerin fiziksel kondisyonunu koruması, postür bozukluklarını önlemesi, dolaşım ve sindirim işlevlerini düzenlemesi, doğum için ihtiyaç duyulan kas aktivitesini desteklemesi, maternal kilo alımının kontrolünü sağlaması ve doğum sonrası toparlanmayı kolaylaştırması olduğunu belirtti. Fzt. Fatma Sökmez Ogün konuşmasına şöyle devam etti: “Fiziksel aktivite gerçekleştiren gebelerde doğum kolay gerçekleşebilmektedir. Gebelik döneminde yapılacak güvenli aktivitelerin başında yüzme, yürüme, düşük şiddetli aerobik egzersiz ve klinik pilates gelmektedir. Riskli olarak görülen aktiviteler ise jogging, aerobik dans, jimnastik, basketbol, voleybol, buz pateni, kayak, su kayağı, hokey, tüm temas sporları, su altı sporları, yüksek irtifada yapılan egzersizler ve rekabet gerektiren tüm aktiviteler ise tehlikeli olarak kabul edilmektedir.”
 

“Egzersizler düzgün postür eğitimine yönelik programlanmalı”

Egzersiz programlarının düzgün postür eğitimi içermesi gerektiğini söyleyen Sökmez Ogün, uygun vücut mekaniklerinin öğretilmesinin daha rahat bir gebelik süreci geçirmede önemli olduğunu belirtti. Egzersiz programında, gebelikte artan vücut ağırlığını taşıyabilmek için kalça çevresine yönelik yapılabilecek kuvvetlendirme egzersizlerine, çocuk bakımı için kol kaslarını kuvvetlendiren egzersizlere yer verilmesi gerektiğini ifade ederken şöyle devam etti: “Gebelik döneminde ödem, varisler ve krampların önlenmesini içeren egzersizler yapmak önemlidir. Aynı zamanda doğumda kullanılacak kasların kuvvetlendirilmesi, pelvik taban kas kontrolüne yönelik egzersizler, abdominal kasların kuvvetlendirilmesi ve doğum esnasında yararlı olabilecek gevşeme tekniklerinin öğretilmesi, egzersiz programlarına dahil edilmelidir”

“Egzersiz sırasında sağlık sorunu yaşanıyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı”

Egzersiz yaparken ağrı, kanama, düzensiz ve yüksek kalp hızı, baş dönemsi, baygınlık hissi, bayılma, bel veya pubis ağrısı ve yürümede zorluk yaşandığı durumlarda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini söyleyen Sökmez Ogün, egzersiz yapacak gebelerin egzersiz programları öncesinde doktordan onay alması gerektiğini belirtti. Sökmez Ogün konuşmasına şöyle devam etti: “Egzersize başlamak için gebeliğin 12. Haftasının tamamlanmış olması gerekmektedir. Egzersiz yaparken vücut ısısını artıracak kalın giysiler ile vücudu sıkan giysiler giyilmemelidir. Germe egzersizleri sırasında çoklu kas gruplarının aynı anda gerilmesine ve kramp gelişmesine neden olabilecek egzersizlerden kaçınılmalıdır. Sırtüstü yatış süresi dördüncü aydan itibaren beş dakikayı aşmamalı ve hipertansiyondan kaçınmak amacıyla da yatış pozisyonundan yavaşça kalkılmalıdır. Egzersiz sıklığı haftada üç ile altı gün arasında olacak şekilde düzenlenmelidir. Hem gebelik süresince hem de bir sonraki gebeliklerde ve gebelik sonrasındaki dönemde daha kaliteli bir yaşam sürdürebilmek için gebelik süresince aktif olmak ve koruyucu sağlık yaklaşımlarının uygulanması önemlidir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstererek, basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk bayrağı ve Filistin bayrağı taşıyan çok sayıda öğrenci ve akademisyen destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. yüzyılda inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni Batı’nın bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük, hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; Batı toplumlarında farklı din, dil, ırka sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen Batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisinin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu, Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam, çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler, Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrencinin gözaltına alındığını, baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında maalesef dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.