ASAYİŞ - 09 Ekim 2020 Cuma 15:05

Gemi kaptanını öldüren sanık hakim karşısında

A
A
A
Gemi kaptanını öldüren sanık hakim karşısında

Hint Okyanusu’nda ‘İnce Karadeniz’ isimli gemide kaptanı öldürdüğü, 8 kişiyi yaraladığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet ve 140 yıldan 175 yıla kadar hapsi istenen sanık Ergin Aktaş hakim karşısına çıktı. Duruşmada gemi kaptanının kardeşi sanığa, “Cehennem ateşinde yanacaksın” diyerek tepki gösterdi.

Hint Okyanusu’nda Aralık 2019 tarihinde ‘İnce Karadeniz’ isimli gemi Endonezya’nın Semerang limanından yük aldıktan sonra okyanusa açılmış, gemi kaptanı Bora Ekşi öncesinde tartışma yaşadığı makine yağcısı Ergin Aktaş tarafından uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Yaşanan olayın ardından mürettebat tarafından etkisiz hale getirilen sanık Aktaş, Sri Lanka’da güvenlik güçlerine teslim edilmişti.

Sri Lanka’daki işlemlerinin tamamlanmasının ardından İstanbul’a getirilen sanık tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 1 kişiyi öldürdüğü, 8 kişiyi yaraladığı gerekçesiyle ‘kasten öldürme’, ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘tehdit’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 140 yıldan 175 yıla kadar hapis istemiyle hakkında dava açılan sanık hakim karşısına çıktı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Ergin Aktaş SEGBİS yolu ile bağlanırken, öldürülen gemi kaptanının babası Vahdettin Ekşi, kardeşi İrem Mutlu Ekşi’nin aralarında bulunduğu müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

“ONA KİN DUYDUĞUM DOĞRU DEĞİLDİR”

Zaman zaman rahatsızlandığını belirten sanık Ergin Aktaş savunmasında, “Kaptanlarımdan ilaç talep ediyordum. Maktul Bora Ekşi de bana ilaçlarımı veriyordu. İyi niyetli şekilde ilgilendiğini düşünüyordum. 10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’ü anma töreni yapıldı. Bu törenden sonra ben, geminin anons sisteminden, tüm geminin duyacağı şekilde, Peygamber efendimiz için de anma yapılır diyerek anons yaptım. Bu olaydan sonra maktul benim ile konuşarak yaptığımın doğru olmadığını söyledi. Kendisinden özür diledim. Ona kin duyduğum doğru değildir” dedi.

“KENDİMİ ASKERİ BİR GEMİDE DÜŞÜNDÜM”

Maktul Bora Ekşi’nin ailesini aradığını bildiğini söyleyen sanık Aktaş, “Kendisine bu nedenle kızmadım. Olay tarihinde ilaç almıştım ve kendimi bir askeri gemide düşünerek, kaptanının da yabancı bir kaptan olduğuna inanarak yemekhaneye gidip ekmek bıçağı aldım. Önce köprü üstüne çıktım, daha sonra Bora kaptanın kamarasına inerek kapıyı çaldım. Kim o diye seslendi, ilaç almak istediğimi söyleyerek içe girdim. Daha sonra bıçağı kendisine sapladım. Bağırış olunca da odadan dışarı çıktım. Dışarıda ikinci kaptan bıçağı var diye anons etti. Sonra diğer gemi personeli üzerime geldi ve onları düşman askeri görerek onlara da bıçak salladım. Daha sonra yağcı, beni bayılttı. Yanlış hatırlıyor olabilirim ama beni bağladılar” diye konuştu.

“KAMARAYA KAÇIP KENDİMİ KİLİTLEDİM”

Duruşmada beyanda bulunan müşteki gemi kaptanı Hazel Tecer, “Maktulün kamarası ile benim kamaram çok yakındı. Sanığın olay günü maktulün kamarasının önünde tartıştığını duydum. Beni neden aileme şikayet ettiniz şeklinde şeyler söylüyordu. Maktul de sen geç uyu yarın konuşuruz diye sakinleştirmeye çalışıyordu. Daha sonra ayrıldığını düşündüm. Kısa bir süre sonra maktulün ‘Ergin yapma, beni öldürme’ diye bağırdığını duydum. Kapıya koştum ve kilitli olduğunu anladım. Diğer personelleri çağırmak için uğraşıyordum, sanık kapıyı açtı. Üstü kan içindeydi. Elinde bıçak vardı. Daha sonra İsmail Çeken’e bıçağı savurdu ve suratından yaraladı. Beni de bacağımdan yaraladı. Kendi kamarama kaçıp kapıyı kilitledim. Daha sonra bana, ‘beni niye engelledin, herkesi öldürecektim’ diye beyanda bulunduğunu hatırlıyorum” şeklinde konuştu.

“SANIK AJİTASYON YAPTI”

Sanığın cezalandırılmasını isteyen kaptan Bora Ekşi’nin kardeşi İrem Ekşi Mutlu, “En ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum. Hiçbir indirim yapılmasını kabul etmiyorum. Ağabeyim sanığa karşı her zaman iyi niyetle yaklaşırken sanık ajitasyon yaparak bunu kötüye kullandı” dedi. Duruşmada söz alan diğer gemi personelleri de davaya katılmak istediklerini, şikayetçi olduklarını söyledi.

Sanığın akli dengesinin yerinde olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunu kabul etmediklerini söyleyen sanık avukatı, “Sanığın gözlem altına alınması gerekirdi. Yeniden rapor alınmasını talep ediyoruz. Daha önce Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde ve Bahçelievler Devlet Hastanesi’nde tedavi görmüştür. Buralardaki tıbbi evrakları talep ediyoruz” dedi.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, eksik hususların giderilmesini, sanığın suçunun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamını talep etti. Adli Tıp Kurumu’ndan yeniden rapor alınmasına ilişkin talebi reddeden mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Duruşmanın ardından maktulün kardeşi İrem Ekşi Mutlu, “Keşke gelseydin de gözlerinin içine baksaydım. Cehennem ateşinde yanacaksın. Cehennemin en dibinde yanacaksın” diye bağırdı. Sanığa bağıran maktulün kardeşi zorlukla sakinleştirildi. Gemi kaptanı Bora Ekşi’nin ailesi ve gemide yaralanan Sedat Kartal duruşmanın ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı.

“ÖMÜR BOYU ŞİKAYETÇİYİM”

Sanık ile aralarında husumet olmadığını söyleyen gemi çalışanı Sedat Kartal, “Sabah saat 05.00 sıralarında, elindeki bıçak ile gemi kaptanını 18, duyduğum kadarıyla 19 yerinden bıçaklayarak öldürüp, geminin bütün yaşam mahallini açan master anahtarı almaya çalışarak, gemi personelini komple öldürmeyi ve gemiyi batırmayı düşünüyordu tahminim. İkinci kaptanımızın, ‘Ergün’ün elinde bıçak var. Lütfen koridorlarda kendinize dikkat edin’ diye anons sesine uyandım. Koridora çıktığımda şah damarımı ve atar damarımı, sol tarafımı felç edecek şekilde kesti. Aynı yere iki kere bıçak darbesi vurdu. Beni kamarama başka bir arkadaşım iterek kapattı. Öbür arkadaşlara da bıçakla saldırmaya başladı. Daha sonra üçüncü kaptanımız geldi ve bana tedavi yaptı. Sahil Güvenlik botu geldi ve bizi en yakın limana yönlendirdi. Sri Lanka’da acil ameliyata alındım. Ömür boyu şikayetçiyim. Ailemin, çocuğumun bile psikolojisi bozuldu bu olayla ilgili ” dedi.

“AİLEMİZİ TOPLU HALDE KATLETTİ”

Öldürülen gemi kaptanı Bora Ekşi’nin babası Vahdettin Kaptan ise, “Allah’ın adaletinin ebedi alemde gerçekleşeceğine bütün kalbimle inanıyorum. Ailemizi toplu halde katletti ve her gün de katlediyor. Öyle bir duygu yaşıyoruz. Bütün aile fertleri olarak psikolojik tedavi görüyoruz. Adalete güveniyorum. Bu dünyada da eminim adalet tecelli edecek. Şikayetçiyim ondan. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Ailenin en küçük bireyinden, en büyük bireyine kadar bizi perişan etti. Yuvamıza bomba koydu, dağıttı. Şimdi de birçok laf kalabalığıyla deli olduğunu söyleyip, mahkeme heyetini ikna etmeye çalışıyor, kandırmaya çalışıyor. Benim inancım şu ki, adalet mutlaka tecelli edecek” diye konuştu.

“AĞABEYİMİN ADINI DAHİ AĞZINA ALMASINI İSTEMİYORUM”

Sanığın duruşmada kendisine abla dediğini söyleyen kaptan Bora Ekşi’nin kardeşi İrem Mutlu Ekşi, “Adımızı anması.. Ağabeyimin çok iyi biri olduğunu söyledi. O çok iyi birisiydi dedi durdu sürekli. Ağabeyimin adını dahi ağzına almasını istemiyorum. O kirli ağzıyla ağabeyimi daha fazla kirletmesini istemiyorum. Söyleyecek hiçbir şey yok. Tamamen aldatmaca, kandırmaca, alavere dalavere ile hasta olduğunu söylüyor. Çok çelişkili ifadeleri var. Hasta olduğunu söylüyor, ağabeyimi İngiliz kumandanına benzettiğini söylüyor. Öbür taraftan da, ‘Süvari beyimin kapısını çaldım, kendimi iyi hissetmiyorum dedim diyor’. Bir yandan esasında ağabeyimin olduğunu bildiğini anlatırken, öbür tarafta, ne diyeyim bilmiyorum kendi küçük aklıyla desem mi, hakarete mi girer bilmiyorum ama ben onu İngiliz kumandanı olarak gördüm demeye çalışıyor. Hiç susmadı mahkemede. Hiç kimsenin söz hakkını dinlemedi. Hakimin sus uyarılarını dahi dinlemedi. Korkak bir fare gibiydi” şeklinde konuştu.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüphelinin 10 Kasım 2019’da saygı duruşu esnasında disiplinsiz davranması nedeniyle idari yaptırıma maruz bırakan gemi kaptanı Bora Ekşi’yi öldürmeye o gün karar vermiş olabileceği, bununla ilgili plan yaptığı kaydedildi. İddianamede, şüphelinin ekmek bıçağını maktulün tüm vücuduna birçok defa batırmak suretiyle tasarlayarak öldürdüğü anlatıldı. Şüphelinin, ‘kasten öldürme’, ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘tehdit’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 140 yıldan 175 yıla kadar hapis istemiyle hapisle cezalandırılması talep edildi.

İrem Demir

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.