GÜNDEM - 29 Kasım 2015 Pazar 10:08

Genç müzisyen ameliyat olamazsa bacağını kaybedecek

A
A
A
Genç müzisyen ameliyat olamazsa bacağını kaybedecek

Geçirdiği trafik kazası sonucu bacağından yaralanan ve maddi imkansızlık yüzünden tedavi olamayan İzmirli genç müzisyen, ameliyat olamazsa bacağını kaybedecek.

İzmir’in Karabağlar ilçesinde yaşayan 32 yaşındaki Uğur Koç, üç yıl önce geçirdiği trafik kazası sonucu sol ayağından yaralandı. O zamandan bu yana 21 kez ameliyat masasına yatan ancak yatağa bağlı kalan genç müzisyenin ailesi evlatlarının tedavisini yaptırabilmek için evlerini sattı. Devlet hastanelerinin ayağını ameliyat etmediğini, özel hastanelere yönlendirildiklerini öne süren acılı aile, oğullarının ameliyatını yaptırabilmek için hayırseverlerden yardım bekliyor.

“AMELİYATI YAPACAK DOKTORLAR ÖZEL HASTANEDE”
Tedavi edilmezse ayağını kaybedeceğini, başvurmadığı hastane kalmadığını ancak tedavisini özel hastaneler dışında yaptıramadığını savunan Uğur Koç, şöyle konuştu: “23 Haziran 2013 de bir kaza geçirdim. O zamandan bu yana yirmi birinci ameliyatım. Şu an hastane işleri muallakta, hiçbir devlet ve üniversite hastaneleri kabul etmiyor. Gitmediğim hastane kalmadı. En son bir özel hastanede tedavi görmeye başladım. Ancak onda da durumumuz tükendi. Böyle yatıyorum 3 yıldır. Ameliyatlarımı yapabilecek doktor var. Ancak özel bir hastanede ama benim de durumum artık yok. Yapabileceğim bir şey de yok. Her kapıyı çaldım hem iş hem de sağlığım tedavim için ancak hiçbirinden dönüş yapılmadı.”
Kaza anından hiçbir şey hatırlamadığını belirten genç, olay yerinde kamera kaydının olmaması sebebiyle kendilerine çarpan kişinin bulunamadığını ve kovuşturmaya yer olmadığını öğrenmesiyle yıkıldığını söyledi.

“ŞARKI SÖYLEMEK İSTİYORUM, BANA YARDIM EDİN”
Geçimini sağlamak için valiliklere, kaymakamlıklara başvurduğunu ifade eden genç müzisyen Koç, “15-16 yıldan beri durmaksızın sahneye çıkıyorum. Klarnet, gitar ve perküsyon çalıyorum. Solistim ekmeğimi bununla kazanıyorum. Ama 3 yıldır çalışamıyorum. Her yere başvurdum valiliklere her yere, en azından iş imkanı sağlamaları için başvurdum. Ders verebilirim evimde veya bir iş verebilirler bana ama hiçbir yerden yardım alamadım. Böyle olunca insanın eli ayağı bağlanıyor. Mikrofonla şarkı söylemek istiyorum, yatağa bağlı kalmak istemiyorum. Bana yardım edebilecek açıkçası ders verebileceğim veya bu konuda kurum ve kuruluşların elinden gelen ne varsa yardımlarını bekliyorum. Üç yıldır çalışmıyorum, desteğim yok” diye konuştu.

“ÖLMEYİ HER GÜN DÜŞÜNÜYORUM”
Pek çok kez ölmeyi düşündüğünü anlatan Uğur Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Eskisi gibi yürüyemeyeceğim belki ama en azından tekrar ayağa kalkmak ve sahnede olmak istiyorum. Üç yıldır yatağa bağlıyım, daha ne kadar sürecek bilmiyorum ama en azından kendi işimi yapmak, ayağa kalkmak istiyorum. Psikolojik açıdan benim durumumda insan ölmeyi bile düşünür. Ölmeyi her gün düşünüyorum ama yaşamayı çok seven bir insanım. Yaşam doluyum, insanları, arkadaşlarımı çok seviyorum. Pantolon giymek istiyorum, ayakkabı giymek istiyorum. Merdiven çıkmak istiyorum.”

“KIZILAY 6,5 BİN TL KAN PARASI İSTEDİ”
Geçirdiği ameliyatlarda hastane masrafının yanı sıra Kızılay’ın kan parası istediğini öne süren Koç, çok üzüldüğünü dile getirerek, “Kızılay 6,5 bin TL kan parası istedi. Benim kan grubum A-rh pozitif, yani dışarıya çıksan herkes de var. İnsanlar o kadar bağış yaparken kan parası istendi” ifadelerini kullandı.

“OĞLUM KENDİNE ZARAR VERİR Mİ DİYE ANAHTAR..”
Uğur’un annesi Pınar Koç ise tek isteğinin oğlunu ameliyat ettirmek olduğunu belirterek şunları söyledi: “Evimizi satıp oğlumuzu ameliyat ettirdik fakat beş parasız kaldık. Kaymakamlıklara çıktım, valiliklere gittim. Ben içecek, giyecek hiçbir şey istemiyorum. Para bile istemiyorum, kendim kazanabilecek durumdayım. Oğlumun iyi bir tedavi olmasını istiyorum. Çok genç. Hayatına devam etsin, benden ayrılsın istiyorum. Benimle olsun istemiyorum, ömrünün geri kalanını benimle geçirmesin. Herkesin çocuğu gibi işi olsun, evi olsun, eşi, çocuğu olsun. Ben ‘acaba oğlum kendine zarar verdi mi’ diye onu anahtar deliklerinden gözetlemek istemiyorum. Sadece iyi bir ameliyat olsun istiyorum. Ayakkabı giysin, içine iç çamaşırı giysin, çıksın dışarıya kafeteryada kız arkadaşlarıyla beraber olsun. Bende bu ülkenin vatandaşı isem benimde oğlum iyi bir şekilde ameliyat olsun. Oğlumun yanında ağlamak istemiyorum aksi gibi hep onun yanında ağlıyorum. Çok üzgünüm her şey için.” 

FERRUH SERÇE - MİHRAP DÜZÖZ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.
Mersin Vali Pehlivan: "Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, yüzde 53’ü ormanlarla kaplı olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşmasının yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkardığını söyledi. Orman Yangınları ile Mücadele Komisyon Toplantısı, Vali Pehlivan başkanlığında Orman Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirildi. Pehlivan, toplantıda orman yangınlarında hızlı ve etkin müdahalenin önemine işaret etti. Önleyici eğitim çalışmalarının planlandığı şekilde devam ettiğini ifade eden Pehlivan, uyarıcı tedbirlere yaz ayları boyunca devam edileceğini kaydetti. Mersin’in yüzölçümünün yaklaşık yüzde 53’üne denk gelen 835 bin 534 hektar alanın ormanlık alan olduğunu vurgulayan Vali Pehlivan, şöyle devam etti: "Orman alanlarımızın tamamı yangına 1. derecede hassas. Bu nedenle orman yangınları ile etkin mücadele kapsamında 5 helikopter, 72 arazöz, 21 su ikmal aracı, 1 su tırı, 90 ilk müdahale aracı, 10’u su atarlı 20 devriye motosikleti, 10 dozer, 12 greyder, 11 ekskavatör, 5 treyler, 104 su tankı hizmet etmek üzere değişik yerlerde konuşlandırılmaktadır. 12 gözetleme kulesi faal olup, iki görevli ile 24 saat gözetleme yapılmaktadır. 6 gözetleme kulesinde ilaveten kameralı gözetleme yapılmaktadır. 34 ayrı noktadan yaz aylarında saat başı meteorolojik veriler izlenmektedir." "Ormanlık alanlar insansız hava aracı ile gözetleniyor" Meteoroloji Genel Müdürlüğünden her gün 3 günlük risk haritası alındığına dikkat çeken Pehlivan, "Bu sayede 3 günlük hava durumu izlenerek genel ve yerel tedbirler alınabilmektedir. Özellikle kritik havalarda ormanlık alanlara yakın köy ve mahallerde muhtarlar, din görevlileri, orman gönüllüleri ve görevli personele cep mesaj uygulaması yapılarak dikkatleri çekilmektedir" diye konuştu. Ormanlık alanlarda insansız hava aracı ile gözetleme yapıldığını ifade eden Pehlivan, haberleşme hizmetinde kullanılmak üzere eski analog telsiz sistemine ilave olarak sayısal telsiz sisteminin de kurulduğunu kaydetti. Monte edilen araç takip sistemiyle 305 aracın 24 saat izlendiğini belirten Pehlivan, "Bütün orman yollarımız sayısallaştırılmış, arazöz ve su ikmal araçlarımıza tablet dağıtılarak yangın ihbarına en kısa yoldan ve sürede ulaşmaları sağlanmaktadır. 2023 yılı sonu itibarıyla ilimizde Orman Genel Müdürlüğü tarafından 264 yangın havuzu yapılmıştır. Ayrıca yerleşim yeri içme suyu şebekelerine ilimizin farklı yerlerinde 200 yangın vanası tesis edilmiştir" dedi. Son 3 yıllık ağaçlandırma çalışmaları Toplantıda ayrıca il genelinde son 3 yılda gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmalarına da değinen Pehlivan, "İlimizde 2021 yılında 3 bin 876 hektar, 2022 yılında 7 bin 646 hektar, 2023 yılında ise 4 bin 35 hektar alan ağaçlandırıldı. Ayrıca, 2021 yılında 5 milyon 279 bin 826 adet, 2022 yılında 6 milyon ve 2023 yılında da 6 milyon adet fidan üretildi" ifadelerini kullandı. Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın’ın yapılan faaliyetler, orman yangınlarına ait istatistiki veriler ile orman yangınlarıyla mücadele stratejileri hakkında bilgi verdiği toplantıda, yangınla mücadelede paydaş kurumların ve görevli personelin yerine getireceği vazife ve sorumluluklara ilişkin konular karara bağlandı. "Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi" Vali Pehlivan, ayrıca Orman Bölge Müdürlüğünün Toroslar ilçesinde faaliyete geçen yeni hizmet binasını ziyaret etti. Orman Bölge Müdürü Yalçın’dan yürütülen faaliyetler hakkında bilgi alan Pehlivan, Yangın Yönetim ve Koordinasyon Merkezi’nde 9 orman işletmesinin bağlı olduğu telsiz sisteminden birimlere seslendi. Pehlivan, şunları kaydetti: "Şu anda görevinin başında bulunan orman teşkilatımızın çok kıymetli mensupları, biraz önce orman yangınlarıyla mücadele komisyonumuzu topladık. Çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi. Toplam alanının yüzde 53’ü orman olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor. Bu konudaki çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile iş birliği ve koordinasyon içinde orman teşkilatımız yürütüyor. Orman teşkilatımızın neferleri olarak sizler de sahada yürütüyorsunuz. Hayati öneme sahip bu çalışmalarınızda sizlere üstün başarılar temenni ediyorum." Vali Pehlivan’a ziyaretinde Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özkan da eşlik etti.