EKONOMİ - 24 Ekim 2020 Cumartesi 16:08

GÜBRETAŞ-GTÜ işbirliğiyle tarımın geleceğine yönelik Ar-Ge serası açıldı

A
A
A
GÜBRETAŞ-GTÜ işbirliğiyle tarımın geleceğine yönelik Ar-Ge serası açıldı

GÜBRETAŞ Ar-Ge Merkezi ve GTÜ Biyoteknoloji Enstiütüsü’nün koordinasyonuyla 2019 yılında iki kurum arasında imzalanan işbirliği protokolü kapsamında kurulan Ar-Ge Serası, tarım sektörünün geleceğine katma değer sağlayacak önemli araştırma geliştirme faaliyetlerinin merkezi olmayı hedefliyor.

Tarım sektörünün öncü şirketlerinden biri olan GÜBRETAŞ, özellikle 2017’den itibaren hızlandırdığı Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili önemli adımları gerçekleştirmeye devam ediyor. Özel sektör - üniversite iş birliği kapsamında çeşitli eğitim kurumlarıyla ortak çalışmalar yürüten şirket, ülkemizin en hızlı gelişen araştırma üniversitelerinden biri olan Gebze Teknik Üniversite (GTÜ) ile 2019’da 10 yıllık bir işbirliği protokol anlaşması imzalamıştı. Üniversite ile şirket tarafından imzalanan bu anlaşmanın ilk adımlarından biri, venlo tipi cam Ar-Ge Serası ile ortaya konuldu. İmzalanan protokol kapsamında, Biyoteknoloji Enstitüsü ile geliştirilecek olan projeler ve prototip ürünlerin, üniversite kampüsü bünyesinde kurulan Ar-Ge Serası’nda ve ayrıca tahsis edilecek açık arazide denemeler yapılması planlanıyor. Bu çerçevede inşa edilen toplam 500 metrekarelik seranın kurulumu ortaklaşa karşılandı.

İşbirliğiyle üniversitenin Gebze yerleşkesinde kurulan Biyoteknoloji Enstitüsü Ar-Ge Serası, düzenlenen törenle açıldı. Törene GÜBRETAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fahrettin Poyraz ve Genel Müdür İbrahim Yumaklı’nın yanı sıra GTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan ve akademisyenler ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Yaşar Çakmak, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ile misafirler katıldı.

“İşbirliği için güzel bir örnek”

Etkinliğin açılış konuşmasında Biyoteknoloji Enstitüsü hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. M. Hasan Aslan, “Bugün açılışını yapıyor olacağımız Cam Ar-Ge Seramız, bu Sanayi işbirliklerine çok güzel bir örnek teşkil etmekte olup, ülkemizin gözde kuruluşlarından GÜBRETAŞ’ın çok değerli katkıları ile hayata geçmiştir. Tarım şirketi ve Üniversitemiz arasında geçen sene imzalanmış olan iş birliği protokolünün ürünü olan bu Ar-Ge Serası’nın ülkedeki nadir örneklerden olması bizleri gururlandırmaktadır. Gerek Ar-Ge Serası gerekse inşası yakın zamanda bitecek olan Biyoteknoloji Enstitüsü Binası’nda kurgulanmakta olan Sanayi Ar-Ge Laboratuvarları ile üniversitemiz ve enstitümüzün bilgi ve tecrübelerini bölgemiz ve ülkemiz sanayisinin hizmetine sunmak ve birlikte dünya çapında rekabet edebilir ürünler geliştirmek için emek birliği yapmak en büyük hedefimizdir” diye konuştu.

“Misyonumuz, tarımla ilgili her alanda öncü olmak”

Şirketin misyonuna değinerek sözlerine başlayan GÜBRETAŞ Genel Müdürü İbrahim Yumaklı, "1952’de Adnan Menderes döneminde Bakanlar Kurulu kararıyla sektörün ilk şirketi olarak kurulan şirketimiz, hep öncü olmak misyonuyla hareket etmiştir. Motivasyonumuz öncelikle yüksek tarımsal verimlilik için kaliteli ürünler üretip çiftçiye ulaştırmanın yanı sıra öncüsü olduğumuz bilinçli tarımı yaygınlaştırma etkinlikleri ve ar-ge faaliyetleriyle tarımdaki sorunlara çözümler üretmektir. Bu amaçla birçok saha çalışması yapmaktayız ama Ar-Ge çalışmalarının akademik ayağının olmazsa olmaz olduğunu kabul ediyoruz” dedi.

2017’den itibaren hız kazanan akademik işbirlikleri ve Ar-Ge faaliyetleri hakkında da bilgi veren Genel Müdür Yumaklı,“Yenilikçi yöntem arayışlarımız 2018’de bizi bu üniversiteyle buluşturdu. Uzun görüşmeler neticesinde 2019’da protokol imzaladık. Ar-Ge Serası, bu protokolün sadece bir parçası. Çok önemli bir konu olarak en büyük problemimiz uluslararası literatürü tarayacak insan kaynağımız yok maalesef. Dolayısıyla açılışını yapacağımız Ar-Ge serasının içeriği sadece sera olmak değil; Gebze Teknik Üniversitesi işbirliğiyle yürüttüğümüz diğer projelerle birlikte uluslararası literatürü araştırmaları takip edecek insan kaynağını ortaya çıkarabilmeyi amaçlıyoruz. Protokolü dosyalara mahkum etmeden tüm çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz. Bu amaçla iş birlikleri oluşturmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

“Asıl güç, yeni bir değer üretmekte”

Konuşmasına üretmek için tüketmenin gerekli olmasına vurgu yaparak başlayan GÜBRETAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fahrettin Poyraz ise bilgi çağında teorik bilginin pratik uygulamalarla desteklenmesi gerektiğini ifade ederek, “Bilginin tüketilmesi noktasında kanalların açık olması gerekir. Türkiye’nin en büyük çiftçi ailesi olan Tarım Kredi Kooperatifleri’nin en önemli şirketi GÜBRETAŞ’ın GTÜ ile gerçekleştirdiği bu proje, tam da bu amaca hizmet ediyor. Yeni dönemde bitki besleme ürünleri alanında yeni çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bu da üniversitelerle işbirliğini gerektiriyor. Sadece bitki besleme ve koruma ürünlerini çeşitlilik anlamında artırmak yetmez, aynı zamanda bu sera gibi ortamlarda ve deneme arazilerinde uygulamayı en iyi sonuç alana kadar gerçekleştirmek gerek. Asıl güç, yeni bir fikir ve değer üretmekte. Ürettiğimizi aynı zamanda kanallar açık tutarak noktasındaki kabiliyetimizi de ortaya koymalıyız. Üniversitelerimiz, hocalarımız projelerimizle büyük bir heyecanla ilgileniyor. Bu da bizi umutlandırıyor” şeklinde konuştu.

Ar-Ge bütçesinde pandemiye rağmen artış

Açılış konuşmalarının ardından programın ikinci bölümünde TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Ar-Ge ve Yenilik Ekosisteminde Birlikte Geliştirme ve Birlikte Başarma” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Prof. Dr. Mandal, sunumuna Türkiye’de Ar-Ge harcamalarına ayrılan bütçe payında tüm dünyayı sarsan pandemi koşullarına rağmen artış yaşandığına dikkat çekerek başladı. Ar-Ge ve yenilik süreçlerine değinen Mandal, “Dönüşüm; geri beslemeli, açık, sistemik güçlük içeren, iş birliği ve disiplinler arası, sistematik, birlikte geliştirme ve ortak yeniliğe yönelik olmalıdır. Yeni TÜBİTAK stratejik yaklaşımı nitelikli bilgi ve nitelikli insan olarak iki anahtar kavramı öne çıkarmaktadır. Birlikte geliştirme ve etki odaklı yeni iş birliği modelleriyle daha güçlü, hedef odaklı, yüksek katma değerli, toplumsal ve ekonomik fayda sağlayan birlikte başarma yaklaşımını öne almaktadır. Ar-Ge ve yenilik çıktılarına, etkilerine odaklanarak ulusal hedefler doğrultusunda çıktıların toplumsal ve ekonomik faydaya dönüşümünü esas alıyoruz” açıklamasında bulundu.

Avrupa Yeşil Mutabakat çağrılarında “Tarladan Sofraya” alt alanıyla sürdürülebilir gıda sisteminin hedeflendiğini de değinen Prof. Dr. Mandal, son olarak Türkiye’de tarım, tarım ekonomisi ve tarım makineleri Ar-Ge projelerine vurgu yaptı. Araştırma destek programları kapsamında son 10 yılda toplam 994 proje için 2020 sabit fiyatlarla 573,4 milyon TL destek sağlandığını ifade etti.

Ar-Ge serasının açılışı yapıldı

Konuşmaların ardından Ar-Ge Serası önünde GÜBRETAŞ ve GTÜ idarecilerinin yanı sıra protokol misafirlerinin katılımıyla açılış kurdelesi kesildi. Ardından serada incelemelerde bulunan katılımcılara, burada yapılacak çalışmalar hakkında Biyoteknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Kutman tarafından bilgiler verildi. Günün anısına plaketlerin verilmesi ve hatıra fotoğrafının çekilmesiyle etkinlik sona erdi.
Verilen bilgiye göre, gerek tarımın gerekse biyoteknolojinin Türkiye’nin kalkınma hedefleri doğrultusundaki stratejik önemlerine dair farkındalığın giderek arttığı bugünlerde tarım şirketi ile üniversite işbirliğiyle kurulan ve Biyoteknoloji Enstitüsü bünyesinde hizmet verecek olan Ar-Ge serasında; başta yeni nesil, çevre dostu ve yüksek etkili gübreler, mikrobiyal gübreler ve biyostimülantlar olmak üzere yenilikçi bitki besleme ürünlerine ve bitki koruma ürünleri de dahil olmak üzere agro kimyasallara yönelik çalışmaların, biyofortifikasyon ve fonksiyonel ürün araştırmalarının, bitki biyoteknolojisi, bitki fizyolojisi ve tohum teknolojileri ile ilgili çalışmaların ve topraksız tarım ve tıbbi ve aromatik bitki araştırmalarının yürütülmesi planlanıyor.

Seranın özellikle üniversite- özel sektör iş birlikleri ile geliştirilecek ve uygulanacak, çıktı odaklı Ar-Ge projeleri için bir çekim merkezi haline gelmesi, yenilikçi, yerli ve milli ürünler ile Türkiye’de sürdürülebilir ve rekabetçi tarım araştırmalarına yön vermesi ve ulusal gıda ve beslenme güvencemize önemli katkılar sağlayabilecek araştırmalara ev sahipliği yapması amaçlanıyor. Bu doğrultuda sanayi ortaklı Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesinin yanı sıra, yine sanayici ve girişimcilere ürün etkinlik ve güvenlikleri ile ilgili test ve analiz hizmetleri verilecek. GTÜ Biyoteknoloji Enstitüsü, ayrıca ilgili sektörlerin doktoralı Ar-Ge personeli ihtiyacına cevap verebilecek nitelikli insan kaynağını yetiştirmeyi de amaç edinerek ve GÜBRETAŞ işbirliği dahilinde bu yıl kabul edilen TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı projesi ile bu konuda da önemli bir adım atmış oldu.

Türkiye’deki sayılı seralar arasına girecek

Verilen bilgiye göre, kurulumu tamamlanan Venlo tipi cam sera, modern iklimlendirme otomasyonu, LED aydınlatmaları ve hem topraklı hem de topraksız tarım çalışmaları yapılabilmesine olanak tanıyan tasarımı ile dikkat çekiyor. Hassas iklim kontrolü, sulamanın bulaşmaları engelleyecek saf su ile yapılabilmesi, aydınlatma sistemi sayesinde gün uzunluğunun kontrol edilebilecek ve böylece 4 mevsim deneysel bitkilerin uluslararası literatürde kabul gören üst düzey standartlarda yetiştirilebilecek olması gibi özellikleri ile ticari seralardan farklılaşan Biyoteknoloji Enstitüsü Ar-Ge serası, Türkiye’deki sayılı cam Ar-Ge Serası arasında yerini aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Kul: “Eğitime büyük önem veriyoruz” Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, annesi Mukaddes Kul adına yaptırdığı Terme Mukaddes Kul Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Abdulkadir Öztürk ve özel öğrencilerini ağırladı. Buluşmada duygu dolu anlar yaşayan Başkan Kul, “Eğitime büyük önem veriyoruz. Çocukların gelişmelerine destek vererek, ülkenin geleceğine de destek vermiş oluyoruz” dedi. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, hayırlı olsun ve tebrik ziyaretleri kapsamında son olarak rahmetli annesi Mukaddes Kul adına ilçenin Evci Mahallesi sınırları içerisinde hayırsever olarak yaptırdığı Terme Mukaddes Kul Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Abdulkadir Öztürk ve özel öğrencilerini ağırladı. Karayolu kenarındaki 13 bin 100 metrekare arsanın 600 metrekarelik kısmına kurulan okul, 8 derslik kapasiteli olarak hizmete alındı. Okul ile ilgili 2017 yılı başlarında Samsun Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Başkan Şenol Kul arasında protokol düzenlenmişti. Başkan Kul, Kozluk Belediye Başkanlığı döneminde, bağışladığı 50 dönüm arsa ile Kozluk Mahallesi’ne de modern bir fen lisesi kazandırmıştı. Çocukların geleceğin teminatı olduklarını rahat etmesini sağlayacak her türlü ayrıntıyı düşündüklerini söyleyen Belediye Başkanı Şenol Kul, “Ülkemizin geleceği olan gençlerimizin geleceğe güvenle bakabilmesi için eğitime büyük önem veriyoruz. Onların daha modern şartlar altında eğitim alması için elimizden gelen her türlü desteği verdik, vereceğiz. Hayata geçireceğimiz projelerimizde de çocuklarımız ve gençlerimiz her zaman ön planda olacak. Çocuklarımızın yüzünün güldüğünü görmek her şeye bedel” diye konuştu. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul’un eşi Nuran Kul, Terme Mukaddes Kul Özel Eğitim Uygulama Okulunu ziyaret ederek, çocukların bedensel gelişimlerinde kullanabilecekleri koşu bandı hediye etti. Nuran Kul, “Eşim Şenol Kul ile birlikte her zaman eğitimin ve özel çocuklarımızın destekçisi olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Sivas Öğrenciler dergi çıkarttı, editörlüğünü ikizler yaptı Eğitimden spora, kültürel etkinliklerden sosyal etkinliklere birçok alanda lider konumda olan Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları öğrencileri bir yıl içerisinde kitapların ardından dergi çıkarttı. Çıkartılan derginin editörlüğünü ise ikiz kardeşler yaptı. Sivas’ta eğitimin öncüsü konumunda yer alan ve başarılı öğrenciler yetiştirmeyi amaç edinen Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Özel Mahir Sevim Özduman Ortaokulu öğrencileri bir yıl içerisinde hikâye ve şiir kitabının yanı sıra bir de okul dergisi oluşturdular. Öğretmenleri eşliğinde öğrenciler tarafından büyük emeklerle Hayalim Hikayemde, Şiirlerimizde Atatürk ve Kurşun kalemler isminde basılan eserler görenler tarafından takdirle karşılandı. Kurşun Kalemler dergisinin editörlüğünü ise ikiz kardeşlerin yapması dikkat çekti. “Okuyan neslin yanı sıra yazan bir nesil de oluşturmak istiyoruz” Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Özel Mahir Sevim Özduman Ortaokulu Müdürü Ersin Yılmaz, bir yıl içerisinde 3 kitabı da çıkardıklarını ifade ederek, “ Çocuklarımız geçen yıl ikinci dönem ‘Hayalim Hikayemde’ adlı bir kitap yazdı. Bu sene 10 Kasım haftasında Atatürk sevgimiz için şiir kitabı oluşturduk. Şu an ikinci dönem itibariyle Türkçe zümremize ait ‘Kurşun Kalemler’ adında okul dergimizi düzenledik. Böylece yaklaşık bir yıl içerisinde 3. Kitabımızı çıkarmış olduk. Çocuklarımızı sadece akademik anlamda değil sosyal, sportif, kültürel ve her alanda bir ürün oluşturmalarını istiyoruz. Bunun için bizler de tüm hocalarımızla destek olmaya çalışıyoruz. Okuyan neslin yanı sıra yazan bir nesil de oluşturmak istiyoruz. Dergimizin içeriği çocuklarımızın güncel haberlerini oluşturan spordan sanata, bilimden sosyal haberlere kadar her şeyi kapsıyor. Şiir kitabımız Atatürk’e hitaben yazılmış şiirlerimiz var. Bir diğer eserimiz olan hikâye kitabımız da ise çocuklarımız kendi hayal dünyalarında kurdukları kısa hikâyelerini yazdılar” dedi. Derginin editörlüğünü ikizler yaptı Derginin editörlüğünü yapan 5. Sınıf öğrencileri ikiz kardeşler Sencer Arhan ve Babür Dağhan Altunpara; derginin editörlüğünü yaparken tüm arkadaşlarımızın verdiklerini yazmaya çalıştık. Tüm arkadaşlarla hepimiz çok emek verdik. İlginç canlılar, kitap tanıtımı hikâyeler gibi her şeyi anlattık. Yaklaşık dört ay kadar sürdü. Biraz zorladı ama aynı zamanda da eğlendirdi. İleride derginin ikincisini çıkartmayı planladıklarını belirtti.
Ankara Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “En düşük emekli aylığının asgari ücret ile eş değer seviyeye çıkarılmasını talep ediyoruz” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “En düşük emekli aylığının asgari ücret ile eş değer seviyeye çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, parti genel merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sokak hayvanları sorununa değinen Kılıç, “Başıboş sokak köpekleri meselesi Türkiye’nin çok önemli bir sokak meselesidir. Bu konu dramatik ve tramvatik boyut kazanmış bulunmaktadır. Sokaklarda kimler tarafından küpelendiği belli olmayan başıboş hayvanlar, kim olduğu bilinmeyenler tarafından beslenmektedir. Kısırlaşma yapılmamaktadır. Türkiye genelinde başıboş hayvan popülasyonu 16 milyon olarak tahmin edilmektedir” diye konuştu. Kılıç, yeni Anayasa çalışmalarına ilişkin ise, “Türkiye’nin gündeminde bir Anayasa değişikliği teklifi var. Henüz TBMM Başkanlığı’na görüşülsün diye iletilmiş bir metin olmadığından dolayı detaylarına giremiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimini kolaylaştıracak, vatandaşlarımızın yaşam kalitesini arttıracak, hükümetin sorunun çözümünün önünde engel dediği problemlerin ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacak bir maddeler bütünü gelirse Yeniden Refah Partisi hukuk kurullarında ve yönetim organlarında değerlendirmesini yapacak ve gerek gördüğü çerçeve ve zeminde Anayasa’ya destek verme ya da vermeme şeklinde ortaya koyacaktır” dedi. “İmar barışı yasası ilgili kapsam dışında kalanlar var” Yeniden Refah Partisi tarafından Meclis’e sunulan İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi hakkında da konuşan Kılıç, “İmar barışı yasası ve bu bağlamda kayıt belgesi uygulaması ile ilgili kapsam dışında kalanlar var. Süreyi kaçıranlar ve haksızlığa uğrayanlar var. Haklı olduğu halde haklı duruşunu anlatamayanlar var. İmar barışı uygulaması dışında kalan veya yapı kayıt belgesi ile ilgili durumunu ve duruşunu anlatamayanlarla ilgili kanun teklifimizi TBMM Başkanlığına verdik” ifadelerini kullandı. “Emeklilerimizin de bu bayram sevincini yaşamasında büyük bir toplumsal yarar vardır” Emeklinin cebine giren en düşük emekli aylığı ile geçinmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Kılıç, “Yeniden Refah Partisi olarak en düşük emekli aylığının asgari ücret ile eş değer bir düzeye çıkarılması ile ilgili talebimizi bir kere daha dile getiriyoruz. Bayram ikramiyesinin de emeklimizin de kurban kesebileceği bir rakama yükseltilmesini hükümetimizden talep ediyoruz. Bayram hepimizin bayramıdır. Emeklilerimizin de bu bayram sevincini yaşamasında büyük bir toplumsal yarar vardır” dedi. “Süresiz nafaka sistem içerisinde büyük bir adaletsizliğe ve eşitsizliğe yol açıyor” Süresiz nafakanın kısıtlanması gerektiğini kaydeden Kılıç, “Yeniden Refah Partisi tarafından Meclis’e sunulacak süreli nafaka teklifi ile amaçladığımız kısa süreli evliliklerden sonra taraflardan biri diğer tarafın bakım teklifini ömür boyu yüklenmek zorunda kaldığı zaman, nafaka ödeyen tarafın yeniden bir hayat kurma, yeni bir düzen oluşturma şansı kalmıyor. Sistem içerisinde büyük bir adaletsizliğe ve eşitsizliğe yol açıyor. Süresiz nafaka kanun teklifimizle amacımız şudur; nafakanın süresi kısıtlansın. 5 yılla sınırlı hale gelsin. Taraflardan paraya ihtiyaç duranın hala bakım ihtiyacı devam ediyorsa bu ihtiyaç Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından oluşturulacak bir fon ile karşılansın” diye konuştu.
Antalya Pedallar Kemer’in eşsiz doğasında dönecek Antalya’da bu sene 6. kez gerçekleştirilecek AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, bisiklet tutkunlarını Kemer’in eşsiz manzarasında ağırlayacak. "Mavi ve Yeşil’in bir parçası ol" sloganı ile 27-28 Nisan tarihlerinde Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Kemer’deki yarışa 580 sporcu katılacak. Amatör yol bisikletçilerini 2018 yılından bu yana doğal güzelliklerin içinde buluşturan organizasyonda dünyanın birçok ülkesinden gelen bisikletçiler, finişi görmek için mücadele verecek. Kemer Olbia Parkı’ndan start alacak ve aynı noktada sona erecek 98K ve 49K’lık 2 ayrı parkurdan oluşan organizasyon, renkli görüntülere ve mücadeleye sahne olacak. Vali Yardımcısı Sezgin:"Grand Fondo Bisiklet sporunu sporunu destekleyecek amatörlerin katılacağı bir yarış" Organizasyon öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Antalya Vali Yardımcısı Yalçın Sezgin, güzel bir organizasyon yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirterek, “Burada birçok kez bir araya geliyoruz Tour Of Antalya’nın 6’ncı yılında önemli bir noktaya geldi dünyanın bisiklet yarışlarında bir şehir markası olan Antalya’ya bir marka olarak destekleyici bir organizasyon. Tabii Tour Of Antalya’dan sonra dünyanın en büyük organizasyonuna Antalya ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu ilimizde start aldı. Türkiye’nin güzelliklerine doğru pedal çevirdi. İlimiz bisiklet organizasyonlarında yıldızı parlayan ve en iyileri olma yolunda. Bu şehir ne verirseniz size fazlasıyla karşılığını veriyor. Turizm çok önemli bir marka ancak bu şehir aynı zamanda sporun da bir önemli merkezi. Binlerce sporcu Antalya’da spor yapıyor, spora hazırlık yapıyor. Bu anlamda Antalya denilince birçok markayı bir araya getiriyor. Bisiklet turizmle en çok paralel giden spor branşı diye düşünüyorum. Bisiklet diğer branşlar gibi bir mekana ait değil. Bisiklet yarışlarını izleyenler o yarışların olduğu şehrin güzellikleriyle de yüz yüze geliyor. O kadar çok parkurumuz var ki burada zorluk çekiliyor artık. Pazar günü yapılacak olan Gran Fondo daha da önemli. Bisiklet sporunu destekleyecek amatörlerin katılacağı bir yarış. Bisikletin alt yapısı olarak görmemiz gerekiyor ve Gran Fondo yarışlarına önem vermemiz gerekiyor. Antalya Valiliği olarak spor organizasyonların her zaman destekleyicisiyiz. Bütün paydaşlarımızla bu anlamlı ve güzel organizasyonlara destek veriyoruz. Biz her zaman bisiklet ailesinin bir ferdi olarak kendimizi görüyoruz. Sponsorlarımıza da ayrıca teşekkür ediyorum iyi ki varsınız, iyi ki sporu destekliyorsunuz. Bu güzel şehir sizin desteklerinizle kat ve kat karşılık veriyor” dedi. Başkan Topaloğlu: "Turizmi çeşitlendirmemiz lazım" Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, turizmi çeşitlendirmek gerektiğini vurgulayarak, “Bunun başında da spor turizmi geliyor. Bisiklet parkurumuzla Kemer pilot bölge oldu. Geçim kaynağımız turizm. Turizmi çeşitlendirmemiz lazım çünkü 6-7 ay arasına sıkıştı. Bunun için de spor turizmi çok önemli. Bu tarz organizasyonlar şehir tanıtımı için güzel oluyor. İnsanlar doğal güzellikleri yerinde görüyor ve ülkelerine gittiklerinde başkalarına anlatıyor. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor ki ülkemizde daha iyi spor karşılaşmaları yapılsın. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Gürhan: "Spor ülkesi, spor kentiyiz" Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Antalya’nın spor kenti olduğunu dile getirerek, “Her organizasyonda mutlulukla masa etrafındaki paydaşların değiştiğini görüyoruz. Dünyada gerçekleştirilen organizasyonların en iyisini yapıyoruz. Spor ülkesi ve spor kentiyiz. Tanıtım noktasında aldığımız desteklerle bir yeni organizasyonu heyecanla beklememize sebebiyet veriyor" ifadelerini kullandı. Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürü Zoroğlu: "Nitelikli turizm ürünü" Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürü Candemir Zoroğlu, Gran Fondo’nun nitelikli turizm ürünü olduğunu aktararak, “Geçen sene 16 milyon turist geldi Antalya’ya. Bu sene de iyi gidiyor. Bizim arzu ettiğimiz nitelikli turizm ürünleri. Gran Fondo da bu anlamda nitelikli ürün. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Haluk Özsevim: "Bisiklet destinasyonlarına katkı sağlamak için yola çıktık" Proje Koordinatörü A.Haluk Özsevim, Antalya’nın çok büyük organizasyon yaptığını belirterek, "7 yıl önce Tour Of Antalya ve Gran Fondo’yu yaparken bisiklet destinasyonu olmasına katkı sağlamak için yola çıktık. Birçok dünya ülkesinden Antalya’da kampa gelenler var. Biz de buna vesile olduğumuz için çok mutluyuz. Bu 2 organizasyonda ki bir çok organizasyon da yapılıyor bütün organizasyonların daha iyiye gitmesi için çaba gösteriyoruz. Yavuz ve Candemir müdürlerime çok teşekkür ediyorum. Sayın Valimiz de önümüzü çok açıyor. Emniyet jandarma çok büyük bir ekiple çalışıyoruz" dedi. Fatih Kabadayı: "Şehrimizin güzelliklerini katılımcılara sunuyor" Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Fatih Kabadayı, Antalya’nın spor ile özdeşleşen bir kent olduğunu söyleyerek, “AKRA Gran Fondo amatör bisikletçileri bir araya getirirken şehrimizin güzelliklerini de katılımcılara sunuyor. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu tarz organizasyonların her zaman destekçisiyiz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” cümlelerine yer verdi.