ASAYİŞ - 30 Haziran 2020 Salı 14:02

Güleda'nın katil zanlısı eski sevgiliden ‘reddi hakim’ talebi

A
A
A
Güleda'nın katil zanlısı eski sevgiliden ‘reddi hakim’ talebi

Isparta’da eski sevgilisi tarafından vahşice öldürülen Güleda Cankel cinayeti davasının üçüncü duruşmasında sanık vekili, ‘reddi hakim’ talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, talebin görüşülmesi için davayı 20 Ağustos’a erteledi. Cankel ailesinin avukatları, sanık tarafının bu hareketini ‘yargılamayı geciktirmeye yönelik davranış’ olarak değerlendirdi.

Isparta'da üniversite öğrencisi Güleda Cankel'i bıçaklayarak öldüren eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan'ın 'tasarlayarak adam öldürme' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın 3. duruşması görüldü. Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Zafer Pehlivan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma salonuna taraf avukatları, Güleda Cankel'in babası Mustafa Cankel ve aile yakınları dışında kimse alınmazken, kadın platformları temsilcileri de adliyeye gelerek, duruşmayı dışarıdan takip etti.

Duruşmada sanık avukatı, kendilerinde ‘mahkeme heyetinin tarafsız karar veremeyeceği’ yönünde bir kanaat oluştuğunu belirterek, reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, bu talebin üst mahkeme olan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 20 Ağustos’a erteledi.

Güleda'nın katil zanlısı eski sevgiliden ‘reddi hakim’ talebi

“Yargılamanın uzatılması amacıyla yapıldığı kanaatindeyiz”

Mahkeme çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan Cankel ailesinin avukatlarından Muğla Baro Başkanı Avukat Cumhur Uzun, sanık tarafının ‘reddi hakim’ talebinde bulunması üzerine davanın 20 Ağustos’a ertelendiğini belirtti. Uzun, “Mahkemeden çıkan karar usulü anlamda böyle bir talep geldiğinde yerine getirilmesi, adil yargılanma hakkının sağlanması adına kanunlarımızda vücut bulmuş ve belli prosedürlere bağlanmış olan bir mahkeme işlemidir. Burasında herhangi bir beis yoktur. Ancak mahkeme heyetinin bu tavrından sanık adına yargılamanın uzatılması amacıyla yapıldığı gibi bir kanaatimiz çok da kabul edilebilir, yaşananlar karşısında işin sürüncemede bırakılarak, kamuoyunun ve adaletin tecelli etmesine sebep olur gibi bir algıyı taşıyor olmaktan üzüntü duyuyoruz. Ancak sonuç mutlaka adaletin kazandığı bir noktaya ulaşacaktır” dedi.

“Mücadelemize devam edeceğiz”

Türkiye’de kadın cinayetlerinin son bulması için mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen uzun, “Ülkemize kadın cinayetleri konusunda artık utanç yaşatmaya hiçbirimizin hakkı yoktur. Kadınlar yaşatılsın, sevgi sözcüğü öldürmekte değil yaşatmakta kullanılsın istiyoruz. Bunu ülke olarak başarıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

“Yargılamayı geciktirmeye yönelik bir hareket”

Aile avukatlarından Alev Öztürk ise sanık tarafının ‘reddi hakim’ talebinin yargılamayı geciktirmeye yönelik bir hareket olduğunu savundu. Öztürk, “Ama bu durum tatbiki hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Ortada tek bir gerçek var, katil zanlısı tarafından 19 yaşındaki Güleda Cankel, vahşice ve tasarlayarak öldürülmüştür. Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez. İstedikleri kadar süre kazanmaya çalışsınlar ki kendileri de alacakları cezanın farkındalar. Adalet yerini bulana kadar mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecek.

“Hep birlikte kadına karşı uygulanan şiddete son vereceğiz”

Isparta Baro Başkanı Avukat Ünsal Çankaya'da, vahşice ailesinden ve hayattan kopartılan Güleda Cankel’in yargılanmasında adaletin yerini bulmasına tüm kamuoyunun destek verdiğini belirtti. Çankaya, “Önemli olan bugün burada hep beraber olmamız. Gösterilen hassasiyetle biz inanıyoruz ki bu ülkede kadın cinayetine, kadına karşı uygulanan şiddete son vereceğiz” diye konuştu.

Olayın geçmişi

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde öğrenim gören Güleda Cankel (19), 19 Kasım 2019 tarihinde kaldığı apartta eski erkek arkadaşı tarafından önce boğulmak istendi, ardından bıçaklı saldırıya uğradı. Ağır yaralanan genç kız olay yerinde hayatını kaybederken, Zafer Pehlivan emniyete giderek teslim oldu. Savcılıkta ifadesi alındıktan sonra hakim karşısına çıkarılan zanlı tutuklandı. Davanın ilk duruşmasında savcı, sanık hakkında ‘tasarlayarak adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.

Ali Serkan Aygün - Numan Büyükünsal - Levent Doğan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Hayvanları besleyen ayakkabı tamircisini Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliyede ağırlayacak Aksaray’da çöplerden topladığı gıdalarla hayvanları besleyen ayakkabı tamircisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine Külliyeye gitmeye hazırlanıyor.Aksaray’da çöplerden topladığı ekmek ve diğer gıda maddeleriyle hayvanları besleyen ayakkabı tamircisi Turgut Kılıç’ın (58) sosyal medyada ilgi çeken videosunu gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ayakkabı tamircisi Kılıç’ı Külliyeye davet etti. Küçük bir barakada ayakkabı tamirciliği yaparak geçimini sağlayan Kılıç, barakasının hemen arkasındaki boş arazide hayvanları besliyor. Külliyedeki davete gitmek için hazırlık yapan Kılıç, “Ben yaptığım her işe Allah rızası niyetiyle başladım. Cumhurbaşkanımız benim videomu izlemiş, beğenmiş. Beni de görmek istemiş, haber göndermiş. Elhamdülillah haberini aldık. Ben de gideceğim Allah’ın izniyle. Davete icabet etmek lazım. Çünkü davet Cumhurbaşkanımızdan geliyor. Gurur verici bir şey, çok mutluyum, çok sevinçliyim” dedi.Hayvanlara karşı merhametli olunması gerektiğine dikkat çeken Kılıç, “Hayvanları severek Allah rızası için besliyorum. Onlara merhametim çok fazla, herkesin de merhamet etmesini istiyorum hayvanlara. Ekmekleri toplayacak yer çok. İnsanların ekmekleri fazla geliyor herhalde çöplere asmışlar, çöplerin içine atmışlar. Böyle bir şey olabilir mi? Saygısızlık aslında. O çöplerdeki ekmekler boşa mı gitsin, yazık. Bunları toplayıp getiriyorum. Burada kuşlara veriyorum aslında ama sadece kuşlar değil kediler de geliyor, köpekler de geliyor, kargalar, kumrular, sığırcıklar gibi çeşit çeşit hayvanlar gelip yiyorlar” diye konuştu.
Zonguldak 8 işçinin öldüğü davada 3 sanığa hapis, 6 sanığa beraat talep edildi Zonguldak’ta 8 işçinin öldüğü 8’inin de yaralandığı maden faciası davasında yargılanan 3 sanık ile aralarında eski TTK yöneticilerinin de bulunduğu 6 sanığın birleştirildiği dosyada Cumhuriyet Savcısı mütalaasını sundu. Kozlu ilçesinde 7 Ocak 2013 günü meydana gelen metan gazı püskürmesi olayında 8 işçi hayatını kaybetti. 8 işçi ise yaralandı. Olaya ilişkin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Yargıtay 12. Ceza Dairesince haklarında verilen mahkumiyet kararı bozulan 3 tutuksuz sanıktan proje sorumlusu E.K. ile emekli TTK Genel Müdürü Rıfat D. ve kurum yöneticisi M.A. yer aldı. Ölen işçilerin yakınları ile taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada sanık E.K. suçlamaları kabul etmedi. İhalenin iki aşamalı olduğunu ve ihale sürecinin 2003 yılında başladığını kendisinin ise 2011 yılında görev aldığını söyleyen E.K., “Bu yıllar arasındaki gerek kurumun gerek işverenin yapmadığı veya eksik veya hatalı yaptığı işler ben o tarihte çalışıyormuşum gibi bana atıfta bulunarak kusurlu olduğumu belirten raporları kabul etmiyorum. Bozma ilamında proje hazırlayan benmişim gibi bahsedilmiş ancak projeyi hazırlayan ben değilim, TTK’dir. Bilirkişi raporlarında bu süreçlerde tek yetkili benmişim gibi rapor düzenlenmiş ancak ben talimatlarla çalışırım” dedi. Olayın dünya tarihinde ikinci kez yaşanan büyük bir olay olduğunu öne süren E.K., “Olaydan önce böyle bir olay yaşanabileceği öngörülememiştir. Öyle ki bu olaydan sonra yönergeler değişmiştir. Kanunlarımız dahil bu olayı daha önce öngörememiştir. Daha önce alınan bilirkişi raporlarında çelişkili ifadeler mevcuttur. Bunun haricinde asıl işveren ile Star A.Ş. arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair Yargıtay kararı mevcuttur. Dolayısıyla muvazaanın olduğu iş ilişkisinde iş güvenliğine ilişkin sorumluluk asıl işverene aittir. Bu nedenlerle tekrar bilirkişi raporu alınmasını talep ederim. Bu olay yönetmelikleri değiştiren bir olaydır. Bu nedenle hakkımda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasını talep ederim” diye konuştu. Ölen işçilerin yakınlarının avukatı Murat Kemal Gündüz de Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasını talep etti. Gündüz, mahkumiyet verilen sanıkların eylemlerini bilinçli taksirle gerçekleştirdikleri yönündeki hususun netleştiğini söyleyerek şöyle devam etti: "Dolayısıyla esas dosya yönünden kusur durumu yönünden dosya netleşmiş olup bu yönden yeniden rapor aldırılmasına gerek bulunmamaktır. Ancak esas dosyadaki Yargıtay bozma ilamında kaçınılmazlık ilkesinin somut olayda bulunmadığı, Star A.Ş’nin yetkin bir firma olmadığı hususlarının belirtildiği, birleşen dosya açısından ise alınan her iki raporun Yargıtay ilamıyla çelişir şekilde sanki kaçınılmazlık ilkesi varmış ve Star A.Ş. yetkin bir firmaymış gibi değerlendirilerek birleşen dosya sanıklarının kusursuz olduğuna dair rapor düzenlenmiştir. Bu nedenlerle Yargıtay ilamıyla çelişen birleşen dosyadaki raporlara itirazlarımızı tekrar ediyoruz ve birleşen dosya yönünden rapor alınmasını talep ediyoruz." Emekli Sayıştay üyelerinin yer aldığı bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti Sanıklardan eski TTK çalışanı M.A. ise kurumda ihale sürecinin her yıl düzenli olarak Sayıştay tarafından denetlendiğini hatırlatarak şöyle dedi: “Eksiklikler tespit edilseydi raporda yer alırdı. Dolayısıyla bu tür düzenlenen raporlarda 5 yıl süre içerisinde firmanın yetersiz olduğuna dair herhangi bir tespit yoktur. Kaza olmasaydı böyle bir konu gündeme gelmeyecekti. Bu konulardan dosyanın emekli Sayıştay üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor aldırılmasını talep ederim.” Eski TTK Genel Müdürü Rıfat D. ise suçlamaları kabul etmeyerek beraatini talep etti. Cumhuriyet Savcısı ise dosyadaki bilirkişi raporlarının yeterli olduğunu belirterek “Yeniden rapor aldırılması yönündeki tüm taleplerin reddine ve ayrıca dosya tekamül ettiğinden ve araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı açıkça anlaşıldığından tevsi tahkikat talepleri açısından da yine tüm taleplerin reddine karar verilmesi talep olunur” görüşüne yer verdi. Cumhuriyet Savcısının görüşü üzerine söz alan Avukat Gündüz, “İddia makamı celse arasında birleşen dosyada rapor alınmasına dair yazılı beyanda bulunmuştu. Bu celse ise dosyadaki mevcut raporların yeterli olduğunu beyan ederek bilirkişi raporları alınması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini talep etti. Biz birleşen dosya yönünden yeniden alınması talebimizi yineliyoruz. Zira aksi halde esas dosyadaki Yargıtay ilamıyla birleşen dosyadaki bilirkişi raporları çelişecektir” dedi. Mahkeme heyeti ise yeniden bilirkişi raporu alınması taleplerini oy birliği ile reddetti. Cumhuriyet Savcısı mütalaasında sanıklar E.K., Ş.S.D. ve A.A. hakkında bilinçli taksir suçlamalarıyla ayrı ayrı cezalandırılmalarına; aralarında eski TTK Genel Müdürlerinin de bulunduğu ve 6 sanığın yer aldığı Zonguldak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden birleştirilen dosyadaki sanıkların ise beraatlerini istedi. Avukat Gündüz ise mütalaanın birleşen dosyaya yönelik bölümüne katılmadıklarını, bilirkişi raporlarının Yargıtay ilamıyla çeliştiğini söyleyerek savunma için süre istedi. Mahkeme heyeti mütalaaya savunma yapılması için süre vererek duruşmayı 12 Haziran 2024 tarihine erteledi.
Erzurum ER-VAK’tan Nafiz Bey apartmanının müzeye çevrilmesine teşekkür Er-Vak Başkanı Erdal Güzel, Milli Mücadelenin fedakâr şahsiyetlerinden Erzurumlu Nafiz Kotan’ın Ankara’da yapmış olduğu apartmanın müzeye çevrilmesinin geç kalınmış bir vefa göstergesi olduğunu ifade ederek yine de gösterilen bu hassasiyetin Erzurumluları ziyadesiyle memnun ettiğini belirtti. Güzel, Erzurum Kalkınma Vakfı olarak 2005 yılından beri Nafiz Kotan isminin yaşatılması ve hatırlanması konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını, ülke genelinde ciddi bir farkındalık oluşturmalarına rağmen arzu edilen bir noktaya ulaşamadıklarının üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. İstiklâl Savaşı sırasında Mustafa Kemal’e “Tüm servetim milli mücadelenin emrindedir paşam. Vatan kurtulursa hepimiz kurtulacağız. Fakat Allah göstermesin, bu mukaddes toprakları kaybedersek benim servetimin ne kıymeti kalır” diyerek orduya dört tayyare alıp, iki tayyare parası bağış yapan Nafiz Bey’in vefat ettiği Erzurum’da mezarının dahi olmamasının büyük bir vefasızlık olduğunun altını çizen Güzel, Erzurum Hava Limanı isminin “Erzurum Nafiz Bey Hava Limanı” olarak değiştirilmesi isteklerini bu vesile ile tekrarlayarak, Nafiz Bey’in Ankara’da yaptığı ilk asansörlü ve kaloriferli apartmanın müzeye çevrilmesini ilk adım olarak değerlendirdikleri belirtti. Güzel, Er-Vak‘ın, Nafiz Bey konusundaki taleplerinin takipçisi olacaklarını, Nafiz Bey Apartmanı’nın müzeye çevrilmesini düşünen ve gerçekleştiren ilgili birimlere Erzurumlular olarak şükranlarını sunduklarını kaydetti.