ASAYİŞ - 13 Aralık 2019 Cuma 17:01

Güleda'nın katil zanlısına ağırlaştırılmış müebbet talebi

A
A
A
Güleda'nın katil zanlısına ağırlaştırılmış müebbet talebi

Isparta’da 18 Kasım’da öldürülen 18 yaşındaki Güleda Cankel’in katil zanlısı Zafer Pehlivan hakkında müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame Isparta 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Isparta’da 18 Kasım 2019 tarihinde kalbinden bıçaklanarak öldürülen 18 yaşındaki Güleda Cankel’in, Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan katil zanlısı Zafer Pehlivan hakkında 4 Aralık 2019’da savcılıkça hazırlanan iddianame Isparta 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Katil zanlısı eski sevgili hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, sanığın daha önce maktul hayatta iken aralarında geçen tartışma sonucu darp edilmesi ve cep telefonunun kırılması konusunda şikâyetçi olmadığı ve uzlaştırma kapsamında bulunan ‘Tehdit’ suçları için de kamu davası açılmasına ve ölümün ardından aynı dosya ile birleştirilmesine karar verildi.

Güleda İstanbul’dayken defalarca apartına gelip tespih bırakmış

İddianamede, katil zanlısı sanık ile maktulün eski sevgili oldukları ile Güleda’nın üniversite öğrenimi için Isparta’ya gelip, yerleşmesi sonrasında aralarının açıldığı ve olaydan yaklaşık 1 hafta önce ayrıldıklarına yer verildi. Katledilen Güleda Cankel’in ayrıca, katil zanlısıyla ayrıldıktan sonra onu her türlü sosyal medya ve haberleşme mecralarından engellediği tespitleri de yer aldı.

Katil zanlısının, olaydan 3 gün öncesi olan 15 Kasım 2019 tarihinde, 2 gün boyunca ulaşım sağlayamadığı Güleda’nın İstanbul’da olduğu günlerde evine gelerek defalarca kontrol ettiği, ayrıca bu süre zarfında otogar ve otelde konakladığı, bunların yanında tespihini de gelişini belli etmek üzere kapıya bıraktığı belirtildi.

Güleda'nın katil zanlısına ağırlaştırılmış müebbet talebi

Güleda arkadaşlarıyla apartına döndü, ardından katil zanlısı da geldi

Maktul Güleda Cankel’in İstanbul’dan Isparta’ya döndüğü tarih olduğu değerlendirilen 17 Kasım 2019’da, erkek arkadaşı Osman S. ve sınıf arkadaşı Muhammed Metin İ. ile buluşarak aparta gittikleri ve kısa süre sonra katil zanlısı eski sevgili Zafer Pehlivan’ın da aynı yere geldiği belirtilen iddianamede, Güleda’nın ilk olarak, sanığı içeri almadığı ve sonrasında konuşma yönündeki ısrarı üzerine kapıyı açtığı ve sonrasında hep birlikte apartın önüne indikleri kaydedildi. Bu sırada Güleda’nın yalnız kalmak isteyerek, apartta kaldığı ifade edildi.

Sanık Zafer Pehlivan ile Osman S. ve Muhammed Metin İ.’nin bir süre konuştukları, sonrasında ise maktul ve katil zanlısının yalnız kaldıkları belirtildi.

Osman S. ile Muhammed Metin İ. gittikten sonra aparta çıkan maktul ve sanığın saat 00.15’te aralarında tartışmaya başladıkları, Zafer Pehlivan’ın kavga sırasında Güleda Cankel’in boğazını sıktığı, yumruk vurduğu, iteklediği ve ayrıca ‘Önce seni öldüreceğim, daha sonra da kendimi’ şeklinde söylemlerde bulunduğu ortaya çıktı.

Dışarı çıktılar, Güleda arkadaşını aramak isteyince telefonunu kırdı
Boğazı sıkılmasından sonra ağlayarak Güleda’nın dışarı çıkma isteği üzerine birlikte markete çıktıkları, yapılan alışveriş sonrasında maktulün Osman S.’yi aramaya çalışması üzerine, zanlının sinirlenerek Güleda’ya ait cep telefonunu yere atarak kırdığı belirtildi.

Görenler polise ihbar etti

Bu sırada Güleda’nın koşarak bölgeden kaçmaya çalıştığı, ancak katil zanlısının onu yakalayarak kucağında tekrar aparta götürdüğü, apartın önünde maktulü tekrar darp etmeye çalıştığını görenlerin durumu 155’e ihbar ettikleri ve 00.45 sıralarında olay yerine polis ekiplerinin geldiğine yer verilen iddianamede daha sonra genç kız ve katil zanlısının hastanede raporları alındıktan sonra polis merkezine götürüldükleri yer aldı.
Polis merkezinde, genç kızın darp edilmesi ve cep telefonunun kırılması olaylarıyla ilgili ‘Mala zarar verme’ konusunda görgü tespiti yapıldığı ve gerekli işlemlerinin ardından şüphelinin 03.51’de serbest bırakıldığı, yaşanan olaylara ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilgili dosyasına istinaden soruşturma yürütüldüğü, olay akabinde alınan adli muayene raporuna göre, ‘Basit tıbbi müdahale ile giderilebilir’ şekilde yaralandığı tespit edilen Güleda’nın ifadesinde, herhangi bir şikayetinin olmadığı ve tedbir kararı alınmasını istemediği, bu nedenle katil zanlısı hakkında ‘Kasten yaralama’ ve ‘Mala zarar verme’ suçları açısından ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve aynı olaydaki ‘Tehdit’ suçunun ise uzlaştırma bürosuna gönderildiği ifade edildi.

Ölüm sonrasında uzlaştırma bozularak, ‘Tehdit’ten kamu davası açıldı

İddianame kapsamında ayrıca, ‘Soruşturma evresinde, mağdur veya suçtan zarar görenin ölümü halinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır. Kovuşturma evresi için kanunun 243.maddesi hükmü saklıdır’ şeklindeki düzenleme dolasıyla, uzlaştırma işlemlerinin uygulanmayacağı ve dosyanın uzlaştırma bürosunca Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’na iade edildiği belirtildi.

İade üzerine, dosyalar arasındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle, soruşturma dosyalarının birleştirmesine karar verildiği ve katil zanlısı hakkında ‘Tehdit’ suçundan kamu davası açıldığı ibareleri yer aldı.
Yaşanan bu olaylar sonrasında Güleda’nın evine geldiği, katil zanlısının da ardından yeniden apart önüne geldiği belirtilen iddianamede, Zafer Pehlivan’ın maktul ile konuşmaya başladığı ve başının ağrıdığını öğrenmesi sonrasında saat 04.39’da birlikte taksi ile tekrar Isparta Şehir Hastanesi’ne gittikleri ve muayene işlemleri sonrasında 04.46’da hastaneden ayrıldıkları ve ardından taksi ile eczaneye gittikleri, sonrasında da aparta döndükleri yer aldı.

Güleda’nın aparta geldikten sonra uyuduğu, Zafer Pehlivan’ın da aynı yerde kaldığı ve şahısların sabah uyandıktan sonra dışarıdan kahvaltı siparişi verdikleri, saat 10.15’te kahvaltı geldikten sonra birlikte kahvaltı yaptıkları yer alan iddianamede, sonrasında maktul ve katil zanlısının tekrar tartışmaya başladıkları kaydedildi.

“Önce elleriyle ve kulaklık kablosuyla boğdu, ardından ekmek bıçağıyla 6 kez bıçaklayarak öldürdü”

İddianamenin devamında, yaşanan tartışma sonrasında katil zanlısının Güleda’yı yatağa yatırdığı ve ilk olarak elleriyle boğazını sıkmaya başladığı, ardından odada bulunan kulaklık kablosuyla boğmaya devam ettiği, maktulün yüzünün morarması üzerine bunu bırakarak, kalbinin sesini dinlediği, yaşadığını fark etmesiyle karnına oturarak eline geçirdiği ekmek bıçağıyla kalbinden 6 kez bıçaklayarak öldürdüğü belirtildi.

Öldürdükten sonra bekledi, sonra polise giderek teslim oldu

Olay yerinde bir süre daha bekleyen katil zanlısının daha sonra aparttan çıkarak saat 14.28 sıralarında Isparta Şehit Faruk Kaplan Sanayi Polis Merkezi’ne giderek teslim olduğu kaydedildi.
Yapılan inceleme sonrasında Güleda’nın apartta ölü olarak bulunduğu, yapılan otopsi sonucunda kesici ve delici alet yaralanmasına bağlı olarak akciğer yaralanması geçirdiği, devamında ise iç kanama öldüğünün tespit edildiği, ayrıca maktulün boynunda da boğma izlerinin belirtildi.

Olaydan önce yazdığı mektup, ‘Tasarlama’ olarak değerlendirildi

Olaydan sonra ayrıca, katil zanlısının üzerinde bulunan mektubu polislere teslim ettiği ve içerisinde yazılı olan, “Şimdi gidiyorum ama tek başıma değil, beni bu seçeneğe mecbur kıldınız, yanımda kelebeğim var, unutmadan hiç alkol almadım veya hiçbir madde, kafam yerinde, her şeyin zamanı yaşadığınız andır, mutlu olmayı ertelemeyin, canınız istediği zaman ölmeyeceksiniz” cümlelerinden hareketle, mektubun olaydan 2-3 ün önce yazılı bulunduğunun beyanla teyit edildiği, bu durumun da ‘Tasarlama’ kastını gösterdiği şeklinde değerlendirildiği iddianamede yer aldı.

Öte yandan, katil zanlısının daha sonra 19 Kasım 2019 tarihinde Isparta 1.Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandığı ve halen Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunduğu yer aldı.

Feti Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.