ASAYİŞ - 15 Eylül 2019 Pazar 11:31

Günlük hayatın yoğunluğuna kapılmak ‘anı’ yaşamayı engelliyor

A
A
A
Günlük hayatın yoğunluğuna kapılmak ‘anı’ yaşamayı engelliyor

İnsanların bulundukları andan haz almalarının yaşantılarına katacağı olumlu gelişmeler hakkında bilgiler veren Uzman Klinik Psikolog Sena Çilingir, “Ertelediğimiz her an ve her gün bizi kimliğimizin bir parçasından, yaşımızdan, tutkularımızdan, enerjimizden, heyecanımızdan, sevgimizden alıkoyuyor” dedi.

İnsanların yaşamları sırasında düşündükleri ve arzuladıklarını çeşitli sebeplerden dolayı ertelemesi ve gündelik yoğunluktan dolayı yaşamın her anından haz alamamasının yaşantısına birçok olumsuz yönde etkileri olacağını söyleyen VM Medical Park Kocaeli Hastanesinden Uzman Klinik Psikolog Sena Çilingir, bu tür problemler yaşayan insanların psikolojik destek alması gerektiğini dile getirdi. İnsanların gün içerisindeki eylemlerinden haz alması gerektiğinin altını çizen Çilingir, yapmak istenilen eylemler ve duyguların ertelenmesinin insan hayatını olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtti. ‘Anı yaşamak kavramı’ ve önemi hakkında bilgiler aktaran Çilingir, “Anı yaşamak öncesini ve sonrasını düşünmemektir. Şimdi ve burada şu anda kalmaktır. Bu beceri bizlerin çocukluğumuzda bildiğimiz ama unuttuğumuz bir beceridir” dedi.

“Ertelediğimiz her an bizi kimliğimizin bir parçasından alıkoyuyor”

İnsanların duygularını ortaya çıkartması gerektiğini vurgulayan Çilingir, “Hangimiz kendimize en son sadece ruhumuzun ne istediğini sorduk? Sadece onun ne istediği diyorum, çünkü mantığa ve düşünceye yer vermeden. Ne istiyoruz şu anda? Ne yapmak, neyi tatmak, nereye gitmek ya da neyi görmek istiyoruz? İstediğim şeyi yapmamda engel olan şey nedir? Son olarak hayali bir terazi koyun. Bir tarafa şu anda yapmak veya olmak istediğiniz durumu, diğer yana ise buna engel olan faktörü yerleştirin. Hangisinin telafisi var sorun kendinize. Aynı bu istek, aynı nitelikte bu tutku bir başka zaman olmayabilir. Zaman hızla geçiyor ve yakalayamıyoruz. Ertelediğimiz her an ve her gün bizi kimliğimizin bir parçasından, yaşımızdan, tutkularımızdan, enerjimizden, heyecanımızdan sevgimizden alıkoyuyor” diye konuştu.

“Popüler kültürün baş döndürücü taleplerine esir oluyoruz”

Sonu gelmeyen istek ve sorumlulukların yoğunluğu ile hareket eden insanların ‘anı yaşayamadıklarını’ kaydeden Çilingir, “Hemen hemen hepimiz mutlu, başarılı olmayı diliyoruz ve sonu gelmeyen ihtiyaçlar ve sorumlulukları sahipleniyoruz. O kadar hızlıyız ki sanki bir an durduğumuzda birçok şeyi kaybedeceğiz. En keyif alacağımız, en dinlenebileceğimiz zamanlarda bile saatlerle yarışıyor gibiyiz. Bedenimize şükretmeyi ve şefkat göstermeyi unutarak popüler kültürün baş döndürücü taleplerine esir oluyoruz. Sanki tüm sahip olduklarımızı bu hıza borçluymuşuz gibi düşünüyoruz. Sahip olacaklarımız önce ruhumuzun gücünden sonra da bedenimizin gücünden geçer; ama bizler sadece zamanla yarışıp yara alıyoruz. Tükeniyoruz, peki neden? Sizce de hep daha iyi olmayı istemekten değil mi? Daha çok sevilme ve sevme, daha çok para, daha çok güven, daha çok yükselmek ve dahası. Şu an mutlu olabileceğin neler var bak çevrene, bedenine, yanındaki insanlara, her detaya bak ve incele” şeklinde konuştu.

“Anınızı yaşayamıyorsanız psikolojik destek alın”

İnsanların hissettiklerini yapabilmesi ve ne hissettiğini bilmesi gerektiğini dile getiren Çilingir, ‘anı yaşamak’ için neler yapılabileceği konusunda bilgiler aktararak, “Artık hep düşünülmesi ve yapılması gereken görevlerimiz vardır ve kendimize ruhumuza vakit ayırmak pek yoktur. Bunu değiştirmek zor mu? Tabi hayır. Gerçek farkındalık ve bunun olacağına dair inancınızla mümkündür. İlk olarak bu sevdiğimiz ve kalmak istediğimiz yaşamda bizi tutan şeyi fark etmek önemlidir. Gün içinde pek çok kez nefesimize odaklanarak anı yaşamaya başlayabiliriz. Şu anda nasıl nefes alıyorum? Hızlı mı, sakin mi? Burun deliklerimizin içerisine giren nefesin nasıl bir ısıyla girdiği gibi. Bununla beraber gün içindeki ritüellerimizi o anda gözden geçirmek de önemlidir. Yemek yediğiniz an, içecek içtiğinizde aldığınız tat, aldığınız koku, duşunuz, vücut ısınız, hızınız yaptığımız her şeyi izlemek. Anda kalmayı öğrenmek için yogayı deneyimlemek, sanat, müzik ve tiyatro ile ilgilenmek, yazmak, bolca istediğin gibi korkusuzca her şeyi yazmak, kendinden içeri adım atmak gerekiyor. Yani kendinle baş başa kalıp günde bir 5 dakika bile olsa ‘Ben ruhum için ne istiyorum ve istediğim şey için ne yapıyorum’ sorusunu sormak gerekiyor. Bu yöntemleri deneyip de hala yeteri kadar hayatınızı yavaşlatıp, anınızı yaşayamıyorsanız psikolojik destek alarak bunu sağlayabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.
Karabük KBÜ’de yapay zeka toplantısı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yapay zeka alanında çalışma yürüten akademisyenlerin katılımı ile bir toplantı yaptı. KBÜ Senato Toplantı Daosı’nda Rektör Kırışık başkanlığında yapay zeka alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla yapılan toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Düğenci, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı ile üniversitenin çeşitli akademik birimlerinde görevli yapay zeka alanında çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda, KBÜ bünyesinde yapay zeka alanına ilişkin projeler üretilmesi, sektörel iş birlikleri ve farklı üniversiteler ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Ayrıca Karabük yerelinde ve Batı Karadeniz’deki üniversitelerle iş birliği oluşturmak ve yeni projelere öncülük etmek hedefleniyor. Bu kapsamda, alt çalışma grupları oluşturularak diğer üniversitelerle de iletişim kurulacak, projelerin belirlenmesi ve planlanması gerçekleştirilecek. Farklı kurumların ihtiyacı olan projelerin oluşturulması sağlanacak ve Karabük Üniversitesinin yapay zeka alanındaki misyonu ve vizyonu belirlenerek yeni projelerin oluşturulması ve altyapının sağlanması çalışmaları gerçekleştirilecek. KBÜ Rektörü Kırışık, yapay zekanın; eğitim, teknoloji, sağlık ve sosyal alanlardaki yenilikleri ve gelecek vizyonunu ele almak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde gelecekte dünyanın bambaşka bir hale geleceğini aktaran Kırışık, "Yapay zekanın bütün sahaları tutacağını, her sahaya tam bir kontrol ve baskı oluşturacağını öngörüyorum. Bildiğiniz gibi üniversitemiz, Yıldız Teknik Üniversitesinde Mart ayında gerçekleştirilen yapay zeka konulu toplantıda Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteler arasında yer aldı. Geleceğin nasıl şekilleneceği yapay zeka ve dijital dönüşüm sürecinin neler getireceği ile ilgilidir. Bu anlamda Üniversitelerimizde öğrencilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun olarak eğitim imkanları sunmak büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve yetiştirilen insan kaynağı ülkemize büyük katkılar sunacak, ülkemizin dijital dönüşümüne destek olacaktır. Karabük Üniversitesi olarak birçok farklı alanda yapay zeka uygulamalarına ilişkin çalışmalar yürütmeye, ülkemize ve insanlığa faydalı olmaya, öğrencilerimize ileri teknoloji ve dijitalleşme alanlarında güçlü bir eğitim ve kariyer fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi. Toplantının sonunda yapay zeka alanında KBÜ’de görevli bilişim personelleri ile birlikte ortak bir vizyon oluşturma, bu alandaki gelişmeleri teşvik etme, açılacak bölümler konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve adımlar konuşuldu. Akademisyenler bu tür etkinliklerin teknoloji alanındaki ilerlemeye katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını dile getirdiler.