EKONOMİ - 20 Mayıs 2020 Çarşamba 14:24

Harcamalarda gıda ve fatura, tasarrufta altın hesabı yükselişe geçti

A
A
A
Harcamalarda gıda ve fatura, tasarrufta altın hesabı yükselişe geçti

ING Türkiye, Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2020 yılı ilk çeyrek sonuçları ile birlikte, Nisan ayında koronavirüs salgınının harcama ve tasarrufa etkisini de ölçümledi. İlk çeyrek sonuçlarına göre, tasarruf sahipliği oranı sınırlı bir artışla yüzde 13,4 olurken tasarruf araçları tercihindeki en dikkat çekici değişimlerden biri altında yaşandı.

ING Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Alper Gökgöz, “Tüm dünyanın içinden geçtiği zor bir dönemde lider tasarruf bankası olma hedefiyle müşterilerimizin tasarruf eğilimlerini desteklemeye ve ülke ekonomisine katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi.

ING Türkiye, Türkiye’de kentsel yerleşim bölgelerinde yaşayan yetişkin bireylerin tasarruf eğilimlerini izlemek amacıyla 2011 yılından bu yana IPSOS iş birliğiyle gerçekleştirdiği Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın (TTEA) 2020 yılı birinci çeyrek sonuçlarını açıkladı. Bu dönemde, tasarruf sahipliği oranı önceki çeyreğe göre yüzde 0,4 artarak yüzde 13,4’e yükseldi ancak geçen sene aynı döneme göre yüzde 0,8 geriledi.

İlk çeyrekte, yakın gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranı bir önceki çeyreğe göre 6,2 puanlık düşüşle yüzde 29,2’ye geriledi. Diğer yandan, bu kitlenin içinde gelecek üç ay içerisinde tasarruf yapmayı hedefleyenlerin oranı, geçen çeyreğe göre üç puanlık artışla yüzde 16’ya yükseldi.

Altına yöneliş gözlemlendi
Bu dönemde tasarruf araçları tercihindeki en dikkat çekici değişimlerden biri, ‘yastık altı altın ve nakit’ tercihinin 7 puan yükseliş ile yüzde 24’e erişmesi oldu. Tasarruf araçları tercihinde yastık altı altının payı yüzde 14 olarak 2017 yılının ikinci çeyreğinden bu yana en yüksek orana ulaştı.

Sistem içi altın ise tasarruf aracı tercihinde yüzde 16’lık bir pay ile 2018 sonundan beri yükseliş trendini sürdürüyor. Sistem içi ve dışı altın tercihi toplamda yüzde 30’a ulaşarak geçen çeyreğe göre yüzde 6 artış gösterdi ve 2014 yılından bu yana en yüksek orana ulaştı.

Salgın ile birlikte harcamalar gıda-market ve faturada yoğunlaştı
Koronavirüs salgınının tasarruf ve harcama davranışlarına etkisini ortaya koymak üzere Nisan ayında yapılan ek çalışmada da çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

Buna göre, katılımcıların yüzde 58’i gıda-market, yüzde 56’sı fatura giderlerinde artış yaşadı. Bunu yüzde 38 ile sağlık harcamaları, yüzde 36 ile telekomünikasyon izledi. E-ticaret hizmetleri ile dijital film-müzik aboneliklerinde de yüzde 25’lik artış görüldü. Harcamalarda en büyük düşüş yüzde 79 ile seyahatte olurken bunu sırasıyla restoranda yeme içme, ulaşım, konaklama, giyim/aksesuar ve akaryakıt kategorileri takip etti.

Salgın sonrası tasarruf yapabilenler altın hesabına yöneldi
Bu dönemde de ilk çeyrekte başlayan altına yöneliş sürdü ve koronavirüs salgını ile birlikte tasarruf sahiplerinin yüzde 16’sı altın hesabı tasarruflarının arttığını belirtti.

Önümüzdeki bir yıl için tasarruf beklentileri sorulduğunda ise sıralamada ilk sırada yer alan kesim yüzde 41 ile “Tasarruf yapmayacağım” diyenler oldu. Bunu yüzde 22 ile “Daha çok tasarruf yapacağım” diyenler ve yüzde 20 ile “Aynı miktarda tasarruf yapacağım” diyenler izledi.

Alper Gökgöz: “Tasarruf alışkanlığını destekleyen adımlar atmaya devam edeceğiz”
TTEA 2020 yılı ilk çeyrek sonuçları ile koronavirüsün etkilerinin ölçümlendiği araştırmayı değerlendiren ING Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Alper Gökgöz, “Salgına rağmen tasarruf etmeyi sürdürenlerin yanı sıra tasarruf etmeye başlayan bir kesim olduğunu görüyoruz. Bu durum bize tasarruf alışkanlığını desteklemenin önemini ve gerekliliğini gösteriyor. Tüm dünyanın içinden geçtiği zor bir dönemde Türkiye’nin lider tasarruf bankası olma hedefiyle müşterilerimize tasarruf ederken kazanç sağlayabilecekleri yatırım araçları sunmaya ve bu şekilde ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.