GENEL - 31 Mayıs 2010 Pazartesi 01:12

Hatay'da hain saldırı: 6 şehit

A
A
A
Hatay'da hain saldırı: 6 şehit

Hatay'ın İskenderun ilçesinde Deniz Üs Komutanlığı'na bağlı İkmal Birliği'ne teröristlerce önce roketatarlı, ardından uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. 6 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı.

AHMET SEHER / İSKENDERUN

Amanos dağı eteklerinde, Modernevler Mahallesi sınırlarında bulunan Deniz İkmal Destek Komutanlığı'na gece 00.30 sıralarında teröristler tarafından TEM Otoyolu'ndan roketatarlı saldırı düzenlendi. 

Roketli saldırının ardından teröristler askeri birliği yaylım ateşine tuttu. Teröristlere askeri birlikten karşılık verince yaklaşık 15 dakika çatışma yaşandı .

Yaralanan askerler ilk olarak Deniz Hastanesi'ne, ardından da İskenderun Devlet Hastanesine kaldırıldı. Saldırının ardından bölgeye çok sayıda asker sevk edilirken, İskenderun Deniz Hastanesi önünde Mehmetçiğe kan vermek için uzun bir kuyruk oluştu. Çelik yelek giyen polis güçleri, panzerlerle Deniz İkmal Destek Komutanlığı etrafında güvenlik önlemlerini artırdı. 

Saldırıyı kınayan bir grup ise BDP İskenderun ilçe teşkilatına saldırdı. Hastane önünde gergin anların yaşandığı olayda polisin olay sonrası BDP binası önünde güvenlik önlemi almasına tepki gösteren bir grup, taşlarla parti binasına saldırarak camları kırdı. 

Polisin müdahale ettiği olayda bazı kişilerin gözaltına alındığı bildirildi. Polis gurubu sakinleştirmek için uzun süre uğraştı.

Öte yandan şehit 6 askerin cenazeleri ambulanslarla İskenderun Deniz Er Eğitim alayı Deniz Askeri Hastanesi morguna kaldırıldı. Yaralı askerlerin Askeri uçakla Hatay havaalanından Ankara GATA'ya sevk edildi.

Şehitlerin isimleri

Yaralanan erlerden Siyamet Kılınç (Hakkari), Osman Topbulut (Kastamonu) ve Nedim Çağrıtüre (Manisa) Ankara GATA'ya sevk edildi.
Mehmet Aynur (Burdur) ve Taner Adıyaman (Bitlis) İskenderun Devlet Hastanesi'nde, Muammer Altemur (Tokat) ve Erol Sevindik (Ordu) İskenderun Askeri Deniz Hastanesi'nde tedavi altında alındı.


Şehitler memleketlerine gönderildi

Daha sonra cenazeler İskenderun Deniz Er Eğitim Alayına getirildi ve burada tören düzenlendi.

Basın mensuplarının alınmadığı törene Hatay Valisi Mehmet Celalelettin Lekesiz'in yanı sıra askeri ve mülki erkan katıldı.

Törenin ardından saldırıda şehit olan Mardin nüfusuna kayıtlı Serhat  Aslan, İzmir nüfusuna kayıtlı Kerem Oğuz Erbay, Erzincan nüfusuna kayıtlı İsmail  Kartal, Van nüfusuna kayıtlı Erol Tavukçu, Malatya nüfusuna kayıtlı Ümit Akbulut  ile Giresun nüfusuna kayıtlı Erhan Terletme'nin cenazeleri helikopterle toprağa  verilmek üzere memleketlerine gönderildi.

Vatandaşlar BDP binasına gitti


Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde Deniz Üs Komutanlığı'na bağlı İkmal Destek komutanlığı'na teröristlerin saldırı düzenlediği haberine alan vatandaşlar, yaralıların kaldırıldığı İlçe Devlet Hastanesi'ne akın etti. Burada bir grup vatandaş, hastanenin yaklaşık 800 metre ilerisinde bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ilçe binasına yürüyerek, taşlı saldırıda bulundu. Polisin müdahalesi sonrası vatandaşlar, parti binası çevresinden uzaklaştırıldı.

İlçe Emniyet Müdürlüğünün karşısında bulunan MHP İskenderun İlçe Teşkilatı önünde toplanan bir grup da, parti flamaları açarak, "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları attı.

Bir grup da saldırıyı protesto etmek üzere, Türk bayrakları taşıyıp sloganlar atarak şehit askerler için törenin düzenleneceği İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı'na doğru yürüyüş başlattı.

Şahin'in mesajı

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a gönderdiği başsağlığı ve geçmiş olsun mesajında, Türkiye'nin, ülkenin ve milletin geleceği, kardeşlik ve barışa dayalı toplumsal yapının istikrarı için terörle mücadelesinden vazgeçmeyeceğini bildirdi.

Şahin,  "Milletimizin birlik ve beraberliğini, ülkemizin huzur ve güvenliğini bozmaya yönelik bu hain saldırıyı ve arkasındaki güçleri lanetliyorum. Ülkemizi ve milletimizi zaafa uğratmaya yönelik bu terör girişimi hangi amaca yönelik olursa olsun başarıya ulaşamayacaktır" dedi.

Gül'den mesaj

Cumhurbaşkanı Gül, İskenderun'da 6 askerin şehit olduğu terör saldırısına ilişkin yayımladığı mesajda, İskenderun Deniz Üs Komutanlığı Şehit Er Remzi
İlboğa Kışlası'na teröristlerce düzenlenen saldırı sonucunda 6 askerin şehit olmasından ve 7 askerin yaralanmasından duyduğu derin üzüntüyü ifade etti.

''Birlik ve beraberliğimizi, bölünmez bütünlüğümüzü hedef alan bu hain  saldırıyı nefretle telin ediyorum'' diyen Cumhurbaşkanı Gül, mesajında şunları
kaydetti:

''Şunu bir kez daha vurgulamak isterim ki, Türkiye terörle mücadelesini  en güçlü şekilde, topyekun bir anlayışla sürdürecek, terör tehdidini bütünüyle
ortadan kaldıracaktır. Bu çirkin saldırılar, devletimizin ve milletimizin iradesi ve kararlılığı karşısında hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Milletimiz,
vatanını canından üstün tutan, bu uğurda şehit olan kahraman askerlerimizi sonsuza kadar gönlünde yaşatacaktır. Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, milletimize ve Türk  Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.''


BDP'nin açıklaması

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Hatay'ın İskenderun ilçesindeki terörist saldırıya ilişkin, "Keşke bu tür acılar
yaşanmasın diye sarf ettiğimiz çabalarda sonuç almış olsaydık" dedi.

Selahattin Demirtaş, üzüntülerini dile getirerek, Türkiye'nin bu tür acılara fazlasıyla katlandığı söyledi.

"Gençlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum" diyen Demirtaş, şöyle konuştu:

Keşke barış konusundaki çağrılarımız diğer partilerden kabul görse, ortak çaba gösterseydik. BDP olarak ortaya koyduğumuz barış duyarlılığımız, kaygılı çağrılarımız görmezden geliniyor. Umut ederim başka acılar yaşanmaz. 'Ölümlerle birlikte çatışmalar yoğunlaşabilir' dedik. Siyasi partiler artık meseleyi siyasi boyuta getirerek tartışmalı. Hükümete çağrımız; askeri yöntem ve operasyonlarla çözüme ulaşılamaz, kalıcı barışa bu şekilde ulaşılamaz. Bu saatten sonra barış için çaba harcanıp, diyalog ve ikna yöntemlerine başvurulmalıdır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde "Dünya Dili Türkçe Günü" dolayısıyla düzenlenen şenlik renkli görüntülere sahne oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde, "Dünya Dili Türkçe Günü" olarak kabul edilmesi sebebiyle Türkçenin kültürel mirastaki yerini ve toplumsal önemini vurgulamak amacıyla kampüs genelinde iki ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSAM), Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Topluluğu (KÜSAT) ile Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğiyle düzenlenen "Dünya Dili Türkçe Şenliği", Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş, KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, Türk dilinin millet hayatındaki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Türkçenin tarih boyunca kültürün, düşüncenin ve ortak hafızanın taşıyıcısı olduğunu ifade eden Gürel, Türk dünyasında yürütülen ortak dil ve alfabe çalışmalarının önemine dikkat çekti. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu ise Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, milletin hafızasını ve dünyayı algılama biçimini yansıtan temel unsur olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından KÜSAT Halk Dansları Ekibi’nin sahnelenen gösteri, izleyicilerden beğeni topladı. Program kapsamında öğrenciler ve TÖMER’de eğitim gören öğrenciler tarafından şiirler okundu ve müzik performansları gerçekleştirildi. KÜSAM Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Dr. Osman Eroğlu’nun seslendirdiği eserlerle devam eden programın sonunda katkı sunan öğrenci ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi. Öte yandan, Dünya Dili Türkçe Topluluğu tarafından Eğitim Fakültesi ana kampüs girişine kadar uzanan yaklaşık 1 kilometrelik güzergah boyunca, yabancı kökenli kelimelerin Türkçe karşılıklarını içeren 100 adet pankart asıldı. "Dilimiz kimliğimizdir" anlayışıyla hazırlanan pankartlar, Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve kampüs güzergahını kullanan vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Yozgat Yozgat’ta ilginç geri dönüşüm hikayesi, tabuttan ana kucağı yaptı Kullanılmış tabutlardan kanatlı hayvanlar için ana kucağı yaptı. İstanbul’dan 10 yıl önce memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde uyguladığı farklı yöntemle dikkat çekiyor. Uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Hasan Şahan, memleketine döndükten sonra tavuk, kaz ve ördek yetiştiriciliğine başladı. Üretimde maliyetleri düşürmek için geri dönüşüme yönelen Şahan, atıl durumdaki tabutu civcivler için ‘ana kucağı’na dönüştürdü. Geliştirdiği bu sistem sayesinde düşük maliyetle civciv üretimi yapan Şahan, küçük üreticilere de önemli bir alternatif sundu. Basit malzemelerle kurulan sistemin, civcivlerin hayatta kalması açısından büyük önem taşıdığını belirten Şahan, özellikle ısı dengesinin korunmasının hayvanların gelişimi için hayati olduğunu ifade etti. Yüksek maliyetli ekipmanlar yerine geri dönüşümle oluşturulan bu yöntemle üretimin daha sürdürülebilir hale geldiğini dile getirdi. Hasan Şahan konuşmasında şunları söyledi: "Geri dönüşüm gibi düşünün. Bakın efendim bu bir tabut, atıl. Yurt dışından veya Türkiye’nin belli bir bölgesinden cenazemiz gelmiş. Bu atıl vaziyette geçmiş. Biz bunu alıp içerisine iki tane ısıtıcı ampul, bir tane de termostat takarak ana kucağı yaptık. . 1-1 buçuk aylık oluncaya kadar kaz yavrusu, ördek yavrusu ve tavuk civcivi büyütebiliyoruz. Çok basit bir sistemi var. En ucuz sistem bu. İki tane ısıtıcı ampul, bir tane 30 derece ile 100 derece arasında termostat. Bunu elektriğe takıyorsun biri ısıtıcı, biri normal aydınlatma lambası. 30 dereceyi bulduğu anda otomatikman atıyor. Hayvanların ısısı çok önemli. Yani 30 derecenin altına düşürdüğü zaman hipotermiye giriyor, ölüyor. Onu yaşatmamak için hayvana bu şekilde bir sistem kurduk. Yani 20 bin, 30 bin liraya ana kucağı almaktansa bunu kendiniz yapabilirsiniz. Çok uygun bir fiyata, iki tane ampul, 5 metre kablo, bir de termostat. Hepsi bu."
Konya Kalp ağrısı sanılıyor, reflü çıkıyor Modern yaşamın getirdiği stres, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik Gastroözofageal reflü hastalığının görülme sıklığını her geçen gün artırıyor. Reflünün, mide asidi ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkan, kronik seyirli bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, reflünün yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmadığını, tedavi edilmediğinde ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Reflü hastalığı, çoğu zaman basit bir mide yanması olarak algılansa da göğüsten boğaza, solunum yollarından yutma fonksiyonuna kadar pek çok sistemi etkileyen farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, kalp ağrısı sanılan göğüs ağrılarının önemli bir bölümünün aslında reflüden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Tedavi edilmeyen reflü, yemek borusu kanserine neden olabilir Reflünün temelinde, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkterinin yeterince iyi çalışmaması yer alıyor. Mide asidinin, mide ile yemek borusu arasındaki kapakçığın işlev bozukluğu nedeniyle yemek borusuna kaçtığını ve koruyucu tabakası olmayan yemek borusu mukozasında hasara yol açtığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, şu açıklamalarda bulundu: "En sık görülen belirtiler arasında göğüste yanma, ağıza acı-ekşi tat gelmesi, mide ağrısı ve yutma güçlüğü bulunur. Ayrıca ses kısıklığı, kronik öksürük, boğazda yanma ve geceleri artan nefes darlığı da reflü ile ilişkili olabilir. Yapılan çalışmalar, kalp ağrısını düşündüren göğüs ağrısıyla acil servise başvuran hastaların yaklaşık yarısında nedenin reflü olabildiğini göstermektedir. Bu nedenle özellikle tekrarlayan göğüs ağrısı, uzun süren mide yanması ve boğaz şikayetleri olan hastaların, kalp kaynaklı bir sorun olmasa dahi reflü açısından değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır." Tedavi edilmeyen reflü hastalığının zamanla yemek borusunda iltihaplanmaya neden olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, ileri ve uzun süreli vakalarda ise ülser, kanama, yemek borusunda darlık ve buna bağlı yutma güçlüğü gelişebileceğini kaydetti. Uzun yıllar süren reflü hastalığında Barrett özofagusu gelişebileceğini belirten Doç. Dr. Toka, bu durumun yemek borusu kanseri açısından önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekerek, "Reflü hastalığının tedavi edilmemesi ayrıca kronik farenjit, larenjit, diş çürükleri, sinüzit atakları ve astım benzeri solunum sorunlarına da neden olabiliyor" dedi. "Geç saatte yemek reflüyü artırıyor" Reflü tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının belirleyici rol oynadığını vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, şu bilgileri verdi: "Aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı, yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli ve gazlı içecekler şikayetleri artırabiliyor. Hazır gıdaların etkisi de yadsınamaz. Geç saatlerde yemek yemek ve tok karna uzanmak da reflüyü kolaylaştırıyor" ifadelerini kullandı. Reflü hastalığının tanısında hastanın şikayetlerinin yanı sıra endoskopi ve gerekli durumlarda PH incelemelerinin kullanıldığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin ve mide asidini azaltan ilaçların ön planda olduğunu ifade etti. Bazı hastalarda ise endoskopik ya da cerrahi yöntemler gerekebileceğini kaydeden Toka, "Uzun süredir devam eden reflü şikayetleri, ilaçlara yanıt alınamaması, yutma güçlüğü, kilo kaybı veya kanama bulguları olan hastaların gecikmeden sağlık kuruluşlarına başvurması gerekmektedir’’ diye konuştu.
Tokat Tokat Belediyesi’ndeki dinleme krizinde, ifadesi alınan başkan yardımcısı adli kontrolle serbest bırakıldı Tokat Belediyesi’ne ait Canikli Konağı’nda dinleme cihazı tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturmada ifadesi alınan Başkan Yardımcısı Melik Bingöl hakkında adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi. Tokat Belediyesi’nde belediyenin güvenlik birimlerince yapılan kontrollerde Canikli Konağı’nda bir dinleme cihazı tespit edilmişti. Durumun bildirilmesi üzerine Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Müdürlüğü koordinesinde adli ve teknik inceleme başlatıldı. Soruşturma kapsamında belediye personellerinin de ifadeleri alındı. Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun özel talebi üzerine göreve başlayan Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden sorumlu Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Melik Bingöl’ün de ifadesi alındı. Olayla ilgili gözaltına alınan dışarıdan belediyeye bilgi işlem hizmeti veren Enes Y. adliyeye sevk edilmesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aynı zamanda olayla bağlantısı olduğu düşünülen belediye bilgi işlem personeli Yusuf Y., de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Başkan Yardımcısı Melik Bingöl ise ifadesinin ardından adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı uygulanmasına karar verildi. Soruşturmanın çok yönlü olarak sürdüğü bildirildi.