SAĞLIK - 08 Temmuz 2020 Çarşamba 14:32

Havuz ve denizden değil tedbirsizlikten korkun

A
A
A
Havuz ve denizden değil tedbirsizlikten korkun

Turizm Bakanlığı’nın koronavirüs sonrası turizm sezonunun Haziran’da açılacağı yönündeki açıklanmasının ardından tatilciler için yeni yol haritaları belirlendi. Uzmanlar, havuz ve deniz suyunda bulaş riski olmadığına dikkat çekerken, sosyal mesafe ve dezenfeksiyonun ise hayati önemde olduğunu vurguluyor.

Yaz aylarına koronavirüs salgınının gölgesinde giren Türkiye ve diğer ülkelerde Covid-19’un deniz suyu ve havuzda bulaşma riski merak konusu oldu. Yapılan araştırmalar, koronavirüsün deniz ve havuz suyundan bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğunu ortaya koysa da uzmanlar, tatil merkezlerindeki ortak alanlarda güvenli mesafeye dikkat etmeleri konusunda vatandaşları uyarıyor. İstanbul Esenyurt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Muhsin Öztürk, virüsün havuzdan ve denizden bulaşmadığını teyit ederek, “Bu konuda denize ve havuza girmenin problem oluşturmadığını ifade edebiliriz, fakat özellikle havuzlarda bazı önlemlerin alınması gerekir. Bu önlemler de havuz suyundan bulaştığı için değil, şezlonglar, tırabzanlar, kullanılan malzemeler, soyunma odaları ve bu odalardaki malzemelerin temizlik ve dezenfeksiyonu, tabi ki de insanlarla olan mesafemizin korunmasıdır” dedi.

Havuz suyu dezenfekte edilmeli

Bu hususlara dikkat edildiği takdirde bir sorun olmayacağını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Muhsin Öztürk, “Denizler daha avantajlı. Deniz suyunun tuzlu olması ve sahillerin daha açık ve geniş alanlar olmasından dolayı virüs bakımından daha güvenli olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yine de bazı önlemler almamız gerek. Havuzlarda Covid-19 mücadelesi ve alınacak önlemler ile ilgili sorumlu bir görevli olmalı ve bu görevlinin konu ile alakalı eğitim almış olması gereklidir. Havuz suyunun da dezenfekte edilmiş olması gerekiyor. Bütün yüzme havuzları; tatil yerleri, siteler ve özel havuzlarda belirli aralıklarla kimyasal dezenfektan maddelerle dezenfekte edilmektedir. Bu işlemin daha dikkatli ve aksatılmadan periyodik yapılması gerekir. Dezenfeksiyonda doz çok önemli olup virüsü ve diğer bakterileri yok etmek isterken kimyasalların sağlığımızı bozabileceğini de unutmayalım.” diye konuştu.

Şezlonglar arasında bir buçuk metre mesafe olmalı

Dr. Muhsin Öztürk ayrıca sahil ve havuz kenarında kullanılan ekipmanların yine dezenfektanlarla yüzeylere zarar vermeyecek şekilde temizlenmesi gerektiğini belirterek, “Artı olarak mesafe çok önemli. Şezlonglar hiç olmazsa bir buçuk metre aralıklarla düzenlenmeli ve gelen kişilere de gerek yazılı, gerek sözlü olarak mesafeleri korumaları ve maske kullanmaları konusunda da uyarılar yapılmalı. Turistik tesislerde müşteri kaçmasın düşüncesiyle bazen bu uyarılar ihmal ediliyor ancak sağlığımız çok daha önemli” şeklinde konuştu.

Güneş bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirir

Havuz kenarında yemek ve içecek tüketme noktasında tavsiyelerini aktaran ayrıca tatilin ve güneşin bağışıklık sistemimize faydalı olacağını da belirten Öztürk, “Kullandığımız yiyecek ambalajlarının temiz olması, sabunla yıkanması yeterli olur. Sonuçta yiyeceklerden virüsün geçmediğini biliyoruz. Bunun yanı sıra Evden dışarı çıkarak tatile gitmenin ve güneş ışınlarıyla muhatap olmak bağışıklığımızı güçlendirir, mikroorganizmalar da belirli oranda azalacaktır. Güneş ışınları vücudumuzda D vitamini sentezlenmesini sağlar. D vitaminin vücudumuzda yeterli düzeyde olmasının da bağışıklık sistemimizin güçlü olmasında çok önemli katkısı vardır. Güneş ışınlarının ve tatilin de böyle bir dolaylı etkisinin olacağını ifade edebiliriz” açıklamasında bulundu.

Şekerli ve yağlı gıdalar yerine meyve tüketmeliyiz

Mesafenin her ortamda önemli olduğuna tekrar vurgulayarak tatilde de yeme içme alışkanlıklarımıza dikkat etmemiz noktasında uyarılarda bulunan Öztürk son olarak da, “Denizde, evde dinlenirken, yemekte kısaca her yerde fiziki ve sosyal mesafenin muhafaza ediliyor olması lazım. Mesafe, maske ve hijyenden oluşan üç önemli kuralı hassasiyetle uygulamamız gerekir. Bunun yanı sıra ellerimizi sadece su ile değil, sabunla sık sık usulüne uygun 20 saniye yıkamalıyız. Aksi halde elimizi ıslatmakla yetinirsek virüsün yayılmasına bile sebep olabiliriz. Beslenmemize, bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye tatilde de dikkat edilmesi gerekiyor. Şekerli ve yağlı gıdalar yerine bol sebze ve meyve tüketmek gerekiyor. Yüzme ve egzersizle de bağışıklığı güçlendirme noktasında mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Başkan İbrahim Güneş: "Rektör Kızıltoprak’a güveniyoruz, camimizin bir an önce ibadete açılmasını istiyoruz" Kütahya Çinili Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Güneş, zemin kayması sebebiyle 6 yıldır ibadete kapalı olan kentin simgelerinden Çinili Camii’nin bir an önce ibadete açılmasını istiyor. Güneş, Kütahya’nın simge yapılarından ve 2016 yılında vefat eden merhum Ressam Ahmet Yakupoğlu’nun eseri olan Çinili Camii’nin Dumlupınar Üniversitesine bağışlandığını hatırlattı. Güneş, caminin çinilerinin sökülmesi için yapılan iki ihalenin iptal edildiğini belirtti. Caminin duruyla alakalı DPÜ Rektörü Süleyman Kızıltoprak’ın yoğun gayret sarf ettiğini belirten Güneş, "Çinili Camimiz 2018’in ekim ayından beri kapalı. Yaklaşık 6 yıl bitti, şu an 7. yıl içindeyiz. Cami kapandığından beri üç tane rektör değişti, üç tane vali değişti. İlk rektörümüzde cami kapandıktan sonra bazı projeler yapıldı. Tam bir şeylere başlanılacak denilirken rektör değişikliği yapıldı. Tam ikinci rektörde, projelerle, ihalelerle bir şeylere başlayacak, bu sefer üçüncü rektör geldi. Şu andaki Rektör Süleyman Kızıltoprak geleli yaklaşık 8-9 ay oldu. Projeler hazırlandı, tekrar her şey sil baştan yapıldı. Her yeni rektör gelişinde her şey baştan yapılıyor. Bu son rektörümüzde iki tane ihale yapıldı, iptal oldu. Şu anda en son ihale 30 Nisan’da yapıldı. 15 günlük bir itiraz süresi var. Bu ihaleyi hangi firmanın aldığını da bilmiyoruz. Ne zaman başlanacak, ne zaman sözleşmeler yapılacak? Biz artık bıktık. Bir an evvel bu ihalelerin, projelerin yapılmasını istiyoruz. Şu anda yapılan ihale sadece çini sökümü ihalesi. Onun arkasından tekrar bir proje hazırlanacak, ihaleler yapılacak, ardından yıkım aşaması onun arkasından yapım aşaması derken, artık biz yıllarca beklemek istemiyoruz. Biz camimize kavuşmak istiyoruz. Her gün buraya onlarca yerli ve yabancı turist geliyor. Artık kimseye bir şey diyemez olduk. Yani utanıyoruz. Camimize kapalı duvarın üstünden geliyorlar, fotoğraf çekinip gidiyorlar" dedi. "İstendikten sonra bu 15 günlük süreler üç aylık altı aylık süreler kısalabilir" Caminin geleceği ile alakalı prosedürlerin asgari seviye indirilmesini isteyen İbrahim Güneş, "Mesela bundan yaklaşık 5-6 ay önce Google’a ‘Kütahya’da gezilecek yerler neresi?’ Diye yazdığınızda Çinli Cami birinci sırada yer alırdı. Şu anda yazarsanız en az 14. sırada yer alıyor, yani korkuyorum. Birkaç ay sonra artık Çinli Cami’yi göremez olacağız. Kütahya’nın bir simgesi bu cami ve Kütahya’nın bir ayıbı. Burada başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere milletvekillerinden, bütün siyasilerden, bürokratlardan destek bekliyoruz. Bu sürelerin aşılmasını istiyoruz, istendiği sürece kısalabilir. Nasıl ki deprem bölgesine bir sene içerisinde 100 bin konut yapıldı, şu 140- 150 metrekarelik Çinili Cami 6 yıldır hala yapılamıyor. Biz Rektörümüze de güveniyoruz, daha önce bu tür projelerde çalışmış şu andaki rektörümüze, Valimize de güveniyoruz ama bazı prosedürler var, süreler var, bu süreleri kısaltalım artık. Bir de şöyle bir şey var. 6 yıldır mahallemizde cenazelerimiz oluyor. Hep başka camilerden kalkıyor yani gözümüzün önünde Çinili Cami dururken başka camilerden cenazelerimiz kalkıyor. Şu anda yapılmasını istediğimiz, bir an evvel bu projelerin, ihalelerin çabuklaştırılması. İstendikten sonra bu 15 günlük süreler üç aylık altı aylık süreler kısalabilir. İstensin yeter ki. Bu caminin açılması istenirse yapılır. Neden açılmıyor, neden bu camiye bu yapılmıyor? Eğer üniversite biz bu işi yapamayacağız, beceremeyeceğiz diyorsa, devretsin Diyanete. Neden devretmiyor? Rahmetli Ressam Ahmet Yakupoğlu bu Çinili Camiyi ve bütün mal varlığını üniversiteye bağışlarken, benim malıma, mülküme, camiye, üniversiteye sahip çıkar diye bağışladı" ifadelerini kullandı. Kütahyalı ressam, neyzen ve minyatür sanatçısı merhum Ahmet Yakupoğlu’nun 1972 yılında yaptırdığı şehrin simgelerinden Çinili Camii, adeta şehrin göz bebeği durumunda. Sekizgen şeklindeki caminin dış yüzeyinin tamamı seramiklerle kaplanırken, minarenin ise Orta Asya üslubunda yapıldığı kaydedildi.
Uşak CHP Genel Başkanı Özel, Başkan Yalım’ı ziyaret etti CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’ı makamında ziyaret etti. Uşak Belediyesini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Belediye Başkanı Özkan Yalım ile Uşak CHP Milletvekili Ali Karaoba, CHP İl Başkanı Sevinç Soyer Yazgan ve partililer karşıladı. Özkan Yalım’ın makam odasında konuşan Özel, “Ben Özkan Yalım’ın örgütümüzde, milletvekilimizle birlikte çok başarılı işler yapacağını, Uşak’ın ona duyduğu güveni boşa çıkarmayacağını, bizlerin beklentilerini karşılayacağını ve her geçen gün Uşak’ta hem partimize, hem kendisine duyulan güvenin, verilen desteğin bir kat daha artacağını biliyorum. İnanıyorum. Kendisine güveniyorum. Bundan sonraki süreçte kimseyi adam kayırmacılık, akraba kayırmacılık, partizanlık olmadan, bütün Uşak’a en doğru hizmetlerin yapılacağına yürekten inanıyorum. Bundan sonraki süreçte büyük bir başarı öyküsü yazılmasını dikkatle takip edeceğiz. Bize düşen ne varsa. CHP’li diğer belediyeler, Avrupa Birliği fonlarının araştırılmasında, Belediyeler Birliği’nin yapacağı projelerle katkılarla hep Uşak’ın arkasında olacağız. Karahallı için de, Eşme için de, belde belediyelerimiz için de farklı bir durum yok. İnsanlar CHP’ye verdiği oydan pişman olmayacaklar. Memnun olacaklar. Vermeyenler bir sonraki seçim için sabırsızlanacaklar" dedi. Konuşmanın ardından tebrik ziyareti basına kapalı devam etti.