DÜNYA - 23 Ağustos 2019 Cuma 12:00

Hawaii uçağında korkutan anlar

A
A
A
Hawaii uçağında korkutan anlar

ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Oakland şehrindeki uluslararası havalimanından Hawaii'ye gitmek üzere havalanan yolcu uçağının kargo ve kabin bölümünü bir anda duman kapladı. Hawaii uçağı, Honolulu Havalimanı’na acil iniş yaptı ve uçakta yaralanan 7 kişi hastaneye kaldırıldı.

Hawaii Havayolları'na ait 47 sefer sayılı yolcu uçağı, dün 184 yolcu ve 7 mürettebatıyla birlikte Kaliforniya eyaletine bağlı Oakland şehrindeki havaalanından Hawaii'ye gitmek üzere havalandı. Uçağın kabini inişten 20 dakika önce bir anda dumanla doldu. Uçağın pilotları Honolulu Havalimanı ile irtibat kurarak acil iniş talebinde bulundu. Güvenli bir şekilde iniş gerçekleştiren uçağı sağlık ekipleri karşıladı. Yolcular uçaktan acil botları açılarak indirildi. Yolculara sağlık görevlileri müdahale etti. 

Amerikan Tıbbi Müdahale Sözcüsü James Ireland, toplam 11 hastanın nefes alma şikâyeti olduğunu ve 2'si çocuk toplam 7 kişinin solunum problemi ile hastaneye kaldırıldığını söyledi. Ireland, hastaneye kaldırılan en küçük yolcunun 9 aylık olduğunu söyledi. 

Hawaii Havayollarının Baş İşletme Sorumlusu Jon Snook yaptığı açıklamada, uçakta oluşan dumanın inişten 20 dakika önce uçak inişe geçtiği sırada tespit edildiğini söyledi. Shook, kabinde görünür bir duman olduğunu, kargo bölümünde bir duman gösterge alarmının kokpite bir uyarı gönderdiğini ve acil iniş yapılmasını sağladığını söyledi. Shook, uçakta hiçbir yerde alev oluşmadığını, uçağın kargo bölümündeki otomatik yangın sisteminin hemen devreye girdiğini söyledi. 

Shook, havayolunun gidiş dönüş bilet bedellerinin yolculara geri ödendiğini ve yolculara seyahat kuponu verileceğini belirtti. 

Shhok ayrıca, yolcu ve mürettebata uçaktan güvenli bir şekilde tahliye oldukları için teşekkür etti.
Federal Havacılık İdaresinin (FAA) olayla ilgili soruşturma başlatacak.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.