GÜNDEM - 20 Ocak 2020 Pazartesi 17:48

Hayatlarını otostopla dünyayı gezerek sürdürüyorlar

A
A
A
Hayatlarını otostopla dünyayı gezerek sürdürüyorlar

Sosyal ağ olan instagramda yüz binlerce takipçileri ile fenomen hale gelen gezgin Buğrahan ve Begüm çifti, çektiği otostopla dünyayı keşfediyor.

Aslen Bursalı olan ama Eskişehir’de yaşayan, Hacettepe Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü mezunu Buğrahan Uzunca, özel sektörde beyaz yaka olarak çalışmaya başladı. Ancak yaşadığı hayattan hiç memnun olmayan Buğrahan, işi bırakarak gezmek için dünya yoluna düştü ve yaklaşık 3 senedir gezilere devam ediyor. Öte yandan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu Begüm Uzunca da mezun olduktan sonra İstanbul’da marka danışmanlık yapmaya başladı. Ancak o da bu hayattan memnun olmadığı, hayali dünyayı gezmek olduğu için gezilere çıkmaya başladı. Bir gün ayrı olarak Buğrahan ve Begüm’ün yolu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya düşerken birbirine tanıdı. İkisinin de hayatın hedefi gezerek dünyayı keşfetmek olduğu anlayan çift, tanıştıktan 6 ay sonra evlendi. O günden bugüne sürekli gezmeye çıkan ve yılın büyük bir süre yollarda geçiren gezgin çift, az miktarda birikmiş para ile yola düşerken instagramda paylaştığı anılarıyla gün geçtikçe fenomen olmaya başladı. Şimdi çiftin ayrı 2 instagram hesabında 230 binden fazla takipçisi bulunurken artık aldığı sponsorluk teklifleriyle şimdiye kadar büyük miktarda para harcamadan ve bazen otostopla sayısız ülke ve şehir gezdi. Gezgin çift, yaptığı gezileriyle hayatın en mutlu günleri yaşıyorken gittiği yerde kültür alış-verişinde de bulunuyor. Uzunca çifti aynı zamanda gittiği bazı ülkelerde aldığı sponsor tekilini burs olarak Türk öğrencilere vererek onların eğitimlerine katkı sağlıyor. Gezgin çifti, şimdiye kadar Asya, Avrupa, Balkan, Latin Amerika kıtalarına kadar ayak basarken, hedeflerinde Hindistan, Bangladeş, Myanmar, Tayland gibi güney Asya ülkeleri ve Güney Afrika turu var.

Hayatlarını otostopla dünyayı gezerek sürdürüyorlar

32 yaşında olan ve 3 yıldır eşiyle dünyayı gezen Buğrahan Uzunca, yaptığı gezileriyle ilgili konuştu. Buğrahan Uzunca, kendileri çok zengin olmadığı ancak aldığı sponsorluklarıyla gezilerini devam ettiği belirtirken, gezerken kaç yere gittiğinin sayısına değil, gittiği yer hakkında tam bilgi edinmeye çalıştıklarını diye getirdi. Uzunca, “Gezdiğimiz ülkelerin sayısına hiç bakmadık. Biz gezilerimizde sayıya bakmıyoruz. Bizim gezme anlayışımız biraz daha farklı. Mesela Japonya’ya gittik iki buçuk ay kaldık. Eğer amacımız sayıyı artırmak olsaydı, Japonya’da o kadar kalmayıp başka ülkelere geçebilirdik. Biz bir ülkeyi tam olarak anlamak istiyoruz. Bu yüzden kaç ülkeye gittiğimi hiç saymadım. Bizim ne ailemiz zengin ne de öyle çok büyük paralarımız var. Ben beyaz yakalıydım, Hacettepe İngilizce İşletme Bölümü mezunuyum. Beyaz yakalı bir hayatım vardı, ama bundan çok mutsuzdum. Dedim ki bu böyle olmaz. Biraz birikimim vardı ve hiç gözümü kırpmadan işi bıraktım ve gezmeye başladım fakat sonumu hiç düşünmedim. Daha sonra yaptığımız gezileri paylaştıkça sosyal medyada takipçi sayım arttı. Durum böyle olunca da bir tanıtım gücü oluştu. Bu sayede sponsorluklar ve işbirlikleriyle maddi olarak geçimimizi sağlamaya başladık” şeklinde konuştu.

Hayatlarını otostopla dünyayı gezerek sürdürüyorlar

Gezgin çift aldığı sponsorla Türk öğrencileri için eğitime de destek sağlıyor
Gezgin çift, gezerken sadece gezmekte kalmayıp gittiği yerlerde öğrenciler ve takipçilerin eğitime destek olabilecek burslar da sağlamaya çalışıyor. Buğrahan, sağladığı burs desteği ile ilgili, “Biz sponsorluklar ve işbirlikleriyle artık gezilerimizi finanse ediyoruz. Zaten tam olarak karşılıyor. Fakat şöyle bir şey de var, biz bu geliri takipçilerimiz vasıtasıyla elde ettiğimiz için bir nevi onları da unutmuyoruz. Ayrıca bazı kanayan yaralara da farkındalık oluşturmuş oluyoruz; öğrencilerin barınma sorunu, geçim sorunu gibi. Bu sebeple burs ve barınma destekleri de veriyoruz öğrencilere ve takipçi arkadaşlarımıza” diye paylaştı.

Hayatlarını otostopla dünyayı gezerek sürdürüyorlar

“Gezilere çıkmadan eğitimlerinizi bitirin”
Buğrahan, ‘bir gezgin olarak gençlere tavsiyeniz ne olur?’ sorusuna yanıtlarken öncelikle elinde bir altın bileziği olarak mezun olup diploma sahibi olmaları ve daha sonra gezmeye karar verdikleri gerektiği söyledi. Buğrahan, “Özellikle gençlere ilk tavsiyem şu olacaktır; ‘kesinlikle gezmek için okulu bırakmasınlar. Çünkü bir genç ortalama 22-25 yaş arasında mezun oluyor. Mezun olduğunuzda da yaşınız küçük olacak. Dolayısıyla mezun olup ondan sonra gezmek, her zaman elinizde bir altın bileziğin bulunması, bir garantinizin bulunması çok önemlidir. Diğer bir nokta ise, 'cebimde hiç para olmadan gezmeye başladım, hiç param olmadan geziyorum' diyenleri ben fazla samimi bulmuyorum. Çünkü gezmek demek aynı zamanda o yerin yemeklerini yemek, müzelerine gitmek ve bunları sağlıklı bir şekilde yapabilmektir. Eğer düzgün beslenemezsen, sağlıklı bir uyku düzenin yoksa bu durum bir ıstırap halini alıyor ve artık gezdiğinden de keyif alamıyorsun. Keyif aldığın bir şeyi o koşullarda yapınca artık bir süre sonra sefalete dönüyor. Ben buna kesinlikle karşıyım. Ayrıca gezerken de çok büyük paralara gerek yok. Yemek ve barınma ihtiyacını sağlayacak bir birikimlerinin olması önemli” diye dile getirdi.

Öte yandan Buğrahan, gezerken yanında hayatın aşkı olan eşini bulunduğu, onu her zaman çok güzel bir duygu ile sevdiğini anlatarak, “İnsanın sevdiği hayatı sevdiği kişiyle paylaşması çok güzel bir duygudur. Her zaman bir yol arkadaşı oluyor yanınızda. Anlaşamadığınız da oluyor, ama genel anlamda; sevdiğiniz, gönül verdiğiniz kişiyle gönül verdiğiniz işi yapmak harika bir duygu” aktardı.

“Düğün parasını bile gezilere verdik”
29 yaşında olan Begüm Uzunca ise, evlendikten sonra eşi Buğrahan ile dünyayı gezmeye devam ediyor. Begüm Uzunca, “Biz eşimle tanıştıktan 6 ay sonra evlenmeye karar verdik. Bu sebeple maddi birikimimizi düğüne yatırmak istemedik. Düğün ya da nişan yapmadık, evimize eşya almadık. Bu parayla dünya seyahati yapmaya karar verdik. Gezilerimiz için de büyük bütçeler ayırmıyoruz. Bazen de davetler ya da indirimler alıyoruz otellerden. Mesela bir gün çok lüks bir otelde kaldıktan sonra ertesi gün otostop çekebiliyoruz. Hayatımız bu şekilde geçiyor. Eğer aileniz zengin değilse kredi çekiyorsunuz ve bunu ödemek için yıllarca çalışıyorsunuz, birçok şeyden feragat etmeniz gerekiyor. Biz buna hiç yanaşmadık. Düğün yapmadık, eşya almadık ve bu parayla dünya seyahati yapmaya karar verdik. Başka arkadaşlar da insanlar ne der diye düşünmesinler. ‘Çok büyük bir düğün yapmalıyım, lüks eşyalar almalıyım’ diye düşünmesinler. Bu bütçeyi kendilerine ayırsınlar, kendilerine yatırım yapsınlar” dedi.

Abdullah Güçlü-Moshiur Rahman

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.