ASAYİŞ - 26 Temmuz 2014 Cumartesi 11:07

Hazine arazisi deyip evini yıktılar

A
A
A
Hazine arazisi deyip evini yıktılar

İzmir’de, hazine arazisi olduğu gerekçesiyle evi yıkılan 55 yaşındaki Saadet Balbars, yaşadıklarına isyan etti.

Yaşadığı çevredeki çoğu evin ruhsatsız olduğunu söyleyen talihsiz kadın, “Bu yasa sadece benim için mi geçerliydi? Ben eşimi kaybettiğim zaman evim başıma yıkılmıştı. İkinci kere neden yıktınız? Bu mu kadın hakkı, beni sokağa atmak mı?” diyerek yetkililere seslendi.
İzmir’in Bornova ilçesi Yakaköy mevkisindeki evi Bornova Belediyesi tarafından yıkılan Saadet Balbars zor günler geçiriyor. Eşini kaybetmesiyle hayatının cehenneme döndüğünü ifade eden talihsiz kadın anılarını hapsettiği evinin belediye tarafından ‘hazine arazisi olduğu’ gerekçesiyle gözleri önünde yıkıldığını ve sokağa atıldığını iddia etti. Balbars, eşinden geriye kalan eşyaları yıkıklar arasında bulmaya çalışırken, yetkililerden de yardım istedi.

“BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI ‘BENDE 20 TL BİLE YOK’ DEDİ”
Yıkımdan bir hafta önce 55 kişilik ekip geldiğini ve zar zor onları ikna ettiğini söyleyen Balbars, sözlerini şöyle sürdürdü: “Polisler, jandarmalar, kamyonlar, kepçeler burayı yıkmak için gelmişler. Benim bilgim yoktu. Sonra sordum, yıkım kararı çıktığını söylediler. Yıkım kararının bana tebligatla bildirilmesi gerektiğini söyledim. Onlarda ‘Biz gönderiyoruz, kapıya dahi asılsa geçerli sayılıyor’ dediler. Burası zaten dağın başı bir yer, belki biri aldı, belki rüzgar uçurdu. Daha sonra 15 gün boyunca belediyeye gidip geldim. Bana dilekçe yazarak zaman istemem gerektiğini bildirdiler." Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’ya gittiğini anlatan Balbars, sözlerine şöyle devam etti: "Meclis toplantısında ağlayarak rica ettim; ‘Beni sokağa atmayın, gidecek yerim yok, eşim vefat etti’ dedim. Ancak beni ‘Bir süre idare ederiz’ diye geçiştirdiler. Belediye Başkan Yardımcısı Sermet Pınar ile görüştüm. ‘Benim gidecek yerim yok, maaşımla idare edemem ben’ dedim. Güldü ve geçti. ‘Cebimde 20 lira param var, ben bununla nereye giderim. Nasıl taşınırım’ dedim. Bana ceplerini çıkararak, ‘Bende o kadar da yok’ dedi." Yetkililere yıkım gerekçesini sorduğunda şikayet geldiği için yıktıklarını söyleyen Balbars, kendisine hiçbir açıklama yapılmadığını, arazinin hazine arazisi olduğunun söylendiğini belirtti.
Çevredeki çoğu villanın ruhsatsız olduğunu anlatan Balbars, şunları söyledi: “Peki bu şikayet nereden kimden geldi? Bu yasa sadece benim için mi geçerli? Madem bir yıkım yasası var buradaki 100 evin 70’i kaçak binadır. Onlardan bir iki tanesini yıkın, gelin sonra benim evimi yıkın. Bu güne kadar hiç böyle bir olay yaşanmamışken neden benim evim yıkılıyor.”
Civardaki tüm arazilerin 2B arazisi olduğunu söyleyen Balbars, arazilerin her birinin de Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün malı olduğuna dikkat çekti.

“BU MU KADIN HAKKI, BENİ SOKAĞA ATMAK MI?”
20 ay önce eşini beyin kanaması sonucu kaybettiğini ve zor günler yaşadığı an evinin yıkıldığını anlatan Balbars, şunları söyledi: "Ben eşimi hastanedeki bir ihmalden kaybettim. Onu da ihmal ettiler, onun da ölümüne sebep oldular. O zaman çok şikayetlerde bulundum, ancak hiçbir şey yapamadım. Burası Türkiye, yasalarla her şekilde oynanıyor. Zaten Allah benim evimi yıkmıştı, ikinci defa yıktılar. Elektriği, suyu yoktu ama yaşamaya çalışıyordum. Ama onu da çok gördüler, onu da elimden aldılar. Böyle bir adalet olmaz. Ben bu adalete karşıyım. İnsan hakları diyorlar, kadın hakları diyorlar. Bu mu kadın hakkı, beni sokağa atmak mı?”
Evinin yıkılması ile arkadaşlarında kaldığını söyleyen Balbars, tuvaletinin bile kapısı olmayan insanın yaşamayacağı bir ev tuttuğunu ve kıt kanaat geçindiğini kaydetti.

“LÜKS EVLERİ NEDEN YIKMIYORLAR?”
Yetkililere seslenen talihsiz kadın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yasayı çıkaranlara sesleniyorum. Ben evimi istiyorum. Ben yaşamak istiyorum. Ben sadece bu evi istiyorum. Başka da bir şey istemiyorum. Ekmek, yiyecek, içecek değil evimi istiyorum. Ben burada eşimin anılarıyla yaşıyorum. Alemin 3-4 katlı lüks tripleks evlerini neden yıkmıyorlar? Çünkü ben çaresiz bir kadınım. Param yok, gücüm yok. Zaten bu adalet hep güçlülerden yana. Benim gibi çaresizlerin böyle gelip bir saat içinde evini yıkıp gidiyorlar.”

“YIKMAZSANIZ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNURUZ”
Belediyeden yapılan açıklamada şu bilgi verildi: “2008 yılında bize üç ayrı koldan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Maliye Bakanlığı ve Valilik’ten ‘Burası 1. Derecede Sit alanıdır. Hazine arazisi olduğu için satışı mümkün olamaz. Eğer yıkımı gerçekleştirmezseniz sizinle ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuruz' ifadeleriyle bir yazı geldi. Valilikten gelen yazıda Vali Vekili Mehmet Denizlioğlu’nun imzasıyla yıkım kararının bir an önce uygulanması gerektiği belirtildi.” 

HALİL KARAHAN- MİHRAP DÜZÖZ
İZMİR 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.