SAĞLIK - 08 Haziran 2015 Pazartesi 11:00

Her insan yaşamının bir döneminde panik atak geçirebilir

A
A
A
Her insan yaşamının bir döneminde panik atak geçirebilir

Memorial Antalya Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uzman Dr. Güneş Berk panik atağın, korku ve kaygının bedensel belirtisi olduğunu belirterek, her insanın yaşamının bir döneminde panik atak geçirebileceğini belirtti.

“Tehdit varsa korunma sistemi harekete geçer” diyen Memorial Antalya Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uzman Dr. Güneş Berk, “Gece geç bir saatte karanlık ve ıssız bir yolda tek başınıza eve doğru yürürken, arkanızdan size doğru hızla yaklaşan ayak sesleri duyuyorsunuz. Adımların sesi, bir yabancının gittikçe size yaklaştığını belli ediyor. Belirsizlik ve olası bir tehdit mevcut… İşte tam da bu sırada bedeniniz bu muhtemel tehdidi bertaraf etmek, zarar görme ihtimali karşısında yaşamda kalabilmek için çok hızlı bir şekilde hazırlık yapmaya başlıyor. Ya kaçacaksınız ya da savaşacaksınız. Bu nedenle kas gücüne ihtiyacınız var. Kaslar geriliyor, kalp daha hızlı atmaya başlıyor, artan oksijen ihtiyacı için soluk alış verişi hızlanıyor, göz bebekleri büyüyor ve dikkat kesinleşiyor. İnsanoğlu yaşamda kalabilmek için, tehdit algılandığı anda kendini korumak için vücudunu harekete geçirme sistemine sahiptir. Beden ve ruh, savaşmak ya da kaçmak için bu hazırlığı yapmasaydı, evrimsel olarak yaşamda kalamazdı. Peki, bu güvenlik sistemi, herhangi bir tehlike yokken de aktif hale gelebilir mi?” dedi.

HER İNSAN YAŞAMININ BİR DÖNEMİNDE PANİK ATAK GEÇİREBİLİR
Dr. Berk, kişinin günlük yaşamında, görünürde herhangi bir tehlike yokken bir anda, kalp çarpıntısı, göğüste huzursuzluk, nefes alamama ve yetmiyormuş hissi, kaslarda gerginlik, ateş basması, soğuk terleme, titreme, baş dönmesi, mide bulantısı, kontrolünü kaybetme ve fenalaşma hissi yaşayabildiğini bildirdi. “Her an bir şey olacakmış gibi ortaya çıkan bu çok yoğun korku ve kaygı hali, kalp krizi, felç, boğulma, çıldırma ve ölümün habercisi gibi algılanabilir” diyen Dr. Berk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birçok bedensel belirti ile birlikte yoğun korku ve kaygının yaşandığı bu durum, panik atak olarak adlandırılmaktadır. Panik atak, bedende var olan koruyucu sistemin bilinçli ya da bilinç dışı bir tetikleyici ile harekete geçmesidir. Her insan yaşamının bir döneminde panik atak geçirebilir. Ancak bu durum tekrarladığı, sıklıkla ortaya çıktığı ve panik atak korkusu ile kişinin günlük yaşam alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kaldığı durumlarda “panik bozukluk” halini alır. Kişi atak yaşamamak için hayat şeklini ve işlevselliğini değiştirmek zorunda kalabilir. Panik bozukluk psikiyatrik tedavi gerektiren bir durumdur. Bu gruptaki hastalar; şeker düşmesi atakları, tiroid hormonu fazlalığı başta olmak üzere hormonal hastalıklar, mitral kapak sarkması ve diğer kalp hastalıkları ile akciğer ya da nörolojik rahatsızlıklar açısından değerlendirilir. Bir neden bulunamadığında da psikiyatriye yönlendirilir.”

UZMANDAN YARDIM ALINMALI
Panik atağın, ani kayıplar, kazalar, boşanmalar gibi stresli dönemler ile terfi alma, evlenme, bebek sahibi olma gibi yaşamı olumlu yönde etkileyen hayat değişikliklerinden sonra da tetiklenebildiğine dikkat çeken Memorial Antalya Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uzman Dr. Güneş Berk , şunları kaydetti:
“Eğer tekrarlayan panik ataklar yaşıyor ve tekrarlanacağı endişesiyle yoğun bir beklenti kaygısı içine giriyorsanız, hayatınızın işleyişi bozulmaya başlamışsa ve yaşadıklarınız bedensel değişiklikler ile açıklanamıyorsa, psikiyatri uzmanına başvurmanız önerilir. Psikiyatri uzmanı, panik atak krizlerini tetikleyici ruhsal ve fiziksel durumları, sigara, madde ve alkol bağımlılığı gibi sorunları göz önüne alarak kişi için en uygun ilaç tedavisini ve terapi yöntemini belirleyecektir. Panik bozukluğun nedenini kişi ile birlikte ortaya çıkacak ve hastanın eski işlevselliğine kavuşması için ona destek olacaktır.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Doğan: “Çiftçilerimiz, bu yıl da buğday fiyatlarının açıklanmasını bekliyor” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, buğday üreticilerinin, emeklerinin karşılığını alabilmek için adil ve zamanında fiyatlandırma beklediğini söyledi. Buğdayın, tarım sektörünün en önemli ürünlerinden biri olduğuna, oluşturduğu istihdam, yurt içi ve ihracat gelirlerine katkısıyla ülkelerin ekonomik kalkınması ve gıda güvenliği için kritik öneme sahip olduğuna vurgu yapan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Buğday, tarım ekonomisinin temel taşı olmasının yanı sıra, birçok sektöre ve ülke ekonomisine geniş kapsamlı katkılar sağlar. İstihdamdan ihracata, gıda sanayisinden enerji üretimine kadar geniş bir yelpazede etkili olan buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, buğday üretiminin sürdürülebilirliğini sağlamak ve bu alanda yapılan yatırımları artırmak, ülke ekonomileri için büyük bir öneme sahiptir’’ dedi. Fiyat belirsizliği üreticileri zor durumda bırakıyor Fiyat belirsizliğinin üreticileri tedirgin ettiğini söyleyen Doğan, “Geçen yıl Haziran ayında ekmek 5 TL idi, bugün ekmek 10 TL oldu. Buğday fiyatları henüz açıklanmadan, geçen seneye göre ekmeğe yüzde 100 zam geldi. Çiftçilerimiz, her yıl olduğu gibi bu yıl da buğday fiyatlarının açıklanmasını bekliyor. Ancak, bu yıl fiyatların açıklanması gecikti ve bu durum çiftçilerin mali planlamalarını yapmalarını zorlaştırıyor. Fiyatların belirsizliği, çiftçilerin ürünlerini depolama maliyetine katlanmak istememesi ve bu yüzden ürünlerini daha düşük fiyatlarla satmak zorunda kalmaları anlamına geliyor ve çiftçiler zor durumda kalıyor. Serbest piyasada buğday fiyatları yaklaşık 9 TL civarında, bu fiyat geçen seneyle kıyaslanırsa yüzde 15’e yakın bir artışa denk geliyor. Buğday üreticileri ekmeğe yapılan artış oranında bir fiyat açıklanmasını bekliyor’’ diye konuştu. ’Buğday üreticileri, fiyatların hala açıklanmamış olması nedeniyle büyük bir belirsizlik ve tedirginlik içinde olduğunun altını çizen Doğan, “Hasat sezonuyla birlikte, çiftçiler ürünlerini depolamak yerine hızlı bir şekilde satmak zorunda kalıyor ve bu da piyasa fiyatlarının düşmesine neden oluyor. Bu durum, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açıyor ve tarım sektöründe sürdürülebilirliği tehlikeye atıyor. Çiftçilerimiz, emeklerinin karşılığını alabilmek için adil ve zamanında fiyatlandırma bekliyor. Hükümetimizin, çiftçilerimizin sesine kulak verip bu konuda acilen adım atmasını bekliyoruz’’ şeklinde konuştu.
Ankara Çek Cumhuriyeti ile sağlık turizminde iş birliği Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu (ASATUF) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Çek Cumhuriyeti ile sağlık turizmini geliştirmek istediklerini belirterek, “Amacımız kazan kazan anlayışı ile geliştireceğimiz ilişkilerle güçlü olan ilişkilerimizi daha iyi bir seviyeye getirmek istiyoruz” dedi. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu (ASATUF) heyeti, Ankara’da bulunan Çek Cumhuriyeti Devleti Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret etti. Çek Cumhuriyeti Devleti Ankara Büyükelçilik Müsteşarı Jiri Borcel tarafından karşılanan ASATUF Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Çek Cumhuriyeti ile her konuda ve alanda işbirliğinin geliştirilmesinin kendileri için önemli olduğunu belirtti. Özellikle sağlık turizmi alanında yapacakları işbirliğinin önemine değinen Karabulut, “Ülkelerimiz bu alanda büyük potansiyellere sahiptir. Amacımız kazan kazan anlayışı ile geliştireceğimiz ilişkilerle güçlü olan ilişkilerimizi daha iyi bir seviyeye getirmek istiyoruz. Ülkemizdeki sağlık kuruluşlarımız güçlü bir alt yapıya sahiptir. Bunun yanında ülkemiz, alternatif tıp alanında, termal kaplıcaları ve doğal güzellikleri bakımından oldukça zengindir. Ayrıca, başta saç ekimi, plastik cerrahi, medikal, kanser, organ nakli özellikle de karaciğer naklinde ve tüm cerrahi müdahaleler konusunda da uzman kadrolarımız bulunmaktadır. THY ile yaptığımız protokol ile de tedavi için gelenlere ayrıcalıklar yapılacaktır. Ayrıca, şahsımın tamamlayıcı tıp ve bitkiler üzerine yazmış olduğum altı kitap ve üç yüz makalem yayınlanmış bulunmaktadır. Alternatif tıp alanında yapmış olduğum bu çalışmalar sonucunda tarafıma bitkilerin profesörü lakabı verilmiştir. Bu alanda Çek Cumhuriyeti Devleti ile ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz” dedi. Çek Cumhuriyeti Devleti Ankara Büyükelçilik Müsteşarı Jiri Borcel ise Türkiye ile ilişkilerinin her geçen gün gelişmekte olduğunun altını çizerek “İlişkilerimizin olması gereken düzeyde yeterli olmadığını çok iyi biliyoruz. Taraflar arasındaki karşılıklı ziyaretler ve görüşmeleri devamlı hale getirirsek, ilişkilerimizi daha da güçlendirebiliriz. Çek Cumhuriyeti Devleti olarak, sağlık turizmi alanında sizlerle her türlü işbirliğini geliştirmekten mutlu olacağımızı belirtmek isterim. Türkiye bu konuda son yıllarda çok ilerledi. Sağlık alt yapınız çok güçlü. Tedavi için gelecek hastalarımız güzel sonuçlar alacağı gibi, ülkenizin tarihi, turistik ve doğal güzelliklerini de gezme fırsatı bulacaklardır. Özelikle Türk mutfağı ve lezzetlerini de tatmış olacaklardır. Dağ sporu alanında ülkeme Türkiye’den yoğun bir ilgi vardır. Türk dağ sporu meraklılarını ülkeme davet ediyorum” ifadelerine yer verdi. Heyetler arası yapılan görüşmelerden sonra ASATUF Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Çek Cumhuriyeti Devleti Ankara Büyükelçilik Müsteşarı Jiri Borcel’e Malatya kayısısı hediye ederek, Çek Cumhuriyeti Devleti Ankara Büyükelçisini ve heyetini ASATUF Genel Merkezi’ne davet etti.
Antalya İlk kazadan yaralı olarak kurtuldu, 3 yıl sonra ilk iş günündeki ikinci kazada hayatını kaybetti Antalya’da önceki gün sabah saatlerinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden servis sürücüsü Uğur Efe’nin 3 yıl önce de turizm otobüsü ile kontrolden çıkıp yolun karşı şeridine geçtiği ve bir işyerine girerek durabildiği kazadan yaralı olarak kurtarıldığı ortaya çıktı. Uğur Efe’nin önceki gün sabah saatlerinde yine karşı şeride geçerek kullandığı servis aracının devrilmesi sonucu hayatını kaybettiği kazanın yeni işindeki ilk ününde yaşandığı belirlendi. Antalya’da önceki gün sabah 06.30 sıralarında meydana gelen trafik kazasında Uğur Efe’nin (48) kullandığı 07 BRG 377 plakalı servis aracı, köprülü kavşağa geldiği sırada sürücünün aracın kontrolünü kaybederek karşı şeride geçmesi sonucu araç yan yatmış ve kazada 8 kişi yaralanmıştı. Ambulanslar ile hastaneye kaldırılan yaralılardan araç sürücüsü Uğur Efe ise yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hastanede hayatını kaybetmişti. Kazanın ardından hayatını kaybeden servis aracı sürücüsü Uğur Efe’nin 6 Eylül 2021 tarihinde Çevreyolu’nda meydana gelen ve 3 kişinin yaralandığı trafik kazasında da otobüsün sürücüsü olduğu ortaya çıktı. 3 yıl önce de kazaya karışmış 2021 yılında meydana gelen trafik kazasında Gazi Bulvarı’ndan Havalimanı güzergahına seyir halinde ki 34 LFC 655 plakalı turizm otobüsünün sürücüsü olan Uğur Efe, aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek refüjü aşıp karşı şeride geçmişti. Hande Aykurt yönetimindeki 07 EDV 07 plakalı otomobile çarpan otobüs yol kenarındaki işletmelere zarar verdikten sonra, oto tamirhanesine girerek durabildi. Kazada 3 işyeri ve 4 araç zarar görürken, yaranan Uğur Efe ise ambulans ile hastaneye kaldırılmıştı. Kaza anı güvenlik kamerasına yansımıştı Öte yandan, 2021 yılındaki kaza anı yakındaki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Otobüsün şeridinden karşıya hızlı şekilde geçmesi, ardından otomobilin refüje çıkan otomobilin dumanların çıktığı anlar görüldü. Görüntüde ayrıca şehir içi yolcu otobüsünün, kaza yapan otobüsten saniyeler önce önünden geçtiği anlar yer almıştı.