SAĞLIK - 30 Ekim 2020 Cuma 17:01

'Hijyen için doğal dezenfektan hipokloröz asidi tercih edin'

A
A
A
'Hijyen için doğal dezenfektan hipokloröz asidi tercih edin'

Kimyasal dezenfektanların uzun süre kullanılması ciltte tahrişlere yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Suat Turgut, "Doğal bir ürün olan hipoklöröz asidin böyle bir yan etkisi yoktur. Hijyen için doğal dezenfektan hipokloröz asidi tercih edin" dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Turgut, korona virüs sebebiyle dezenfektan kullanımının arttığı bu günlerde doğal bir dezenfektan olan su bazlı hipokloröz asit kullanılmasını önerdi. Prof. Dr. Turgut, hipokloröz asidin vücudumuz tarafından beyaz kan hücrelerinin enfeksiyonlarla savaşmak için ürettiği doğal, su bazlı bir antiseptik olduğunu dile getirerek, "Tuz ve suyun elektroliz işleminden geçirilmesiyle elde edilen ve aktif klor olarak da isimlendirilen hipoklöröz asit sebze-meyvelerin yıkanmasından genel ev temizliğine, evcil hayvanların yaşam alanlarına kadar her yerin temizlenmesinde kullanılabilir. İnsan sağlığına bir zararı olmadığı gibi çevre sağlığı için de tavsiye edilen bir üründür. Kimyasal dezenfektanların uzun süre kullanılması ciltte tahrişlere yol açabilir. Doğal bir ürün olan hipoklöröz asidin böyle bir yan etkisi yoktur” diye konuştu.

Kalıntı bırakmayan, çevreci su bazlı hipoklöröz asit aynı zamanda sebze meyvelerin tazeliğini korumasına da yardımcı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Turgut, hipoklöröz asit elde etmek için kullanılan aparatların 3 dakika içinde suyu elektrolize ettiğini ve güvenli olduğunu da kaydetti. Prof. Dr. Turgut, bu ürünlerden elde edilen hipoklöröz asit içeren suyun güneş ışığına maruz bırakmadan 1 ay kadar saklanabildiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Turgut sözlerini şöyle tamamladı: "Hipoklöröz asit içeren dezenfektanlı su mantar, küf, bakteri ve virüsler üzerinde etkilidir. Sebze-meyvelerinizi hipoklöröz asit içeren su ile yıkarsanız tazeliğini daha uzun süre koruduklarını göreceksiniz. Ayrıca ev içinde sık dokunduğunuz yerlere mesela kapı kolu, elektrik düğmesi, masa üstleri, banyo-mutfak gibi ekstra hijyen gereken yerlerde güvenle kullanabilirsiniz. Deterjan ya da dezenfektan kullandıktan sonra uyguladığınız yeri tekrar duru suyla temizlemeniz önerilir. Hipoklöröz asit kullandığınızda buna gerek yoktur. Çünkü içinde hiçbir kimyasal bulunmaz. Geride kimyasal iz bırakmadan gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Alkol bazlı antiseptiklerin, uzun süre kullanımı ciltte kuruluk yapar. Su bazlı antiseptik olan hipokloröz asit dezenfeksiyonunda bu durum ortaya çıkmaz. Kimyasal temizleyicilerde olduğu gibi atık ambalaj sorunu, çevre kirliliği, alerji ya da suya karışan zararlı değildir".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: "Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da gerçekleştirilen "Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi" açılışına katıldı. Açılışta konuşan Tekin, "Afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti. İçinde yaşadığımız çağda çok farklı afet türlerinin varlığına inanıyorum. Fitne, fesat ve fıskın yayıldığı bir dönemde eğitimcilerin bu afetin önüne geçerek, önlerinde olabileceğine inanıyorum" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde gerçekleştirilen Dayanıklı Sınıflar Hareketi Projesi açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Tekin, bütün paydaşların fiili dualarla yanlarında olmalarını beklediklerini söyleyerek, "Dışarıdan konuşarak, dışarıdan eleştirerek değil yaptığımız işlerde, attığımız adımlarda ‘fikrim var, katkı vermek istiyorum’ diye herkesi bir kez daha bu vesileyle birlikte hareket etmeye davet etmek isterim" diye konuştu. "İçinde yaşadığımız çağ tahmin edemediğimiz, öngöremediğimiz çok sayıda genel ifadesiyle afet diye tanımlanabilecek problemleri karşı karşıya bırakıyor bizi" diyen Bakan Tekin, "Afet tanımı da değişti doğal olarak. Bundan yıllar önce, on yıllar önce kullandığımız, afetler için kullandığımız kavramlar veya tanımlamalar bugün değişti. İçinde yaşadığımız çağda çok farklı afet türlerinin varlığına inanıyorum. Fitne, fesat ve fıskın yayıldığı bir dönemde eğitimcilerin bu afetin önüne geçerek, önlerinde olabileceğine inanıyorum" ifadesini kullandı. Bakan Tekin, konuşmasının ardından salonda hazır bulunan öğretmenlerden Ramazan Demirbaş, Şeyma Deniz Aydoğan ve Ahmet Bayraktar’ın doğum gününü kutladı ve kendilerine düşüncülerini yazdığı bir mektup hediye etti.
Eskişehir Yeşil dünya hedefinde yenilenebilir enerjinin kritik rolü ve EPDK engeli Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Özgür Tekgöz, yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye’deki mevcut durumunu değerlendirerek Eskişehir’deki kapasite sorununa dikkat çekti. Konuyla ilgili açıklama yapan TÜGİAD Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Özgür Tekgöz, "Gelecek nesillere sorumluluğumuz olan yeşil dünya hedefi için artan enerji talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerji üretimi kritik bir rol oynamaktadır. Ülkemizdeki sanayicilerimiz, artan enerji fiyatları ve 2022 yılının şubat ayında açıklanan KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, yüzde 30 oranında vergi indirimi ve 6 yıl boyunca sigorta prim desteği gibi avantajların sağlandığı 4’üncü Bölge Destekleri sonrası Güneş Enerji Santrali (GES) yatırımlarına olan ilgilerini arttırdı. Türkiye’deki kurulu GES gücü 1 Mayıs 2024 itibarıyla 13 bin 608 GW olarak açıklandı" dedi. "Sürdürülebilirlik için yeşil mutabakat zorunluluk değil fırsattır" 2023 yılı ortasında sanayicilerin Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Uyum sürecinde Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile tanıştıklarını ifade eden Tekgöz, "Bu mekanizma ile çevresel sürdürülebilirlik için karbon ayak izlerini içselleştirerek, uluslararası ticaretin iklim dostu bir perspektifle yönetilmesi hedeflendi. Sanayicilerimiz, GES yatırımları ile bu zorunluluğu fırsata çevirmeyi planlamaya başladılar. Sanayicilerimiz, yatırımlar sayesinde çatılarda GES kurulumlarını artırırken, trafo kapasiteleri nedeniyle 2023 yılının temmuz ayında EPDK tarafından başvurular durduruldu. Başvurular ancak 2024 yılının şubat ayında açıldı. Bu uzun süre ve sektördeki belirsizlik, sanayicilerin ve EPC firmalarının iştahını kaçırdı. EPDK, başvuruları 6 ay beklettikten sonra başvuru için sadece 21 gün süre vererek yatırımcılara bir zorluk daha çıkardı. İlgili kapasite sınırlamaları, en az 1 MW tüketime sahip olup 2 MWp gücün üstünde üretim santrali kurmak isteyenler için geçerli olsa da, bu güç ve altında başvurularda da trafo kapasitesi maalesef her zaman yeterli olamıyor. Öz tüketim mantığı ile kurulan bu santraller enerjiyi yerinde üretip tüketir iken şebekeye yük oluşturmamakta, aksine şebekenin yükünü hafifletmektedir. Ülkemizde yetmeyen kapasiteler nedeniyle sektörde kısmi olarak ’çantacı’ tabir edilen kişilerin ortaya çıkması ve bürokrasi engeli de sektörün cazibesini yitirmesine yol açmaktadır" şeklinde konuştu. "Açıklanan kapasiteler Eskişehir’in sanayi şehri olma yarışında engel" Öte yandan, 25 Ocak 2024’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yaptığı bir konuşmada ilerleyen süreçte 7.5 GW ek kapasite açıklanacağını duyurmasına da değinen Özgür Tekgöz, konuşmasına şöyle devam etti: "Akabinde, 8 Şubat 2024 TEİAŞ duyurusuna göre, ülke genelinde yenilenebilir enerji için ilk etap olarak 3.75 GW kapasite açıklandı. Bu kapasiteden Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dahil Eskişehir için toplam 38 MW, Eskişehir OSB için sadece 15 MW kapasite açıklandı. Şehrimiz için verilen bu kapasite yetersiz kaldı. 30 Nisan 2024 tarihinde açıklanan rapora göre, Eskişehir OSB için kapasite tükendi bile. Enerji maliyetlerini ve karbon ayak izini azaltacak projelere engel olan bu yetersiz kapasiteler, ülkemizin ve şehrimizin rekabet gücünü negatif etkileyecektir. Ülke genelinde yetersiz olan bu kapasitelerin şehrimizde de yetersiz olduğu nettir. Şehrin vekilleri, sanayi odaları ve STK’lar tarafından ek kapasite talebi veya 2’nci etap kapasite açıklamasında daha yüksek güçte kapasite talebi ile şehrin sanayicilerinin hakkının aranması gerekmektedir."