GÜNDEM - 06 Haziran 2020 Cumartesi 11:57

Hijyenik konaklamaya yeni soluk

A
A
A
Hijyenik konaklamaya yeni soluk

Covid-19 pandemisinin ikinci dönemi olan normalleşme süreciyle birlikte oteller de hizmet vermeye başlarken, New Park Hotel geliştirdikleri sistemle hijyenik konaklamaya yeni bir soluk getirdi.

Türkiye’de Covid-19 sonrası yaşanan pandemi sürecinde birçok sektör gibi turizm sektörü de etkilendi. Bu süre zarfında birçok hotel seyahat kısıtlamalarının artması sebebiyle hizmetlerine ara verdi.

1 Haziran ile başlayan yeni normalleşme sürecinde insanların sosyal ve iş hayatları gereği seyahat ve konaklama ihtiyaçları tekrar başlarken, “nerede konaklayacağız” sorusuna New Park Hotel Ankara Genel Müdürü Gökhan Esengil yaptıkları çalışmalarla cevap verdi.

Esengil, New Park Hotel’in ‘’Konaklama Tesisleri ve Tesisler Bünyesinde Yer Alan Yeme & içme Ünitelerinde Pandemi Sürecinde Uygulanacak Covid-19 ve Hijyen Uygulamaları Değerlendirme Kriterleri’’ kapsamında istenen koşulları yerine getirdiği için Ankara’daki ilk ‘’Güvenli Turizm Sertifikası‘’ almaya hak kazandığını belirtti. Covid-19 tedbirleri kapsamında hijyenik konaklamaya yeni bir soluk getirdiklerini belirten Esengil, oda temizlik işlemi bittikten sonra hijyen makinesi ile temizliği yapıldığını ve her oda için geliştirdikleri sistemle kapıları özel olarak mühürlendiğini ve misafirlerin kullanımına sunulduğunu kaydetti. Esengil, bu işlemle dezenfekte sonrası odaya kimsenin girişinin sağlanmadığından emin olunduğunu vurguladı.

Hijyenik konaklamaya yeni soluk

Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Esengil, şunları kaydetti:

“Giriş anında otele giren her kişinin giriş ve çıkış anında ateşleri ölçülerek kayıt altına alınmaktadır. Giriş anında ateşleri ölçülen kişilere dezenfektan ikram edilmekte ve bavulları özel cihaz ile dezenfekte edilmektedir. Misafirlerin check-in ve check-out işlemleri sırasında her misafire özel içerisinde maske, eldiven, tek kullanımlık kalem olan kişiye özel kitler takdim edilerek kişisel hijyene dikkat edilmektedir. Misafirlerin doldurması zorunlu olan kağıtlar dezenfekte edilmiş özel dosyalar ile her misafire ayrı ayrı verilmektedir. Misafir oda kartları özel olarak kaplatılıp tek kullanımlık olarak verilmekte tekrar kullanılmamakta bulaş riski minimuma indirilmektedir. Otel içerisinde misafirlerin kullandığı genel alanlar sosyal mesafeye uygun şekilde hazırlanmış, her misafir 1,5 mt kuralıyla otele alınmaktadır. Bu alanlar içerisinde ki yönlendirmelerde yabancı misafirlere de düşünülmüş 3 farklı dilde hazırlanmıştır. Otel genel alanlarında hem misafirlerin hem personelin kullanımı için Sağlık Bakanlığı ve TSE onaylı dezenfektan anti-septik sular kullanılmaktadır. Genel alanlar ve en çok kullanılan kapı kulpları, asansör düğmeleri gibi alanlar TSE standartlarına göre talimatlar hazırlanmış olup rutin temizlikler sık aralıklarla görevli personel tarafından yapılmaktadır. Odalar da temasın en çok olduğu kalem, kağıt, minibar, kettle vs. gibi ortak kullanımda olan bütün malzemeler kaldırılmış ihtiyaç halinde misafire özel temin edilmektedir. Misafirlere şampuan, sabun vs. olan buklet malzemeleri tek kullanımlık olarak verilmektedir. Misafirler için hijyenik oda servisleri hizmetinin yanı sıra kahvaltı servisleri misafirlerin istediği saatte odalarına özel olarak yapılmaktadır.”

Esengil, "Almış olduğumuz bu tedbirler sayesinde misafirlerin güvenliğini ve sağlığını korumak ilk hedefimiz olacaktır, Umarım bir an önce ülkemizde ve dünyada Covid-19 virüsü son bulur" ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.