GÜNDEM - 26 Şubat 2019 Salı 10:19

Hocalı Katliamı 27’inci yılında unutulmadı

A
A
A
Hocalı Katliamı 27’inci yılında unutulmadı

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesinin 27’inci yıldönümü, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde düzenlenen törenle anıldı.

26 Şubat 1992’de meydana gelen ve 600’ün üzerinde sivilin ölümüyle sonuçlanan Hocalı Katliamı için düzenlenen anma törenine Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Makedonya’dan Milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

“20 Temmuz’da doğan o güneş hala devam ediyor”

Törende konuşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, Azerbaycan’ın Kafkasya’da Türk dünyasının göz bebeği bir ülke olduğunun altını çizerek, “Hocalı’da yapılan soykırım, Kıbrıs’taki Türklerin de yüreğini dağlamıştır. Çünkü Kıbrıs’ta da Rumlar, Yunanlılar ve Helenistler tarafından da bir soykırım yapıldı. Ama biz yılmadık, Türk ordusu adaya geldi ve Kıbrıs yeniden özgürlüğe kavuştu. Rumlar Türk ordusunun adaya hiç gelemeyeceğini sanıyorlardı. 20 Temmuz 1974’te şafak vaktinde kahraman Türk ordusu Kıbrıs’a geldi. 20 Temmuz’da doğan o güneş hala devam ediyor” dedi. Günümüzde Türk ordusunun KKTC’den çekilmesi yönünde taleplerin olduğuna değinen Töre, “Türk ordusu Kıbrıs’tan çekilsin, adaya barış gelsin diye oyunlar oynanıyor. Onun için biz diyoruz ki Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti çok yaşasın, anavatan Türkiye çok yaşasın, Azerbaycan çok yaşasın, birbirlerini daima sevsinler” diye konuştu.

“Hocalı Katliamı tüm Türk dünyasını üzdü”

Törende konuşan Kuzey Makedonya Milletvekili Enes İbrahim de mesafe olarak uzaklıkların bir anlam taşımadığını vurgulayarak, Hocalı katliamının gerek Makedonya’da, gerekse diğer Türk coğrafyalarında büyük üzüntü kaynağı olduğunu belirtti. Enes İbrahim şunları söyledi: “Belki Makedonya Azerbaycan’dan, Türkiye’den uzakta olabilir ama gönüllerimiz, fikrimiz, hüznümüz ve sevincimiz de birdir. 10 milyon metrekarelik bir coğrafyada yaşayan 300 milyondan fazla Türk milleti artık birlik ve beraberlik içinde özellikle milli konularda milli mutabakat sağlanması gerekmektedir. 1992’de Hocalı’da yapılan soykırım vicdanları üzmüştür. Gerek kuzey Makedonya’da yaşayan Türklerin gerek doğu Türkistan’da yaşayan Uygur kardeşlerimizin gerekse batı Trakya’da Kosova’da balkanlarda diğer coğrafyalarda yaşayan Türkleri, nerede bir Türk varsa hepsini üzmüştür.”

“Hocalı Katliamında emperyalist güçlerin parmağı var”

Konuşmasında Hocalı katliamının perde arkasında emperyalist güçlerin varlığına değinen İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay ise şöyle konuştu: “Emperyalist dünyanın, bunun içinde ABD ve Avrupa Birliği de vardır, bütün hedefleri ve gayretleri parmaklarında oynattıkları Ermenistan vasıtasıyla Azerbaycan ile Türkiye arasındaki irtibatı kopartmaktır. İnsan vücudundan örnek verecek olursak, gövde Türk dünyası ise baş da Türkiye’dir. İşte bütün amaç baş ve gövde arasındaki bağlantıyı kopartmaktır, emperyalist dünyanın hedefi budur. Hocalı katliamının pratiği de bunun içindir. Bunda muvaffak olamayacaklardır. Bizlere düşen görev zalime de dur deyip, mazlumu da elinden tutup ayağa kaldırmaktır. Hocalı bizimdir, Türk yurdudur, mutlaka ve mutlaka orası sahiplerine iade edilecektir.”
Azerbaycan Islahatçı Gençler Birliği Başkanı Ferit Şahbazlı da Hocalı katliamını gündemde tutma amaçlarının gençlere intikam duygusu aşılamak, onların kalbine nifak tohumları ekmek olmadığının altını çizerek, “Biz sadece 21’inci Yüzyılda çağdaş modern dünyanın gözleri önünde bir insanlık cinayeti, beşeriyete yönelik bir cinayetin yaşandığını belirtmek istiyoruz” dedi. Hocalı’nın stratejik önemine değinen Şahbazlı, katliamın Azerbaycan’ın kalan topraklarını daha kolay işgal edebilmek ve Azerbaycan insanını korkutmak amacıyla yapıldığını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Hocalı katliamını anlatan tiyatro oyunu ve müzik dinletisi gerçekleştirildi. Ardından da İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ve diğer katılımcılara ‘Türk Dünyasına Hizmet Plaketi’ verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.