GÜNDEM - 09 Eylül 2017 Cumartesi 07:22

Hüseyin Kocabıyık: 'Aydın Doğan’ı FETÖ kurtardı'

A
A
A
Hüseyin Kocabıyık: 'Aydın Doğan’ı FETÖ kurtardı'

28 Şubat’ta darbe gerekçelerinin Doğan medyasının haberleri olduğuna dikkat çeken AK Partili Kocabıyık, askerlerin dışında yargılanması gereken diğer unsurların FETÖ tarafından bilinçli olarak davaya dâhil edilmediğini belirtti.

28 Şubat döneminde Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in danışmanı olan AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, o süreçte neler yaşandığını Türkiye gazetesine anlattı. 28 Şubat denilen algıyı oluşturanın askerler olmadığını söyleyen Kocabıyık “İstanbul’un oligarşik sermayesiydi. Türkiye’deki Aydın Doğan medyası dediğimiz büyük medyaydı. 28 Şubat davasında yargılanması gereken diğer unsurlar FETÖ tarafından bilinçli olarak ve bir iş birliği içerisinde bunlara dâhil edilmemiştir” dedi. Kocabıyık, şunları söyledi:

BU DAVA EKSİK BİR DAVADIR

28 Şubat gerçek bir darbedir. Sonuçları olmuştur. Askerî kesim bir tavır geliştirmiştir. Adına da postmodern darbe demişlerdir. 28 Şubat’a bir darbe davası açılmıştır. Ama bu dava pek çok bakımdan eksik bir davadır. Çünkü 28 Şubat’ın bileşenleri vardır. O günlerin tanığı birisi olarak, 28 Şubat denilen olguyu olayı oluşturan kurgulayan askerler değildi. İstanbul’un oligarşik sermayesiydi. Türkiye’deki Aydın Doğan medyası dediğimiz büyük medyaydı. Kartel medyası dediğimiz medyaydı. Büyük STK kuruluşlarıydı ve yargının içerisindeki o günkü yapılanmaydı. Tabiî ki CHP’de bu bileşenlerden birisiydi.

BİLEŞENLERİ DE YARGILANMALI

Davada sadece askerler sanık olarak gösteriliyor. Bu adil değil. Bunun adil olmaması şu anda yürüyen davanın gayrimeşru, hukuka aykırı bir dava olduğu anlamına gelmez. Bu dava 28 Şubatçı askerlerin yargılanması ve hukuk önünde hesap vermesi doğrudur. Ancak bu davaya bir bütün olarak baktığımız zaman o yargılananlar arasında olması gerekenler var. Bunlar İstanbul oligarşik sermayesinin unsurları, o günün medya patronları, büyük gazetelerin kamuoyunda etki ajanı gibi çalışan yazarları, Türk-İş, DİSK gibi meslek kuruluşlarının, STK’nın yöneticileri ve yargıyı Genelkurmay’a götürüp esas duruşta durdurtan yargı mensupları ve CHP’nin bazı yöneticileri. O davada bunlar da yargılanıyor olmalıydı.

ELİMİZDE KALA KALA 28 ŞUBAT VAR

Türkiye Balyoz ve Ergenekon davalarında darbecilerin hukukla yüzleşme şansını maalesef FETÖ yüzünden kaybetti. Elimizde kala kala 28 Şubat davası var. Bu davanın mutlaka adil ve hukuka uygun bir biçimde sonuçlanması gerekir. 28 Şubat’ı yapanların hukukun ve tarihin beklediği cezalara çarptırılması gerekir.
15 Temmuz’u bundan ayrı tutuyorum. 15 Temmuz’la, 28 Şubat, 12 Eylül, 27 Mayıs, 22 Şubat hatta Balyoz ve Ergenekon farklı şeyler. Kategorize edecek olursak, 28 Şubat da dâhil ondan öncekiler klasik darbe girişimleridir. 15 Temmuz bir darbe değildir. Bir işgal girişimidir. Vatanımız işgal edilmeye çalışıldı. 28 Şubat bizim demokrasi ve siyasi tarihimizin klasik darbe girişimlerinin sonuncusudur.

Hüseyin Kocabıyık: 'Aydın Doğan’ı FETÖ kurtardı'

KARAR, TARİHİMİZİ TEMİZLEYECEK!

O mahkemeden çıkacak kararın önemi şuradadır; o güne kadar aşağı yukarı 5’in üzerinde fiili darbe girişimi olmuştur. Maalesef bunların hiçbiri millete, devlete, tarihe ve millî iradeye karşı işlenen suçların hiçbirisi yargı tarafından ele alınamamıştır. Bu suçlar yargılanamamıştır. Tarihe hesap vermemişlerdir. 28 Şubat davasında verilecek karar aynı zamanda hem siyaseti hem yargıyı hem de demokrasi tarihimizi bir bakıma temizleyecek olan bir işlemdir.

DARBECİLERİ AKLAMA ÇABASI VAR

Bu davayı amiyane bir tabirle abrakadabra yapıp hukuken içini boşaltıp bir yaygın beraatla sonuçlandırıp, 28 Şubat darbecilerini aklamak şeklinde bir çaba var. Bu çaba mahkeme tarafından değil, dış çevreler tarafından mahkemeye âdeta baskıyla yapılıyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor.

SAVCI, İDDİANAMEYİ ASKERİN ÜZERİNE YIKTI GEÇTİ

Ben, davanın savcısı Mustafa Bilgili (FETÖ üyeliğinden tutuklu) tarafından tanık olarak davet edildim. İlk gözlemim çok olumluydu. Sonra yaşadığımız FETÖ olaylarından kaynaklı geriye dönüp baktığımda, o görüşmeyi hatırladım. Tanık olarak ifade verirken o an için anlam verememiştim ama çok fazla askerle meşguldü. Hep böyle askerler için bir sonuç çıkartmaya çaba gösteren özel gayret gördüm. Bu gayreti görünce kendisine ‘Sayın savcım, bakın 28 Şubat askerlerin sadece tetikçi olarak kullanıldığı bir darbedir. Bu 28 Şubat’ı hazırlayanlar askerler değil. Bunu hazırlayanlar İstanbul’daki oligarşik sermaye ve uzantısı olan mesleki örgütler, STK’lar. Onların uzantısı olan medya ve yargı mensupları. Bunların mutlaka bu davada sanık olarak yer alması lazım. Yoksa 28 Şubat davası bir bütün olarak adil bir şekilde sonuçlanamaz’ dedim. Bana ‘bakacağız, değerlendireceğiz’ dedi. Sonra hiçbir şey yapmadı. Genel kamuoyunda da 28 Şubat’ın diğer bileşenlerinin de yargılanması gerektiği yönünde kanaat oluşmuştu. Savcı iddianamesini askerlere yıktı geçti.
Anlaşıldı ki bir talimatla, baskıyla onlar iddianame dışında bırakılmış. Bunu somut resim gibi görebiliyoruz. 28 Şubat davasında yargılanması gereken diğer unsurlar FETÖ tarafından bilinçli olarak ve iş birliği içerisinde bunlara dâhil edilmemiştir. Bu açıktır.

DARBE GEREKÇELERİ DOĞAN MEDYASININ HABERLERİYDİ

28 Şubatçıların hâlâ bir lobi gücü var. 28 Şubatçıların darbe gerekçeleri olarak önümüze koyduğu her şey Aydın Doğan medyasının haberleriydi. Şimdi bunlar bu davada yargılanmadı. Neredeler bunlar? Bugün Türkiye’nin en büyük medyası olarak duruyorlar. Hiçbir yaptırımla karşılamadılar. O lobi çalışıyor ve herkesi etkiliyor. Şevket Kazan’ı bile etkiliyor. 28 Şubat’ta bakanlıktan indirilmiş. O bile gelip gerçeğe aykırı şeyler söyledi. Hasan Celal Güzel, ben ve Bülent Orakoğlu şikâyetçiyiz. Tansu Hanım da bir miktar doğru şeyler söyledi ama davacı olmalıydı. Bu durum söz konusu lobinin ne kadar güçlü olduğunu ve hâlâ ne kadar iyi çalıştığını gösteriyor.

SİSTEM KENDİNİ PATLATTI

28 Şubat sonuçları Türkiye’ye çok pahalı olmuş bir darbeydi. Bülent Gedikli hesapladı. Türkiye 291 milyar dolarını kaybetti. Sadece 50 milyar dolar banka hortumu vardı. 2001 krizini hatırlayın. Sistem patlattı kendini. Neden? 28 Şubat’ın sonucuydu. Kim ödedi 291 milyar doları? Millet ödedi. Hasan Celal Güzel’in hesaplamalarına göre 28 Şubat olmasaydı bugün millî gelirimiz 25 bin dolar olacaktı. Ancak bugün 10 bin dolarda.

ASLANLAR GİBİ...

TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR

Medyanın duruşmaya ilgisiz kalmasını kınayan AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık “Türkiye gazetesi 28 Şubat’ta da aslanlar gibi savaştı. Bugün de takip etmenizden dolayı çok sevindim. Gerçekten çok teşekkür ediyorum ve tebrik ediyorum. 28 Şubat’ı takip etmeyen ve önemsemeyen hiçbir medya kuruluşu demokrat olduğunu iddia etmesin. Bu dava Avrupa’da bir yerde olsaydı bırakın oradaki medyayı bütün dünya takipçi olurdu. Bu, bir milletin geleceğini belirleyen dava” ifadelerini kullandı.

1 TANE ATILAN YOKTU

28 ŞUBAT FETÖ’YÜ BÜYÜTTÜ

FETÖ’cüleri başımıza bela eden unsurun 28 Şubat olduğunun altını çizen Hüseyin Kocabıyık şunları söyledi: 28 Şubat geleneksel Müslümanlık ve İslam’ın çizgisinde olan ne kadar muhafazakâr insan varsa tasfiye etti, İmam Hatipleri kapattı. ‘Neden kapattı?’ diye bakıyorsun. FETÖ’nün okullarını o süreçte ikame etmesi için. Kamu kuruluşlarındaki ve ordudaki temiz Müslümanları atıyor, yerine FETÖ’yü koyuyor. 28 Şubat’ta yargıdan, orduda atılan bir tane FETÖ’cü yok.

Ebru Karatosun - Ankara

Hüseyin Kocabıyık: 'Aydın Doğan’ı FETÖ kurtardı'

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Taş fırın erkeği Tamer Karadağlı’ya yoğun ilgi Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde düzenlenen 24. Uluslararası Tiyatro Festivali’nin açılışı yoğun yağmur altında yapıldı. Trabzon’da 2-15 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 24.Uluslararası Tiyatro Festivali’nin açılışına katılan ve özellikle uzun yıllar Türk televizyonlarında yayınlanan “Çocuklar Duymasın” adlı aile dizisinde “Taş Fırın Erkeği Haluk” rolünü canlandıran Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’ya vatandaşlar kortej yürüyüşü boyunca yoğun ilgi gösterdi. 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda açılışı yapılan 24.Uluslararası Tiyatro Festivali’ne, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdullah Uraloğlu, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ile vatandaşlar katılırken etkinlik çerçevesinde Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı. Etkinlikle ilgili bir açıklama yapan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, festivallerin ülke tanıtımında önemli rol oynadığına dikkat çekerek, “Bu festivallerin şehirlere katkısı çok büyük. Hem sanat kültür anlamında, hem de turizm anlamında dünyada tanıtımı adına çok önemli rol oynuyor. Sadece bir tiyatro festivali olarak bakmamak gerekiyor. Biz aslında ülkemizi de gösteriyoruz çünkü uluslararası bir festival. Buradan dönen yabancı tiyatrolar bizim ülkemizin reklamını yapıyor oluyor. Biz bir bakıma bu anlamda turizm elçiliği de yapıyor oluyoruz. Festivale çok büyük bir ilgi var bu sene 24. Yapıyoruz. Trabzon Devlet Tiyatrosu 1987’de kuruldu. Dolayısıyla tiyatro kültürüyle yaşayan bir şehir ve tiyatroya karşıda inanılmaz bir teveccüh içinde. Mevcut olan tiyatromuz yetmiyor artık bir yeni sahneye daha ihtiyacımız var çünkü talep çok fazla. Trabzon seyircisi son derece seçici ve tiyatrosuna sahip çıkan bir seyirci. Bu da bizim için çok güzel” dedi. "İlgi gerçekten beni çok etkiledi" Yağmur altında yapılan kortej yürüyüşü boyunca vatandaşların yoğun ilgisi kendisini çok etkilediğini kaydeden Karadağlı, “Çok mutlu oldum çünkü halkı gösterdiği teveccüh hiçbir şeye benzemiyor. Ben Trabzon’da daha önce defalarca geldim her zaman büyük bir ilgiyle karşılandım ama bu sefer bu ilgi gerçekten beni çok etkiledi. Sadece bana sahip çıkmaları değil festivallerine sahip çıkmaları adına çok önemli. Bu sene 24.cisini düzenlediğimiz festival Trabzon’unu muza hayırlı uğurlu olsun. Bir ara yürümesek mi acaba arabayla mı geçsek yürüyüşü iptal mi etsek diye bir konuşma oldu, hayır. O kadar insan bekleyip te teveccühü gösteriyorsa bize düşende yağmur çamur dinlemeden o yürüyüşü yapmak oldu” diye konuştu Festivale katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdullah Uraloğlu da Trabzon’un kültür ve sanat anlamında biraz daha öne çıkması gerektiğini kaydederek, “Trabzonlular olarak kültür ve sanat tarafımızı birazcık daha öne çıkarmamız birazcık daha duyurmamız biraz daha geliştirmemiz gerekmektedir. İnşallah bunu biraz daha ilerleteceğiz. Uluslararası bir organizasyon yabancı misafirlerimiz var. Trabzon buna yakışır buna layık. Mutlaka kendimizi geliştireceğimiz bir sürecin başlangıcına vesile olsun istiyorum. Yağmur biraz belki etkinliklerimizi olumsuz etkileyebilir ama şevkimizi etkilemeyecektir” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından yaklaşık 1,5 kilometrelik kortej yürüyüşü yapılırken, yürüyüşe katılanlar yol boyunca ıslanmalarına rağmen yürüyüşü bırakmadı.
Denizli Bakan Yardımcısı Polat: "Yanan alanlarla ilgili spekülasyonlar devam ediyor" Orman yangınlarına ilişkin her sezon basın ve sosyal medya üzerinde spekülasyonlar yapıldığı ifade eden Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Albülkadir Polat, orman alanlarının anayasa ile korunduğunu hatırlattı. Ayrıca Bakan Yardımcısı Polat yurt genelinde gerçekleştirilecek olan “Orman Benim” kampanyasına vatandaşları davet etti. Bir dizi ziyaret kapsamında Denizli’ye gelen Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdülkadir Polat, Denizli Orman Bölge Müdürlüğünü de ziyaret etti. Şube müdürleri ve personel ile selamlaşan Bakan Yardımcısı Polat, ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. 25 binden fazla ateş kahramanlarıyla yeşil vatanda gece gündüz demeden mücadeleyi sürdürdüklerini ifade eden Bakan Yardımcısı Polat, orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı, yüzde 10’unun ise doğa olaylarıyla gerçekleştiğini hatırlattı. Orman yangınlarına müdahale eden ekip ve araç sayılarını paylaşan Bakan Yardımcısı Abdülkadir Polat, “105 helikopterimiz, 26 uçağımız ve 14 İHA’mız mevcuttur. Yer unsurlarımız ise arazözlerimiz, iş makinalarımız ile 5 bin adeti bulmuştur. 25 ülkenin orman yangın görevlilerini Antalya’da Uluslararası Yangın Eğitim Merkezimizde eğitiyoruz. Orman gönüllüsü olmak için bize başvurmalarını, eğitim almalarını ve yangınlarda yararlı olmalarını istirham ediyorum. Orman gönüllerimiz sertifikalandırılarak özel statüyle orman yangınlarında görevlendiriliyor. Bunların sayısı ülke çapında 122 bin, Denizli özelinde 2 bin 600’e ulaşmış durumda” dedi. “Yanan alanlarla ilgili spekülasyonlar her sezon açıklanmasına rağmen devam ediyor” Yangın sezonunda yanan alanlara ilişkin sosyal medya ve basın aracılığıyla spekülasyonların sürdüğünü vurgulayan Bakan Yardımcısı Polat, “Sosyal medya ve basında yanan alanların yerine ne yapılacağı ile ilgili her sezonda açıklanmasına rağmen spekülasyonlar devam ediyor. Ranta kurban edileceği, otel yapılacağı, alışveriş merkezi yapılacağı her yangın döneminde dile getiriliyor. Oysa gerek anayasamız gerekse yasalarımızda açıkça belirtildiği gibi yanan orman alanında ağaçlandırma dışında hiçbir işlem yapılamaz” ifadelerini kullandı. “Hepinizi yarın Orman Benim kampanyasına davet ediyorum” Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan “Orman Benim” kampanyasına vatandaşları davet eden Bakan Yardımcısı Polat, ”Orman yangınlarına karşı Tarım ve Orman Bakanlığı olarak kampanya başlattık. Muğla merkezli 81 vilayette STK’larımızın, öğrencilerimizin, katılmak isteyen herkesin katılımıyla ormanlardaki yanıcı maddeleri orman dışına çıkarma organizasyonu yapılacaktır. Bu sembolik hareket bir farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştiriliyor. Hepinizi yarın Orman Benim kampanyasına davet ediyorum. Vatandaşlarımızdan ormanlarda yangınlara sebebiyet verebilecek her türlü etkene karşı duyarlı olmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.