Türkiye İç Giyim Sanayicileri Derneği (TİGSİAD) Başkanı İrfan Özhamaratlı ve Genç TİGSİAD Başkanı Fatih Canbolat; İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Programı’nın düzenlediği ‘İç Giyim Dünyasında Eğitim - Tasarım- Üretim - Pazarlama’ konulu seminerde iç giyim sektörüne yönelik çalışma yapan moda tasarım öğrencileriyle buluştu.
Eski bir sektör olan iç giyim sektörünün arkasında 300 bin çalışanı olan isimsiz ve görünmez bir kahraman olduğunu belirten TİGSİAD Başkanı İrfan Özhamaratlı, Türkiye’nin gerçekleştirdiği hazır giyim ihracatının yarısının iç giyim sektörü tarafından yapıldığına işaret etti ve yıllık 6 milyar dolarlık iç giyim ihracatı yapıldığı bilgisini verdi. İç giyimin sadece iç çamaşırından ibaret olmadığına dikkat çeken Özhamaratlı, iç giyimin içinde pijamadan spor giysisine, plaj giysisinden, bornozlara, tişörtlere kadar çok fazla ürün olduğunu ifade etti ve “İç giyim sektörü, dünyada en fazla rekabet edilebilecek alanlardan biri. Türkiye, bu rekabet içinde 3’üncü veya 4’üncü sırada. Bu önemli bir güç” dedi.
"Modayı uygulayan değil, modayı belirleyen bir ülke olmalıyız"
Türkiye’nin markalaşma, tasarım ve mağazalaşmada Almanya’yı yakalayabilecek potansiyele sahip olduğunu ifade eden TİGSİAD Başkanı, “Türkiye hazır giyim sektörü, gerçekleştirdiği ihracatla Türkiye’nin kasasına yıllık 15.5 milyar dolarlık bir katkı sunuyor. Bugüne kadar yaklaşık 150 milyar dolarlık bir katkı sunduk. Sektörümüz çok güçlü. Pamuk üretimi alanında iyi bir konumdayız. Dünyanın en büyük pamuk üretimini gerçekleştiren ülkelerden biriyiz. Ülke olarak hazır giyim ve tekstilin kıymetini bilmeliyiz. Modayı uygulayan değil, modayı belirleyen bir ülke olmalıyız. Bilgi ve tecrübede çok önemli yol kat ettik. İtalya, İngiltere, Fransa’nın yerini alma zamanımız geldi. Bunu da bu alanda eğitim gören, çalışma yapan genç moda ve tasarımcılarla birlikte olacak” şeklinde konuştu.
Çevreyle ve insanla dost sektör
İç giyim sektörünün çevreyle ve insanla dost bir sektör olduğuna işaret eden Özhamaratlı, “İç giyim sektörü, büyük şehirlerde iç içe yaşayan ve yaşaması gereken bir sektör. Evsel atık kadar atığımız yok.
Firmalar büyük adetli üretim yerine, küçük ve esnek üretim modeline kaymaya başladığına vurgu yapan Özhamaratlı, “Türkiye, bu anlamda vazgeçilmez. Kullanılan kimyasallar konusunda Avrupa pazarında çok önemli bir noktadayız. Büyüyen bir iç pazarımız var. Komşu pazarlardaki sıkıntılar, sektörü yeni pazarlara yöneltti” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nin önümüzdeki yıl iç giyim dersi açılacak olmasının sektör adına memnuniyet verici olduğunu kaydeden Özhamaratlı, iç giyim alanına yönelik eğitim müfredatının oluşturulmasının ülke ekonomisi için de önemli bir katkı sunacağını belirtti ve TİGSİAD olarak bu konuda ellerinden gelen desteği vereceklerini söyledi.
İç giyimin anahtarı tasarım ve modada
Tasarım ve modanın iç giyim sektöründe daha iyi bir noktaya gelmenin anahtarı olduğuna dikkat çekti ve kendi iş imkanını oluşturan iç giyim sektöründe eğitim gören öğrencilerin bu anlamda yolunun açık olduğunu söyledi. İç giyim alanında uzmanlaşacak moda tasarım bölümü öğrencilerine yönelik yapacakları tasarım kriterlerini şöyle sıraladı: “Her şeyden önce tasarım orijinal olmalı. Farklılığı olmalı. Beğenilmesi gerekli. Estetik olmalı. Fonksiyonel olmalı. Kullanım açısından rahatlığı olmalı. Ticari olması için ekonomik olmalı. Kaynakları ve işgücünü verimli olarak kullanabilmeli.”
Özmaharatlı, öğrencilerin çalışma hayatına başlamadan önce yapacakları stajlarda büyük markaları değil, küçük ölçekli firmaları tercih etmeleri halinde işin ayrıntılarına daha vakıf olabilecekleri tavsiyesinde bulundu ve “Büyük firmalarda değil, aktif, esnek ve hızlı iş yapan firmaları bulun. Her şeyden önce seveceğiniz işi yapın. Lisan önemli, dilinizi geliştirin. Tasarımda hayal kurmak önemli. Hayal etmekten geri durmayın. Geçmiştekilerin hayalleri bugünü, bugünün hayalleri ise geleceğin tasarımlarını belirler.”
"Günceli yakalamalıyız"
Ev içinde kullanılan klasik iç giyimlerin rahat giyime dönüştüğünü belirten Genç TİGSİAD Başkanı Fatih Canbolat ise, bu alanda çalışma yapmak isteyen moda tasarımcılarının genelde günceli yakalama konusunda yetersiz olduklarına dikkat çekerken, tasarımcı ve stilistlerin güncel ihtiyaçlardan yola çıkarak dünyadaki trendleri takip etmeleri ve ona göre çalışma yapmalarının önemli olduğunu söyledi.
Klasik pijamaların yerini ev içinde kullanılan günlük giyimin aldığını belirten Canbolat, pazarda tüketicide değişen ihtiyaçları yakalayabilen ve onlara yeni bir şeyler sunacak tasarımlara ihtiyaç olduğunu kaydederken, “Globalleşen dünyada her şey farklılaşıyor, tasarımlar farklılaşıyor. Arz ve talep farklılaşıyor. Bunu dikkate almazsak, kendimizi güncellemezsek sınıfta kalırız. Stilistlik ve modelistlikte sektörel bilgi önemli. İhtiyaçları görmek önemli” dedi.
İç giyim sektörünün kendi içinde büyüyen bir alan olduğunu belirten Canbolat, “Sektör doğurgan bir sektör. Çok büyük bir sermayeye gerek yok. Gereken özeni göstermek önemli. Yapılacak işe karar vermek, ayran gönüllü olmamak sabırlı olmak lazım” diye konuştu.
