ASAYİŞ - 15 Temmuz 2020 Çarşamba 09:29

İçişleri Bakanı Soylu: '15 Temmuz bizden 251 vatan evladını götürmüş ancak ülkeyi geriye götürmeyi başaramamıştır'

A
A
A
İçişleri Bakanı Soylu: '15 Temmuz bizden 251 vatan evladını götürmüş ancak ülkeyi geriye götürmeyi başaramamıştır'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “15 Temmuz bizden 251 vatan evladını götürmüş ancak ülkeyi geriye götürmeyi başaramamıştır. Güçlü devlet geleneğimiz ve aziz milletimizin demokrasiye bağlılığı, o geceyi vesayetin tümden tasfiyesine vesile etmemize imkân tanımıştır” dedi.

Bakan Süleyman Soylu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. İnşirah Suresi’nin 5 ayetine dikkat çekerek mesajına başlayan Soylu, “Şüphesiz, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. 60 yıllık hesabın bir gecede görüldüğü, vesayetin son hamlesi, milletin son ve en kesin cevabı 15 Temmuz hain darbe girişiminin 4. yılının idraki içindeyiz. Şurası açıktır ki FETÖ, 15 Temmuz’un taşeronudur. O ihanetin arkasındaki akıl ise aslında darbeleri araç olarak kullanan, temel hedefi devleti ve medeniyetimizi kendine göre yeniden formatlamak olan ve bizim yıllardır vesayet zihniyeti olarak tarif ettiğimiz akıldır” ifadelerini kullandı.

“15 Temmuz 251 vatan evladını götürdü ancak ülkeyi geriye götürmeyi başaramadı”

Soylu, “15 Temmuz bizden 251 vatan evladını götürmüş ancak ülkeyi geriye götürmeyi başaramamıştır. Güçlü devlet geleneğimiz ve aziz milletimizin demokrasiye bağlılığı, o geceyi vesayetin tümden tasfiyesine vesile etmemize imkân tanımıştır. Bakanlığımız bünyesinde FETÖ ile mücadele kapsamında 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 99 bin 66 operasyon yapılmış, 282 bin 790 gözaltı ve 94 bin 975 tutuklama gerçekleştirilmiştir. Halen bu suç kapsamında tutuklu olan kişi sayısı 25 bin 912, süreç içinde toplam işlem yapılan şahıs sayısı ise 597 bin 783 kişidir. Bu çalışmaların en somut bulgusu ise sayılar ve rakamlar değil, örgütün bazı kesimlerce net anlaşılamayan veya varlığından bile şüphe ettikleri organizasyon yapısının aslında çok dinamik, somut ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde eyleme dönük bir gerçeklik içinde olduğudur” cümlelerine yer verdi.

15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde Demokratik Hukuk Devletini Yeniden Düşünmek Sempozyumu’nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “15 Temmuz sonrası bu ülkenin attığı stratejik adımları, günlük siyasi tartışmalar asla örtmemelidir. Türkiye büyük bir değişim yaşamıştır ve 15 Temmuz’dan sonra geleceğini yeniden şekillendirmiştir. Bunu yapmak kolay değildir” dedi.

İstanbul Üniversitesi’nin iş birliği ile Türkiye Hukuk Platformu, Anayasa Hukukçuları Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB), Kağıthane Belediyesi ve İçişleri Bakanlığı'nın ortaklaşa düzenlediği “Demokratik Hukuk Devletini Yeniden Düşünmek Sempozyumu 4” İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Sempozyumda ‘darbe ile mücadele ve demokratik devlet’ başlığı ele alınırken, açılış konuşmasını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptı. Rize’de yaşanan sel felaketi ile sözlerine başlayan Bakan Soylu, alınabilecek tüm tedbirleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştirdiklerini ifade etti.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen faaliyetlerden bahseden Soylu,“Sürekli darbelerle terbiye edilmeye çalışılan, dışarıdan kurgulanmış bir vesayet sistemiyle yıllardır mücadele eden, demokrasi normları, insan hakları normları açısından zaman zaman uluslararası bazı kuruluşlarca eleştirilen Türkiye’nin bugün, 15 Temmuz’un yıl dönümünde geldiği nokta da böyle... Tüm terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele eden; 15 Temmuz’un sabahında iş yerlerinin açıldığı, hayatın normal seyrinde devam ettiği, devlet prensiplerinin ve kamu düzeninin yalpalamadığı, devletin kendi içine sızmış ihanet çetesini temizlerken mahkemeden, hukuktan, savunma hakkından ayrılmadığı, gündelik hayatı aksatmayan, darbe girişiminin hemen bir yıl sonrasında seçimlerini, referandumlarını problemsiz gerçekleştiren; sürekli demokrasiye, sürekli milletin kararına, onayına başvuran; bu kadar güvenlik problemiyle karşı karşıyayken hükümet sistemini milletin kararıyla beraber rahatlıkla değiştirebilen bir Türkiye” diye konuştu.

Dünya’nın 21. Yüzyılda bir etik ve samimiyet testinden geçmekte olduğunu ifade eden bakan Soylu, “Hem terörle, hem göçle, hem de demokrasiyle, hem de medeniyet değerleriyle bu testten geçmektedir. Türkiye’nin soruları herkesten zordu ama bu testte bana göre başarılıdır. Türk demokrasisi, 21. yüzyılın etik anlamda ayakta kalan, kendini inkar etmeyen, yalanlamayan tek demokrasisidir. Türk demokrasisi ham değildir, olgunlaşmış bir demokrasidir. Darbelerle, yaşadığı acılarla, halen yönettiği güvenlik tehditleriyle olgunlaşmış bir demokrasidir. 15 Temmuz sonrası bu ülkenin attığı stratejik adımları, günlük siyasi tartışmalar asla örtmemelidir. Türkiye büyük bir değişim yaşamıştır ve 15 Temmuz’dan sonra geleceğini yeniden şekillendirmiştir. Bunu yapmak kolay değildir” dedi.

Bu vizyondaki en önemli payın Cumhurbaşkanı’nın olduğunu dile getiren Soylu, “Rutinin devamı tercihi yerine, değişim gibi zor bir yolu tercih etmiştir. Geçmişten, vesayetle mücadele eden eski siyasetçilerimizden doğru dersler çıkarmıştır ve gereken adımı atmıştır. Her şerde bir hayır vardır, belki 15 Temmuz’unki de budur. Bunu ancak çocuklarımız, bizden sonraki nesiller yaşayıp görecekler ve analiz edeceklerdir. Ama şunu ifade edebilirim ki bu ülke doğru ülkedir, başarılı bir ülkedir ve bu millet, demokrasiyi sadece kazanmış değil, hak etmiş bir ülkedir. Cenab-ı hak gelmiş geçmiş her ferdinden razı olsun. Ben bu vesileyle, yıl dönümünü idrak ettiğimiz 15 Temmuz hadisesinde ve tüm demokrasi mücadelesinde, terörle mücadelesinde, bu ülkenin güvenliği, milletin huzuru için feda-i can eden tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum” şeklinde konuştu.

Caner Sönmez - İrfan Çalışkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.