EKONOMİ - 02 Haziran 2020 Salı 15:27

İkinci el araç piyasası yükseldi; galericiler piyasaya yetişemiyor

A
A
A
İkinci el araç piyasası yükseldi; galericiler piyasaya yetişemiyor

İkinci el otomobil piyasası son günlerde gözle görülür bir artış gösterirken, fiyatların yükselerek tavan yapması dikkat çekti. Piyasada sıfır araç bulunamadığından dolayı ikinci el araç fiyatlarının arttığını söyleyen galerici esnafı, fiyat değişikliklerine yetişemediklerini söyledi.

İzmir'de ikinci el otomobil pazarının nabzının attığı Otokent'te son günlerde hareketlilik hakim. Oto pazarına gelen araçlar kısa sürede alıcı bulurken, galerici esnafı ise satmak için temiz ikinci el araç bulamamaktan yakındı. Piyasada sıfır araç bulunamadığından dolayı ikinci el araca yoğun talebin olduğu, bu yüzden de ikinci el piyasasının yükseldiğini söyledi. Fiyatların haftalık, hatta günlük olarak bile değişkenlik gösterdiğini söyleyen esnaf, fiyat değişikliklerini takip etmekte zorlandıklarını dile getirdi.

İkinci el araç piyasası yükseldi; galericiler piyasaya yetişemiyor

"Fiyatlar şu an en üst seviyede ve bu böyle devam edecek"

Fiyatların en üst seviyede olduğunu ve bu artışın süreceğini söyleyen galerici esnafı Semih Karlık, galericiler olarak temiz araç bulmakta da sıkıntı çektiklerini ifade etti. Semih Karlık, "Fiyatlar şu an en üst seviyede ve bu böyle devam edecek. Sıfır araç fiyatları yükseldikçe ikinci el araçların da fiyatı yükselecek. Şu an piyasa çok hızlı. Fiyat değişikliklerine yetişemiyoruz. Ben bu hafta 8 tane araç sattım, şu an satacak araç da bulamıyorum. Temiz araç bulma sıkıntımız var ve biz garantili, ekspertiz raporlu otomobil satmak zorundayız. İşimiz zor, temiz araba bulmak da zor, müşteriyi memnun edebilmek de zor. Şu an yaptığımız iş çok zor. Temiz araç bulmak için şehir dışında bile çıkıyoruz. Vatandaşlarımızı memnun edebilmek için her şeyi yapıyoruz. Sattığımız bir aracın fiyatı mesela 90 bin lira ise bir sonraki hafta 5 bin lira, 6 bin lira artış gösterebiliyor. Piyasayı takip edemiyoruz" dedi.

"İkinci el araç satın almak isteyenler ellerini çabuk tutsun"

Fiyat artışlarının süreceğini söyleyen bir başka galerici esnafı Fahri Karlık da ikinci el araç satın almak isteyenlerin ellerini çabuk tutması gerektiğinin altını çizdi. Karlık, "Şu an ikinci el piyasası çok hareketli. Araç almaya yetişemiyoruz. Aracı alıp getiriyoruz ve kısa zamanda satıyoruz. Çünkü ikinci el araç bulma konusunda galerici arkadaşlarımızın tamamı sıkıntı yaşıyor ve fiyatlar da çok yüksek. Satıcılar internetten fiyatlara bakıp, en yüksek fiyatı baz alarak kendi arabasının fiyatını artırıyor. Bu da fiyatların artmasına çok büyük bir etken. Diğer bir etken ise bayilerde sıfır araba yok. Vatandaşlar sıfır araba bulamayınca ikinci ele yöneliyorlar. İkinci elde de fiyatlar haftalık hatta günlük değişebiliyor. Şu an ikinci el araba almak isteyenler ellerini çabuk tutsunlar. Beğendikleri bir araba olduktan sonra mutlaka ekspertize göstersinler. Bilindik, tanıdık bir yerden yani galericilerden alsınlar. Yarın arabada bir problem yaşadıkları zaman en azından muhatap bulsunlar. Fiyatlar devamlı yukarı gidiyor; ikinci el araba satın almak isteyenler ellerini çabuk tutsunlar" diye konuştu.

"Yaklaşık bir aydır araştırıyordum"

Piyasalardaki fiyat yükselmesine rağmen ihtiyacı olduğu için araç satın aldığını söyleyen vatandaşlar da durumdan muzdarip. İkinci el araç satın alan Metin Sağlam isimli vatandaş, "Piyasa yaklaşık 5-6 aydır bir hayli yüksek ama ihtiyacımız olduğu için de araç almak zorundaydık. Tanıdık vasıtasıyla buradan araç satın aldık. Arkadaşlar da yardımcı oldu ve istediğimiz fiyata aldık. Yaklaşık bir aydır araştırıyordum, en uygun olan aracı aldık" diye konuştu.

Ali İhsan Çiftçi - Sinan Yeniçeri
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.