EKONOMİ - 09 Aralık 2007 Pazar 15:10

İktisadın duayeni Sebahattin Zaim vefat etti

A
A
A
İktisadın duayeni Sebahattin Zaim vefat etti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün hocası, ekonomi dünyasının duayenlerinden Sebahattin Zaim, bu sabah vefat etti. Zaim, son röportajını İHA'ya vermişti.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, vefat eden Prof. Dr. Sebahattin Zaim'in görüş ve düşünceleriyle derneğe ilham kaynağı olduğunu belirterek, "Değerli hocamız Sebahattin Zaim'i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz" dedi. 

MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, ilim dünyasının önde gelen isimlerinden olan ve MÜSİAD Şeref Üyesi ve Yüksek İstişare Heyeti Üyesi Prof. Dr. Sebahattin Zaim'in vefatının ardından bir açıklama yaptı. 

Lenf kanseri nedeniyle 15 gün önce ameliyat olan ve bugün sabah saatlerinde vefat eden ilim ve ekonomi dünyasının duayenlerinden, İslam ekonomisi ilminin kurucularından Prof. Dr. Sebahattin Zaim'in vefatından dolayı büyük üzüntü duyduklarını belirten Bolat, "Sebahattin Zaim 'Hocaların hocası' sıfatıyla ilim dünyasının önemli bir ferdi olmanın yanında mümtaz şahsiyetiyle bir insan olarak da çok sevilen ve bizim ve herkesin saygı duyduğu bir münevver, bir kanaat önderiydi. Merhum hocamız özellikle İslam ekonomisine katkılarıyla dünyaca tanınmış bir bilim adamıydı" dedi. 

MÜSİAD Şeref Üyesi ve Yüksek İstişare Heyeti Üyesi olan Sebahattin Zaim'den MÜSİAD'ın fevkalade istifade ettiğini söyleyen Bolat, MÜSİAD'ın yönetim kadrolarında çalışmış ve halen çalışmakta olan Sebahattin Zaim'in birçok öğrencisi olduğunu kaydetti. 

Zaim'in görüş ve düşüncelerinin MÜSİAD'a ilham kaynağı oluşturduğunu dile getiren Bolat, "Kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyoruz. Ailesine, camiamıza ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar niyaz ediyoruz. Allah (C.C.) rahmet eylesin, mekanı cennet olsun" diyerek sözlerini tamamladı.

'Hocaların hocası' son röportajını İHA'ya vermişti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün hocası Prof. Dr. Sabahattin Zaim, İHA'ya verdiği son röportajında Gül'ü kendine nasıl asistan seçtiğini anlatırken 'süzme bal' benzetmesi yapmıştı. Zaim, "Asistanların hepsi süzme bal gibi, Türkiye'den süzüle süzüle gelmiş güzel insanlardı" demişti. 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile eski siyasetçilerden Ali Coşkun, Nevzat Yalçıntaş gibi çok sayıda ismi yetiştiren 81 yaşındaki Prof. Dr. Sabahattin Zaim, 18 Eylül 2007 tarihinde İHA muhabirine verdiği röportajında, öğrencilerinin, devletin başında olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirmişti. 

Güzel insanların toplumda hizmet etme noktalarına gelmelerini 'Allah'ın bir lütfu' olarak
nitelendiren Zaim, öğrencisi Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiğinde Allah'a hamd ettiğini söylemişti. Zaim, "Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül seçildiğinde Allah'a hamd-u senalar ettim. 

Sayın Cumhurbaşkanımız güzel bir insandır

Peygamber Efendimiz, 'Toplumlar layık olduğu yöneticilere kavuşurlar' diyor. Benim bildiğim Sayın Cumhurbaşkanımız güzel bir insandır. Ona şehadet ederim. Güzel insanların başa gelmeleri, bizim iyi yolda olduğumuzun beşaretidir (müjde) diye düşünüyorum" demişti.
Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı iftihar edip, şeref duyduğunu belirten Zaim, "Böyle insanların yetişmesine bir nebze de olsa vesile olmuşsak, şayet bu da Allah'ın rızasına vesile olur diye düşünüyorum" diye konuşmuştu. 


Asistanların hepsi süzme bal gibiydi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün üniversiteyi tamamladıktan sonra yanına asistan olarak seçtiğini anlatan Zaim, asistanlarının hepsinin süzme bal gibi süzülerek gelen güzel insanlar olduğunu söylemişti. Bugün ülkeyi idare eden yönetici ve siyasetçilerin hocası Zaim, sözlerine şöyle devam etmişti:

"Talebelik hayatında Gül ile özel bir münasebetimiz yoktu. Sakarya Akademisi (Sakarya Üniversitesi İktisat Akademisi) kurulduğu zaman asistan alınıyordu. Ben, iktisat ve işletme gruplarından sorumlu olduğum için o branşla ilgili asistanları arıyorduk. Bütün Türkiye'yi tarayıp, onları davet ettik. Ciddi imtihanlar yaparak, en başarılı olanları da asistan olarak alıyorduk. Bendeniz, 24 tane asistan almıştım. Cumhurbaşkanımız, 24 asistanın içinde ilk 3'te yer almıştı. Asistanların hepsi süzme bal gibi, Türkiye'den süzüle süzüle gelmiş güzel insanlardı."

Bendeniz, işbaşındaki devlet büyüklerimizi pek rahatsız etmek istemem

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kendisini en son Ramazan tebriği için telefonla aradığını söyleyen Prof. Dr. Sabahattin Zaim, "Bendeniz, işbaşındaki devlet büyüklerimizi pek rahatsız etmek istemem. Bir yerde rastlaşırsak görüşürüz. Onlar, kendi faziletlerine icap olan davranışlarda bulunurlar, ben de kendilerine hürmetlerimi sunarım. Cumhurbaşkanımız, vefalı bir insandır. O ararsa görüşüyoruz. Bu sefer de (Ramazan tebriği) telefonla görüşmemiz oldu" demişti.

Prof. Dr. Sabahattin Zaim kimdir

Prof. Dr. Sabahattin Zaim, 1926 yılında Makedonya'nın İştip kasabasında dünyaya geldi. Dedeleri Konya'dan Balkanlar'ın fethiyle birlikte Rumeli'ye geçen Prof. Dr. Zaim, 1934 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde bitirdi. 6 yıl kaymakamlık yaptı. 1953 yılında asistan olarak girdiği İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde 40 yıl boyunca ders verdi. Zaim, 5 çocuk babasıydı. Çocuklarının 4'ü çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Prof. Dr. Sabahattin Zaim, kurucu dekan olarak görev yaptığı Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden 1998 yılında emekli oldu.

Lenf kanseri nedeniyle bir süre önce Maltepe'de özel bir hastanede ameliyat geçiren Zaim, bu sabaha karşı rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Prof. Dr. Sabahattin Zaim, yarın Fatih Camisi'nde öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı'nda defnedilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Arapçanın evrensel mirası OMÜ’de kutlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) "Dünya Arapça Günü" kapsamında düzenlenen programda, Arapçanın evrensel mirası çeşitli etkinliklerle öğrencilere tanıtıldı. Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce, "18 Aralık Dünya Arapça Günü" dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Mavi Salon’da düzenlenen programa, üniversitenin farklı akademik birimlerinden akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İlahiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Yabancı Diller Yüksekokulu paydaş olarak katkı sundu. Söz konusu birimlerden çok sayıda akademik personel ve öğrenci programda yer aldı. "Arapça, farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kuruyor" Programın açılış konuşmasını yapan Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Selim Kıroğlu, ’18 Aralık Dünya Arapça Günü’nün, Arapçanın evrensel bir dil olarak taşıdığı kültürel, tarihi ve entelektüel mirası hatırlatmak açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Arapçanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını vurgulayan Kıroğlu, bu dilin yüzyıllar boyunca bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında üretilen önemli eserlerin taşıyıcısı olduğunu ifade etti. Kıroğlu, Arapçanın farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin dilin tanıtımına ve öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimine katkı sunduğunu söyledi. Etkinlik kapsamında Arapça slayt gösterileri, şiir dinletisi, skeç, şarkı, röportaj ve bilgi yarışması gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Program, katılımcıların ilgiyle takip ettiği gösterilerin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Demir, OMÜ’de öğrencilerle buluştu Ayrıca İlahiyat Fakültesi tarafından, ’Hitabet ve Mesleki Uygulama’ dersi kapsamında öğrencilere yönelik bir söyleşi programıyla danışman akademisyenlere teşekkür belgesi takdim töreni gerçekleştirildi. Program kapsamında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İshak Demir tarafından öğrencilere yönelik bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide, hitabet, mesleki uygulamalar ve din hizmetlerinde sahadaki tecrübelerin önemi üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.
Ankara CHP lideri Özel: "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" dedi. Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 95. yıl dönümüne değinen Özel, "Bugün eğer bu grup toplantımız olmasaydı, Meclis açık olmasaydı pek çoğumuz gibi ben de her yıl olduğum gibi Menemen’de olacaktım. Bugün Asteğmen Kubilay’ın, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ın katledilişlerinin 95’inci yılı. Kubilay Menemen’e asteğmen olarak gitti ve Cumhuriyet’in ay-yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlılarının ellerinde şeriat bayrağı ile dolaştıklarını, Cumhuriyet’e ve kurucusuna meydan okuduklarını, gördükleri yerde Türk bayrağını indirip şeriat bayrağı çektiklerini görünce yanındaki iki bekçi arkadaşıyla birlikte bunların karşısına dikildi. Gözü dönmüş caniler Kubilay’ı önce yaraladılar. Sonra yaralı bedenine işkence ettiler. Kubilay’ı ölümünün, şehadetinin 95’inci yılında Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile birlikte rahmet ve minnetle anıyoruz. Kubilay’dan bize emanettir. Cumhuriyet düşmanlarına baş eğmeyeceğiz. Gerekirse baş vereceğiz. Ama baş eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler, artık karşımızda bir iktidar partisi yok" Partisinin iktidara hazır olduğunu ifade eden Özel, "Ben Meclis grubumuzun komisyon ve Genel Kurul performansından memnunum. Tahmin ediyorum Erdoğan da görüyordur. Ben AK Parti’nin performansından da çok memnunum. Doğruya doğru, muhalefete hazırlar. İktidar perspektiflerini kaybetmişler. Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler. Artık karşımızda bir iktidar partisi yok. Müstakbel bir muhalefet partisi var. Ana muhalefet olabilirler mi bilmem ama muhalefete hazırlar. Meclis Genel Kurulu’na baktığımızda ya da Plan ve Bütçe Komisyonu’na baktığımızda bir tarafta sorunu gören, isyan eden, edilen isyanı duyan ve çözüm öneren bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisi. Öbür tarafta eleştiriyi ya duymayan ya da duyduğu eleştiriye hakaretle cevap veren, kendilerine verilen 70-80 dakika kürsüye çıkıp hakaret eden, muhalefete muhalefet eden, ülkenin ana muhalefet partisine muhalefet eden bir partiyle karşı karşıyayız; Adalet ve Kalkınma Partisi" dedi. "Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar" AK Parti’nin 2025’te işçiyi, emekliyi yüksek enflasyon ve faize ezdirdiğini dile getiren Özel, "2025 enflasyon hedefi yüzde 17,5 idi. Yüzde 17,5 enflasyon hedefi açıkladılar ve yılı yüzde 30’la bitirdiler. Bunu sorduğunuzda da utanmadan, çekinmeden sanki iki-üç puanmış gibi ’enflasyon hedefimizden biraz saptık’ diyorlar. ’Biraz’ dedikleri sapma, yüzde 77. Hedef yüzde 17,5 ama gerçekleşen yüzde 30. O ’birazcık’ dediğinde fark şu: Bir mal veya hizmet geçen seneden bugüne ne kadar zamlandıysa, yarısını hedeflediler ve öbür yarısını beceriksizliklerinden ve kötü niyetlerinden dolayı sizin sırtınıza yüklediler. Ne oldu geçen sene, geçen sene ne oldu da bu hedef tutmadı? Ne olduğunu söyleyeyim; 19 Mart sivil darbesi oldu. Buradan bütün vatandaşlarımıza hatırlatırım: Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar. Devasa bir para. Emekliye lazım paranın 70-80 katı, asgari ücretliye lazım paranın 90 katı gibi bir para" şeklinde konuştu. "Asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil" AK Parti’nin iktidara geldiğinde Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa’daki 12 ülkeden daha yüksek olduğunu belirten Özel, "Şimdi asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil. Biz de 446 euro, Almanya’da 2 bin 100 euro, Fransa’da bin 800 euro, Yunanistan’da bin 27 euro. Geldiğinde depremden dolayı ÖTV konmuştu. Biliyorsunuz. Özel Tüketim Vergisi. Arabadan da alınıyordu. Yüzde 27 ile en düşüğü, en yükseği yüzde 50. Bugün geldiler, en düşük ÖTV yüzde 60, en yüksek ÖTV yüzde 220. Depremde geçici konan vergiyi yüzde 220 ile uygulamaya devam edip, geldikleri gün 8 çeyrek altın alan asgari ücreti 2 çeyrek altına indirmiş bir iktidardan bahsediyoruz arkadaşlar" diye konuştu. "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" CHP lideri Özel son olarak, "Hem bahis hem uyuşturucu ülkenin ana gündemi haline geldi. Aslında memleketin gündemi çoktan bu; yıkılan aileler, evlatlarını okula yollarken korkan aileler. Okulların önü çete dolu, torbacılar dolu. Çalıştığı iş yerinin kasasından parayı alıp bahis oynayıp batanlar, intihar edenler, evliliği bozulanlar, kaçanlar, korkunç bir ülke haline geldik. Sokağın gündemi nihayet başka vesilelerle ülkenin gündemi haline geldi. Hakemler, futbolcular yasağa rağmen bahis oynuyor. Bir hakem düşünün 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Hafta sonu maç oynatmış, hafta içi 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Bunu yakalayamamışlar, bunu kaydedememişler. 17 bin 999 kez ıskalamışlar. En sonunda 18 binincide ortaya çıkmış. Tam anlamıyla bir çürümüşlük var" dedi.
Ankara Savcıların şifresiyle UYAP’a girip dosya kapattığı iddia edilen zabıt katibinin yargılanmasına devam edildi Ankara Adliyesi’nde savcılara ait kullanıcı bilgilerini kullanarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) izinsiz şekilde giriş yaptığı ve bazı soruşturma dosyalarını kapattığı iddia edilen zabıt katibinin de aralarında bulunduğu 16 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Yılmaz, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkemede dava dosyasına gelen mazeret dilekçelerinin okumasının ardından tanıklar dinlendi. Sanık Yılmaz’ın nişanlısı tanık N.J.R, "Ben olayları Ahmet boşanma davası açtıktan sonra eski eşinin evimizi basmasıyla öğrendim. Şikayetinden sonra da birkaç kez aradı, buluşmak istedi. O sırada Ahmet’le küstük. Zeliha bana ’Ahmet’i şikayet ettim, ömrünün sonuna kadar içerde yatsın’ dedi. Ben de ’Suçunu bilemem ama ben konuşursam ailesine rezil ederim, söyle karşıma çıkmasın’ dedim. Bu söylediklerim dosyayla alakalı değildi. Benim bu olayla ilgili bilgim yok" ifadelerinde bulundu. Tanık S.F.E. ise sanık Ömer Faruk Bol ile yakın arkadaşı olduğunu ifade ederek, "Ahmet Yılmaz’ı, Muhammet abi yurt dışına gittikten sonra görmeye başladım. Ömer’e lazım olduğunda kredi kartlarımı veriyordum. Bazen Ömer’de kalıyordu. Yakın dostum olduğundan sorgulamıyordum. Tüm gün birlikteydik kartlarımı kullanmasında da bir sakınca görmedim" dedi. Mahkemece dinlenen tanık Y.B.Y. de çalışma vizesi çıkartmak istediğini, internet üzerinden M.F.I’yla tanıştığını, kendisiyle ödeme için iletişime geçtiklerini, parayı sanık Ömer Talha Bol’un alacağını söylediklerini anlattı. Para teslim edilirken Bol’la arasında şifreli konuşma geçmediğini söyleyen Y.B.Y, "Ömer’i tanımıyorum, para teslim edilirken telefonda M.F.I. ile teyitleştik. Ben bu parayı 5 yıllık çalışma vizesi için verdim. Olaylarla alakalı bilgim yok. Ardından ailevi sebepler yüzünden gitmekten vazgeçtim" diye konuştu. Tanık beyanlarının ardından, duruşmaya yarına ertelendi. İddianame geçmişi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame kapsamında, zabıt katibi Ahmet Yılmaz’ın FETÖ firarisi avukat Muhammet Talha Bol’un talebi üzerine, aralarında FETÖ şüphelilerinin de bulunduğu bazı dosyalarda para karşılığı usulsüz işlemler yaptığı ifade ediliyor. Aynı zamanda Yılmaz’ın dosya numaralarını değiştirip evrak sildiği, taraf isimlerini değiştirdiği, dosyaların içini boşalttığı, bu işlemleri ise kendisinin ve birlikte çalışması nedeniyle şifrelerini bildiği savcıların UYAP oturumları üzerinden yaptığı belirtiliyor. Yılmaz hakkında toplam 1190 yıl 5 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Zonguldak BEUN’den Finans Merkezine ziyaret Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Finans Topluluğu öğrencileri, Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İstanbul Finans Merkezi yerleşkesine akademik bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ÜNİDES çerçevesinde yürütülen ve BEUN Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Finans ve Bankacılık Bölümü 3. sınıf öğrencisi Muhammed Yetiş tarafından hazırlanan "Para Politikalarına Yakından Bakış: Merkez Bankası Ziyareti ve Uygulamalı Eğitim" başlıklı proje kapsamında 19 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirildi. Programa, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin yanı sıra Kastamonu Üniversitesi ve Beykent Üniversitesi öğrencileri de katılım sağladı. Yaklaşık 3 saat süren program kapsamında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında görev yapan uzmanlar tarafından çeşitli sunumlar gerçekleştirildi. Bu çerçevede Pelin Şenoğlu tarafından TCMB’nın kurumsal yapısı ve kariyer olanakları, Büşra Nur Güllü Çıraklı tarafından işe alım süreçleri ve aranan nitelikler, Gülnihal Tüzün tarafından para politikası ve merkez bankacılığı uygulamaları, Atakan Eren Ölmez tarafından ise TCMB Elektronik Veri Dağıtım Sistemi (EVDS) hakkında kapsamlı bilgiler sunuldu. Program, öğrencilerin merkez bankacılığı uygulamaları ve kariyer süreçlerine ilişkin merak ettikleri konuları doğrudan uzmanlara yöneltebildikleri soru cevap bölümü ile sona erdi.