EKONOMİ - 10 Kasım 2017 Cuma 06:38

İlaç sanayiine Türkiye imzası

A
A
A
İlaç sanayiine Türkiye imzası

GENKORD Sağlık ve Biyoteknoloji Hizmetleri A.Ş, rekombinant DNA teknolojisi ile biyobenzer ilaç üretimi projesi için İsviçre bazlı Fas kökenli Alpha Genesis Investment ile üç ürünün Türkiye’de üretimine yönelik 127 milyon euro değerinde proje için ön anlaşmaya imza atıldığını duyurdu.

Genkord'un kurucusu Prof. Dr. Gürsel Turgut, rekombinant DNA teknolojisi ile biyobenzer ilaç üretimi projesi için İsviçre bazlı Fas kökenli Alpha Genesis Investment ile üç ürünün Türkiye’de üretimine yönelik 127 milyon euro değerinde proje için ön anlaşmaya imza atıldığını söyledi. Gürsel Turgut’a göre yeni teknoloji ile üretilecek olan ilaçların tamamen yerli ve tüm lisans hakları Genkord’a ait olan proje için bakanlık ile görüşmeler sürüyor. Projenin tamamlanması ile biyoteknolojik ilaç konusunda dışa bağımlılığın azalması ve yeni ilaçların geliştirilmesi bekleniyor.

Turgut, Türkiye’de biyoteknolojik ilaç üretiminin öncelikli alan yatırım konularından olduğunu söyleyerek, “Türkiye’ de hala biyoteknolojik ilaçların üretimi olmadığı için bu önemli ilaçlar yurtdışından alınmaktadır. Türkiye’de bu konuda ithalat rakamı 3 milyar dolara ulaşmıştır. Bu alanda yaşanılan açık nedeniyle birçok firma AR-GE departmanlarında biyoteknolojik ilaç üretimini konu etmiş fakat henüz yerli bir üretim başlatılamamıştır” dedi.

"Bu ilaç hem sağlıklı nesillerimizin devamı hem de ülkemize katkısı açısından büyük öneme sahiptir"

Üretilecek ilaçlardan ilkinin Hemofili A hastalarında kendiliğinden meydana gelen kanamaları önlemek için Faktör VIII proteinin rekombinant teknoloji ile üretimi olduğunu belirten Turgut, “Faktör VIII proteinin çapının büyük olması nedeniyle üretimi en zor olan proteinlerden biridir. Hemofili Tip A her 5 bin-10 bin erkek doğumlarında bir görülmektedir. Ciddi dereceli hemofili bireylerde Factor VIII seviyesi normalin yüzde 1’inden düşük halde bulunmakta veya sentez edilmemektedir. Bu hastalar etkin tedavi görmemeleri halinde kendiliğinden gerçekleşen kas ve eklem kanamaları veya yaralanma ve cerrahi işlemler sonrasında uzun süreli kanamalar ile karşılaşmaktadır.

Hemofili Tip A hastalığının belirtilerinin önlenmemesi halinde genç bireylerin sakatlanması ve gündelik yaşamdan uzaklaşmaları söz konusudur. Ayrıca etkin tedavi yokluğu nedeniyle gerçekleşen kafa içi kanamalar ölüm ile sonuçlanmaktadır. Bu nedenle üretilmesi planlanan bu ilaç hem sağlıklı nesillerimizin devamı hem de ülkemize katkısı açısından büyük öneme sahiptir” diye konuştu.

Üretilmesi planlanan diğer biyobenzer ilacın ise meme kanserlerinin tedavisinde kullanılacağını bildiren Turgut, “Faktör VIII'in üretilmesinde kullanılacak olan aynı memeli hücre hatlarında üretilebilen bu ilaç aslında bir monoklonal antikordur. Kanser hücrelerinin büyümelerini tetiklediği yerlerin yüzeylerinde bulunan antijene bağlanarak bu tür hücrelerin büyümesini durdurarak etki etmektedir. Üçüncü biyobenzer ilaç ise insan tümör nekroz faktörüne karşı spesifik olan memeli hücrelerinde eksprese edilen bir rekombinant insan immünoglobülini monoklonal antikorudur. Bu biyebenzer ilaç ise Sedef Hastalığı, Ülseratif Kolit, Crohn Hastalığı ve iltihaplı romatizma hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Peki neden rekombinant teknoloji ile üretilecek olan ilaçlar önemli? Çünkü birçok ilacın üretiminde kan merkezleri aracılığı ile toplanan kanların plazma kısmı kullanılarak üretilmektedir.

Plazma kaynaklı ilaç üretiminin en büyük dezavantajı viral bulaş problemidir. Dünyada 1980’li yıllarda plazma kaynaklı ilaçlar nedeniyle yaşanan AIDS faciasını ve 2000’li yıllarının hemen öncesinde görülen deli dana hastalığı korkusu nedeniyle plazma kaynaklı faktörlerden insandan elde edilmeyen rekombinant faktörlere hızlı bir geçiş yapılarak güvenli hale getirilmesi ile viral bulaş problemi ortadan kalkmıştır. GENKORD Sağlık ve Biyoteknoloji Hizmetleri A.Ş, rekombinant teknolojisi ile üretilecek üç ürünün biyoteknolojik altyapısı sayesinde Faktör VII, Faktör IX, Bevacizumab gibi diğer hedef biyobenzer ilaçları da geliştirmeyi hedeflemektedir” ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.