POLİTİKA - 16 Ağustos 2022 Salı 18:13

İletişim Başkanı Altun’dan, BM’ye yeniden yapılandırma çağrısı

A
A
A
İletişim Başkanı Altun’dan, BM’ye yeniden yapılandırma çağrısı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Adil ve daha sürdürülebilir bir küresel barışın temini için çok kültürlülüğü yansıtan bir BM’ye ihtiyaç vardır. Konseyin kıtaları, inançları, kökenleri ve kültürleri mümkün olan en adil şekilde temsil edecek bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden yapılandırılması, çözüm ve küresel barışın tesisi için hayati önemdedir” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı tarafından Paris’te düzenlenen “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Reformu: Uluslararası Düzenin Yeniden İnşasına Yönelik Yeni Bir Yaklaşım” Paneli’nde katılımcılara video mesaj ile hitap etti.

Mesajında Birleşmiş Milletler’in (BM) İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, dünyada bu düzeyde yıkıcı savaşların tekrar yaşanmaması için 1945 yılında Türkiye’nin de kurucu üye olarak aralarında bulunduğu 51 ülke tarafından kurulduğunu hatırlatan Altun, örgütün temel amacının uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve bunun korunması olduğunu belirtti.

Üye sayısı 193’e ulaşan BM’nin kurulduğu günden bu yana dünyada barışa ve istikrara önemli katkılarda bulunduğunu ve uzun yıllar boyunca farklı coğrafyalarda istikrarlaştırıcı bir güç olarak varlık gösterdiğini söyleyen Altun, “Geçmişte Bosna-Hersek’te, Ruanda’da, Suriye’de, Kosova’da yaşanan insanlık dramını önlemekte çaresiz kalan örgüt son olarak Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları boyunca da benzer bir çaresizlik örneği sergilemiştir” dedi.

BM’nin şu anda uluslararası toplumun bu husustaki beklentilerini karşılayamadığına dikkati çeken Altun, son 30 yıl içinde dünya siyasetinde yaşanan gelişmeler ve güç dengelerinin değişmesi karşısında örgütün, istikrarlaştırıcı fonksiyonunu bugün artık yerine getiremez hale geldiğini ifade etti.

Altun, örgütün, dünya barışı ve istikrarını tehdit eden olaylar karşısında yeterince etkili ve tutarlı bir rol oynamaktan uzak oluşunun da uluslararası toplumun gözündeki güvenilirliği ve saygınlığını azalttığını dile getirdi.

“Dünya beşten büyüktür’ çağrısı zulümlere, haksızlığa, adaletsizliğe güçlü bir itirazdır”

Mevcut sistemde etki sahibi olan devletlerin, çözümün değil sorunun bir parçası haline geldiğine işaret eden Altun, şöyle devam etti:
“BM'nin mevcut yapısıyla küresel meselelere çözüm değil çözümsüzlük kattığını çok defa tecrübe ettik. Savaşan taraflardan birinin, ya da krizin taraflarından birinin BM'nin daimi üyesi olmasının süreçleri nasıl tıkadığını gördük. BM, bu yapısıyla zayıfın, mağdurun ya da haklının değil, adeta güçlü 5 daimî üyesinin yanında taraftır. BM mevcut yapısıyla zulüm yapana ses çıkartamaz bir durumdadır. Bunun temel sebebi örgütün kurumsal yapısındaki sorunlardır. Asya, Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin BM Güvenlik Konseyi’nde bariz bir şekilde temsiliyet konusunda dışlandıkları bir gerçektir. BM'de tüm üyelerin temsil edildiği Genel Kurul kararlarının bağlayıcılığı bulunmazken, örgüt üyelerinin bir kısmı tarafından temsil edilen Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararlar ise tüm örgüt üyelerini bağlayıcıdır.

BM Güvenlik Konseyi’nin adaletsiz ve şeffaf olmayan bu yapısı değişmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya Beşten Büyüktür’ çağrısı bu noktada zulümlere, haksızlığa, adaletsizliğe karşı güçlü bir itirazdır. 5 ülkenin kurduğu dünya sisteminin işleyişine, küresel adaletsizliklere karşı bir itirazdır. Bugün, BM'nin çözüm değil çözümsüzlük ürettiği her durum karşısında Sayın Cumhurbaşkanımızın BM'nin reformuna yönelik taleplerinin haklılığı ve bunun gerçekleşmesinin gerekliliği daha fazla hissedilmektedir."

“BM daha adil bir dünya mümkün çağrısına uygun şekilde yeniden yapılandırılmalı”

Uluslararası barış ve güvenliğin daha etkin korunabilmesi için yeni bir BM’nin tasarlanması gerektiğini vurgulayan Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biz Türkiye olarak, bu çerçevedeki teklifimizi uzun zamandır ifade ediyor ve tüm ülkelerin müzakeresine açıyoruz. Çözüm önerimiz ise ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesinde kendini bulan, BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesini merkeze alan bir perspektifin hâkim kılınmasıdır. Adil ve daha sürdürülebilir bir küresel barışın temini için çok kültürlülüğü yansıtan bir BM’ye ihtiyaç vardır. Konseyin kıtaları, inançları, kökenleri ve kültürleri mümkün olan en adil şekilde temsil edecek bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden yapılandırılması, çözüm ve küresel barışın tesisi için hayati önemdedir."

Cumhurbaşkanı'nın "Dünya beş ülkeden büyüktür" sözünü hatırlatan Altun, BM’nin küresel barış, refah ve adalet idealleri doğrultusunda daha adil bir dünya mümkün çağrısına uygun şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Muhammed Musab Gümüşer

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."