SPOR - 22 Ocak 2017 Pazar 11:28

İlhan Cavcav hayatını kaybetti

A
A
A
İlhan Cavcav hayatını kaybetti

Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav hayatını kaybetti.

1977 yılından bu yana Gençlerbirliği kulüp Başkanı olan ve 3 dönem kulüpler birliği başkanlığı görevi yapan İlhan Cavcav, 81 yaşında hayatını kaybetti. Dün evde geçirdiği bir travma sonrasında hastaneye kaldırılan Başkan Cavcav’ın doktoru tarafından yapılan açıklamada makinelere bağlı yaşadığı söylenmişti. Cavcav’ın bugün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği bildirildi. 

İlhan Cavcav kimdir?

1935 yılında, Ankara’da, Hamamönü’nde doğdu. Eğitim yaşamına Ankara 10. Yıl İlkokulu’nda başlayan İlhan Cavcav, öğrencilik yıllarımda bir yandan da babasının yanında çalıştı.

İlkokul’dan sonra Ankara’nın önemli eğitim kurumlarından ve Gençlerbirliği’nin kurulduğu Ankara Atatürk Lisesi’nde eğitimine devam eden Cavcav, ailenin artan işleri nedeniyle ortaokuldan sonra eğitimine son verip, aile şirketinin veznesinde çalışmaya başladı. Ailesinde Tayyar Cavcav, Cevat Muratal gibi bir çok profesyonel futbolcu bulunan İlhan Cavcav’ın futbol yaşamı da bu yıllarda başlar. Mahalle arasındaki eğimli arsalarda futbol oynarken o yıllar Mamak Maskespor için çalışan Cici Necdet’in dikkatini çeken genç İlhan Cavcav, adı geçen takımın kadrosuna katılır ve santraf (stoper) mevkinde oynamaya başlar. Aynı yıllarda Ankara sahalarında top koşturan ve yıllar sonra beraber Gençlerbirliği için çalışacakları Oktay Arıca'nın deyişiyle iyi bir kesici olan İlhan Cavcav, Maskespor’dan önce PTT’ye sonra da Bahçeli Gençlik’e transfer olur. Ancak son takımının ilk maçında, söz konusu karşılaşmanın eski takımıyla yapılmasından dolayı kadroya alınmadığını öğrenince futbolu bırakmaya karar verir.

Futbolu bıraktığı 1950’li yıllardan 1970’lere kadar iş yaşamında yoğun bir çalışma hayatı olan İlhan Cavcav 1960 yılında, aile şirketinden ayrılarak tek başına ticaret hayatına atılır. İlk önce Maltepe’de, sonra Balgat’ta çalıştırdığı un fabrikasıyla Ankara’da önemli sanayiciler arasına girer. Bu senelerde iş yaşamındaki becerisi ve futbola olan sevgisi nedeniyle Ankara kulüplerinin yönetici adaylarından biri olur. Nihayet 1975 senesinde, ailesinin eski mahallesi olan Hacettepe’nin efsane takımının başkanı olur. Ancak camianın tıpkı mahallenin kendisinin Ankara coğrafyasından silinmesi gibi futbolumuzda yitip gitmesine engel olamaz. Daha sonra ismi Ankaragücü yöneticiliği için de geçen İlhan Cavcav bu kez 1977 yılında Gençlerbirliği yönetim kuruluna girerek başkan olur. Dönemin yöneticileriyle prensipler konusunda anlaşmazlığa düşen Cavcav kırmızı-siyah camia için çalışmaya bir süre ara verir. 1981 yılında başkan olduğunda Gençlerbirliği amatörlüğün kapısındadır. İlhan Cavcav sorumluluk alarak Gençlerbirliği’ne gönül vermiş isimlerle birlikte ikinci ve üçüncü liglerin birleştirilmesini futbol yöneticilerine kabul ettirir.

Böylece 2 lige dönen takımını ise bir sene bu statüde oynadıktan sonra birinci lige çıkarma başarısına erişir. 1988 yılından beri Gençlerbirliği, Türkiye Birinci Ligi’nin sürekliliği açısından en başarılı 5. takımıdır. Bu sürede 2 kez Türkiye Kupası’nı kazanma başarısı gösteren Gençlerbirliği Cavcav yönetiminde adeta çağ atlamıştır. İlhan Cavcav döneminde Maltepe-Beştepe arasındaki gerçek rakım farkının çok üzerinde bir merhale kaydeden Gençlerbirliği 1990’lı yıllarda adeta diğer Türk kulüplerine örnek olarak ilk kez modern tesislere sahip olan bir futbol kulübü haline gelmiştir. İlhan Cavcav’dan önce Ankara’daki toprak sahalarda antrenman yapan futbol takımı bir süre şehir çevresindeki çim zemine sahip sahalarda çalışmış, takım oyuncuları da Beştepe’deki tesisler yapılana dek İlhan Cavcav’ın Bahçelievler’deki evinde konaklamıştır.

Beştepe’deki tesislerin tamamlanmasıyla bir başkent takımına yakışır kulüp binalarına, altyapısıyla beraber kullandığı çim sahalara kavuşan Gençlerbirliği, Cavcav’ın başkanlığı süresince 'herhangi bir kurum veya kişiye tek kuruş borcu olmayan' bir spor kulübü haline gelmiştir. 

Kulüplerden ’İlhan Cavcav’ mesajı

Kulüpler, Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav’ın vefatı dolayısıyla taziye mesajları yayımladı.

FENERBAHÇE

"Gençlerbirliği Spor Kulübü Başkanı Sayın İlhan Cavcav’ın, geçirdiği beyin kanaması sonucunda vefat ettiği haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhum Sayın İlhan Cavcav’a Allah’tan rahmet, başta Cavcav Ailesi ve Gençlerbirliği Spor Kulübü olmak üzere merhumun tüm yakınları ve Türk Sporu’na baş sağlığı dileriz."

GALATASARAY

"Amatör futbolcu olarak adım attığı spor camiasında 1975’ten beri yöneticilik yapan, Gençlerbirliği’nin efsane ve duayen başkanı İlhan Cavcav’ın aramızdan ayrıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, acılı ailesine, Gençlerbirliği Camiası’na ve Türk sporuna başsağlığı diliyoruz. Türk futboluna Kulüpler Birliği Başkanı olarak üç farklı dönem hizmet eden, 1977’den Gençlerbirliğine adım atıp 1978’den beri de Başkanlık görevini yürüten İlhan Cavcav, Ankara ekibi ile 2 kez Türkiye Kupası kazanmıştı."

TRABZONSPOR

"Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav’ı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz.Türk futboluna gerek futbolcu gerek yönetici olarak uzun yıllar hizmet eden; 1981’de ikinci kez Gençlerbirliği’nin başına geçtiğinden beri kulübün kurumsal ve sportif gelişimine ömrünü adayan değerli futbol insanı İlhan Cavcav’ı Türk spor kamuoyu asla unutmayacaktır. Sayın İlhan Cavcav’a Allah’tan rahmet, başta Gençlerbirliği Spor Kulübü olmak üzere, ailesi, sevenleri ve spor camiamıza başsağlığı diliyoruz."

MEDİPOL BAŞEKŞEHİR

"Türk futbolunun duayeni, Gençlerbirliği Kulübü Başkanı, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı, hepimizin İlhan Abisi İlhan Cavcav’ın vefat ettiğini derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Türk futboluna kazandırdığı futbolcuların yanı sıra, köklü Gençlerbirliği Kulübü ilelebet onun eseri olarak yad edilecektir. Futbolumuzun başı sağolsun"

OSMANLISPOR

"Türk futbolunun duayen isimlerinden İlhan Cavcav’ın vefat ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet yakınlarına ve Gençlerbirliği camiasına başsağlığı dileriz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.