GÜNDEM - 14 Haziran 2022 Salı 09:42

İlk Türk astronot olmak için 36 bin kişi kayıt yaptırdı

A
A
A
İlk Türk astronot olmak için 36 bin kişi kayıt yaptırdı

Milli Uzay Programı çerçevesinde ilk Türk astronot, 2023 yılında Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilecek. İzmir Ekonomi Üniversitesinde (İEÜ) konferans veren Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, “Başvuruyu tamamlayanların sayısı ise 500’ü buldu. Bunun bini bulacağını düşünüyoruz. Uzaya gitmek için sadece iki kişi eğitim alacak ama bir kişi Uluslararası Uzay İstasyonu’na giderek orada deneylerimizi yapacak” dedi.

Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, İzmir Ekonomi Üniversitesi Uzay ve Havacılık Teknolojileri Kulübü tarafından düzenlenen “Milli Uzay Programı Türkiye’nin Uzay Misyonu ve Türk Astronot Görevi” konulu konferansta konuştu. Milli Uzay Programı çerçevesinde ilk Türk astronotun 2023 yılında uzaya gönderileceğini ve bunun için başvuruların sürdüğünü hatırlatan Yıldırım, “Türk yolcu için başvurular devamlı artıyor. En son tıklayan sayısı 5 milyonu geçmişti. Başvuruyu yapmak için kayıt yapmak gerekiyor. Birkaç gün önce kayıt yapanların sayısı 36 bin civarındaydı. Başvuruyu tamamlayanların sayısı ise 500’ü buldu. Bunun bini bulacağını düşünüyoruz. Çünkü kayıt yaptıranların çoğu başvuruyu tamamlayacaktır. Ancak bu sayı mecburen ikiye düşecek. İki kişi eğitim alacak ama bir kişi Uluslararası Uzay İstasyonu’na giderek deneylerimizi yapacak” diye konuştu.

Sadece iki kişi eğitim alacak, bir kişi uzaya gidecek

İlk Türk’ün Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilme çalışmaları hakkında detaylı bilgi veren Yıldırım, “Günümüzde artık parası olan uzaya çıkabiliyor ama bu konu gündeme geldiğinde oy birliği ile ‘Bilim misyonu ile bu iş olacaksa bu masrafı yapalım’ dedik. Bizim programımız, bilim misyonu programıdır. Türkiye bugüne kadar yerçekimsiz ortamda bilimsel çalışma yapma fırsatı hiç bulamadı. Uzaydaki yer çekimsiz ortamda yapılacak deneylerin bizim için çok önemi var. Şu anda bilimsel çalışma tekliflerini topluyoruz ve karara varacağız. Astronotumuz uzay istasyonunda 7-10 gün arası kalacak. Yapabileceği 3 veya 4 bilimsel çalışmayı da tespit edeceğiz. Astronotumuz, oradaki imkanları kullanarak bilimsel çalışmaları istasyonda gerçekleştirecek. Çok büyük aksilik olmazsa 2023 yılı içerisinde bu seyahat gerçekleşecek. Müracaatlar devam ediyor. Ciddi sayıda müracaat var. Binli rakamlarda talep olacak. Bunları ön elemeden geçireceğiz ve seyahati yapacağımız Amerika şirketi ile beraber iki kişiyi seçeceğiz. Kim asıl, kim yedek eğitimden sonra belli olacak. Daha başarılı olan asıl olarak uzaya gidecek ancak yedek olan da aynı eğitimleri alacak” bilgisini verdi.

İlk Türk astronot olmak için 36 bin kişi kayıt yaptırdı

Türk astronotun yapacağı deneyler

Uzaya gidecek Türk astronotun çalışması muhtemel bilimsel konuları da anlatan Yıldırım şöyle konuştu: “Tıbbi medikal konular mutlaka olacaktır. Çünkü yerçekimsiz ortamda insan vücudunda değişimler gözleniyor. Artık uzay tıbbi diye bir başlık var. Deneylerin bir ya da iki tanesi medikal ve tıbbi alanda olacaktır. Malzeme teknolojisi ile ilgili çalışmalar olabilir. Minimum su ile yani topraksız tarım ile ilgili deneyler olabilir ama henüz bunları seçmiş değiliz. Talepler geliyor. Tek kriter bizim seçmemiz değil, çalışmaların Uluslararası Uzay İstasyonu’na altyapısına uygun olması."

“Bir senede iki uydu fırlatan nadir ülkelerden biriyiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete alınacak Türksat 5B hakkında da değerlendirmede bulunan Yıldırım, Türkiye’nin bir senede iki uydu fırlatan nadir ülkelerden biri olduğunu ve Türksat 5A ile Türksat 5B uydularının fırlatıldığını hatırlattı. Türksat 5A uydusunun daha önce yörüngeye yerleşip işletmeye alındığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “5B uydumuz da yörüngeye ulaştı ve işletmeye alınacak. Uydu; işletmeye alınmaya, tabiri caizse düğmesine basılmaya, yayınları aktarmaya hazır. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılacak toplantıda işaret vermesiyle 5B devreye alınmış olacak.”

“Hibrit itki sistemi ile aya gideceğiz”

Aya ulaşma hedefinin de yoluna devam ettiğini, aralıkta sözleşme imzalayarak aya gidecek olan aracı imal etme vazifesini gerçekleştirdiklerini söyleyen Yıldırım, “Tasarım çalışması nihai safhaya geldi, haziran sonu bitmesi planlanıyor; imalata gecikecek. İmalat sürecini Türkiye’de hızlı yapacak durumdayız. Hibrit itki sistemi ile aya gideceğiz. İyi gidiyoruz. ‘2023 sonu’ dedik ama pandemi nedeniyle yurt dışında tenin ettiğimiz malzemeler nedeniyle 2024’e sarkacak. Ancak 2 yılda bu aracımız aya ulaşacak. Aya ulaşmak, Türkiye’yi çok başka yere getirecektir. Bunu yapabilen çok az sayıda ülke var. Bundan sonra 2028-2029’da aya yumuşak iniş planlıyoruz. 3 günlük gidişi yönetmeyi planlıyoruz. Türkiye’de bunlar daha önce denenmedi bile. Türkiye’nin uzay macerası yalnızca yakın yörüngelerden ibaretti. Bunlar zor, önemli ve Türkiye’yi sıçratacak çalışmalar” sözlerine yer verdi.

“Türkiye’nin elinde uzay motoru olarak kullanabileceği bir yapı olacak”

Türkiye’nin ay programında kullanacağı itki sisteminin de tamamen yerli imalat bir hibrit motoru olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bu teknolojide dünya lideri pozisyonundayız. Çok defa statik testleri, fırlatmaları yapıldı. Çok başarılı gidiyoruz. Her motorun, her sistemin eksileri ve artıları var ama bunun çok büyük bir artıları var ki o da çevreci motor olması, güvenli motor oluşu ve ekonomik olarak maliyeti düşük bir motor olması. Ay misyonumuzda bu motoru ateşleyip kullandığımız zaman bir uzay tarihçesi kazanacağından, artık Türkiye’nin elinde uzay motoru olarak kullanabileceği bir yapı olacak. Bu da bizim için büyük bir kazanç” ifadelerini kullandı.

İlk Türk astronot olmak için 36 bin kişi kayıt yaptırdı

“Türkiye ciddi bir fırlatma alternatifi haline gelebilir”

Fırlatma aracı konusunda da çalışmaların devam ettiğini belirten Yıldırım, “Ay misyonundaki uzay aracımızı Roketsan’ın fırlatma sistemi ile uzaya çıkarmayı istiyoruz. Bu zor bir iş, kolay değil ama çok yoğun çalışılıyor. O zaman daha rahatça göğsümüzü gererek yerli bir sistemle uzaya çıkmış oluruz ama o tarihe yetişmese bile bu olacak. Mutlaka uzaya inişimizi sağlayacağız. Eğer bunu gerçekleştirirsek çoğu kimsenin beklemediği kadar yakın bir zamanda Türkiye ciddi bir fırlatma alternatifi haline gelebilir” diye konuştu.

“Artık ‘Türkiye yapamaz’ denmiyor”

2020 yılını Milli Uzay Programı üzerine hazırlık yaparak geçirdiklerini, programın Türkiye’nin ortak aklıyla hazırlandığını söyleyen Yıldırım, “10 yıl içinde gerçekleştirilmek üzere Türkiye’nin ortak aşklıyla hazırlanan Milli Uzay Programı açıklandı. Bana Amerikalılar ‘Bu programı size Ruslar mı verdi?’ diyor. Ruslar da ‘Amerika mi verdi?’ diyor. Kimse bunu kendimizin yapmış olabileceğine inanamıyor. Kısa sürede beklenmedik hedefler ortaya koyduk. Ancak artık ‘Türkiye yapamaz’ da denmiyor. ‘Zamanında yapılabilecek mi?’ diye ufak tefek sesler var. İnsanlar çok daha fazla sayılarda yakın zamanda uzayda yaşıyor olacak. Biz de bunlara hazırlanmak durumundayız. Bunları görmezden gelemeyiz. Sonra ‘Biz neredeydik?’ demek acınası bir durum olur. Uzay çalışmalarına bugün para harcamazsak yarın daha fakir olacağız. Bu yatırımları yaparak geleceğin ekonomisinden ve imkanlarından pay alma şansına sahip olacağız. Uzayda varsanız uzaydaki avantajlardan pay alabilirsiniz. Eleştiri getirenlerin çoğu bilmediğinden. Bilseler öyle söylemezler” dedi.

“Uzaysız hiçbir şey olmayacak”

Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek bir ülke olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti: “Yeter ki doğru işleri doğru kişilerle doğru zamanda yapalım. Bunu yaptığımız zaman kısa sürede çok yol alabilen bir milletiz, ülkeyiz. Uzayda da bunu başarmak istiyoruz ve başarabiliriz. Tabii ki kolay değil çünkü biraz geriden geliyoruz ve bütün dünya uzaya konsantre olmuş durumda. Yeni bir uzay çağındayız. Uzaysız hiçbir şey olmayacak. Bütün sistemler uzaya çıkıyor. Uzayda yoksanız dünyada da söz sahibi olamazsınız. Türkiye bunun için ağırlık veriyor. Milli Uzay Programı bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandı ve bu çok önemli bir işarettir. Bu programın ardında çok önemli bir siyasi irade var. Türkiye, bu işi ne kadar ciddiyete aldığını gösterdi. Yurt dışında da Türkiye’nin bu programı çok ciddiye alınıyor. Türkiye’nin bunları yapabileceğini artık herkes görüyor. İyi gidiyoruz. Daha hızlanmak da istiyoruz. Bunun olması için de bir ekosistemin gelişmesi çok önemli” diye belirtti.

Ceren Atmaca - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden sempozyum Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi’nin (HUBİTEM Merkezi) düzenlediği Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu’nda (HUBİTSEM) akademik dünya ile iş hayatı buluştu. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliğiyle Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatının bir araya geldiği sempozyumda atölye çalışmaları yapıldı. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, sempozyuma ilişkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bilişim hukuku, hukuk, yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi, hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu” dedi. Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şunları söyledi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek, yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile iş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarıda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen dünyanın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yakmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bugün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile bağ kurmasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların yer aldığı sempozyum, 4 ve 5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek.
İstanbul Hikmet Karaman: “Üç puan aldığımız için mutluyuz” Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, İstanbulspor maçının ardından yaptığı açıklamada, uzun zaman sonra deplasmanda galibiyet alınmasının sevindirici olduğunu söyleyerek, “Üç puan aldığımız için mutluyuz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Adana Demirspor, deplasmanda karşılaştığı İstanbulspor’u 1-0’lık skorla mağlup etti. Müsabakanın ardından Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Uzun zaman sonra deplasman galibiyeti alınmasının sevindirici olduğunu aktaran Karaman, “Maçın 10. dakikasında golü bulduk. Sonrasında farkı açabilirdik Ancak müsabakanın son 15 dakikasında İstanbulspor bizden üstün oynadı. Daha organize olabilseler veya son pası verebilseler golü bulabilirlerdi. Uzun süre oynamayan, şans bulamayan arkadaşlarımız vardı. Bazen hamle gücü bazen de bu gibi durumlarda ikinci golü atabilen oyuncularımız eksikti. Üç puan aldığımız için mutluyuz. Osman Zeki Korkmaz hocayı ve takımını tebrik ediyorum. Hakemlere de teşekkür ediyorum. Temiz bir maç yönettiler. Önümüzdeki hafta içeride oynayacağımız önemli bir maç var. Sakat ve cezalı oyuncularımız da aramıza katılacak. Rekabet ortamı biraz daha artacak. Galatasaray maçında müthiş bir taraftar topluluğu vardı. Adana Demirspor taraftarı maç öncesi ve içinde bizi çok iyi bir şekilde destekledi. Haftaya güzel futbolla alacağımız skorla onları da mutlu etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Antalya Köpeklerden kaçarken otomobilin çarptığı genç canından oluyordu Antalya’da başıboş köpeklerden kaçarken otomobilin çarptığı 15 yaşındaki genç yüzünden yaralandı. Kaza güvenlik kamerasına yansırken, beyninden sarsıntı yaşadığını belirten yaralı genç, “Sadece köpeklerin saldırdığını hatırlıyorum. 15 dakika baygın kalmışım, kalktığımda kanlar içerisindeydim. Ailem geldi yanıma, onları bile hatırlamadım” dedi. Olay, dün 09.30 sıralarında Kadriye Mahallesi Turizm Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, öğretmenlerinden izin alıp istediği otele staj başvurusu yapmak için yola çıkan Hamitcan Haber’e (15) sokak köpekleri saldırdı. Kaçmaya başlayan Haber, refüjü aşıp yola çıktığı sırada otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle yola savrulan Haber yüzünden yaralandı. Sağlık ekipleri tarafından özel bir hastaneye kaldırılan genç burnundaki kesi nedeniyle ameliyat edildi, yüzündeki yaralar için de tedavi uygulandı. 1 gün hastanede tedavi altında kalan genç, ardından taburcu edildi. "Ailemi bile hatırlamıyordum” Yaşadıklarını anlatan Hamitcan Haber, köpeklerin kendisine saldırdığını ve kaçmaya başladığını belirterek, “Sadece bana köpeklerin saldırdığını hatırlıyorum, sonrasını hiç hatırlamıyorum. Kaza sonrası beynimde sarsılma olmuş. 15 dakika baygın kalmışım. Kalktığımda kanlar içerisindeydim, ailemi bile hatırlayamıyordum. Köpeklerin toplanmasını istiyorum. Benim başıma geldi, bir başkasının başına gelmemesini istiyorum” dedi. "Duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü" Anne Safiye Haber ise olayı duyunca çok tedirgin olduğunu dile getirerek, “İnsanın çocuğundan böyle bir haber alması çok kötü bir şey. Duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü. Neye uğradığımı şaşırdım. Benim çocuğumun hayatı, köpeklerin hayatından daha ucuz değil, daha üstün. Görüntüleri izleyince çok kötü oldum, bununla kurtulduğuna şükrettim. Bunu yaşamayan bilmez. İnsan başına gelince anlayabiliyor. Barınak yapsınlar, sokak köpeklerini toplasınlar. Hayvan hakları diyerek karşımıza çıkanlar barınak yaptırsın. Bu köpeklerin sokaktan toplanmasını istiyoruz” diye konuştu. "Sokak köpekleri toplansın" Baba Hasan Haber de, oğlunun otele evrak vermek için gittiği sırada sokak köpeklerinin saldırdığını ve bu olay yaşandığı için üzüntü duyduğunu ifade etti. Hasan Haber, sokak köpeklerinin toplatılması gerektiğinin altını çizdi. Olay anı güvenlik kamerasında Öte yandan gencin köpeklerden kaçarken otomobilin çarpması güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde koşarak refüjden yola çıkan gence otomobilin çarpması ve gencin yola savrulma anları yer aldı.