SPOR - 06 Ağustos 2020 Perşembe 11:03

İlker Püren: 'Keçiörengücü’ne gelen her teknik adam ve her oyuncu mutlaka kendini geliştireceği ortamlar buluyor'

A
A
A
İlker Püren: 'Keçiörengücü’ne gelen her teknik adam ve her oyuncu mutlaka kendini geliştireceği ortamlar buluyor'

Ankara Keçiörengücü Teknik Direktörü İlker Püren, "Buraya gelen her teknik adam ve her oyuncu bu kulüp içerisinde çalıştığı süre zarfında mutlaka kendini geliştireceği ortamlar buluyor" dedi.

Yeni sezona yaptığı antrenman ile ‘Merhaba’ diyen TFF 1. Lig ekiplerinden Ankara Keçiörengücü’nde teknik direktör İlker Püren basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kulübün kurumsal bir yapısı olduğu ve bu yapı içerisinde çalışmanın kendisi için mutluluk verici olduğunu vurgulayan İlker Püren, "Keçiörengücü geçtiğimiz sezon hem oynadığı futbolla hem ortaya koyduğu performans ile izleyenlerin takdirini kazanmış bir takım. İlk 6’ya girip play-off ya da ilk 2’den üst lige çıkma şansını yakalayamasa da istatistiksel verileri ve ortaya koyduğu performans bu işte ne kadar ciddi olduklarının bir göstergesi. Baktığımız zaman kulüp yapısını göz önünde bulundurduğumuzda kendi yapım ile son derece örtüştüğü görmekteyim. Özellikle bu pandemi süreci ile beraber kulüp yapılarına baktığımızda ekonomik olarak çok sıkıntılı kulüpleri görüyoruz. Başkan Sedat Tahiroğlu 14 yıl boyunca bu kulübe çok ciddi yatırımlar yaparak kulübü kurumsal bir hale getirmiş. Bu kurumsallaşma içerisinde çalışmak, mücadele etmek son derece mutluluk ve onur verici. Çünkü ülkemizin oyuncu yetiştirmeye ve genç oyunculara ihtiyacı var. Bu kulüpte Türkiye için bir şans diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

İlker Püren: 'Keçiörengücü’ne gelen her teknik adam ve her oyuncu mutlaka kendini geliştireceği ortamlar buluyor'

"Buraya gelen her teknik adam ve her oyuncu bu kulüp içerisinde çalıştığı süre zarfında mutlaka kendini geliştireceği ortamlar buluyor"

Kulüp Başkanı Sedat Tahiroğlu ile ilk görüşmeye geldiğinde istediği ilk şeyin takımın kimliğini korumak olduğunu dile getiren Püren, şöyle devam etti:

"Çünkü burada oturmuş bir yapı, oyun düzeni ve oyun sistemi var. Genç oyuncular iyi kanalize olmuşlar. Hala gelişmekte ve geliştirebileceğimiz oyuncu sayısı çok fazla. Bu sebepten çok fazla transfer yapıp takımın genel yapısını bozmadan hareket etmek istiyoruz. Sözleşmesi biten oyuncular var. Bu sene göz önünde olup transferi gündemde olan futbolcuların kulüpten ayrılması söz konusu. Ayrılan oyuncular olsa bile buraya dahil edeceğimiz oyuncular, bu kulüp yapısına uygun oyunculardan olacak. Bu konuda hiçbir acelemiz yok. Transferin son günü gelsin ama bu kulübe uygun oyuncu gelsin. Bu kulüp yarışmacı olduğu kadar geliştirmeci bir kulüp. Buraya gelen her teknik adam ve her oyuncu bu kulüp içerisinde çalıştığı süre zarfında mutlaka kendini geliştireceği ortamlar buluyor. Bu kulüpte futboldan başka bir şey düşünmene gerek yok. Bu kulübün zaten yüzde 60’ı hazır yüzde 40’ı da bu teknik ekip, oyuncular ve personele kalıyor açıkçası. Kulübün kimliğine uygun futbolcuları transfer ederek hem yarışmacı kimliğimizi ortaya koyup hem de geliştirici özelliğimiz ile birlikte bu oyuncuların geçtiğimiz seneye oranla bir tık ileri taşıyabilirsek zaten bu bizim için bir başarı. Serkan hoca geçtiğimiz sezon bu takıma çok ciddi bir oyun formatı uygulamış. Herkesin takdirini topladı. Bu bizim için bir avantaj. Çünkü biz de oynatmayı düşünen, sistemsel olarak bir şeyleri uygulamaya çalışan bir ekibiz. Bizim yapacağımız sadece farklı pencereden baktığımızda kendi adımıza bir iki tane anekdotu sahaya yansıtmak olacak. Bütün çalışmalarımızda bu yönde."

“250’ye yakın oyuncu izledik ama hala kulübün yapısına uygun oyuncu tespit edemedik"
Futbolda en sancılı dönemin transfer dönemi olduğuna dikkat çeken İlker Püren, "Bu oyuncu yetenekli biz bunu alalım’ demek yetmiyor. Bu oyuncunun 1-2 senelik performansı, karakter özellikleri, gelişime açık mı? Değil mi? Kulüp yapısına uygun mu? Bu soruların hepsinin cevabını bulup transfer gerçekleştirmek çok zor. Biz anlaştığımız günden bu yana 500 - 600 oyuncu ismi geldi. Hepsini gözden kaçırmadan ekibim ile izlemeye çalışıyoruz. 200-250’ye yakın oyuncu izledik ama hala kulübün yapısına uygun oyuncu tespit etmiş değiliz. Hiç acele etmiyoruz. Şu an belirlediğimiz 3-4 oyuncu var ama yine de araştıracağız. Bu kulübe en uygun oyuncuyu transfer etmek için var gücümüzle çalışacağız" diye konuştu.

“Uyum içerisinde güzel bir ekip kurduğumuzu düşünüyorum"
Teknik heyette bulunanların kendisi için çok değerli olduğunu belirten Püren, "Sadece burada bizimle olsunlar diye getirdiğim arkadaşlar değil. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bizi kırmayarak bizimle çalışmayı kabul ettiler. Tek tek baktığınızda Altan Aksoy, Türk futboluna mâl olmuş, Ahmet Cingöz yıllarca profesyonel futbol oynamış ve üst liglerde hocalık yapmış. Mustafa İşçelebi Ankaragücü’nde, Osmanlıspor’da, Ankaraspor’da ve Adana Demirspor’da deneyimleri var. Bence Türkiye’deki en iyi analizcilerden. Kendisi hem performans hem analiz biriminin başında olacak. Eser Pamukkale Üniversitesi mezunu kendisini geliştiren güncel bir arkadaşımız ondan çok faydalanıyoruz. Nail yıllarca bu liglerde çalışmış çok deneyimli çok tecrübeli ve karakter olarak üst düzey. Uyum içerisinde güzel bir ekip kurduğumuzu düşünüyorum. İnşallah kulübümüze faydalı olacağız” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Yunus Emre Kartal - Bayram Türüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’nin anneleri araştırmasının çarpıcı sonuçları Türkiye’nin annelerini yakından tanımak üzere yapılan araştırma Türkiye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal dönüşümler sonucunda Türk aile yapısının nasıl bir değişimden geçtiğini ve en önemlisi annelerin rollerinin nasıl farklılaştığını ortaya koydu. Raporun en dikkat çekici verilerinden biri boşanma sayısının artmasıyla ’Bekar anne’ diye tanımlanan yeni bir anne modelinin sayısının artması oldu ‘Türkiye’nin Anneleri’ araştırması Türkiye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal dönüşümler sonucunda Türk aile yapısının nasıl bir değişimden geçtiğini ve en önemlisi annelerin rollerinin nasıl farklılaştığını ortaya koydu. Araştırmada evlenme ve aile kurma dinamiklerinden boşanmalara, kadının istihdamdaki konumundan cinsiyet rollerindeki değişimlere kadar pek çok konuda dikkat çekici sonuçlar verdi. Türkiye’nin anne profillerini belirlemek için 267 binden fazla kullanıcıya ait sosyal medya yorumu, blog gönderileri, forum tartışmaları ve diğer sosyal medya etkileşimleri, yapay zeka yardımıyla işlenip yorumlandı. Buna olarak, 1-6 ve 7-15 yaş aralıklarında çocukları olan B ve C1 sosyo-ekomik gruplarına mensup 25-45 yaş arası bekar annelerle yüz yüze görüşme yapıldı. Üç anne profili Araştırmaya göre, Türkiye’de güncel üç anne modeli bulunuyor; Çocuğu Hiç Büyümeyenler (yüzde 42), Eseriyle Övünenler (yüzde 34) ve Birlikte Öğrenenler (yüzde 24). Anne modelleri geleneksel-modern eksenindeki sosyo-kültürel ayrımlara göre tasnif edildiği gibi, çocukları ile kurdukları ilişkilerin biçimi ve niteliğine göre de belirlenmiş. Çocuğu Hiç Büyümeyenler anneler daha çok kırsal kesimde yoğunlaşmış bir anne profili. Çocuklarını geleneksel değerlere göre, büyütüyorlar ve onlara kabul görmüş genel toplumsal cinsiyet rollerini aktarıyorlar. Bu anneler, çocuk yetiştirme konusunda devrim yapmak peşinde değiller kesinlikle, daha çok önceki kuşağın öğretileri ışığında ilerlemeyi tercih ediyorlar. Eseriyle Övünen anneler mutlu bir hayat için başarıyı ön koşul olarak görüyorlar. Eğitime çok önem veren, çocuklarını çok yönlü yetiştirebilmek için onları sanatla, sporla ve şehrin sunduğu diğer modern imkanlarla destekleyen bu anneler, daha çok metropollerde yaşıyorlar. Birlikte Öğrenen anneler ise, kendilerini ve çocuklarını çok zorlamayan, ebeveynlik sürecini doğal akışında yaşamayı tercih eden annelerden oluşuyor. Bu anneler, çocuk yetiştirmek konusundaki popüler öğretilere, sürekli güncellenen altın kurallara biraz kulak tıkayan bir profil sergiliyorlar. 2022’de boşanma sayısı rekor kırdı Araştırma raporunda en çok dikkat çeken ve Türkiye sosyolojisindeki ağırlığı gün geçtikçe artan profil ise, bekar anneler. Araştırmaya temel teşkil eden TÜİK verilere göre, Türkiye’de boşanma oranları sürekli bir artış sergiliyor. Rakamlara yakından bakıldığında, 2002 yılında 95 bin olan toplam boşanma sayısı, 2012’de 123 bine, 2022’de rekor kırarak 182 bine ulaştı. 2023 yılında gerçekleşen boşanma sayısı ise 172 bine varıyor. Artan boşanmaların sonucu olarak tek ebeveynli hanelerin sayısı da artıyor. Buna göre, Türkiye’de bekar annelerin çocukları ile birlikte paylaştıkları hane sayısı toplamda 1,8 milyona ulaşmış durumda. Bu rakamın yakın gelecekte 3 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, boşanmak erkeklerin hayatında büyük bir yük oluşturmazken, kadınlar dul olarak yaftalanarak ağır bir sosyal ve duygusal yükün altına sokuluyor. Araştırma kapsamında görüşülen bekar anneler, bu yargılama ve etiketlemelerin en çok hemcinsleri tarafından yapıldığını ifade ediyorlar. Sosyal medya üzerinden kendi medyalarını şekillendiriyorlar Araştırmaya göre, sayıları gittikçe artan bekar annelerin veya tek ebeveynli hanelerin markalar ve medya tarafından henüz yeterince muhatap alınmıyor bu durumda da bekar anneler özellikle sosyal medya üzerinden kendi medyalarını kendileri şekillendiriyor. Kadın değersiz anne kutsal ikilemi Araştırmayı yapan FutureBright Group’un Kurucu Ortağı Başak Abdula, sonuçlar ile ilgili şunları söyledi: “Türkiye’nin Anneleri raporu, hem kültürümüzle ilgili çok şey söyleyen bir memleket panoraması hem de dönüşen toplumsal dinamiklerin net bir aynası. Annelerin çocuk yetiştirme tarzlarına göre üç ana segmente ayrıldığı araştırmamızın en dikkat çeken bulgusu, bekar annelerin dünyası oldu. Kadınlığın değersiz, anneliğin ise kutsal sayıldığı bir toplumda bu ikili durumun en büyük yükü bekar annelerin omuzlarında. Bekar anneler, çocukları ve kendileri için istikrarlı, kontrollü ve güvenli bir dünya inşa etmek için bireysel seviyede büyük bir mücadele verirken, kendilerini destekleyecek makro regülasyonların eksikliğinden yakınıyorlar”.
Bursa BUMKAL ekibinden uluslararası proje başarısı Yürüttüğü çalışmalarla çok sayıda akademik ve bilimsel anlamda önemli çıktılar elde eden Bursa Uludağ Üniversitesi Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarı (BUMKAL), uluslararası bir proje başarısına daha imza attı. BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferda Arı ve Kragujevac Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden Dr. Nenad Jankovic’in yürütücü olarak yer aldığı ’Synthesis, Characterization and Anticancer Potential of Selected Biginelli Hybrids and Nanocomposites’ adlı proje önerisi destek almaya hak kazandı. Proje, 2559-Sırbistan Cumhuriyeti Bilim, Teknolojik Gelişme ve Yenilik Bakanlığı (NITRA) ile İkili İşbirliği Destek Programı çerçevesinde 76 proje başvurusu arasından kabul edilen 10 projeden biri olarak ilan edildi. Çalışmada Biyoloji Bölümü Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı Doktora sonrası Araştırmacı Dr. Oğuzhan Akgün, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Doç. Dr. Elif Ertürk ve Danışman olarak Prof. Dr. Engin Ulukaya’nın yanı sıra, Kragujevac Üniversitesi Fen Fakültesi, Kimya Bölümü’nden Dr. Jelena Petronijevic, Dr. Nenad Joksimovic ve Onkoloji ve Radyoloji Enstitüsü Deneysel Onkoloji Bölümü’nden Dr. Tatjana Stanojkovicaraştırmacı olarak yer alacak. Projenin Türkiye’deki ayağı Bursa Uludağ Üniversitesi Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarı’nda (BUMKAL) gerçekleştirilecek.