ÇEVRE - 08 Nisan 2016 Cuma 09:36

İnci kefalinin avlanma yasağına az kaldı

A
A
A
İnci kefalinin avlanma yasağına az kaldı

Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nde yaşayan ve endemik bir tür olan inci kefali balığıyla ilgili başlatılan avlanma yasağına 1 hafta kalırken Prof. Dr. Mustafa Sarı, balıkların tatlı su yataklarına giden güzergahlarda incelemelerde bulundu.

Dünyada sadece Van Gölü'nün sodalı suyunda yaşayabilen ve tek tür olan inci kefali balığı, üreme alanı olan akarsu ve dere yatakları, göç öncesi kontrol edildi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, balıkların tatlı su yataklarında giden güzergahları sırasıyla kontrol ederek sıkıntının olduğu bölgeler müdahale ederek düzeltmeye çalıştı.

YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Tuşba Belediyesi ekipleri ile birlikte köprü altını balıkların geçişine uygun hale getirdiklerini söyledi. Göç başlamadan inci kefalinin göç yolları balığa uygun hale gelmiş olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Burası Karasu Çayı’nın Van Gölü ile buluştuğu sulak alan. Burada daha önceden yol yoktu. Tuşba Belediye tarafından Çitören Mahallesi’ne Van’dan daha kısa sürede ulaşılmak üzere yeni yapılmış. Yol henüz tamamlanmış değil.

Geçici olarakta bu çayın üzerinden geçişi sağlamak üzere büzler bırakıldı. İnci kefali balığının üreme alanlarından bir tanesi de Karasu Çayı alanıdır. Burası düzenlenirken deredeki suyun debisi birden daralınca büzlerin içerisinden akan su hızlanmış oldu. Böylece balıklar geçişlerde zorlanınca Doğa Koruma Milli Parklar Van Şube Müdürlüğü ile birlikte Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe ile görüştük. Burayı balıkların geçişine uygun hale getirelim diye bir önerimiz oldu. Sayın belediye başkanı da sağ olsun bizim önerimizi dikkate aldı. Buraya şimdi iş makineleri ile büyük taşları getirdi. Balıkların geçişini uygun hale getirmesi suyun hızını düşürdü. Şimdi balıklar geldiğinde taşların arkasında dinlendikten sonra suyun hızı azaldığı için baksların içerisinden rahatça yukarıya doğru geçip üremesini gerçekleştirmiş olacak” dedi.

“İNCİ KEFALİ BALIĞININ YOL GÜZERGAHI AÇIK OLSA YUMURTALARINI BIRAKMAK İÇİN 30-40 KİLOMETRE GİDER”
Yapılan bu geçici köprünün etrafının düzeltilmesiyle inci kefali balığı buradan rahatlıkla yukarıya doğru gidebileceğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Hemen yukarıda Ablangez Köprüsü civarı ile Hivi mezrasında devam eden alanda kum ocakları olmamış olsa inci kefali balığı 30-40 kilometre yukarılara doğru yumurtlama göçü yapabiliyor. Ama ne yazık ki burada kolayca düzeltebildiğimiz bozulmayı yukarı kısımlarda kolayca düzeltemiyoruz. İş makineleri kum almak için derelerin içerisine girerek oralardan yoğun bir şekilde aldıkları kum sonucu inci kefalinin üreme alanını tahrip edilmiş oluyor. Bu yüzden inci kefali balığı en fazla Ablangez Köprüsü’ne kadar çıkıyor. Bu yüzden uygun alanların bozulmadan kalması, buraların rehabilite edilmesi korunması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Bingöl’de “Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları” toplantısı gerçekleştirildi Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası’nda “Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları” toplantısı düzenlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın katılımıyla Bingöl TSO ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları” Toplantısı, kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Programa, Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Milletvekilleri Feyzi Berdibek ve Zeki Korkutata, Belediye Başkanı Erdal Arıkan ve sektör temsilcileri katıldı. Bingöl TSO Başkanı Kadir Çintay, Bingöl’ün ekonomik kalkınmasını hızlandırmak için yürütülen projeleri ve talepleri paylaştı. Çintay, özellikle nitelikli iş gücü ihtiyacına ve kadın istihdamını artıracak teşviklere dikkat çekerek, İstihdam, Kariyer ve Girişimcilik Fuarı’nın Bingöl’de düzenlenmesini önerdi. Toplantıda Başkan Çintay’ın dile getirdiği talepleri dikkatle dinleyen Bakan Vedat Işıkhan, Bingöl’de İstihdam, Kariyer ve Girişimcilik Fuarı düzenlenmesi için gerekli adımların atılacağını ve bakanlık olarak bu konuda destek vereceklerini ifade etti. Bakan Işıkhan, iş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik çözüm odaklı bir yaklaşım sergileyerek, “Bingöl’ün kalkınması için el birliğiyle çalışacağız. Taleplerinizi dikkate alarak gereken tüm desteği sağlayacağız” diye konuştu. Başkan Kadir Çintay, “Bakanımızın Bingöl’e gösterdiği hassasiyet, iş dünyamız adına umut verici. Bugün burada dile getirdiğimiz sorunların çözümü ve projelerimizin hayata geçirilmesi için bakanlığımızdan aldığımız destek, bölgemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Sayın Bakanımıza ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi. Toplantı, sektör temsilcilerinin değerlendirmeleri ve iş dünyasıyla yapılan görüş alışverişleriyle sona erdi.
Ankara “Ülkücü Hareket” kitabı yeniden raflarda İlk kez 1999’da 6 cilt olarak yayımlanan ve MHP ile Ülkücü Hareket konusunda başvuru kaynağı niteliğindeki eser, araştırmacı yazar Hakkı Öznur tarafından 9 ciltlik halinde yeniden basıldı. Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur’un kaleme aldığı ve Türk siyasi tarihinin önemli kaynak eserlerinden "Ülkücü Hareket", kapsamı genişletilerek 9 cilt halinde yeniden basılıyor. Eser, 1948’den 1980’e uzanan dönemde hareketin siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor. İlk kez 1999’da 6 cilt olarak yayımlanan ve MHP ile Ülkücü Hareket konusunda başvuru kaynağı niteliğindeki eser, zenginleştirilmiş içeriğiyle yeniden basıldı. Yeni baskıda, hareketle ilgili daha önce yayımlanmamış çok sayıda yazı, makale ve fotoğraf ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Eser, 1948’den 1980’e uzanan dönemde hareketin siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Dündar Taşer, Galip Erdem, Seyyid Ahmed Arvasi ve Gün Sazak gibi hareketin önemli isimlerinin yaşamları ve mücadelelerini de detaylı olarak inceliyor. Türk siyaset, demokrasi ve kültür tarihi programında, yüzlerce yeni belge, bilgi ve fotoğrafın yer alacağı 9 ciltlik ‘Ülkücü Hareket’ isimli eserler etkinliği düzenlendi. Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur programda bir konuşma gerçekleştirdi. “Ülkücülük en güzel dava adamlarında yaşanır” Duygulanmamak ve hüzünlenmemek elde olmadığını söyleyen Öznur, “5 kuşak ülkücüler bir arada. Bakıyorum 58 kuşağı, 68-78-88-98 kuşağı. Her zaman her yerde söylüyorum, yani ülkücülük davaya adanmışlıktır. Ülkücülük en güzel dava adamlarında yaşanır. Ülkücü hareket, vicdan, ilke ve değerler hareketidir. Kendimi bildim bileli Türk milliyetçisiyim. 13 Ocak 1975’te Ülkü Ocakları mektebine adım attık. Duvarlara yazdım, ilk yardım Başbuğ Türkeş, meydanlarda attığım ilk slogan yine Başbuğ Türkeş’tik. Allah’a çok şükürler olsun. Eğer bugün ülkücüysek, Türk milliyetçisiysek bunu ülkücü hareketin kurucu lideri Milliyetçi Hareket’in lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e borçluyum. Ruhu şad mekanı cennet olsun” ifadeleri kullandı. “Geleneği olmayan hareketin geleceği olmaz” 1948’den 1980 dönemlerinde siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutlarını ele alındığını belirten Öznur, “Geleneği olmayan hareketin geleceği olmaz. Ülkücü hareketin geleneği de var, geleceği de var. Geleceğin yedikleri değil, geleceği ülkücüler yazacak Allah’ın izniyle. Bugünlere kolay gelmedik. Ne bedeller ödedik, binlerce dava arkadaşımız ‘vatanım ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun’ diyerek kanımız aksa da zafer İslam’ın gerek. 1980 önceki şehit düşülen 9 arkadaş daraçlarına idame edildi. Başta olmak üzere birçok işkence merkezlerinde ülküdaşlarını işkence hanelerde şehit edildiler. Zulümlere uğradık, 220 ülkücü idamı istendi. Başta başbuğumuz Alparslan Türkeş ve Cennet mekan şehit lider Muhsin Yazıcı olmak üzere 10 binlercesi tutuklandı. Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerine işkence hanelerine gönderildik” dedi. Ülkücüler tarihlerini bilmeli, ülkücüler şehitlerini bilmeli diyen Öznur, şunları kaydetti: “Ülkücü hareketin tarihini mutlaka bilmeli. Ülkücü hareketin bir üniversitesi var mı? Yok. Türk dalı kurduğu tarih vakfını kurdu. Hani benim üniversitemiz? Bakın 58 Kuşağı burada. 68 kuşağı burada. Ya şuraya katılanlardan sözlü bir kitap çalışması yapsak ne eserler çıkardık. Ben inanıyorum. Gençlerimize güveniyorum. Her zaman birlikte fitneden, fesattan uzak durun. Ülkücülük hukukuna mutlaka saygılı olun diyor, bu duygu ve düşüncelerle bu programa teşrif eden bütün muhterem misafirlerimizi bu programa katılamayıp dualarla Anadolu’nun dört bir yanına, Avrupa’dan selamlar gönder dava arkadaşlarıma da çok teşekkürler ediyorum. Her zaman her yerde söylediğim gibi ezan susmayacak, bayrak inmeyecek, vatan bölünmeyecek. Yaşasın Türkiye, yaşasın Türk milleti, yaşasın Türk hareket yaşasın.”