ÇEVRE - 14 Mayıs 2021 Cuma 12:06

İnci kefalinin tersine yolculuğu büyülüyor

A
A
A
İnci kefalinin tersine yolculuğu büyülüyor

Van Gölü'nde yaşayan ve yılın belli döneminde üreme için suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefalinin yolculuğu izleyenleri adeta büyülüyor.

Dünya'da sadece Van Gölü’nde yaşayan ve her yıl üremek için mayıs ile temmuz ayları arasında tatlı su ağızlarına göç eden inci kefalinin (Van balığı) yolculuğu devam ediyor. Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayan endemik bir balık türü olan inci kefalinin, her yıl olduğu gibi bu yıl da tatlı su ağızlarına doğru başlattığı göç izleyenlere görsel şölen sunuyor.

Suyun akışının tersine doğru yüzdüğü ve önüne çıkan engeli uçarak aştığı için ’uçan balık’ olarak da adlandırılan inci kefali, üremek için başlattığı kutsal yolculuğunu Van Gölü’ne akan tüm tatlı sularda gerçekleştiriyor. Balık göçünün yoğun olarak görüldüğü Erciş ilçesindeki Deli Çay'a geçtiğimiz yıllarda gelen birçok yerli ve yabancı turistler, suyun akışının tersine yüzen ve önlerine çıkan engelleri adeta uçarak aşmaya çalışan balıkların eşsiz yolculuğunu izlerken, son 2 yıldır korna virüs tedbirleri kapsamında kimse gelmeyince balıklar sessiz bir şekilde yolculuğuna devam ediyor.

“İnci kefalinin Van Gölü’ndeki yaşamı yaklaşık 800 bin yıldır devam ediyor”

Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, inci kefali Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularına adapte olmuş burada yaşayabilen endemik bir balık tür olduğunu söyledi. İnci kefali yaşamını Van Gölü’ne sürdürmesine karşın her yıl nisan ve temmuz ayları arasında göle dökülen tatlı sulara göç ettiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “İnci kefalinin Van Gölü’ndeki yaşamı yaklaşık 800 bin yıldır devam ediyor. 800 bin yıldır devam eden bu yaşam öyküsü maalesef 90'lı yılların sonunda inci kefalleri yok olma noktasına geldi. İşte bu noktada Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından başlatılan çalışmalarla beraber inci kefali yok olma noktasından kurtarılarak bugünkü noktaya ulaştı. Şuanda Erciş ilçesi balık bendinde bulunuyoruz. Arkamızda aynı anda zıplayan yüzlerce balığı bir anda görüyoruz. Fakat 20 sene öncesine gittiğimiz zaman burada zıplayan tek bir tane daha balık kalmamıştı” dedi.

“İnci kefali iç sularımızdaki en büyük balık stoğunu oluşturuyor”

Balıkların tekrardan geri dönmesi Van Gölü'nde derelerde çoğalması koruma çalışmaları sayesinde meydana geldiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Bugün inci kefali iç sularımızdaki en büyük balık stokunu oluşturuyor. Ve her yıl ülkemizdeki iç sulardan avlanan balıkların tek başına üçte birlik gibi devasa oranlı inci kefali karşılıyor. Bundan 15-20 yıl önce yıllık 15 bin ton inci kefali avlanıyordu. Bunun 5 bin tonu üreme döneminde yani kaçak dönemde avcılık gerçekleştiriliyordu. Üreme dönemi her bir balık günde ortalama 10 bin tane yumurta taşıyor. Yani bir balığı yakaladığımız zaman aslında onlarca, yüzlerce balığı öldürmüş oluyorsunuz. Fakat yapılan koruma çalışmaları ile beraber artık 5 bin ton olan yıllık kaçak avcılık miktarı bin tonun altına düşmüş vaziyette. Umuyoruz ki bu sene çok çok daha gerilere gelecek” dedi.

“2019 yılında 9 günlük Ramazan bayramı tatili süresince 100 kişi ziyarete geldi”

Koruma çalışmalarını yürüten öncelikli kurumlarında başında Van İl Jandarma Komutanlığı ile Bitlis il Jandarma Komutanlığı olduğunun altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Kırsal alanda yani şehir merkezlerinden uzak bölgelerde jandarma ekipleri, şehir merkezlerinde ise polis ve zabıta ekipleri koruma çalışmalarında görev alıyor. Koruma çalışmalarına 3-4 basamaklı yöntem uyguluyoruz. Birincisi balığı gölde avlatmayacağız, herhangi bir şekilde balık avlanırsa kara yollarında taşıtmayacağız, kara yollarından taşınıp merkeze girerse zabıta ve polis vasıtasıyla merkezdeki satışını engelleyeceğiz. Burada yürütülen yaklaşık 25-30 yıllık bir çalışma sonucunda geldiğimiz noktaya kısa özetlememiz gerekirse bundan 20 sene önce Van Gölü'nden bin kişi geçimini sağlıyorken, bugün 15 bini aşkın insan geçimini sağlıyor. Şu anda bulunduğumuz Erciş’teki balık bendine sadece 2019 yılında 9 günlük Ramazan bayramı tatili süresince 100 kişi ziyarete geldi. Bir balık düşününki bütün her şey onun etrafında ve balığı yok olmaktan kurtararak bugün bir marka haline getiren Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın etrafında gelişiyor. İşte inci kefalini korursak bize nasıl bir geri dönüş olduğunun çok açık bir göstergesidir” diye konuştu.

Şükrü Akyüz - Murat Kalkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.