EKONOMİ - 10 Ocak 2018 Çarşamba 06:17

İnşaat ve konut sektörü bir araya geldi...

A
A
A
İnşaat ve konut sektörü bir araya geldi...

Türk inşaat ve gayrimenkul sektörünün en seçkin buluşmalarından biri olan 6. İnşaat ve Konut Konferansı bugün 300'ü aşkın şirketin katılımıyla gerçekleşti.

İnşaat ve konut sektörünü bir araya getirerek her yıl önemli konuların konuşulduğu İnşaat ve Konut Konferansı, 2012’den bugüne kadar toplam bini aşkın şirketi ağırladı. Konferans bu yıl da 300'ü aşkın şirketin katılımıyla gerçekleşti. Bosch Ev Aletleri Platin sponsorluğunda düzenlenen konferansta bu yıl da sektöre orta ve uzun vadeli çözüme dönük perspektif çizen vizyoner konuşmacılar yer aldı.

İnşaat sektörü için çok önemli bir buluşma noktası olduğunu vurgulayan Eventuum Genel Müdürü Pınar Kopuz, “Her yıl artan katılımla sektörün nabzını tutan konferansa bu yıl da büyük ilgi oldu. Yine birbirinden değerli konuşmacılar ve katılımcılar ağırladık. Ülke ekonomisindeki yeri ve önemi her geçen yıl artan Türk inşaat sektörünün dinamizminden aldığımız güçle 6 yıldır düzenlediğimiz konferans, bugün artık sektöre katkısı yadsınamayacak ve heyecanla beklenen buluşmaya dönüştü. İnşaat sektörüyle ilgili yatırımcı, uygulayıcı ve tüm karar vericileri bir araya getirerek işbirliği fırsatlarına ve bilgi alışverişine zemin oluşturmayı hedefledik. Konferansa gösterilen ilgi de bizlerin doğru ve güzel bir çaba içinde olduğumuzu gösteriyor" dedi.

“Barınma ihtiyacı toplumun gelir seviyesine bağlı”

İstanbul İnşaatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, ulaşılabilir fiyatta konut üretimi ve yaşanası şehirler konusunu ele alarak sektörün konut alanında da henüz yolun başında olduğunu vurguladı. Durbakayım aynı zamanda, "Konut sektöründe daha yolun başındayız. 80 milyonluk genç nüfusa sahip olan bir ülkeyiz. İnsanoğlunun iki ana gereksinimi ‘Beslenme’ ve Barınma’ ihtiyacı bitmeyeceğinden sektörümüzün varlığı ve önemi de aynı oranda devam eder. Ancak barınma ihtiyacının karşılanması toplumun gelir seviyesine bağlı. Ülkemizdeki konut ihtiyacı olan kesimin yüzde 85'inin gelir seviyesi orta ve altıdır. Bu kitlenin ev sahibi olabilmesi için üretimde arsa girdisinin en fazla metrekare başına 500 1.000 TL olması gerekir. Kentsel dönüşümde sadece konut yapımı değil ‘yaşanası şehirler’ kurulması gerekir. İnsanların işlerine yürüyerek veya toplu taşıma ile kısa zamanda ulaşabildiği, sağlık, eğitim, sanat & kültür, eğlence hizmetlerine bedelsiz veya çok küçük bedeler ile sahip olabileceği ‘pilot şehirler’ kurmalıyız” dedi.

Bosch Ev Aletleri Proje Satışlar Direktörü Alper Şengül de inşaat sektörü ile birlikte hareket ettiklerine değinerek, “İnşaat sektörü, biz beyaz eşyacılar için de yeni bir kanalı oluşturuyor. Bizler de bu kanalın ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda pozisyon almaktayız. Bayi ağımızla birlikte perakende satış olarak verdiğimiz hizmetleri geliştirerek, doğrudan proje firmalarına sunuyoruz. Gerek ürün, gerek satış, gerekse satış sonrası ve ödeme konularında şirketimizin tüm kaynaklarını kullanarak sizlere daha iyi hizmet etmenin çabası içerisindeyiz. Yeni konutlar; çevreye duyarlı, yeşil alanları olan, güvenlik-ulaşım sorunlarını çözmüş ve aynı zamanda her türlü enerji tasarrufunun sağlandığı toplu yaşam alanları olarak sunuluyor. Biz de içinde bulunduğumuz dijital çağın gereklerinin bu sektörde hayata geçirilmesi için yürütülen çalışmalarda öncü konumdayız” açıklamasını yaptı.

“Kendi kaynaklarımızı üretmeliyiz”

Sinpaş Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik da sürdürülebilirlik konusuna değinerek, “Sürdürülebilir şehir, çevresi ile ilişki kurabilen, doğa tarafından daimi olarak takviye edilebilen enerjiden faydalanmayı esas alır. Hızla kaynaklarımız tükeniyor. 2050 yılına kadar dünyanın 3 farklı enerji kaynağına ihtiyacı olacak. Kendi kaynaklarımızı üretip aynı şekilde tüketim dengesi oluşturursak dünya teknolojinin enerjisine yetebilecek düzeye gelebilir. Bugün hayatımızın önemli bir parçası olan teknolojinin gelişim hızına paralel sürdürülebilirlik konusunda da aynı hıza ayak uydurmalıyız. Planlanacak şehrin mümkün olduğu kadar kendi kendine yetebilmesini, çevreye en az zarar verecek şekilde organize edilmesi şart” dedi.
Konferansta söz alan Ceylan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ceylan ise “Sektörün Genetik Yapısı ve Yaklaşımın İyileştirilmesi” başlıklı konuşmasında, “İnşaat sektörü 2016 yılından itibaren her yıl bir önceki yıla oranla rekor kırmaktadır. Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektöründeki karlılık oranı diğer sektörlere oranla yüksek olmasına rağmen iş adamlarımız kazancın düşük olduğundan şikayet ediyorlar. 39 yıllık ticari hayatım boyunca iş adamlarımızın şükür ve kanaatten uzak hep ağladıklarına şahit olmuşumdur. Sanıyorum bu ülkemiz insanının genetik sorunu olsa gerek" dedi.

"Türkiye’de kentsel dönüşüm makro ölçekte gerçekleştirilmeli"

Konferansın Basın Sponsoru olan Fortune’un Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Toros’un moderatörlüğünde 'Sektörün Geleceğine Dair Önemli Analizler' konulu panel de gerçekleştirildi.
By Oktayöz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Öz panelde, 'Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşümün Gerekliliği' konusunun altını çizdi. Öz, “Dünyada pek çok afet oluyor. Türkiye’nin en büyük riski ise deprem bölgesinde yer alması. Depremin zorunlu sonucu olarak, kentsel dönüşümün gerekliliği de ortaya çıkıyor. Türkiye’de kentsel dönüşüm makro ölçekte gerçekleştirilmeli. Belediyelerin, bakanların ve sosyal kuruluşların bu konuda duyarlı olup, master çalışmalar ile hızlandırılmalıdır. 2016’nın sonlarından itibaren 2017’de dahil olmak üzere sektörümüz açısından parlak geçmedi. Demir ve beton fiyatlarında hızla artış görüldü. Hammadde deki fiyat artışı arz fazlalığından dolayı talep düşüklüğüyle beraber ters orantılı şekilde inşaat sektöründe bir kriz yaşandı. Satışların dip yaptığı bir dönem yaşadık. Kentsel dönüşüm, ilçelerin ve bölgelerin daha kurumsal bir yapıya kavuşmalarını sağlayacak olan sistemin öncüsüdür, bu yüzden desteğimizi artırmamız gerekiyor” dedi.

Panele Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkanı Osman Balta, By Oktayöz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Öz, Seha Yapı Genel Müdürü İskender Uslu, Yiğit İDK Grup Yönetim Kurulu Balkan Vekili Önder Yiğit ve Gayrimenkul için Strateji Platformu Başkanı Hakan Gümüş katıldı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: “Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi için en uygun şehir Ankara’dır” Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, serbest bölgelerin ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırım ve teknoloji girişini hızlandırmak, ihracatı geliştirmek, istihdamı artırmak gibi faydalar sağladığını belirterek, “Ankara’ya Serbest Bölge kurulmasını talep ediyoruz” dedi. ATO Başkanı Baran, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye ekonomisine İstanbul’dan sonra en çok katkıyı sağlayan başkent Ankara’nın 12,4 milyar dolar ihracat, 17,7 milyar dolar ithalatla Türkiye’nin en çok ihracat yapan dördüncü, en çok ithalat yapan üçüncü ili olduğunu, organize sanayi bölgeleri, teknokentleri ile tam bir üretim ve ticaret merkezi niteliği taşıdığını belirterek, Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir olduğunu dile getirdi. Baran, Türkiye’de halihazırda faaliyet yürütülen 18 Serbest Bölge’nin 2023 yılında 12,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini ve 100 bin kişiye istihdam sağladığını ifade ederek, “19. Serbest Bölge, İzmir Bergama’da 18 Mart tarihinde Ticaret Bakanımız Ömer Bolat’ın katılımıyla açıldı. 20. Serbest Bölge’nin de Menemen’de açılmasına ilişkin karar alındı. Serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Cumhurbaşkanımızın yetkili olduğu ilgili yasal düzenlemelerde yer alıyor. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, 21. Serbest Bölge için Ankara olarak talip olduğumuzu duyurmak ve serbest bölge talebimiz konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir Ankara’dır” diye konuştu. Baran, Başkent’e serbest bölge kurulması konusundaki taleplerini Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 26 Eylül 2023 tarihinde katıldığı ATO Meclis Toplantısı’nda da dile getirdiğini hatırlattı. Başkent’in raylı ulaşımda bir merkez konumunda olduğunu, Ankara’dan İstanbul’a, Konya’ya, Eskişehir’e, Yozgat’a, Sivas’a Yüksek Hızlı Tren bulunduğunu, Türkiye’nin dört bir yanına da demiryolu ile bağlantıları bulunduğunu kaydeden Baran, Ankara’nın Türkiye’deki karayolu ağının da tam ortasında yer aldığını söyledi. Baran, Ankara’nın gelişen üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve teknokentleriyle üretim hacmi kadar katma değeri yüksek ürünler üreten bir şehir olduğuna da dikkat çekerek, “Ankara’mız üniversiteleri ve sanayi bölgeleri ile yoğun göç alan bir merkez. Ankara’da bir serbest bölge kurulması üretime, istihdama ve ihracata ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
İstanbul Enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis’te kabul edildi Enerjide düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanuna göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece "4. Grup" maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Böylece bunun haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut taksir yaptırımı kaldırılıyor. Düzenleme 28 Şubat 2024 tarihinden geçerli olacak. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile yasa kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde imar planı yapılmaksızın Elektrik Piyasası Kanunu’na göre hidrolik kaynaklara dayalı önlisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulması mümkün olacak. Söz konusu alanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü veya Genel Müdürlüğün izniyle sulama birlikleri tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilecek. Öte yandan, teklifin bu düzenlemelerini içeren 4. maddesi, Danışma Kurulu kararıyla, tekriri müzakere önergesiyle yeniden görüşüldü. Maddeye, belediye sınırları içinde yer alan söz konusu alanlarda DSİ Genel Müdürlüğünün izniyle ilgili belediyeler ve bağlı kuruluşları tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilmesine yönelik düzenleme de eklendi. Doğal gazın sıvılaştırılması Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na "doğal gazın sıvılaştırılması" tanımı eklenerek, Türkiye’nin doğal gazda ticaret merkezi olma hedefleri çerçevesinde hem yerli üretim doğal gazın hem de farklı kaynaklardan ithal edilen veya ithal edilecek doğal gazın ülkede sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilmesi hedefleniyor. Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek. Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak. Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek. Doğal gaz sıvılaştırma lisansı başvurusunda bulunan tüzel kişilerin teknik ve ekonomik güce sahip olmaları ve yönetmeliklerde belirtilen diğer şartları taşımaları zorunlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülen faaliyetler depolama faaliyeti olarak sayılmayacak. Sıvılaştırma tesisi işletmecileri faaliyet gösterdikleri tesislerin ilgili standartlara ve teknik kriterlere göre yapılması ve işletilmesinden sorumlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenecek. YEKA yarışmaları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek. 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek. Bu kapsamdaki başvurular için uygulanacak lisans alma bedeli, lisans süresi ve lisanslı üretim faaliyetine geçilmesine ilişkin diğer hususlar EPDK tarafından ayrıca belirlenecek. Lisanssız üretime devam edecek tesislerde üretilecek ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için elektrik piyasasında oluşan piyasa takas fiyatını geçmemek üzere uygulanacak fiyat ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi Enerji Verimliliği Kanunu’na ’başvuru sahibi’, ’spesifik enerji tüketimi’ ve ’karbon yoğunluğu’ tanımları ekleniyor. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, enerji veya karbon yoğunluğunun veya spesifik enerji tüketiminin azaltılmasıyla ilgili uygulamalara yönelik usul ve esaslar belirleniyor. Buna göre, enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30’u oranında desteklenecek. Bu kapsamdaki destekler hibe veya faiz desteği şeklinde verilecek. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini Bakanlığın belirlediği kriterler çerçevesinde azaltan başvuru sahiplerine, ödenek imkanları göz önüne alınmak ve 10 milyon lirayı geçmemek kaydıyla, kriterlerde belirlenen yıla ait enerji giderinin en fazla yüzde 30’u oranında destek ödemesi yapılacak. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji verimliliği projelerinin ve enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini azaltan başvuru sahiplerinin desteklenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenlenecek. Bakanlık tarafından enerji verimliliği desteklerine ilişkin iş ve işlemlerde mevzuat ile belirlenen hükümlere aykırı davranılması, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesi veya kullanılması, yanlış ve yanıltıcı bilgi verilmesi veya herhangi bir usulsüzlük tespit edilmesi halinde, başvuru veya proje sahiplerine ödenen desteklerin, ödeme tarihinden itibaren belirlenen oranda hesaplanarak faizi ile birlikte bir ay içinde ödenmesi istenecek. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, enerji verimliliğinin artırılması ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme projelerini öncelikle destekleyecek. Bu projelerin yönlendirilmesinde ve değerlendirilmesinde Bakanlığın görüşü alınacak. Geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, olağanüstü hal kararı alınan veya genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Kurul kararı ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanabilecek. Elektrik dağıtım tesisleri veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek. Böylece fahiş kamulaştırma bedelleri belirlenmesinin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının tasarrufuyla yatırımların artırılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji kaynak alanları yarışmaları sonucunda imzalanan sözleşmeler nedeniyle hak kazanılmış olanlar hariç, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut olan üretim lisanslarını, ön lisanslarını, lisans başvurularını sonlandırmak veya kurulu güç düşümü suretiyle tadil etmek isteyen tüzel kişilerin 2 ay içerisinde Kuruma başvurmaları halinde başvuruları sonlandırılarak veya tadil edilerek Kuruma sundukları teminatları kısmen ya da tamamen iade edilecek. Söz konusu yarışmalar sonucunda imzalanmış sözleşmelerini iptal etmek isteyen tüzel kişilerin düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından iki ay içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde tüm hak ve yükümlülükleri sona erecek, başvuruları sonlandırılacak, Bakanlığa ve Kuruma sunduğu teminatları iade edilecek. Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nükleer madde taşıyan kişinin talebi, nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumunun onay yönündeki kararıyla, taşıyıcının sorumlu olabilmesine imkan tanınıyor. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak.