GÜNDEM - 10 Şubat 2016 Çarşamba 11:38

İnsan tacirlerinin yeni gözdesi sosyal medya

A
A
A
İnsan tacirlerinin yeni gözdesi sosyal medya

Ortadoğu'da yaşanan savaştan kaçanlar, Türkiye üzerinden AB ülkelerine umut yolculuğuna çıkıyor.

Yaşanan ölümlere rağmen, göçün ardı arkası kesilmiyor. Bunun en önemli sebeplerinden birisi de, çeşitli yollardan AB ülkelerine ulaşmayı başaranların, kurulan sosyal medya grupları ve forum sayfalarından, yaşadıkları rahat hayatı paylaşmaları. Bu yolla oluşan sektör, sosyal paylaşım sitelerinde adeta müşteri avına döndü. İzleyecekleri güzergahı detaylarıyla paylaşıp aracılık yapacaklarını söyleyenler bile var. Geçmeyi başaranlar ise, çektikleri videolarla geride kalanlara mesaj gönderiyor.

KALANLARA ÖRNEK OLUYOR

Yasadışı yollardan Yunanistan'a geçmek isteyen kaçak göçmenler, Ege sahillerini mesken tuttu. Ölümle sonuçlanan girişimlere, alınan önlemlere rağmen, kaçak geçişlerin ardı arkası kesilmiyor. Karada Jandarma, denizde Sahil Güvenlik ekipleri, Ege sahillerinden hergün onlarca kaçak göçmen topluyor. Onları yasadışı göçe iten başlıca neden Ortadoğu'da yaşanan savaş olsa da, bunun ardından, kaçmayı başaranların sosyal medya paylaşımları da önemli rol oynuyor. 

KAÇAKÇILAR KENDİ REKLAMLARINI YAPIYOR 

Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta, çeşitli yollardan İtalya, Almanya gibi ülkelere ulaşım sağlanabileceğini öne süren onlarca grup bulunuyor. Sadece üye olanların giriş yapabildiği bu gruplarda, göç yolları, ücretleri ve zamanları sıklıkla paylaşılıyor. Gruplarda, insan kaçakçıları da, organize ettikleri başarılı kaçışlarının video ve fotoğraflarını paylaşarak, kendilerine yeni yolcular bulmaya çalışıyorlar. Yayınlanan bu video ve fotoğrafların yorum bölümlerinden, yeni umut yolcuları fiyat almaya çalışıyorlar. 

KAMPANYALI YOLCULUK 

Facebook'ta kurulan 'Gizli' gruplarda, Türkiye veya Libya üzerinden Avrupa ülkelerine gitmek isteyenler için adeta kampanyalar düzenleniyor. Kaçakçılar, Türkiye - Yunanistan hattında30-35 kişilik botlarla, 40 dakikalık yolculuk vaat ediyor. Üstelik bu yolculuklarda, çocuklar için ise 'yarı fiyat' uygulaması yapılacağı belirtiyor. Bazı kaçakçılar, 3 veya 5 yaşından küçüklere yarı fiyat uygularken, müşteri kapmak için yaş sınırını 10'a kadar yükseltenler bile var. Bir çok kaçakçı, bebekler için ise ücret talep etmeyeceklerini buradan açıkça anlatıyor. Sosyal paylaşım sitesi üzerindeki paylaşımların tamamı Arapça. Ancak insan kaçakçılarının buralarda açıkça paylaştığı telefon numaralarından, bir çoğunun Türkiye'de faaliyet gösterdiği anlaşılıyor.Kaçmayı başaranların verdikleri isimlerde, işin başında Türk organizatörlerden çok Suriye ve Iraklıların olduğunu gösteriyor. Facebook'ta, bu işi organize eden, çeşitli isimlerde onlarca grup kurulmuş durumda. Bu gruplarda, sadece kaçış konuları da konuşulmuyor. Kaçmayı başaranlar geride bıraktıkları, bazıları da kaçmayı başaran yakınlarına ulaşmaya çalışıyor. Ancak yapılan bu girişimlerin tamamına yakını yanıtsız kalmış durumda. ,,

GÜZERGAHIN KROKİSİ KAÇAKLARA DAĞITILIYOR 

Suriye'den çıkışlı en popüler güzergah, Ege sahillerinden, Yunanistan'a geçerek Almanya'ya ulaşmak. Bununla ilgili bir göç krokisi de yine bu sitelerde paylaşılıyor. Yasal olup olmadığı belli olmayan bu krokide, 2 bin 400 dolar bedelli ulaşım, İzmir'den başlıyor. Paranın büyük bir bölümü de, Yunanistan'a geçişte ödeniyor. Buradaki deniz ulaşımının bedeli 900 ile 1200 dolar arasında değişiyor. Daha sonra ise Makedonya sınırına kadar sürecek bir tren yolculuğu yapılıyor.. Makedonya sınırı yürüyerek geçtikten sonra ise trenle Sırbistan sınırına, sınırı yürüyerek geçtikten sonra da bu kez otobüsle Macaristan'a gidiliyor. Buradan sonrasında ise otomobille Almanya'ya ulaşılacağı vaat ediliyor. Sosyal medya hesaplarından, anlık olarak hava ve deniz durumu bilgileri de paylaşılıyor. 

KAÇIŞ HİKAYESİNİ FORUMLARDA PAYLAŞTI 

Kaçış hikayeleri, sadece sosyal medyada değil, kurulan forum sitelerinde de paylaşılıyor. Muhammed A.K. adlı bir kişi, forumda, İstanbul'dan Almanya'ya uzanan kendi kaçış hikayesini detaylı bir şekilde paylaşarak hem temas noktalarını hem de güzergahta gerekli bilgileri paylaştı. İstanbul'dan İzmir'e otobüsle geldikten sonra burada 40 TL ödeyip can yeleği satın aldığını anlatan Muhammed, 3 gün burada kaldıktan sonra bir gece 2 saat 25 dakika süren bir yolculukla Yunanistan'a geçtiğini, ardından da Atina'ya giderek yola bu şekilde devam ettiğini aktardı. Günlerce süren yolculukta, kilometrelerce yolu da yürümek zorunda kaldığını anlatan Muhammed, sonucunda Münih'e ulaştığını yazdı. Muhammed, yazısının sonunda ise maliyet hesabını belirterek Irak'tan Türkiye'ye 550 dolar,  Yunanistan 900 dolar kaçak taşımacılık, 50 dolar Makedonya, 300 dolar Sırbistan, 700 dolar Macaristan ve diğer harcamalarla yaklaşık 3 bin dolara mal olduğunu anlattı. Aynı forumda bir başka kişi ise umut yolculuğu için 2 bin dolar ödediğini ancak dolandırıldığını anlatarak bu iş için en iyi yöntemin Türkiye'ye ulaştıktan sonra Edirne'den yürüyerek Yunanistan'a geçmek olduğu bilgisini paylaştı. 

LİBYA - İTALYA HATTI 

Paylaşım yapılan gruplarda İstanbul'dan büyük gemilerle İtalya'ya 6 bin dolar karşılığında gidilebileceği de belirtiliyor. Bir başka güzergah ise, Libya ve İtalya arasında. Organizatörler, kendi ülkelerindeki operatörler üzerinden paylaştıkları numaralarıyla whatsapp üzerinden de haberleşebileceklerini ifade ediyorlar. Yapılan paylaşımlarda, Türkiye'deki organizatörler hakkında her hangi bir isim yada bilgi yer almıyor. Ancak İstanbul ve İzmir'de kalınabilecek yerler detaylı bir şekilde tarif ediliyor. 

KAÇMAYI BAŞARANLAR; 'SİZ DE GELİN' 

Bazı sayfalarda ise, kaçmayı başaranların nasihatleri yer alıyor. Geçiş yapmayı başaran bir grup, "Bugün Yunanistan'a geldik. Bu da bizim dayımız bizimle geldi. Zor yolculuktan sonra geldik. Bu adam botu sürdü. Burası deniz. Hepimiz birbirimize yardım ettik. Çok kolaydı. Allah'ın da yardımıyla oldu. Şimdi biz geldik, ileride siz de gelirsiniz. Hiç korkacak bir şey yok. Anlattıkları gibi değil. Hiç korkmayın. Sizi buralarda bekliyoruz. Biz bu ıraklı ailelerle birlikte geldik. Kardeşlerim hepiniz gelin" şeklinde mesaj gönderdi. Bir başka videoda ise yolculuk anının görüntüleri paylaşıldı. Botta bulunanların birbirlerini kutladığı geçiş esnasında, tıklım tıklım dolu botun zeminine yatırılmış kundakta bir bebek olduğu da görülüyor. Bir başka videoda, geçişe başlayanlar yolculuklarına 'Hazreti Ömer'in adını verdiklerini belirtiyorlar. 

KALANLARA NASİHATLERDE BULUNUYORLAR 

Paylaşım sitesinde paylaşılan bir başka videoda ise, kaçmayı başaran bir kişi, yaşadıklarından örnekler vererek yola çıkacaklara nasihatlerde bulunuyor. Iraklı Ebuzehra adında bir kişinin kaçışı organize ettiğini ve kendileriyle çok ilgilendiğini anlatan Suriyeli göçmen, "Bana genelde 2 soru soruluyor. Birincisi fiyat, ikincisi tehlikeli mi? Burada iyi ve kötü kaçakçı var. Parayı nasıl vereceğinize dikkat edin. Biz elden verdik. Bankaya yatırmadık. 9 kişiyle birlikte sapasağlam ulaştık. Kaçakçı Ebuzehra. Iraklı. 3 gün İzmir'de sahilde bekledim. Hava durumunu takip ettim. Haberlere bakmıyordum. Kendim gözlemliyordum. Hava durumunun iyi olduğunu görünce, paramızı kaçakçıya verdik. O da bizi çıkardı. Her kaçakçı günlük 2-3 yolculuk yaptırıyor. Saat gece 12 de bota bindik. İzmir'den midilliye gittik. Hiç bir tehlikesi yok. Çok rahat bir yol. 5 saat sürdü bizim yolculuk. Botun kontrolünü yapan bizden birisi. Kaçakçı sizinle gelmiyor. Ama size öğretiyor nasıl kullanacağınızı. 15 dakika öğretiyor. Yapabiliyorsa ona emanet ediyorlar. Eğer 10 - 15 günde öğretiyoruz derlerse yalandır. 15 dakikayı geçmiyor. Süren kişi de para vermeden bedava geçiyor. Yolculuk esnasında dalgalara dikkat edin. Fazla hareket etmeyin. Polis vs yoktur. Korkmayın. Kimse size bakmaz. Kontrol etmez. Kaçakçı cep telefonlarımızı alıyor. Eğer tehlikeli olursa, biz ona haber veriyoruz o da polise haber veriyor. Bu da Ebuzehra öyle yapıyor. Diğerlerini bilmem. Ebuzehra her 10 dakikada bir bizi arıyordu. Bizim botu hazırlarken botun makinesine bile dikkat etti. Japon malı olmasını istedi. Çin malı motoru kabul etmedi. 6 saat sonra, adadan bir şehre gittik. 6 saat yürüdükten sonra kendimi polise teslim ettim. Bana bir kağıt verdiler ve doldurduk. O kağıtla vapura bineceğiz" dedi. 

KAÇAKÇILAR HAKKINDA UYARILAR 

Suriye veya Irak'tan kaçtıktan sonra başka bir ülkeye yerleşmiş olanlar, geride kalanlarca soru yağmuruna tutuluyor. Onlar da bu sorulara, toplu şekilde videolarla yanıt veriyor. Bu videolardan birisinde, botlara çok kalabalık binilmemesi gerektiği de anlatılıyor. Kimliğini açıklamayan bir sığınmacı, video mesajında, "Genelde en çok çektikleri sıkıntı hakkında konuşacağım. Yola çıkanlar, İzmir'e geldiğinde Yunan'a çıkmak istiyorsa kaçakçıyla anlaştıktan sonra 3 konuya dikkat etmek gerekiyor. Birincisi hangi adaya seni götürecek? Ailene muhakkak haber ver. Kaçakçının ismini ve numarasını ailene ver. Bu bilgileri ailelerle paylaşmak gerekiyor. Bu kaçakçılara her zaman güvenilmez. Çok kişi oralara ulaştıktan sonra aileler haber alamayınca çok korkuyorlar. Öldü mü yaşıyor mu bilmiyorlar. Bu konulara dikkat edelim. Hangi adaya gideceksin? Kaçakçıyla anlaşma konusu. Kaç kişi koyacak bota. Küçük botlara çok kişi koyuyorlar ve batıyor. Fiyat konusunu geçtik. Artık tartışmıyoruz. Bir de motor önemli. Dayanıklı mı değil mi motor. 45 motor iyidir. Motor gücü 30 olursa da idare eder. Bir büyük bot 35 kişiden fazla kaldıramaz. 60 kişi falan olursa batar. 35'i geçtikten sonra inin. Girmeyin. Yüzde yüz batacak. Bana 'abartıyorsun' diyorlar ama abartmıyorum. Yüzlerce kişinin önümüzde öldüğünü gördük" diye anlatıyor. 

MİDİLLİ'YE ÇIKAN GRUP O ANLARI PAYLAŞTI 

Bir başka görüntü de ise, göçmen grubun, Midilli adasına çıkış anı görünüyor. Gruptan bir kişi, cep telefonuyla o anların görüntüsü kaydederken, bir yandan da "Biz şu an yunan sınırına ulaştık. Midilli adasına geldik. İnsanlara bakın çocuklara yardımcı oluyorlar. Yunanlar çocuklara ve kadınlara yardımcı oluyorlar. Çok uzun sürmedi. Yaklaşık 1 saat civarında. (Arkadaşlarını tanıtıyor.) Bizim arkadaşlar geldi. Suriye yaşasın. Bu çocuklar botu patlatıyorlar. Yunan adasındayız. Çocuklar, kadınlar, insanlık burada. Bak nasıl çocuklara yardımcı oluyorlar. Bu da uçak. Bizi göremediler Allah'tan. Son anda geçtik. Abuşadi'ye teşekkür ederim. Bizi ulaştıran kişi bu" diye konuşuyor. Ardından grup, başarılı çıkışı selfie çekerek belgeliyor. 

HAVA DURUMU HAKKINDA CANLI BİLGİ VERİLİYOR 

Video paylaşımları, sadece geçebilenlerden değil, geçmeyi bekleyenlerden de geliyor. Bazıları, henüz yola çıkmamış ve ya yolda olanlara, hava durumu hakkında bilgiler veriyor. O görüntülerin birisinde, İzmir'de havanın düzelmesini beklediğini ifade eden bir kişi, "Sevgili dostlarım. Ben şu an İzmir sahildeyim. Burada kaçakçılık yapılıyor. Suriye ve ıraklılar. Deniz çok dalgalı. Sizin sağlığınız için bu günlerde kimse çıkmasın. Deniz çok dalgalı. Bizim 4 tane ıraklı arkadaşımız vardı. İnat ettiler. Motor battı ve 4 saat önce döndüler" diyor.
Kaçakların yolculuk serüveni, kendi ülkelerindeki organizatörlerle temasla başlıyor. Burada kendilerine gidecekleri yer hakkında bilgi ve bir şifre verildikten sonra İstanbul'a yola çıkıyorlar. İstanbul'a ulaşana kadar da, buluşacakları kişiyle ilgili hiç bir bilgileri olmuyor. Ardından bir kısmı İstanbul'da bir kısmı da İzmir'de organizatörlerle buluşuyor.Kendilerine verilen şifre sayesinde, doğru kişiyle buluştuktan sonra, kaçış noktasına kadar ulaşımı organizatör sağlıyor. Burada uygun zaman bekleniyor. Hazırlanan botlar için, bir kişi 'kaptan' olarak belirleniyor. Yaklaşık 15 dakikalık hızlandırılmış eğitimin ardından, kaptan grubu alarak yola çıkıyor, organizatörler bota binmiyor. Kaptan olarak belirlenen kişi ise 900-1200 Dolarlık yol parasını ödemiyor. Şayet bot, olması gerekenden kalabalık ise, kaçaklar yanlarına tek bir çanta dışında hiç bir eşya alamıyor. Ancak herkese, sahte oldukları bilinen can yeleklerinden giydiriliyor. Oysa 'yüzme yardımcısı' olarak bilinen bu can yelekleri, açık denizde bir işe yaramıyor. Yüzlerce dolar ödeyen kaçaklar, 15 dakika eğitimli bir kaptan, sahte bir can yeleği ve kapasitesinin çok üzerinde doldurulan bot ile, daha iyi bir yaşam umuduyla ölümü bil göz alarak zorlu yolculuğa çıkıyor.  

GÜRKAN DÜZENLİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: “Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi için en uygun şehir Ankara’dır” Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, serbest bölgelerin ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırım ve teknoloji girişini hızlandırmak, ihracatı geliştirmek, istihdamı artırmak gibi faydalar sağladığını belirterek, “Ankara’ya Serbest Bölge kurulmasını talep ediyoruz” dedi. ATO Başkanı Baran, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye ekonomisine İstanbul’dan sonra en çok katkıyı sağlayan başkent Ankara’nın 12,4 milyar dolar ihracat, 17,7 milyar dolar ithalatla Türkiye’nin en çok ihracat yapan dördüncü, en çok ithalat yapan üçüncü ili olduğunu, organize sanayi bölgeleri, teknokentleri ile tam bir üretim ve ticaret merkezi niteliği taşıdığını belirterek, Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir olduğunu dile getirdi. Baran, Türkiye’de halihazırda faaliyet yürütülen 18 Serbest Bölge’nin 2023 yılında 12,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini ve 100 bin kişiye istihdam sağladığını ifade ederek, “19. Serbest Bölge, İzmir Bergama’da 18 Mart tarihinde Ticaret Bakanımız Ömer Bolat’ın katılımıyla açıldı. 20. Serbest Bölge’nin de Menemen’de açılmasına ilişkin karar alındı. Serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Cumhurbaşkanımızın yetkili olduğu ilgili yasal düzenlemelerde yer alıyor. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, 21. Serbest Bölge için Ankara olarak talip olduğumuzu duyurmak ve serbest bölge talebimiz konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir Ankara’dır” diye konuştu. Baran, Başkent’e serbest bölge kurulması konusundaki taleplerini Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 26 Eylül 2023 tarihinde katıldığı ATO Meclis Toplantısı’nda da dile getirdiğini hatırlattı. Başkent’in raylı ulaşımda bir merkez konumunda olduğunu, Ankara’dan İstanbul’a, Konya’ya, Eskişehir’e, Yozgat’a, Sivas’a Yüksek Hızlı Tren bulunduğunu, Türkiye’nin dört bir yanına da demiryolu ile bağlantıları bulunduğunu kaydeden Baran, Ankara’nın Türkiye’deki karayolu ağının da tam ortasında yer aldığını söyledi. Baran, Ankara’nın gelişen üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve teknokentleriyle üretim hacmi kadar katma değeri yüksek ürünler üreten bir şehir olduğuna da dikkat çekerek, “Ankara’mız üniversiteleri ve sanayi bölgeleri ile yoğun göç alan bir merkez. Ankara’da bir serbest bölge kurulması üretime, istihdama ve ihracata ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
İstanbul Enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis’te kabul edildi Enerjide düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanuna göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece "4. Grup" maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Böylece bunun haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut taksir yaptırımı kaldırılıyor. Düzenleme 28 Şubat 2024 tarihinden geçerli olacak. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile yasa kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde imar planı yapılmaksızın Elektrik Piyasası Kanunu’na göre hidrolik kaynaklara dayalı önlisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulması mümkün olacak. Söz konusu alanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü veya Genel Müdürlüğün izniyle sulama birlikleri tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilecek. Öte yandan, teklifin bu düzenlemelerini içeren 4. maddesi, Danışma Kurulu kararıyla, tekriri müzakere önergesiyle yeniden görüşüldü. Maddeye, belediye sınırları içinde yer alan söz konusu alanlarda DSİ Genel Müdürlüğünün izniyle ilgili belediyeler ve bağlı kuruluşları tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilmesine yönelik düzenleme de eklendi. Doğal gazın sıvılaştırılması Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na "doğal gazın sıvılaştırılması" tanımı eklenerek, Türkiye’nin doğal gazda ticaret merkezi olma hedefleri çerçevesinde hem yerli üretim doğal gazın hem de farklı kaynaklardan ithal edilen veya ithal edilecek doğal gazın ülkede sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilmesi hedefleniyor. Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek. Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak. Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek. Doğal gaz sıvılaştırma lisansı başvurusunda bulunan tüzel kişilerin teknik ve ekonomik güce sahip olmaları ve yönetmeliklerde belirtilen diğer şartları taşımaları zorunlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülen faaliyetler depolama faaliyeti olarak sayılmayacak. Sıvılaştırma tesisi işletmecileri faaliyet gösterdikleri tesislerin ilgili standartlara ve teknik kriterlere göre yapılması ve işletilmesinden sorumlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenecek. YEKA yarışmaları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek. 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek. Bu kapsamdaki başvurular için uygulanacak lisans alma bedeli, lisans süresi ve lisanslı üretim faaliyetine geçilmesine ilişkin diğer hususlar EPDK tarafından ayrıca belirlenecek. Lisanssız üretime devam edecek tesislerde üretilecek ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için elektrik piyasasında oluşan piyasa takas fiyatını geçmemek üzere uygulanacak fiyat ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi Enerji Verimliliği Kanunu’na ’başvuru sahibi’, ’spesifik enerji tüketimi’ ve ’karbon yoğunluğu’ tanımları ekleniyor. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, enerji veya karbon yoğunluğunun veya spesifik enerji tüketiminin azaltılmasıyla ilgili uygulamalara yönelik usul ve esaslar belirleniyor. Buna göre, enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30’u oranında desteklenecek. Bu kapsamdaki destekler hibe veya faiz desteği şeklinde verilecek. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini Bakanlığın belirlediği kriterler çerçevesinde azaltan başvuru sahiplerine, ödenek imkanları göz önüne alınmak ve 10 milyon lirayı geçmemek kaydıyla, kriterlerde belirlenen yıla ait enerji giderinin en fazla yüzde 30’u oranında destek ödemesi yapılacak. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji verimliliği projelerinin ve enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini azaltan başvuru sahiplerinin desteklenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenlenecek. Bakanlık tarafından enerji verimliliği desteklerine ilişkin iş ve işlemlerde mevzuat ile belirlenen hükümlere aykırı davranılması, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesi veya kullanılması, yanlış ve yanıltıcı bilgi verilmesi veya herhangi bir usulsüzlük tespit edilmesi halinde, başvuru veya proje sahiplerine ödenen desteklerin, ödeme tarihinden itibaren belirlenen oranda hesaplanarak faizi ile birlikte bir ay içinde ödenmesi istenecek. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, enerji verimliliğinin artırılması ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme projelerini öncelikle destekleyecek. Bu projelerin yönlendirilmesinde ve değerlendirilmesinde Bakanlığın görüşü alınacak. Geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, olağanüstü hal kararı alınan veya genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Kurul kararı ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanabilecek. Elektrik dağıtım tesisleri veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek. Böylece fahiş kamulaştırma bedelleri belirlenmesinin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının tasarrufuyla yatırımların artırılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji kaynak alanları yarışmaları sonucunda imzalanan sözleşmeler nedeniyle hak kazanılmış olanlar hariç, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut olan üretim lisanslarını, ön lisanslarını, lisans başvurularını sonlandırmak veya kurulu güç düşümü suretiyle tadil etmek isteyen tüzel kişilerin 2 ay içerisinde Kuruma başvurmaları halinde başvuruları sonlandırılarak veya tadil edilerek Kuruma sundukları teminatları kısmen ya da tamamen iade edilecek. Söz konusu yarışmalar sonucunda imzalanmış sözleşmelerini iptal etmek isteyen tüzel kişilerin düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından iki ay içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde tüm hak ve yükümlülükleri sona erecek, başvuruları sonlandırılacak, Bakanlığa ve Kuruma sunduğu teminatları iade edilecek. Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nükleer madde taşıyan kişinin talebi, nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumunun onay yönündeki kararıyla, taşıyıcının sorumlu olabilmesine imkan tanınıyor. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak.