GÜNDEM - 08 Aralık 2014 Pazartesi 14:49

Instagram fenomenlerinin gözünden ‘Sosyal medya’

A
A
A
Instagram fenomenlerinin gözünden ‘Sosyal medya’

Bu yıl dördüncüsü yapılan Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivali (BursaFotoFest) kapsamında düzenlenen ‘Sosyal medya ve yeni fotoğraf kariyerleri’ konulu panelde, Instagram fenomenleri sosyal medyanın iş alanında sağladığı imkanları ve fotoğraf üzerine gelişen yeni bakış açılarını konuştu.

Bursa’yı fotoğraf sanatının merkezi haline getiren 4. Uluslararası BursaFotoFest devam ediyor. Merinos Kongre Kafe’deki portfolyo değerlendirmelerinde fotoğraf tutkunları, dünyaca ünlü fotoğraf sanatçıları Carlos Spottorno, İzzet Keribar, Kamil Fırat ve Park Jongwoo ile birebir görüşme imkanı buldu. Merinos AKKM seminer salonlarında ise Prof. Dr. Levend Kılıç tarafından ‘Eski fotoğraf yeni fotoğraf’, Orhan Cem Çetin tarafından ise ‘Fotoğrafçıların birlikte yaşaması’ konulu sunum yapılarak katılımcılara bilgiler aktarıldı.
Merinos AKKM Hüdavendigar Salonu’ndaki ‘Sosyal medya ve yeni fotoğraf kariyerleri’ konulu panelin moderatörlüğünü ise Dr. Melih Arıcan üstlendi. Fotoğrafçılığın giderek geliştiğini söyleyen Arıcan, 2000 yılına kadar dünyada fotoğraf sayısının 80 milyar civarında olduğunu, 2000’den 2011’e kadar sayının 380 milyara ulaştığını belirtti.

Dijital fotoğraf makinelerinin 2000 yılında piyasaya sürüldüğünü de hatırlatan Arıcan, 2011 senesinde ise akıllı telefonlara fotoğraf makinesi kalitesinin getirildiğini ifade etti. 2011’den 2014 arasında ise fotoğraf sayısının 800 milyarı aştığını dile getirdi.

Dijital fotoğraf ile fotoğraf çekmenin kolaylaştığını anlatan Arıcan, “Profesyonel fotoğrafçılara olan ilgi ve ihtiyaç azaldı. Fotoğrafların tüketim şeklide hızla değişti. 2011 yılında Instagram ortaya çıktı. Giderek yayıldı ve dünyanın en büyük fotoğraf paylaşım ortamı haline geldi. Mustafa Seven ve Sezgin Yılmaz bu sayede Instagram’da fenomen oldu. Sezgin’in 1 milyon 200 bin civarında, Seven’in ise 1 milyona yakın takipçisi var. Onlar artık insandan öte kitle iletişim aracına dönüştü. Mustafa Seven ve Sezgin Yılmaz’ın bir gazete tirajının 3 katı izleyicisi var. Elbette reklamcılar da bu insanları mecra olarak kullanmaya başladı” dedi.


Türk fotoğraf dünyasının önemli isimlerinden olan Orhan Cem Çetin ise kendisinin de yeni bir Instagram kullanıcısı olduğunu hatırlattı. Kendisi için anal kanal olmadığını da belirten Çetin, dijital fotoğrafın ilk defa 1980’lerde ortaya çıktığını ifade etti. İnternetin olmaması sebebiyle kısa zamanda unutulduğunu aktaran Çetin, “Paylaşma imkanı oluştuktan sonra dijital fotoğraf anlam kazandı. Aslında bir nimet. Bu sayede iş üreten arkadaşlarımız var. Fakat fotoğrafın ruhuna aykırı gibi geliyor. İnternet, fotoğrafın ana mecrası haline gelir mi? Bu konuda tereddüt ederken sadece bu kanalı kullananlar var. Fotoğrafçılık artık herkesin yapabileceği bir şey. Herkesin sanatla uğraşması taraftarı olarak buna olumsuz bakmıyorum. Fotoğrafı herkes çekmelidir. Zamanla videoların yayılacak, hatta üç boyutlu modellerinin gelişecek gibi geliyor” diye konuştu.

Instagram hayatına girdikten sonra kendisini tanımlama zorlandığını söyleyen Mustafa Seven, 17 yıl foto muhabirliği yaptığını, son üç yıldır yaptığı tüm işleri Instagram’da paylaştığını ifade etti. Genelde sokak fotoğrafı üzerine paylaşımlar yaptığını anlatan Seven, “Çok aktif, Instagram ile haşır neşir olduğumuz dönem geçirdik. Amerika’daki saati düşünerek gece uyanıp fotoğraf attığım zamanlar oldu. Günde 3 saatlik uykularla duruyorduk. Mecrayı çok disiplinli kullanmamızın sebebi dünyanın her yerindeki kullanıcılara ulaşabilmekti. Çevremizi rahatsız edecek kadar telefon elimizden düşmüyordu. Artık takipçi sayılarımız yükseldiği için aynı durum söz konusu değil. Tahminim takipçilerimin çoğu Amerika ve Ortadoğu’dan” dedi.
Günde 6 tane siyah beyaz şehir fotoğrafı paylaştığını, takipçi için renkli fotoğraflar da attığını anlatan Seven, Instagram’da paylaştığı hiçbir fotoğrafı diğer sosyal mecralarda ve işlerinde kullanmadığını vurguladı.
Sezgin Yılmaz ise görsel iletişim tasarımı okuduğunu, babasının matbaacılık yapmasından ötürü çocukluğundan itibaren fotoğraf çektiğini dile getirdi.

Kendisini ‘Instagram kullanıcısı’ olarak tanımlayan Yılmaz, kendisinin fotoğraf sanatçısı olmadığını, eskiden eş, dost çekilirken, artık tatile gidildiğinde etrafın binlerce fotoğrafı çekildiğine değindi. Son Amerika seyahatinde kendisinin 10-15 fotoğrafı varken, neredeyse 10 bin Amerika fotoğrafı çektiğini söyleyen Yılmaz, Instagramcı tabirinin bu olduğunu belirtti. Instagram kullanıcılarının beğenisine göre fotoğraf paylaştığını anlatan Yılmaz, “Instagram fotoğrafının belli bir dakikada belli bir beğeni aldıktan sonra ‘Keşfet’ sayfasında çıkıyor. Böylelikle daha fazla insana ulaşmaya başlıyorsunuz. Bu sayede takipçi ve beğeni artıyor. Ben hiçbir zaman en iyi fotoğrafı çekiyorum demedim. Ama Instagram’a göre en iyi fotoğrafı çekiyorum. İki sene boyunca 2 saat uykuyla durdum. Bu hesap bu hale böyle geldi. En iyi fotoğrafı çekerek bu sayıya ulaşmadım” diye konuştu.

İnsanların, sosyal medyadaki paylaşımlarına aldığı beğeni sayısına göre mutlu hissettiğine dikkat çeken Yılmaz, Instagram’ın insana daha fazlasını verdiğini söyledi. Yılmaz, fotoğrafın kalitesinden çok ulaştığı kişi sayısının önem kazandığını dile getirdi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale AK Partili Başkan makam aracını satılığa çıkardı, kendi arabasını makam aracı yaptı Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde AK Parti’den Gelibolu Belediye Başkanı seçilen Dr. Ali Kamil Soyuak, seçim öncesi verdiği sözü tuttu. Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak, CHP’li Mustafa Özacar’dan devraldığı makam aracını satışa çıkardı. Başkan Soyuak, kendi aracı TOGG’u makam aracı yaptı. Gelibolu ilçesinin yeni Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak, göreve başladıktan sonra ilk icraatını gerçekleştirdi ve makam aracını satılığa çıkardı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde AK Parti’den Belediye Başkanı seçilen Dr. Ali Kamil Soyuak, CHP’li Mustafa Özacar’dan devraldığı makam aracını internette satışa koyarak dikkatleri üzerine çekti. Sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "Söz verdik, satıyoruz" diyen Başkan Soyuak, aracı "Hastasına doktordan temiz makam aracı" başlığıyla satışa sundu. Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği bu adım, lüks makam aracının satılığa çıkarılmasını takdirle karşılandı. ’Hastasına doktordan temiz makam aracı’ başlığıyla bir ilan sitesinde satışa çıkarılan aracın dikkat çeken şu detaylar yer aldı: "Ön takım bakım istiyor, çünkü Gelibolu’nun yolları bozuk. İçerisinde sigara içildi mi bilemiyoruz, eski başkana sormak lazım. Eski başkan halktan uzaktı, muhtemelen kilometresi uzun yolda yapıldı. Camlar filmli, eski başkan vatandaşla göz göze gelmeyi sevmezdi. Nakit ihtiyacından acil satılık, belediyenin çok borcu var. Piyasada tanınan, bilinen bir araçtır. Tüm ilgiyi üzerinizde toplayabilirsiniz. İstediğiniz ustaya gösterebilirsiniz, zaten Gelibolu Küçük Sanayi Sitesi esnafı arabayı yakından tanır. Yedek anahtarını bulamadık, eski başkana sormak lazım. 25.000 TL tramer kaydı var. Sol çamurluk değişen. Araç başında pazarlık yapılır. Takas yalnızca halka hizmet edecek Mobil İkram Araçları ile yapılır." Seçimden önce vatandaşlara söz verdiklerini hatırlatan Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak, “Çünkü bu kadar borcu olan bir belediyenin bu kadar lüks aracı kullanmaya hakkı olmadığını düşünüyoruz. Daha doğrusu bu aracı satarak biz hizmet aracı olarak değerlendirip, vatandaşlarımıza daha çok yararı olacağını düşünüyoruz. İnternette aracı satışa çıkardığımızda şöyle şeylerde duyduk. İşte bu belediyenin arabası, resmi araç satılamaz, ihaleyle olması gerekir diye söylemlere şöyle cevap vermek istiyorum. Bu araç Gelibolu Kent şirketine ait bir araç. Araç şirkete ait olduğu için biz bunu esasında ihale olmadan da satabiliriz. Ama biz bunu doğru fiyatlanması adına baktığınızda açık arttırmayla satışını yapacağız. Bizim Kent şirketini almamızın bir süreci var. Bugün itibariyle bitti. Bugünden itibaren biz bu aracı açık arttırma sürecini başlatarak doğru fiyatla, mevcut makam aracımızı satarak, vatandaşlarımıza daha doğru hizmet vereceğimiz diğer araçlarla Gelibolu’muza kazandırmış olacağız” dedi. Gelibolu Belediyesi makam aracının satışa çıkarıldığı ilandaki dikkat çeken ifadeleri de değerlendiren Başkan Soyuak, sözlerine şöyle devam etti: “Derdimiz bir anlayışı anlatmak. Geçmişin Gelibolu’ya bakışını anlatmanın derdindeydik. Biz esasında buradaki anlayışı değiştirmenin derdindeyiz. Anlayışı değiştirmenin derdinde olduğumuz için geçmişle, bugüne bizim bakış açışımızla, geçmişin bakışını kıyas edilmesi adına bu söylemleri geliştirmek istedik. Biraz nükte olsun, biraz esprili olsun, biraz insanları gülümsetsin istedik. O yüzden o söylemlerimizi geliştirdik.” Soyuak, “Coğrafya adına baktığınızda, Gelibolu’nun geçmişine baktığınızda 4 bin yıllık bilinen tarihine baktığınızda güçlü, kudretli, etkin, bölgesinde aksiyonel bir kent iken, şimdi ne yazık ki, maaşlarını ödeyemeyecek noktada olan, ne yazık ki, 238 milyon borcu olan, ne yazık ki organizasyon kabiliyetini tamamen yitirmiş bir belediye. Kentten belediyeye düşmüş. Koskoca kent olabilme potansiyeli varken, artık belediyenin kendini yönetememesini konuşur hale gelmişiz. İlk önce belediyenin kendisi yöneten, güçlü bir belediyeyle ardından güçlü bir kentin, bölgede örnek olan bir kentin, değişimin öncüsü olan bir kentin, turizm merkezi olan bir kent olması için elimizden geleni yapacağız. Hayalimiz bu, Türkiye’ye de örnek olmak. Seçim süreci inanılmaz bir süreçti. Son seçimleri dikkat ederseniz Türkiye’de ne yazık ki AK Partili birçok belediyeyi kaybettik. Burası sosyolojisi zor bir yerdir. Sosyolojisi zor bir yer olmasına rağmen biz burada AK Parti’nin adına baktığımızda bir zaferle noktalamış olduk. Bu süreçte bize destek olan, emek veren Sayın Vekilimiz Ayhan Gider’e, Sayın eski Vekilimiz ehmet Daniş’e, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir’e teşekkürlerimizi sunarız. Herkesin eşit olduğu, her ideolojinin ötekileştirmediği samimi, içten birbirimizi kucakladığımız, yardım ettiğimiz güzel bir Gelibolu kurmak istiyoruz. Bütün vatandaşlarımızın desteklerini bekliyoruz” diye konuştu. Gelibolu Belediyesi’nde makam aracı olarak kendi özel aracı olan TOGG’u kullanacağını kaydeden Soyuak, “Özel aracı zaten TOGG. Hem elektrikli olmuş olması nedeniyle daha az maliyetli olmuş olması nedeniyle, hem de ücretsiz olarak belediyenin kullanmasını sağlayacağız. Kendi makam aracı kullanınca, daha güvene hissediyorum. Aracımla beraber belediyeye hizmet etmiş olacağız. TOGG zaten gururumuz. Bizim içinde önemli, Gelibolu Belediye Başkanlığı makam aracı TOGG olmuş olması da imaj açısından çok daha önemli ve değerli olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Denizli Türk Dünyası PAÜ’de buluştu Pamukkale Üniversitesi’nde (PAÜ) Uluslararası Türk Dünyasında Değerler ve Kültür Aktarımı Sempozyumu gerçekleştirildi. PAÜ Altay Toplulukları Dil ve Kültürleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (ALTAY DİLMER), Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Denizli Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu (DSBMYO) ile paydaşlığını Almatı Eğitim Ataşeliği, El-Farabi Kazak Millî Üniversitesi, Türk Tarih ve Kültür Vakfının (TÜRKTAV) ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin üstlendiği Pamukkale Üniversitesi Hierapolis Konferans Salonunda gerçekleşen sempozyumda Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergis Biray, çocukların milli ve kültürel değerlere sahip çizgi filmler ve dizi filmlerin rolü, kültür aktarımının önemine değindikten sonra sempozyumun düzenlenmesine katkı sağlayan tüm paydaşlara teşekkürlerini sundu. Almatı Başkonsolosu Evren Müderrisoğlu, Türk Dünyasındaki kültür politikaları ve kültürel değerlerin Türk topluluklarının bütünleşmesindeki önemi üzerinde durdu. Kazakistan Cumhuriyeti Denizli Fahri Konsolosu Okan Oğuz konuşmasında, Türk dünyasının ortak mirasının gelecek kuşaklara taşınmasında kültür aktarımının önemini vurguladı. Kazakistan Almatı Eğitim Ateşesi Ayhan Korkmaz, Türk Dünyasının ortak mirasının önemli değerleri olan Dede Korkut ve Oğuz Kağan gibi şahsiyetlerin çizgi filmler aracılığıyla Türk çocuklarına ve tüm dünya çocuklarına tanıtılması gerektiğini belirtti. PAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Durmuş Akalın ise konuşmasında Pamukkale Üniversitesi olarak bu sempozyuma ev sahipliği yapmaktan onu duyduklarını ve küreselleşen dünyada kültür politikalarının belirlenmesi açısından bu tür sempozyumların önemini ifade etti. Sempozyum, açış oturumundan sonra bilimsel oturumlarla devam etti. Bilimsel oturumlarda Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve ülkemizden bilim insanları ve animasyon, çizgi film, reklamcılık ve eğitim, radyo, televizyon ve sinema alanlarındaki uzmanlar tarafından kültür aktarımı konusunu sinema, çizgi film, dizi film, dil, edebiyat, tarih ve turizm gibi çeşitli alanlarda ele alan çalışmaları sunuldu. Sempozyumda yüz yüze 4, çevrim içi 7 olmak üzere, iki gün süresince 11 oturum, 65 katılımcı ile toplamda 56 bildiri sunuldu. Sempozyumda Türk kültür ve değerler aktarımı konusunda yapılması gerekenlere ışık tutmak ve farkındalık oluşturmak, yol gösterici olabilecek kültür aktarım araçlarına (yazılı, sözlü, taşınabilir, somut olan ve olmayan vd.) ve ögelerine vurgu yapmak, bu ögelerin doğru kullanımı ve yaygınlaşmasını sağlamak hedeflendi.