SAĞLIK - 14 Ocak 2022 Cuma 15:50

'İpli skolyoz tedavisinde ilk gerdirmede eğriliğin yüzde 60-80’i düzeltilir'

A
A
A
'İpli skolyoz tedavisinde ilk gerdirmede eğriliğin yüzde 60-80’i düzeltilir'

İpli skolyoz tedavisinin avantajlarına değinen Ortopedi Uzmanı Doç. Dr. Okan Özkunt, “İlk gerdirmede eğriliğin yüzde 60-80’i düzeltilir, geri kalan eğrilik büyüme sürecinde ortadan kalkmaktadır. Ameliyatta omurga dondurma işlemi yapılmadığı için omurga hareketi korunmakta, bale, jimnastik gibi esneklik isteyen sporlar bile rahatlıkla yapılmaktadır'' dedi.

Medicana Bahçelievler Hastanesi Ortopedi Uzmanı Doç. Dr. Okan Özkunt, skolyoz yani omurga eğriliği konusunda açıklamalarda bulunurken, yeni nesil tedavi yöntemi olan ipli skolyoz hakkında da bilgiler verdi.

Skolyozun ne olduğunu açıklayan Doç. Dr. Okan Özkunt, “Skolyoz, normalde önden veya arkadan bakıldığında düz olması gereken omurganın ‘C’ veya ‘S’ şeklinde yana doğru eğilmesi anlamına gelir. Deformite sadece omurganın yana eğilmesi ile ortaya çıkmaz, ek olarak omurların kendi etrafında dönmesi de deformiteye eşlik etmektedir. 10 derecenin altındaki eğrilikler, skolyoz olarak adlandırılmamakta ve bu eğriliklere omurga asimetrisi denilmektedir. Skolyoz, altta yatan nedene ve tanı konulduğu yaş gruplarına göre alt tiplere ayrılır ve skolyozun tipine ve hastaya göre tedavi şekli farklılık gösterebilir. Hatta aynı tip ve aynı yaşta olan farklı hastalarda bile farklı tedaviler gündeme gelebilir. Bu nedenle hastaların detaylı değerlendirilmeleri ve uygun tedavi seçeneğinin planlanması iyi sonuçlar alabilmek için çok önemlidir” dedi.

“Cerrahi tedavi, eğrilik 40-45 derece üzerinde olduğunda tercih edilir”

Skolyoz ameliyatını gerektiren duruma değinen Doç. Dr. Özkunt, “Cerrahi tedavi, eğriliğin 40-45 derece üzerinde olduğu veya diğer yöntemlerle eğriliğin kontrol altına alınamadığı durumlarda tecih edilir. Amaç eğriliğin ilerlemesini durdurmak ve eğriliği düzeltmektir. Akciğer ve göğüs kafesi gelişiminin tamamlandığı hastalarda en sık tercih edilen yöntem omurlara yerleştirilen vida ve/veya çengeller ve vidaları birbirine tespit eden çubuklar yardımıyla eğriliği düzeltme ve sabitleme/dondurma (füzyon) ameliyatıdır” açıklamasında bulundu.

'İpli skolyoz tedavisinde ilk gerdirmede eğriliğin yüzde 60-80’i düzeltilir'

Klasik skolyoz ile ipli Skolyozun farkı

Doç. Dr. Özkunt, klasik skolyoz ile yeni nesil ipli skolyozun farkını şöyle anlattı:
“Klasik (füzyonlu) ameliyatlarında hastanın omurgası dondurma işlemi uygulandığı için hareket kısıtlılığı doğabilmektedir. Bu nedenle yeni yöntem olarak hastanın büyümekte olan omurgasında hızlı büyüyen tarafın güçlü bir ipli sistemle (vertebral tethering) büyümesinin yavaşlatılması, diğer tarafın büyümesiyle omurganın kendi biyolojik döngüsü ile düzelmesi sağlanmaktadır.”

“Hasta büyüdükçe eğrilik düzelmektedir”

Doç. Dr. Özkunt, sözlerine şöyle devam etti: “İleri derece eğriliklerde bile büyüme potansiyeli olan hastalarda tercih edilen yöntemde, vidalar kapalı ya da yarı kapalı tekniklerle omurlarının dış bükey tarafına yerleştirilir ve vidalar arasına özel bir band yerleştirilerek bir miktar düzeltme sağlandıktan sonra operasyon sonlandırılır. Hastanın büyümesi devam ettikçe eğriliğin iç bükey tarafı uzayama devam eder, dış bükey taraf sabitlendiği için uzamaz ve zamanla eğrilikte düzelme görülür. Çok yeni bir teknik olduğu için mutlaka deneyimli cerrahlar tarafından yapılması gereken bir işlemdir.”

İpli skolyozun avantajları nelerdir?

İpli skolyozun avantajlarını hakkında bilgi veren Doç. Dr. Özkunt, “İlk gerdirmede eğriliğin yüzde 60-80’i düzeltilir geri kalan eğrilik büyüme sürecinde ortadan kalkmaktadır. Ameliyatta omurga dondurma işlemi yapılmadığı için omurga hareketi korunmakta, bale, jimnastik gibi esneklik isteyen sporlar bile rahatlıkla yapılmaktadır. Artı ameliyat izi klasik yönteme göre daha az olmakta ve yara iyileşme hızı çok daha hızlı olmaktadır. Kısacası İpli skolyoz yani ‘Vertebral Body Tethering’ uygun hastalarda çok yüz güldürücü ve skolyoz cerrahisinin geleceği olan bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“