GÜNDEM - 27 Ekim 2021 Çarşamba 10:52

İstanbul Havalimanı, ‘Avrupa’nın En İyisi’ seçildi

A
A
A
İstanbul Havalimanı, ‘Avrupa’nın En İyisi’ seçildi

İstanbul Havalimanı, Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından düzenlenen “17. ACI Europe Awards” kapsamında “Avrupa’nın En İyi Havalimanı” ve “Erişilebilir Havalimanı” ödüllerine layık görüldü.

İstanbul Havalimanı’nın pandemi için aldığı sektöre ilham veren önlemleri, erişilebilirlik için attığı adımlar ve sürdürülebilirliğe katkı sunan çalışmaları büyük beğeni topladı.

Dünyanın en iyi havalimanlarından biri olarak üst üste ödül alan İstanbul Havalimanı, tüm dünyanın Covid-19 pandemisiyle büyük bir sınavdan geçtiği dönemde almış olduğu proaktif önlemler, sektörün en prestijli ödüllerinden ikisinin daha sahibi oldu.

Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI), “17th ACI Europe Awards” kapsamında İstanbul Havalimanı’nı 40 milyon yolcu üzerinde kategorisinde “Avrupa’nın En İyi Havalimanı” ve “Erişilebilir Havalimanı” ödüllerine layık gördü.

Bu yılın kriterleri: Dayanıklılık ve İlham

Geçtiğimiz dönemde iklim sorununa karşı havalimanlarını eyleme geçirme ve karbondan arındırma hedefi ile “Net Zero 2050” hareketini de başlatan ACI, “Avrupa’nın En İyi Havalimanı”nı seçmek için bu yıl standart ödül kriterlerine “Dayanıklılık ve İlham”ı ekleyerek, değerlendirmelerinde Covid-19 iyileştirmeleri ve sürdürülebilirlik alanında yapılan ilham verici çalışmalara odaklandığını açıkladı. Yeni düzende iş yapış modelini dayanıklılık üzerine kuran İstanbul Havalimanı, çevikliği sayesinde, hata payını en aza indirecek şekilde karar alma mekanizmalarını işletmesiyle farkını ortaya koydu.

Dünyanın çok büyük bir sınav verdiği Covid-19 pandemisinde havacılık sektörü negatif etkilerin en fazla hissedildiği sektörlerin başında gelirken, İstanbul Havalimanı kriz sürecini başarıyla yöneterek ulaşım ve ticaretin olabilecek optimum seviyede devam etmesini sağladı.

Erişilebilirlikte de başarı tescillendi

İstanbul Havalimanı, tasarım aşamasından itibaren oluşturduğu erişilebilirlik kültürü ve engelsiz havalimanı konseptiyle de Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin “Erişilebilir Havalimanı” ödülünü almaya hak kazandı. Terminalde hem kara hem hava tarafında oluşturduğu özel yolcu hizmet noktaları, görüntülü çağrı merkezi, sesli adımlar, yetişkin alt değiştirme odaları gibi farklı hizmetleriyle dikkat çekti. Öncelikli geçiş noktaları, erişilebilir asansör ve Araç park noktaları, Erişilebilir Rota, Çok Özel Misafir Kartı ve Ayçiçeği Yaka Kartı projeleriyle de erişilebilirlik standartlarının tümünü karşılayan İstanbul Havalimanı, standartların ötesinde sunduğu özel hizmetlerle sektöründe örnek olması ve oluşturduğu farkındalıkla, seyahat etmenin herkesin hakkı prensibi anlayışını benimsemesiyle de takdir edildi.

Ödüller, İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleşen ACI Europe Yıllık Kongresi & Genel Kurulu kapsamında 26 Ekim’de düzenlenen tören ile İGA Havalimanı İşletmesi CEO’su Kadri Samsunlu’ya verildi.

İGA CEO’su Kadri Samsunlu, ACI Europe Yönetim Kuruluna Seçildi

ACI Europe yıllık genel kurulunda, Avrupa’nın en büyük 10 havalimanına özel olarak ayrılan kontenjan kapsamında Samsunlu, Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. 10 havalimanı arasında Türkiye’den ilk ve tek yönetim kurulu üyesi olarak yer alan Samsunlu, salgın döneminde sürdürülebilirlik hedeflerinden sapmadan emin adımlarla ilerlediklerini belirtti. 2050 yılına kadar tüm operasyonlarda net sıfır emisyon planladıklarını belirten Samsunlu, görevi süresince; ACI’ın Türk havacılık sektörü ile her düzeydeki ilişkisini güçlendirmenin ve seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesinin öncelikli hedefleri arasında olduğunu
ifade etti.

“Öncü çalışmalara imza attık, güven inşa ettik”

İGA Havalimanı İşletmesi CEO’su Kadri Samsunlu ödül töreninde yaptığı konuşmada, pandemi sürecinde aldıkları sektöre yön veren önlemlere dikkat çekti. Samsunlu, “Pandemi başladığında, ilk yılında günde 200 bin yolcuya hizmet verme kapasitesine ulaşabilmiş, yoluna hızla devam eden bir havalimanıydık. Uçuşların yapılamadığı, sadece kargo uçuşları ve tahliye operasyonlarının devam ettiği bir dönemde, “ne yapalım, şartlar bu” demedik; yerimizde durmadık. Yolcularımızı daha sağlıklı ve güvenli bir şekilde karşılayabilmenin, çalışanlarımıza güvenli iş ortam sunabilmenin yollarını aradık. İnsanlara eski uçuş alışkanlıklarını geri kazandırmak için öncü çalışmalara imza attık, güven inşa ettik. Önümüzdeki süreçte “Erişilebilir Rota” hizmet kapsamımızı genişletmeyi, farklı engel gruplarıyla havalimanı deneyim çalışmalarımıza devam ederek hizmetlerimizde mükemmelleşmeyi ve daha erişilebilir bir dünya için hayata geçirdiğimiz uygulamaların yayılımına öncülük etmeyi hedefliyoruz. “Avrupa’nın En İyi Havalimanı” ve “Erişilebilir Havalimanı” ödüllerini almanın ve bu haklı gururu tüm ekibimizle paylaşmanın gururunu yaşıyoruz. Ödüller motivasyonumuzu güçlendirirken, sektöre ilham veren nice çalışmalar hayata geçirmemize katkı sunacak” diye konuştu.
ACI Europe Genel Direktörü Olivier Jankovec de İstanbul Havalimanı’nı başarılarından dolayı tebrik ettiği açıklamasında “Sektörümüzün içinde bulunduğu bu olağanüstü zorlu süreç boyunca İstanbul Havalimanı, yatırımlara ve altyapı çalışmalarına odaklanarak müthiş bir dayanıklılık gücü göstermiştir. Hem En İyi Havalimanı Ödülü hem de Erişilebilir Havalimanı Ödülü olmak üzere yalnızca bir değil, iki ayrı ödül kazanmış olmaları, yolcularına gösterdikleri üstün ilgiyi sürdürürken işletmeleri ve toplumları için uzun vadedeki hedeflerinden şaşmadıklarının bir kanıtıdır. Çifte başarılarını kutlamalarına tanıklık edebilmekten ötürü büyük mutluluk duyuyorum. Bu yenilikçi ve heyecan verici havalimanının gelecekte neler yapacağını görmek için sabırsızlanıyorum” ifadelerini kullandı.

Tuncer Cengiz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum’da kedi ve köpek katliamı Muğla’nın Bodrum ilçesinde 5 köpek ve 2 kedi zehirlendi. Hayvanlardan 3’ü yapılan müdahale ile kurtulurken, 4’ü telef oldu. Yalıçiftlik Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bırakılan zehir, mahalleye bir ay önce taşınan Gizem Sümer’in köpeğinin zehirlenmesine neden oldu. Köpeğini ölü bulan Sümer, evinin çevresinde ölü halde başka bir köpek ile bir kedi de buldu. Bölgede yapılan aramada Sümer’in komşunun 3 köpeği de zehirlenmiş halde bulundu. 3 köpek ise, sahiplerinin erken fark etmesiyle müdahale edilerek kurtarıldı. Aynı bölgede inşaat işçileri tarafından da bir kedinin zehirlenmesi sonucu telef olduğu belirlendi. 6 aylık Yoda isimli köpeği telef olan Gizem Sümer, "Ben Yalıçiftlik’e yeni taşındım. Bir ay oldu. Dün maalesef köpeğimi ölü buldum, zehirlenmiş. Dün akşam da bir tane ölü kedi buldum. Bu sabah evimin bahçesinin yukarısında bir ölü köpek daha buldum. Bir komşumun 3 tane köpeğini zehirlemişler. Onlar fark edip zeytinyağı içirmişler. Kusunca iyileşmişler, bir tanesi pek iyi değilmiş. Onlara köylülerden birisi köpeklerini öldüreceğini söylemiş fakat kim yaptı, nasıl oldu hiç bilmiyorum. Kameralara bakacağım ama ben başka hayvanların da başka bu şekilde ölmesini istemiyorum. Elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum. Bodrum Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürlüğü’nden gelip ölü köpekleri aldılar" diyerek hayvanların zehirlenmesine tepki gösterdi.
Mersin Kuzey Makedonya Büyükelçisi Manasijevski’den Başkan Seçer’e ziyaret Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, kente ziyarette bulunan Kuzey Makedonya’nın Ankara Büyükelçisi Jovan Manasijevski’yi ağırladı. Başkan Seçer, Büyükelçi Manasijevski’yi kentte ağırlamaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. Mersin’in hem Türkiye hem de bölge açısından önemli bir noktada yer aldığını belirten Seçer, "Bölgemiz sektörel anlamda oldukça hareketli. Ticaret, sanayi, tarım, lojistik ve kısmi olarak da turizm olmak üzere birçok sektör faaliyet gösteriyor. Bunlar hem ülkemizin ekonomisine hem de şehrimizin ekonomisine yüksek potansiyel sağlıyor" dedi. Mersin Limanı’nın Türkiye’nin en büyük limanlarının başında geldiğini ifade eden Seçer, limanın Akdeniz çanağında dünyaya açılan bir kapı olduğunu kaydetti. 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından rekor bir oyla yeniden başkanlık görevine seçildiğini aktaran Başkan Seçer, "Geçtiğimiz ay sonunda yüzde 60 ile seçimi kazandım. İkinci 5 yıl için göreve devam ediyoruz" diye konuştu. Seçer, Büyükelçi Manasijevski ile ilk kez bir araya geldiklerini vurgulayarak, ziyaretin ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sunacağını dile getirdi. "Tarihi ve kültürel anlamda ortak bir geçmişe sahibiz" Büyükelçisi Manasijevski de Türkiye ve Kuzey Makedonya arasında tarihi ve kültürel anlamda ortak bir geçmişe sahip olduklarını belirterek, "Ortak ve üretken bir geçmişe sahibiz. İnsanların kültürel değerleri ve kentlilik anlayışında da bu ortaklıktan bahsedebiliriz. Çok kültürlü ve etnik kökenli bir topluluğumuz var. Osmanlı tarihi mirasının yanı sıra biz sizlerle modern Cumhuriyet anlamında da benzer tarihi paylaşıyoruz” dedi. Büyükelçi Manasijevski, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin de Kuzey Makedonya’da doğduğundan söz ederek, Atatürk’ün de ilk eğitimiin orada aldığını belirtti. Büyükelçi Manasijevski, "Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Makedonya’nın bir evladı gibi görürüz ve dolayısıyla da Türkiye’nin modern Cumhuriyeti ile ilgili kendimizde pay görüyoruz” dedi. Türkiye ve Kuzey Makedonya ikili ilişkilerine değinen Manasijevski, ekonomik, politik ve kültürel ilişkileri geliştirmek ve iş birliğini artırmak adına Mersin’i ziyaret ettiklerini kaydetti. "Kardeşlik ilişkimizi ticarete de yansıtmaya niyetimiz var" Manasijevski ayrıca, Mersin Valiliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileriyle de görüşme yapacağını belirterek, "Burası çok önemli bir liman kenti ama çok önemli bir ticari merkezi aynı zamanda. Bu kardeşlik ilişkimizi ticarete de yansıtmaya niyetimiz var" ifadelerini kullandı. İkili ilişkileri sürdürmenin ve kültürel değerlerin yaşatılmasının önemine işaret eden Manasijevski, Kuzey Makedonya’da Türklerle uyum içerisinde yaşamaya özen gösterildiğini ifade etti. Başkan Seçer, ziyaret sonunda Büyükelçi Manasijevski’ye Roma mitolojisinde çiçek ve bahar tanrıçası olan Flora büstü hediye ederken, Manasijevski de Seçer’e aralarındaki dostluğun sembolü olarak Taş Köprü Üsküp resmi takdim etti. Ziyarette Kuzey Makedonya Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Suzana Tuneva ile Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim de yer aldı.
İstanbul Su birikintisine düşerek hayatını kaybeden Edanur toprağa verildi Küçükçekmece’de su birikintisine düşerek hayatını kaybedeb 5 yaşındaki Edanur Gezer için Esenyurt’taki Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Acılı annenin ayakta güçlükle durduğu görülürken, cezaevinde olan baba da cenazeye izinli olarak katıldı. Küçük kız, törenin ardından toprağa verildi. Küçükçekmece Fatih Mahallesi Menekşe Sahil Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kazı çalışmasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki Edanur Gezer hayatını kaybetmişti. Edanur için bugün Esenyurt’taki Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene İstanbul Valisi Davut Gül, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, küçük kızın ailesi, yakınları ve cezaevinde olan baba jandarma eşlinde kelepçeli olarak katıldı. Tabuta omuz veren Vali Gül, acılı anne Nurcan Gezer’e başsağlığı diledi. Cenazede ayakta durmakta güçlük çeken acılı annenin feryatları yürekleri dağladı. Kılınan cenaze namazının ardından küçük kız Esenyurt’taki mezarlıkta defnedildi. Vali Gül, “Yavrumuz hayatını kaybetti maalesef. Bizler de Esenyurt’ta cenaze törenine geldik. Allah ailesine sabır versin. Ölüm olayı olduğu için otomatikman savcılık tarafından başlanan işlemler oluyor. Bundan sonraki adli süreç orada devam edecek. İhmal var mı yok mu, kusur var mı yok mu ya da kimlerin kusuru var bu adli süreçte belli olacak. Biz daha çok yavrularımızın bu tür bir hadise ile karşılaşmaması için tedbirleri hangi kurum neler yapması gerek onlara bakacağız. Ayrıca ailenin kendi içerisinde birçok sıkıntısı var. Onlarla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüzün üzerine düşen neyse bundan sonraki süreci takip edeceğiz” dedi. Anne Nurcan Gezer, “Güvenlikler gelmiş burada ateş yakmayın, mangalın içinde ateş yakın demişler. Çocuk yok diye hepsi dağılmışlar. Çocuğu aramaya bir tane mi iki tane mi güvenlik varmış. Güvenliğe gidip ’5 yaşındaki kız çocuğu yok’ demişler. Güvenlikte kuyunun yanına geliyor. Kafasını uzatıp, ’Çocuğunuz burada, içinde’ diyor. Orada bizimkilerden birisi müdahale etmeye çalışıyor. ’İçine atlama, burası çok derin’ diyor. Derin olduğunu biliyorsunuz da niye bir şeyler yapmıyorsunuz. Dün gittim oraya, çevirmişler, önlem almışlar. Benim çocuğum olmasa başka birinin çocuğu da olabilirdi. Başka bir annenin ciğeri de yanabilirdi. Kim oraya sebepliyse cezasını çeksin” dedi. Eda’yı su birikintisinden çıkaran dayısı Selçuk Yaşar, “Biz ailece piknik yapıyorduk. Baktım kuyunun üzerinde yatıyor. İçinden çıkardım, baktım dudakları mosmor. Etrafında koruma yoktu, bildiğimiz su birikintisiydi. Kimse gelip ’Burada kuyu var’ demedi. Derinlik beni çekiyordu zaten. Toprağa tutunup tek elimle çıkardım. Bulmamız 20 dakikayı buldu. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.