GÜNDEM - 19 Temmuz 2019 Cuma 13:39

İstanbul’da, sivrisinekle gelen 'Batı Nil Ateşli Virüsü' tehlikesi

A
A
A
İstanbul’da, sivrisinekle gelen 'Batı Nil Ateşli Virüsü' tehlikesi

Avcılar ve Esenyurt bölgesinde bulunan dere yatağında son zamanlarda birden çok vatandaşta görülen ateşli hastalığın nedeni ilk bulgulara göre “Batı Nil Ateşli Virüsü” çıktı. Sivri sineklerden insanlara geçtiği bilinen virüs, İstanbul’da ilk kez görülürken genellikle Akdeniz bölgesi ülkelerinde ortaya çıktığı öğrenildi. Hastalığın görüldüğü dere yatağı bölgesinde ise insanlar bir an önce tedbir alınmasını istiyor.

Esenyurt’ta bulunan özel bir hastaneye son zamanlarda yapılan aynı şikayetlere bağlı hastalıklar, hastaneyi ve sonrasında İlçe Sağlık Müdürlüğünü harekete geçirdi. Edinilen bilgiye göre 8 ayrı hastada görülen, ateşlenme, halsizlik, üşüme ve titreme bulguları üzerine hastalardan kan örnekleri alındı. Ön incelemelerde ise hastaların hepsinin Avcılar, Yeşilkent bölgesinde ve çevresinde bulunan dere yataklarında oturdukları tespit edildi. Hastalardan alınan ilk örneklerde genellikle Akdeniz bölgesinde görülen “Batı Nil Virüsü” virüsü tespit edildi. Bu hastalığın dere yataklarında bulunan sivrisineklerden geçtiği de söylenildi. Türkiye’de bazı bölgelerde geçtiğimiz zamanlarda görülen bu virüs türünün öldürücü olmadığı İstanbul’da ise ilk kez görüldüğüne uzmanlar tarafından dikkat çekildi.

Hastaneye gelen vakaları inceleyen ve tespitinde öncülük eden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vedat Turhan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "8-9 adet vaka başvurusu oldu ve bunların ortak özellikler taşıdığını, yüksek ateş, üşüme, titreme, bulantı kusma, ishal ve benzeri bir sürü bulgular ile birçok vakanın ardışık olarak hastanenin iç hastalıklarına başvurması dikkat çekmişti. Bu vakaları yakından incelemeye aldığımız da vakanın ateşli seyrettiğini akut olarak başladığını üşüme titreme ve halsizlik olarak seyrettiğini birçok vakada ise baş ağrısının ön planda olduğunu ve uzun sürdüğü hikayesine ulaştık” dedi.

“Batı Nil Ateşli Virüsü vakalarını ortaya koymakta”

Vakalarla ilgili laboratuvar bulgularının incelediğini kaydeden Prof. Dr. Turhan, Batı Nil Ateşli Virüsü incelemelerinin halen devam ettiğinin altını çizerek, "İlk incelemeler Akdeniz bölgesi ülkelerinde geçtiğimiz yıllarda son 10 yıl içerisinde Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve daha öncesinde de Amerika Birleşik Devletleri’nde de pek çok eyalette gündeme gelen Batı Nil Ateşli Virüsü’ne ait bir enfeksiyon bir salgı olduğu bulgular sonuçlandı. Ancak spesifik testler yapıldıktan sonra ‘Batı Nil Ateşli’ vakaları olduğunu ortaya koymakta” diye konuştu.

“İnsanlar için vektör dediğimiz bulaştırıcı sivrisinekler”

Batı Nil Ateşli Virüsü’nün sivrisinekler yoluyla bulaştığını kaydeden Turhan, “Bu enfeksiyon daha çok sivri sinekler ile bulaşmakta. Bu viral enfeksiyonda sivrisinekler, kuşlar ve insanlar etkinlenmekte. Ancak insanlar için vektör dediğimiz bulaştırıcı ajan sivrisinekler. Dolayısı ile sivrisineklerin yoğun olarak bulunduğu alanlar riskli alanlar. Sivrisineklere karşı koruyucu önlemler almak, sivrisinek koruyucuları örneği yaz döneminde sürmek. Gerekirse sivrisineklerin yoğun olduğu alanlar ile karşı karşıya isek uzun kollu giysiler giymek korunmak açısından oldukça önemli. Bir kuluçka süresi var 2 gün ile 2 hafta arası kadar ortalama kuluçka süresi bildiriliyor.

Bu süre sonrasında sivrisinek ısırmasına maruz kalan vatandaşlarımızda üşüme, titreme, yüksek ateş, kas ve kemik ağrıları gibi esasında gripten kolay kolay ayırt edilemeyecek gribal bulgulara neden olmakta. Ancak malum olduğu üzere ülkemizde genel olarak Mart Nisan sonlarında grip aktivesi bitmektedir. Yani gribal enfeksiyon çok sık görülen bir hadise değildir” diyerek vatandaşların bu gibi durumlarda hastanelere ve doktorlara başvurması gerektiğini söyledi. Öte yandan söz konusu hastalığın yayıldığı söylenilen bölgede oturan vatandaşlardan Sait Turan ve Haydar Yalçın ise yetkililerin bir anca önce önlem almasını istediklerini belirtti.  

Murat Delice

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Osmancalı Yunusemre ile kalkınıyor Yunusemre Belediyesi, Osmancalı Mahallesinde Güneş Enerji Sistemi ile tarımsal sulamaya katkı veriyor. Bölgede kurulan 40 adet güneş enerji paneli ile tarımsal sulama göletine saatte 20 ton su basılıyor. Kırsal kalkınma çalışmalarına önem veren Yunusemre Belediyesi, Osmancalı Mahallesi’nde hayata geçirdiği Güneş Enerji Sistemi ile tarımsal sulama sistemine büyük katkı sağlıyor. 40 adet güneş enerji paneli ile kurulan sistem sayesinde 15 beygir gücündeki dalgıç pompadan sulama göletine saatte 20 ton su basılıyor. Yapılan çalışmadan dolayı Yunusemre Belediyesi’ne teşekkür eden Osmancalı Mahalle Muhtarı Bekir Akdeniz, bölgede yaşayan vatandaşların ürün yetiştirirken su yetmeyecek diye düşünmelerine gerek kalmadığını belirtti. Akdeniz, “Göletimizde önceden su yetmiyordu. Paneller yapılınca buradan çıkan su gölete takviye olarak veriliyor. İnşallah bundan sonra vatandaşlarımız istediği ürünü yetiştirebilecek. 40 adet güneş enerji panelimiz var. 140 metre derinlikte 15 beygirlik pompa çalışıyor. Pompadan giden su da gölete iletiliyor. Zaten göletten itibaren de dağıtım sistemimiz de hazırdı. Burada suyumuz yetmiyordu. Eylül-Ekim aylarında su sıkıntısı sebebiyle üreticilerimiz tarımsal sulama yapabilmek için tankerle tarlalarına su taşıyordu. Artık su yetmeme durumu yaşamayacağız. Vatandaşımız rahat edecek. Desteklerinden dolayı Yunusemre Belediyesi’ne ve Belediye Başkanımız Semih Balaban’a çok teşekkür ediyorum” dedi.
Antalya Çevreci kağıtlara yazılan dilekler Akdeniz’le buluştu Orta Asya’dan Balkanlara insanlığın en renkli geleneklerinden Hıdırellez sabahında Antalyalılar, Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlendiği etkinlikle, tarihi Kaleiçi Yat Limanı’ndan teknelerle denize açıldı ve dileklerini Akdeniz’in masmavi sularına bıraktı. Muratpaşa Belediyesi’nin geleneksel Hıdırellez etkinliğine bu yıl 600 kent sakini katıldı. Antalyalılar, belediyenin dağıttığı suda eriyen kağıtlara yazdıkları dileklerini yanlarına alarak teknelere binmek için gün doğmadan tarihi yat limanına geldi. Başkan Uysal’ın eşi Ümran Uysal’la katıldığı etkinlikte saat 05.30’da tekneler Akdeniz’e açıldı. Güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte dilekler Akdeniz’e bırakılırken Başkan Uysal, şunları söyledi: “Bütün doğu coğrafyasında, bütün Asya’da Hıdırellez baharın uyanışı, hayatın devri daimini simgeler. Biz bunu geleneksel hale getirdik. Suda eriyen kağıtlarımıza dileklerimizi yazdık, denize bıraktık. Tabii en genel anlamda ülkemiz için şehrimiz için sağlık, huzur, mutluluk, barış diliyoruz.” Emekli hemşire Hülya Sarı, her yıl arkadaşlarıyla birlikte katılmaya özen gösterdiklerini söyledi. Sarı dileklerin yazılması için dağıtılan çevre dostu suda eriyen kağıtlar için de duyarlılığından dolayı belediyeye ayrıca teşekkür etti. Başkan Uysal Hıdırellez etkinliğinin ardından 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın anısına yapılan Üç Fidan Parkı’nı da ziyaret etti.
İzmir 54 dizi ve 11 film yapan Birol Güven: "Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam" Uluslararası Turan Film Festivali kapsamında düzenlenen söyleşiye katılan Sinema Genel Müdürü Birol Güven, 54 dizi ve 11 film yaptıklarını ifade ederek, "Hiçbirini seyredemiyorum, hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam. Çok böyle gurur duymuyorum onlarla. O dönem yaptığım her şey o dönemin doğrusuydu; ama bugünün doğrusu değil" dedi. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Turan Film Festivali, devam ediyor. Programlar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, genç iletişimcilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşiye; Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonunda öğrencilerle bir araya gelen film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen Birol Güven, sinema ve dizi sektörüyle ilgili deneyimlerini paylaştı, sinemaseverlerin sorularını yanıtladı. Gündelik hayatı yazmayı ve izlemeyi çok sevdiğini dile getiren Sinema Genel Müdürü Güven, bu doğrultuda geçmişi anlatan “Seksenler” ile bugünü anlatan “Çocuklar Duymasın” projelerinin ortaya çıktığını söyledi. Sinema Genel Müdürü Güven, televizyon kanallarının, gelecekte olacaklara yönelik senaryolar istemediğini ifade etti. "Yapay zekayı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak" İnternetle herkesin bilgiye eşit şekilde ulaşabildiğini belirten Sinema Genel Müdürü Güven, “Sizi yapay zeka tarafına çekmek istiyorum. O kadar büyük bir değişim içindeyiz; fakat bu değişimi yakalayabilen yok, bu çok güzel şey, tren kaçmadı; çünkü tren ortada yok. Yapay zeka işimizi elimizden alacak mı? Hayır almayacak; ama yapay zekayı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak. İnsanlar ikiye ayrılacak; yapay zekayı kullananlar, kullanmayanlar. Yapay zeka bizim bundan sonraki bütün yaşamımızı, sizin de mesleğinizi belirleyecek” diye konuştu. "Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam" Bugüne kadar 54 dizi ve 11 film yaptıklarını kaydeden Sinema Genel Müdürü Güven, “Hiçbirini seyredemiyorum, hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam. Biliyorsunuz İzmirli filozof Heraklitos diyor ki; ’aynı nehirde iki kere yıkanılmaz.’ Bu değişimi anlatıyor arkadaşlar; diyor ki ’nehre bir daha girdiğinizde o nehir artık o nehir değildir’, siz de o siz değilsinizdir. Ben bugünkü aklımla tekrar dünyaya gelmeyi çok isterdim ve bugünkü aklımla onların hiçbirini yapmazdım. Çok böyle gurur duymuyorum onlarla. O dönem yaptığım her şey o dönemin doğrusuydu; ama bugünün doğrusu değil” dedi.