GÜNDEM - 28 Haziran 2014 Cumartesi 10:52

İşte Türkiye’nin ilk yerli TIR’ı

A
A
A
İşte Türkiye’nin ilk yerli TIR’ı

Van’da İsmail Mescioğlu isimli vatandaş, kendi imkanlarıyla Türkiye’nin ilk yerli TIR’ını imal etti.

Merkez Tuşba ilçesine bağlı Abdurrahmangazi Mahallesi’nde ikamet eden servis şoförü İsmail Mescioğlu, imkansızlığın içinde ilk yerli TIR’ı üretti. Mescioğlu, hiçbir deneyimi ve imkanı olmadan oluşturduğu küçücük atölyesinde İMES adını verdiği TIR’ını basın mensuplarına tanıttı. Hiçbir proje olmadan TIR’ın yapımına başladığını belirten Mescioğlu, “Aklımda bir TIR hayalini çizdim. Ne bir proje çizdim ne de herhangi bir kağıda döktüm. Her şeyi kafamda çizerek yaptım” dedi.

TIR’ın yapımında kullandığı parçaları kendi imkanlarıyla temin ettiğini ve çoğunu kendisinin yaptığını ifade eden Mescioğlu, “Parçalarını hurdacıdan topladım. Motor aksamını bir Murat 131 marka otomobilden aldım. Şase bölümünü burada kendim yaptım. Kaportasını yine buraya getirip şekillendirdiğim sacdan yaptım” ifadelerini kullandı.

TIR’ın yapımına başladığı ilk zamanlarda herkesin kendisiyle alay ettiğini vurgulayan Mescioğlu, “Başta yaptığım zaman kimse inanmamıştı. Herkes benimle dalga geçiyordu. Ben de azmim yettiği kadar yapmaya çalıştım. Sabır gösterdim. Rabb’imden yardım istedim. Rabb’im de bana yardım etti" şeklinde konuştu.

Araç modelinin ismini kendi adı ve soyadını taşıyan harflerden oluşturduğunu dile getiren Mescioğlu, “Adımın ilk harfi ile soyadımın ilk üç harfini kullanarak TIR’a İMES adını verdim. Modele de Şah 1453, yani İstanbul’un Fethi’ni bıraktım. Belki böylece Türkiye’de bir TIR üretimi başlayabilir” dedi.

PLAKAYA BAŞBAKAN’IN İSMİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği "Bir babayiğit çıksa da ilk yerli otomobilimizi üretse" sözünün kendisini kamçıladığını vurgulayan Mescioğlu, “Ülkemin bir araç yapamamasına duyduğum üzüntü vardı. Bunun yanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ’Bir babayiğit çıksa da otomobilimizi üretse, bizim de TIR’ımız olsa’ sözleri, bu TIR’ı yapmamdaki en büyük azim oldu. Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın cesareti bana en büyük ilham kaynağı olmuştur. Ben de bu ilham kaynağına sebep olduğu için TIR’ın plakasını Başbakanımızın adının baş harfleri olan 65 RTE 65 olarak belirledim” şeklinde konuştu.

İmkan verilmesi durumunda çok daha güzel icatlara imza atacağının altını çizen Mescioğlu, “Yetkililerden isteğim bu konuda bana destek vermeleridir. Neden biz hep başkalarından otomobil alalım? Neden bizim de otomobillerimiz, TIR’larımız olmasın? Başbakanımız başta olmak üzere yetkililerden ve iş adamlarından bana destek çıkmalarını istiyorum” dedi.

TIR’ın yapım aşamasında İsmail Mescioğlu ile dalga geçtiklerini belirten akrabaları ise, “İsmail, hepimizi yanılttı. Açıkçası biz ondan bu kadar güzel bir şey yapacağını beklemiyorduk. Kendisini tebrik ediyoruz” dedi.

ATİLLA İDİZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.