ÇEVRE - 13 Mart 2019 Çarşamba 15:11

İzmit Körfezi’nde yapılan limanlar balıkçılığın azalmasına neden oluyor

A
A
A
İzmit Körfezi’nde yapılan limanlar balıkçılığın azalmasına neden oluyor

İzmit Körfezi’nin Balıkçılığı ve Sürdürülebilir Hale Getirilmesi projesinde kapanış sempozyumunda yapılan çevre çalışmaları ile canlı çeşitliliğinin arttığı ancak artan liman sahaları nedeniyle avlanma alanların giderek azaldığına dikkat çekildi.

İzmit Körfezi'nde balık popülasyonun arttırılması ve balıkçılığın yeni nesiller tarafından devam ettirilmesi için başlatılan "İzmit Körfezi'nin Balıkçılığı ve Sürdürülebilir Hale Getirilmesi" projesinin kapanış sempozyumu sona erdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, öncülüğünde başlatılan proje Kocaeli Valiliği, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Kocaeli Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği, Kocaeli Sportif Amatör Olta Balıkçıları ve Doğal Hayatı Koruma Derneği iş birliği ile tamamlandı. Projenin kapanış sempozyumunda ise İzmit Körfezi’nde yapılan çevre yatırımları ile canlı türlerinin arttığı ancak artan liman sahaları ile avcılık yapılan alanların azaldığına vurgu yapıldı. 

Körfez’de ticari olarak faaliyet yapan 260 tekne bulunmakta

Projenin Kapanış sempozyumuna Kocaeli Vali Yardımcısı Dursun Balaban, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zekeriya Özak, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdevs Saadet Karakulak, Türkiye Sualtı Sporları Federasyon Başkanı Şahin Özen, KAMADER Başkanı Engin Üztürk, Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, bakanlık yetkilileri, dalış kulübü temsilcileri ve akademisyenler katıldı. Sempozyumda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdevs Saadet Karakulak, “İzmit Körfezi, Türk boğazlar sisteminin bir parçası olması ve İstanbul’a yakınlığı bakımından Türkiye balıkçılığında geçmişten bu güne oldukça önem arz etmekte. Bölgede bulunan önemli su alanları da bu önemi daha da arttırmakta. 1980’li yıllardan sonra kentsel ve endüstriyel gelişim doğrultusunda Körfez’deki antropolojik baskının olmasına rağmen balıkçılık faaliyetleri hem ticari olarak hem amatör olarak hala devam etmekte. Körfez’de ticari olarak faaliyet yapan 260 tekne bulunmakta ve bu teknelerin çoğunluğu küçük ölçekli balıkçılık gurubunda yer alıyor. Son yıllarda tüm Dünya’da bu balıkçılık gurubu önemsenmekte ve teşvik edilmektedir” dedi.

Kırmızı listede Körfez’den 33 tür yer alıyor 

Proje kapsamında Körfez’deki canlı çeşitliliğinin araştırıldığını belirten Karakulak, “Yunus S araştırma gemimizden 2018 sonbahar döneminde toplam 37 tür elde edildi. Elde ettiğimiz bu türler ekonomik değeri yüksek olan tekir, barbun, mezgit, mırmır, dil, kalkan, kırlangıç gibi balıkları görmekteyiz. Körfez’de avcılık yapan balıkçılara baktığımızda da toplam 30 adet balık hedef olarak avlanmakta. Her iki çalışma sonucunu da değerlendirdiğimizde Körfez’de 45 adet balık, 12 adet omurgasız olmak üzere toplam 57 tür belirlendi. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin türlerin risk durumuna göre ilan ettiği kırmızı listeye baktığımızda İzmit Körfezi’nde hassas 5 tür, tehlikeye açık 3 tür ve düşük riskli 33 tür yer almakta. Hassas türler iğneli vatoz, istavrit, lüfer, çinekop, tehlikeye açık türler de dikenli vatoz, eşkina ve kalkan balığıdır” diye konuştu.

“Her yapılan bir liman balıkçılık sahasının azalmasına yol açıyor” 

Körfez balıkçılığının sorunlarına da değinen Karakulak, “En önemli balıkçı barınaklarının alt ve üst yapı eksikliği ön plana çıkmakta. Mutlaka balıkçıların yaşam ve çalışma alanlarının iyileştirilmesi, soğuk hava depolarının, balık satış yerlerinin kurulması, gerekiyor. Diğer bir önemli sorunumuz Körfez’de balıkçılık sahaları git gide azalmakta. Körfez’de her yapılan bir liman veya platform, etrafındaki 200 metre alanın yasaklanmasına yol açıyor. Kıyı balıkçısının uzak sahalara gitme kapasiteleri yok. Açığa çıktığı taktirde de gemilerin geçiş rotası ile karşı karşıya kalmakta ve bu da balıkçılık sahasının azalmasına yol açıyor” ifadelerini kullandı.

İzmit Körfezi iyileşme sürecine girdi 

Karakulak’ın konuşması sonrasında hazırladığı İzmit Körfezi Su Altı Yaşamı; “Derinlerdeki Yaşam” adlı belgeseli ve fotoğraflar ile Su Altı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Körfez’de yapılan çevre yatırımları ve denetimler sonucunda artan canlı çeşitliliğini gözler önüne seren Ceylan, çeşitliliğin daha da artması ve mevcut çeşitliliğin korunması için toplumdaki bilinçliliğin arttırılması gerektiğini söyledi. Ceylan şöyle konuştu: “İzmit Körfezi bir dönem çok büyük bir kirliliğe maruz kaldı. Son yıllarda alınan tedbirlerle bir iyileşme süreci içerisinde. Kirlilikle birlikte burada bazı türler de yok oldu. 36 ekonomik tür vardı şimdi 7-8 türe kadar düştü.”

“Denizin hayatımızdaki rolünü anlatmak lazım” 

“Ben ve ekip arkadaşlarım bu çalışma ile aslında şunu hedefledik. ‘Bakın burada bu türler var ama bu türlerin korunması, bu günden sonra iki kat daha fazla emek gerektirir.’ Bize göre eksik olan parça şu; toplum bu konuda bilinçli değil. Yani sadece resmi gazetede tebliğ yayınlamakla, şu tür avcılık yasaktır demekle bunu önleme şansımız yok. Dolayısıyla burada da bu karar alıcıların, duyarlılığı geliştirmek için eğitimi topluma yaymaları lazım. Yani ilkokuldan ortaöğretime her alandaki insanlara bu denizin hayatımızdaki rolünü anlatmak lazım.”

Sempozyumun sonucu kitap halinde dağıtıldı 

Konuşmalar ve sunumların ardından proje ile elde edilen fotoğraflar kitap haline getirilerek sempozyuma katılanlara dağıtıldı. Proje ile İzmit Körfezinde faaliyet gösteren ticari, amatör ve sportif balıkçılığın mevcut durumunu ortaya koyarak bundan sonraki süreçte gerçekleştirilecek balıkçılık faaliyetlerinin sürdürülebilir yönetiminin sağlanması amaçlandı.  

Gürcan Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.