GÜNDEM - 17 Eylül 2019 Salı 11:15

JCR: Sur Yapı kaynak oluşturmaya devam ediyor

A
A
A
JCR: Sur Yapı kaynak oluşturmaya devam ediyor

Dünyaca ünlü kredi derecelendirme kuruluşu JCR-Eurasia Rating, Sur Yapı’nın ve yenilenebilir enerji alanında yatırımlarını sürdüren Sur Enerji’nin Uzun Vadeli Ulusal Notu’nu A- / stabil olarak teyit etti. JCR-Eurasia Rating raporunda firmanın, 27 yılı aşan faaliyet geçmişiyle, başta gayrimenkul projeleri olmak üzere AVM, enerji gibi farklı sektörlere yaptığı yatırımlarla ve etkili pazarlama politikalarıyla önemli miktarda kaynak oluşturmaya devam ettiği belirtildi.

Japonya’nın önde gelen kurumsal yatırımcı grubunun desteklediği Uluslararası derecelendirme kuruluşu JCR-Eurasia Rating, her yıl gerçekleştirdiği derecelendirme notlarının periyodik gözden geçirilmesini tamamladı. JCR Eurasia Rating yaptığı değerlendirmede; “JCR, Sur Yapı Endüstri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Gayrimenkul Geliştirme ve Enerji Şirketleri’ni ulusal ve uluslararası düzeyde yatırım yapılabilir kategorisinde değerlendirerek, Uzun Vadeli Ulusal Notu’nu ‘A- (Trk)’ olarak teyit etmiş ve söz konusu nota ilişkin görünümü ise ‘stabil’ olarak belirlemiştir” denildi. Raporda inşaat sektörünün yıl boyunca yaşadığı durgunluğuna rağmen bu notu aldığına özellikle dikkat çekildi.

Farklı yatırımlardan kaynak oluşturuluyor vurgusu
JCR Eurasia Rating raporunda Sur Yapı’nın başta gayrimenkul olmak üzere AVM ve enerji gibi farklı sektörlerdeki döviz, TL getirisi olan yatırımlarıyla ve etkili pazarlama politikalarının katkısıyla, önemli miktarda kaynak oluşturmaya devam ettiğine dikkat çekildi. Raporda; yabancı para cinsinden gelirlerinin dalgalanmalar karşısında pozitif katkı sağladığına, güç unsuru olduğuna dikkat çekildi.

Avantajlı yönler tek tek sıralandı
Raporda firmanın sahip olduğu avantajlı yönler şu şekilde sıralandı; “ Firmanın tamamlanan iş ve alışveriş merkezlerinden elde edilecek uzun vadeli kira sözleşmeleriyle desteklenen yabancı para kira gelirleri ve yenilenebilir enerji satışından kaynaklı yabancı para satış gelirlerinin etkisiyle birlikte kur riskinin önemli ölçüde dengeleneceği görülmektedir. Ayrıca, finansal borçlarının önemli bir bölümünün uzun vadeli olması likidite yönetimine kolaylık sağlamaktadır. Şirket’in Antalya kentsel dönüşüm projesi başta olmak üzere devam eden nakit akımı oluşturma kapasitesi, finansal kurumlarla olan uzun vadeli kredi antlaşmaları, güçlü marka imajı, yabancı para cinsinden hesaplanabilir düzenli kira geliri üretmeye başlayan alışveriş merkezleri, yakın dönemde tamamlanıp yabancı para satış gelirleri üretmeye başlayan enerji santralleri, geniş skaladaki fiyat seçenekleriyle farklı gelir gruplarına hitap eden projelerle zenginleştirilen ve çeşitlendirilen aktif portföyü ve son dönemde azalan finansal volatilite ile birlikte gerileyen mortgage faizlerine bağlı olarak artışa geçmesi beklenen konut satışları, Şirket’in Uzun Vadeli Ulusal Notu’nun A- stabil (Trk) olarak teyit edilmesinin dayanak noktalarını oluşturmuştur.”

Marka imajını güçlendiriyor
Raporda, 27 yılı aşan faaliyet geçmişiyle firmanın markası altında proje aşamasından başlayarak geliştirme, mimari, yapım üretim dahil, anahtar teslimi yüksek kalitede iş yaparak inşaat sektöründe öncü kuruluşlarından biri haline geldiğine dikkat çekilerek “Selvice Evler, Greenıum, Dora Park, Villa Sera, Mahalle İstanbul, Adapark, Exen Istanbul, Mirage, İlkbahar, İlkbahar 2, Vitrin, Idilia, Tilia, Metrogarden ve Corridor gibi birçok dikkate değer proje, başarıyla tamamlandı. Son dönemde ise markalı konut projelerinin yanında, ofis ve alışveriş merkezi alanında projeler geliştirilerek marka imajı güçlendi. Sancaktepe’de yer alan Lavender projesinin hak sahiplerine teslimine başlandı. Sultanbeyli’de yer alan Gölbahçe Evleri projesine ise 2019 yılı sonu itibariyle teslime başlayacaktır” yorumu yapıldı.

AVM segmentinde önemli ölçeğe ulaşıldı
Yapılan değerlendirmede firma grubunun Axis İstanbul, Bursa Marka, Kağıthane Axis ve Metrogarden açılışları ile birlikte AVM segmentinde önemli sayılabilecek bir ölçeğe ulaştığı belirtildi.
Enerji sektöründeki yatırımlara dikkat çekildi
Firmanın enerji sektörüne 2014 yılında Aksu HES’i devreye alarak girdiğine dikkat çekilen değerlendirmede, 2017 yılında Elmalı RES ve 2018 yılında Kurtini RES projelerinin tamamlanması ile enerji alanındaki yatırımlarına dikkat çekildi. Firmanın planlanan ve faaliyette olan 4 HES, 2 RES projesi bulunmaktadır.

Antalya’dan 8 milyar TL ciro bekleniyor
JCR raporunda 2017 yılında Antalya Kepez-Santral bölgesinde yapımına başlanan Avrupa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesine de vurgu yapılarak “Yaklaşık hak sahipleriyle birlikte 19.000 adet bağımsız birimden oluşan projenin, 8 milyar TL ciroya ulaşması beklenmektedir. Global ve yerel piyasalardaki siyasi ve ekonomik belirsizlikler, zayıflayan büyüme dinamikleri ve inşaat sektörünün makroekonomik performansa yakından bağlı olması, küresel yatırım iştahı ve para piyasalarındaki görülen yüksek volatilite geçtiğimiz yıl boyunca konut satışlarında baskı oluşturmuştur. Buna karşın, Şirket’in büyük ölçekli Antalya kentsel dönüşüm projesinin yanında ağırlıklı olarak talep artışının devam ettiği lokasyonlarda konumlanan projelerinin ve etkili pazarlama politikalarının katkısıyla esas faaliyetlerinden önemli miktarda kaynak oluşturmaya devam etmiştir. Firma faaliyetlerinin kısmen müşteri avansları ile finanse edilmesi ise likidite pozisyonuna pozitif katkı sağlamakta ve ilave yabancı kaynak ihtiyacını azaltmaktadır” denildi.

Yükümlülüklerini yönetebilecek altyapıya sahip
JCR-ER olarak, ortaklarından herhangi bir destek sağlanıp sağlanamayacağına bakılmaksızın, Şirket’in aktif büyüklüğü, öz kaynak seviyesi, büyüme oranları, karlılık oranları, aktif kalitesi, pazar çeşitliliği, güçlü marka algısı ile sektördeki ayrıcalıklı konumu, örgütsel gelişimi ve devam eden proje büyüklükleri dikkate alındığında, piyasadaki etkinliğini koruması ve makroekonomik seviyenin mevcut haliyle devam etmesi durumunda üstlendiği yükümlülükleri yönetebilecek altyapıya sahip olduğu düşünülmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük 40 yılda biriktirdiği Türk boy damgaları Safranbolu’da sergiledi Koleksiyoner emekli öğretmen Mustafa Gezici’nin 40 yılda topladığı Türk boyu damgalarının bazıları Safranbolu’nun UNESCO’ya kabul edilişinin 31. yılı etkinlikleri kapsamında açılan sergide ziyaretçilerle buluştu. Karabük’ün Safranbolu ilçesinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilişinin 31. yılı, düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Kutlamalar kapsamında, Tarihi Safranbolu Sempozyumu ile başlayan programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapıldı. Etkinlikler çerçevesinde koleksiyoner ve emekli öğretmen Mustafa Gezici (61), 40 yılda topladığı 90 Türk boyu damgasından 39’unu katılımcılarla buluşturdu. "Türk Dilinin Sessiz Tanıkları: Türk Boy Damgaları" adıyla açılan sergide, Türk kültür ve tarihine ışık tutan damgalar ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Serginin, Safranbolu’nun kültürel miras kimliğine katkı sağlamasının yanı sıra Türk boylarının tarihsel izlerinin tanıtılmasına da önemli katkı sağlıyor. Gezici, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anadolu’da artık son aşamada hayvanlara vurulan damgalardır bunlar. Hayvancılığın artık çiftliklere çevrilmesi, köy hayvancılığının da çok azalması nedeniyle bunlar son 50 yıldır kullanılmaz oldu. Ama tarihin sessiz tanıklarıdır bu hayvan damgaları, Türk boy damgalarıdır" dedi. Şu ana kadar yaklaşık 90 adet topladıklarını ifade eden Gezici, "Bunlar, Türklerin Anadolu’ya 1071’den daha önce geldiğine dair belgelerdir. Sessiz tanıklarıdır. Yılda yaklaşık 4 tane falan bulabiliyoruz. İşte 40 yıllık bir emektir bu yani. Kastamonu, Yozgat, Kayseri, Erzurum, Elazığ, Erzincan; bu bölgelerden topladık. Moğolistan’dan da gelen var. Bir arkadaş gönderdi; 3–4 tane de oradan var. Karşılaştırma açısından Moğolistan’dan geldi" diye konuştu. Gezici, "Büyükbaş hayvanların butlarına, küçükbaş hayvanların da kulaklarına vurulurdu. Yani Türkler ilk defa, şunu söyleyelim, hayvanlara kulak küpesinin ilk mucididir. Kime ait olduğu belli oluyor böylece. Ova ova, boy boy bellidir bunlar. Hatta iki kardeş boyun bile damgaları ayrıdır" ifadelerine yer verdi.
Hakkari Hakkâri’nin hafızası kütüphanede yaşıyor Hakkâri’nin ilk öğretmenlerinden ve matbaacılarından olan İbrahim Hatipoğlu’nun mirası gelecek nesillere emanet edildi. Hakkârili emekli öğretmen ve yazar Aziz Hatipoğlu, Hakkâri’nin eğitim ve kültür tarihine ışık tutan anlamlı bir bağışa imza attı. Hakkâri’nin ilk üç öğretmeninden biri ve aynı zamanda kentin ilk matbaa kurucularından olan merhum babası İbrahim Hatipoğlu’na ait kişisel kütüphanede bulunan kitaplar, Hakkâri Sosyal Bilimler Lisesi Emin Özatak Kütüphanesi’ne bağışlandı. Bağış kapsamında, İbrahim Hatipoğlu’nun Hakkâri’nin kurtuluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla 1947 yılında kutlama programında yaptığı konuşmanın orijinal metni de gün yüzüne çıktı. Tarihî belge niteliği taşıyan bu metin, dönemin ruhunu ve Hakkâri’nin kültürel birikimini yansıtması açısından büyük önem taşıyor. Rahmetli babası gibi kendisi de öğretmen ve yazar olan Aziz Hatipoğlu, 1931 doğumlu babasının hatıralarını paylaşırken duygulu anlar yaşadı. Hakkâri’nin geçmişten bugüne bir ilim ve kültür şehri olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, bu kimliğin oluşmasında emeği geçen eğitimcileri ve aydınları saygıyla andı. Hakkâri İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz’ı makamında ziyaret eden Hatipoğlu; bu anlamlı bağışın kütüphaneyle buluşmasına vesile olan İl Müdürü Yılmaz’a teşekkür ederek, gençlerin tarihî ve kültürel mirasla buluşmasının önemine dikkat çekti. İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz, Hakkâri’nin eğitim tarihine yön veren isimlerin yaşatılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Şehrimizin ilk öğretmenlerinden ve eğitim öncülerinden merhum İbrahim Hatipoğlu’nun aziz hatırasını gelecek nesillere aktarmak adına, isminin bir okul kütüphanemize verilmesini kararlaştırdık. Bu anlamlı bağışla birlikte öğrencilerimizin hem kitaplarla hem de Hakkâri’nin köklü eğitim geçmişiyle buluşmasını son derece kıymetli buluyoruz. Eğitime gönül vermiş büyüklerimizi rahmet ve şükranla anıyor, bu değerli mirası bizlere ulaştıran emekli öğretmenimiz ve yazar Aziz Hatipoğlu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Muğla Büyükşehir’den Menteşe’ye nefes aldıracak bir proje daha Muğla’nın Menteşe ilçesinde, kente nefes aldıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek önemli projelerden biri olan Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan parkta yürütülen çalışmalarda sona yaklaşıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, teknik ekiplerle birlikte alanda incelemeler yaparak çalışmaların son durumunu değerlendirdi. Yaklaşık 8 bin 300 metrekare alan üzerine inşa edilen Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan park sadece bir yeşil alan olmanın ötesinde, her yaştan yurttaş için güvenli ve estetik bir buluşma noktası olarak tasarlandı. Proje kapsamında, 900 metrekarelik güvenli çocuk oyun alanı, doğal taş amfi ve süs havuzları ile birlikte 3 bin 500 metrekarelik yeşil alan ve yürüyüş yollarına yer verildi. Parkın, sunduğu bu donatılarla Menteşe’de sosyal yaşamı canlandıracak nitelikli bir kamusal alan olma özelliği taşıdığı belirtildi. Genel Sekreter Tayfun Yılmaz: "Bu projeler kent kültürünü güçlendiriyor" Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, proje alanındaki incelemeler sırasında yaptığı açıklamada, çalışmaların planlandığı şekilde ilerlediğini belirterek "Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa ettiğimiz parkımız Muğla’nın kültürel kimliğini, kamusal yaşamını ve sosyal etkileşimini güçlendiren çok değerli bir proje. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’ın vizyonu doğrultusunda, kentin merkezinde herkesin rahatça nefes alabileceği, bir araya gelebileceği alanlar oluşturuyoruz. Teknik ekiplerimizle birlikte titizlikle yürüttüğümüz bu çalışmayı, Menteşe’ye yakışır şekilde tamamlamaktan mutluluk duyuyoruz." Dedi. Başkan Aras: "Kentler betonla değil, insanla güzelleşir" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise yaptığı değerlendirmede, kentsel projelerde insan odaklı yaklaşımı benimsediklerini vurgulayarak, "Bizim anlayışımızda kentler sadece yollarla, binalarla değil; parklarıyla, meydanlarıyla ve insanların bir araya gelebildiği ortak yaşam alanlarıyla güzelleşir. Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa edilen parkımız da bu anlayışın somut bir örneğidir. Menteşe’de yeşil alanları artırmak, çocuklarımıza güvenli oyun alanları, yurttaşlarımıza nefes alabilecekleri sosyal mekanlar sunmak en temel önceliklerimizden biri. Muğla’yı doğasına, tarihine ve insanına yakışır şekilde birlikte büyütmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Mersin Minikler Togg’la tanıştı, yerli üretimi öğrendi Mersin’in Anamur ilçesinde Yerli Malı Haftası kapsamında minik öğrenciler yerli üretim Togg’u yakından görme fırsatı buldu. Geleneksel Yerli Malı Haftası kutlamaları, bu yıl Anamur’da yerli üretim ve milli teknoloji bilinci temasıyla farklı bir boyut kazandı. Akdeniz Camii Müberra Mert, Yunus Emre ve Değirmencik Burnu 4-6 Yaş Kur’an kurslarında eğitim gören öğrenciler, ev yapımı ürünlerle stantlar kurarak yerli üretimin önemini öğrenirken, yöresel kıyafetlerle Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen yerli ürünleri tanıttı. Etkinlik alanında sergilenen Türkiye’nin yerli ve milli otomobili Togg ise miniklerin yoğun ilgisini çekti. Öğrencilere Togg’un üretim süreci ve özellikleri hakkında bilgi verilerek, milli markaların ülke ekonomisine katkısı anlatıldı. Etkinlik kapsamında çocuklar, AKINCI, TCG Anadolu, Gökbey, Hürkuş, Kirpi, Göktürk ve Togg gibi Türkiye’nin yerli ve milli projelerini resmetti. Çocukların çizimleri, yapay zeka destekli bir video ile canlandırılarak katılımcılara izletildi. Programda konuşan Anamur İlçe Müftüsü Mehmet Fidan, yerli ve milli bilincin küçük yaşlarda kazandırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Fidan, "Yerli Malı Haftası, çocuklarımıza kendi değerlerimizi tanıtmak ve yerli üretimin gücünü anlatmak açısından son derece anlamlıdır. Yerli ve milli aracımız Togg’u yakından inceleyen evlatlarımız, yarının mühendisleri, tasarımcıları ve üreticileri olacaktır. Kendi markalarına sahip çıkan bir nesil, ülkemizin geleceğini daha güçlü kılacaktır" dedi. 4-6 yaş Kur’an kurslarında çocuklara yalnızca dini eğitim verilmediğini ifade eden Fidan, aynı zamanda tutumlu olma, bilinçli tüketim, israftan kaçınma ve milli değerlere sahip çıkma bilincinin de kazandırıldığını belirtti. Fidan, "Yerli ve milli bilinç, güçlü bir gelecek demektir. Bu bilincin erken yaşta verilmesi, çocuklarımızın öz benliklerini koruyarak yetişmelerine katkı sağlar" diye konuştu.