POLİTİKA - 07 Şubat 2018 Çarşamba 15:20

Kalın: 'CHP içinde hala ‘PYD terör örgütü’ diyemeyenler var'

A
A
A
Kalın: 'CHP içinde hala ‘PYD terör örgütü’ diyemeyenler var'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ''Hala CHP içinde PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyen, hatta onlara dolaylı olarak destek veren, arka çıkan bir takım sesler olduğunu görüyoruz'' dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun PYD-YPG’nin terör örgütü olduğunu net bir şekilde ifade etmesi memnuniyet verici. Ama gecikmeli bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok çağrısından ve meydan okumasından sonra yapması manidar. Hala CHP içinde PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyen, hatta onlara dolaylı olarak destek veren, arka çıkan bir takım sesler olduğunu görüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Lideri Bahçeli’nin görüşme trafiğinin her an olabileceğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup toplantısında yaptığı eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kalın, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun PYD-YPG’nin terör örgütü olduğunu net bir şekilde ifade etmesi memnuniyet verici. Ama gecikmeli bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok çağrısından ve meydan okumasından sonra yapması manidar. Hala CHP içinde PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyen, hatta onlara dolaylı olarak destek veren, arka çıkan bir takım sesler olduğunu görüyoruz. Umarız bu konuda da Sayın Kılıçdaroğlu gerekli adımları atacaktır” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun Esat ile görüşülmesi gerektiği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kalın, “Bizim rejimle herhangi bir temasımız söz konusu değil, şuanda öyle bir temasın kurulması da söz konusu değil. Bizi yönlendirme şeklindeki yaklaşımların çok gerçekçi olmadığını ifade etmek gerek” şeklinde konuştu.
Suriye sahasında yeni vekalet savaşlarının hayata geçirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Kalın, “ABD’nin PYD ve YPG’ye verdiği destek bunun örneklerinden birisi. DEAŞ tehdidi ortadan kalktıktan sonra bu desteğin hala devam ediyor olması, Sayın Trump’un Cumhurbaşkanımıza telefonda bizzat verdiği sözlere rağmen bu desteğin devam etmesi kamuoyunda akla başka sorular geliyor” ifadelerini kullandı.

“ABD yönetiminden somut beklentilerimiz var”
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'ın Türkiye ziyaretine ilişkin soru üzerine Kalın, “Sayın Tillerson’un ziyareti kendi talepleri üzerine gerçekleşiyor. Dışişleri Bakanımızın misafiri olarak gelecekler, muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da kabul edilecekler. Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster ülkemizi ziyaret edecek, benim misafirim olarak gelecek. Bu ziyaretler önemli. Biz ABD ile güvenin yeniden tesisi için bir çaba içindeyiz. Ama bu güveni sağlayacak olan aynı zamanda ABD yönetiminin sahada atacağı somut adımlardır” açıklamasında bulundu.
Türk-Amerikan ilişkilerini zehirleyen sebepleri açıklayan Kalın, “Bunların bir an önce sona erdirilmesini ve ilişkilerimizin tekrar müttefiklik ilişkileri içinde, güven esasına dayalı bir zeminde ilerlemesini arzu ediyoruz. Bunun için ABD yönetiminden somut beklentilerimiz var” dedi.

“Bu değerlendirmeleri bırakalım ilgili makamlar yapsınlar”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Afrin’e girilmemesi yönündeki açıklamalarına ilişkin de konuşan Kalın, “Afrin operasyonu ile ilgili gerekli askeri planlamayı yapan kurum bellidir. Onların yaptıkları planlamalar çerçevesinde bu harekat başarılı bir şekilde yürütülüyor. Bu tür görüşler dile getirilebilir, ama asıl olan askerimizin ortaya koyduğu planlar ve bunların uygulanmasıdır. Bu değerlendirmeleri bırakalım ilgili makamlar yapsınlar” diye konuştu.
Suriye hava sahasının kapatıldığı yönündeki iddialara cevap veren Kalın, “Sahadaki ihtiyaç neyse ona göre, uçuşlar, İHA’lar, SİHA’lar, diğer imkan ve kabiliyetler hayata geçiriliyor” şeklinde konuştu. Kalın, Türk tankını vuran silahın menşei ile ilgili incelemelerin devam ettiğini söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Afrin operasyonuna ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendiren Kalın, “Ülkelerin zaman zaman ‘operasyon uzamasın’ şeklindeki açıklamalarını not ederiz ama bizim öncelikle kaygımız, hedefimiz, bu operasyonun planlandığı şekilde hayata geçirilmesidir” ifadelerini kullandı.
Soçi ya da Astana süreci ile ilgili üçlü zirve üzerinde çalıştıklarını kaydeden Kalın, “Tarih, yer konusunda şuanda çalışmalar devam ediyor ama yakın bir zamanda böyle bir üçlü zirve yapılabilir” dedi.

“Her şeyden önce o Mehmetçiğe bir saygısızlıktır”
Tabipler Birliği ve Barolar Birliğinin isminde bulunan ‘Türk’ ifadesinin kaldırılması yönündeki gelişmelerin sorulması üzerine Kalın, “Tabipler Birliğinin son dönemde özellikle harekat ile ilgili sergilediği tutuma binaen kamuoyunda büyük bir infial oluştu. Başında ‘Türk’ ifadesi olması bir kenara Türkiye faaliyet gösteren bir STK’nın Türkiye’deki genel kamuoyunun hassasiyetlerini gözardı ederek başka kaygılarla açıklamalar yapması elbette kamuoyunda tepkiye yol açar. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu tepkiyi dikkate alarak bir çağrıda bulundu. Makul ve meşru eleştiriye bizim itirazımız yok. Siz bir eleştiri diye ortaya çıkıp bir kampanya yaptığınızda Türkiye’nin yaşadığı gerçekleri, cephede savaşan askerimizin aldığı riskleri göz ardı ederek, adeta umursamaz bir şekilde açıklamalar yaptığınızda bu kamuoyunda da, devlet nezdinde de tepkiye neden olur. Bu çevrelerin DEAŞ’a karşı yapılan operasyonlarda, El Kaide’ye karşı yapılan operasyonlarda çıkıp ‘biz savaşa karşıyız, DEAŞ ile El Kaide ile diyalog yapın’ tarzı bir bildiri yayınladığını gördünüz mü? Ama ne zaman işin ucu PKK’ya, PYD-YPG’ye, sol, Marksist, Leninist örgütlere dokunuyor, bu arkadaşlar hemen bir anda içlerindeki hümanist, liberal bir takım duyguları hatırlıyorlar. Bizim askerimiz orada bizim ülkemiz için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Onlar bu riski alırken birilerinin kalkıp kafalarındaki bir takım fantezileri hayata geçirmek için ‘biz savaşa karşıyız’ demeleri her şeyden önce o Mehmetçiğe bir saygısızlıktır. En azından bu hassasiyeti göstermeleri ve susmaları beklenir” diye konuştu.

“Bu sağlanırsa şüphesiz Türkiye'deki, AB algısı da değişecektir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen haftaki programına ilişkin bilgi veren İbrahim Kalın, Vatikan ziyareti ilgili de bilgiler verdi. Vatikan ziyaretinin 59 yıl sonra cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleştirilen ilk resmi ziyaret olduğunu kaydeden Kalın, Vatikan ziyaretinden sonra İtalya ziyaretindeki gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
AB sürecine ilişkin son birkaç gün önemli gelişmeler yaşandığını söyleyen Kalın, “Bizim beklentimiz bu karşılanan 72 kriter çerçevesinde, yapılan resmi görüşmeler ve yazışmalar çerçevesinde bunun en kısa sürede hayata geçirilmesi. Bu sağlanırsa şüphesiz Türkiye'deki, AB algısı da değişecektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen vize sistemi içerisinde serbest dolaşım hakkına sahip olması, aslında çok daha önceden elde edilmesi gereken bir müktesebattı. Fakat çeşitli gerekçelerle bu geciktirildi. Bunun 2018 yılı içerisinde hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi, Türkiye-AB ilişkilerine şüphesiz yeni bir ivme kazandıracaktır"

26 Mart'ta Varna'da, Bulgaristan'ın dönem başkanlığında Türkiye-AB Zirvesi’nin gerçekleşeceğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu zirveye katılacağını söyleyen Kalın, “Bu zirveler Türkiye'nin, AB ile ilişkilerinde çok önemli bir fonksiyona sahipti. Fakat birtakım siyasi gerekçelerle bu zirvelere son verilmişti. Şimdi bu zirvenin gerçekleşmesi, bu vize serbestisi anlaşmasıyla 2018'de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir ivmenin kazanılmasına önemli katkılar sağlayacaktır" diye konuştu.

“ÖSO meşru Suriye muhalefetinin önemli bir parçasıdır”
Son dönemde ÖSO’ya yönelik yapılan eleştirilere ilişkin konuşan Kalın, “Özgür Suriye Ordusu, meşru Suriye muhalefetinin önemli bir parçasıdır. Onları terörist, teröristlerle ilgili, terör örgütleriyle bağlantılı gibi göstermeye dönük hareketler ya da açıklamalar, yaklaşımlar aslında bizatihi Türkiye Cumhuriyetinin hayata geçirdiği Zeytin Dalı Harekatı'na gölge düşürme niyetini isal etmektedir" diye konuştu.

Türkiye’nin milli bekası ve geleceği ile ilgili siyasi partilere çağrıda bulunan Kalın, “Burada küçük siyasi hesapların mutlaka bir kenara konması, büyük fotoğrafın görülmesi, milli çıkarlarımız ve hedeflerimiz doğrultusunda tam bir kenetlenmenin yaşanması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız her defasında bu hususun altını çizmektedir. Fakat maalesef bazı çevrelerin, tamamen küçük siyasi hesaplarla bunun aksi yönünde açıklamalar yapmaya çalıştığını, Özgür Suriye Ordusunu 'terörle ilişkili' gibi göstermeye çalıştığını maalesef üzüntüyle izlemekteyiz. Halbuki Özgür Suriye Ordusu, Suriye muhalefetinin bir parçasıdır. Bugüne kadar Cenevre ve Astana süreçlerine de Suriye muhalefeti çatısı altında siyasi temsilcileri vasıtasıyla katılmışlardır. Onların herhangi bir meşruiyet sorunu söz konusu değildir. Özellikle harekatın devam ettiği şu dönemde, tekrar buradan bütün çevrelere, siyasi partilere çağrımız; bu milli birlik ve beraberlik duygusu içerisinde askerimizin, güvenlik güçlerimizin yanlarında olduğunu net bir şekilde ortaya koymalarıdır" şeklinde konuştu.

DERYA YETİM 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın Ankara’ya ziyaretinde Türkiye ve Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, gerçekleştirdikleri ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Devlet Nişanı tevcih ve anlaşma imza törenine katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından es-Sabah’a Devlet Nişanı tevcih edildi. Tören sonrası iki ülke arasında çeşitli alanlarda önemli iş birliklerini içeren anlaşmaların imza törenine geçildi. Erdoğan ve es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. İmza altına alınan anlaşmalar şu şekilde: "- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu arasında yatırım tanıtım faaliyetlerinde işbirliği konusunda mutabakat zaptı - Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi tarafından temsil edilen Kuveyt Devleti Hükümeti arasında serbest bölgeler alanında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı arasında konut refahı ve altyapısı alanında mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü arasında afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) tarafından temsil edilen Kuveyt Devleti Hükümeti arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı arasında Ortak Stratejik Diyalog kurulmasına dair mutabakat zaptı"
İstanbul İstismarcı sucu hakkında ara karar: Sanığın tutukluğunun devamına karar verildi Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı sanığın cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti Şenay’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma, mahkeme heyetinin kararı ile kapalı olarak görüldü. Duruşmaya izleyici ve basın mensupları alınmazken, bazı avukatlar da duruşma salonuna alınmadığı için tutanak düzenledi. Duruşmaya güvenlik nedeniyle nakledildiği Diyarbakır’daki cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanan tutuklu sanık Metin Şenay’ın savunması esnasında kızları cinsel istismara uğrayan müşteki anne sinir krizi geçirdi. Anne, sakinleşmesinin ardından yeniden duruşma salonuna alındı. Duruşmada savunma yapan sanık Şenay suçlamaları kabul ederek, soğukkanlı bir şekilde savunma yaptı. Cinsel istismara uğrayan bir mağdurun Adli Gözlem Odası’nda dinlenmesinin ardından cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında sanık Şenay’ın cezalandırılmasını talep etti. Mütalaanın açıklanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, suç tarihi 2023 yılı öncesi olarak belirtilirken, 4 mağdur ile 5 müşteki yer aldı. İddianamede sanık Metin Şenay‘ın Bağcılar’da bir su dükkanının bulunduğu ve uzun yıllardır aynı semt ve mahallede su dağıtımı yaptığı belirtildi. 24 Mayıs 2023 günü mağdurlardan M.Y.’nin okuldan çıktığı ve evine dönmemesi üzerine ailesi tarafından polis ekiplerine başvuruda bulunulduğu iddianamede kaydedildi. Polis ekiplerinin önce okul kamera kayıtları ve çevredeki kameraları araştırdığı, mağdurun okul bahçesinden çıktıktan sonra bir minibüse bindiğinin tespit edildiği iddianamede belirtildi. Mağdurun ailesi tarafından kamera kayıtlarının aynı gün izlendiği, aracın daha önce evlerine su siparişi getiren ‘Metin Su’ isimli iş yerine ait olduğu iddianamede aktarıldı. Ailenin aracı kullanan kişinin Metin Şenay isimli kişi olduğunu beyan etmeleri üzerine çocuğun Metin Şenay‘ın iş yerinde olabileceği değerlendirilerek çevre araştırması yapıldığı iddianamede kaydedildi. Sanığın gece saat 03.00 sıralarında iş yerinden çıkarak tedirgin davranışlar sergilediğinin görülmesi üzerine duruma kolluk ekiplerince müdahale edildiği, sanığın iş yerinin içerisine doğru kaçtığı iddianamede açıklandı. Gizli odadaki notlar: “Ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm” Polis ekiplerinin Metin Şenay‘ın arkasından giderek çocuk ile ilgili sorular sormaya başladığı, sanığın hiçbir soruya cevap vermediği, bu sırada iş yerinin arkasından çocuk çığlık sesi duyulması üzerine ‘yatak odası’ olarak tarif edilen alana geçildiği iddianamede açıklandı. Hazırlanan iddianamede gizli bir odada mağdur kız çocuğunun kilit altında ve ağlar vaziyette olduğunun görüldüğü, gizli bölümde ve mağdurun üstünde kan lekelerinin görülmesi üzerine cinsel istismara maruz kaldığının anlaşıldığı belirtildi. Öte yandan iddianamede gizli odada duvara yapıştırılmış şekilde “Söz dinlemesi kesinlikle yapılacak, kesinlikle bağırma, konuşurken fısıltı ile konuş, sağa sola zarar verme, dükkana biri gelirse kesinlikle konuşma, ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm. Bence en iyisi sözümü dinle ve dediklerimi yap ben sana en iyi şekilde bakayım” şeklinde bir yazının görüldüğü de aktarıldı. “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” Mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde ikametlerine 10 senedir su getiren Metin’in kendisini çağırdığını, ‘Seni eve götüreyim’ dediğini, Metin’in daha önce de kendisini eve götürdüğünü, daha önce kendisine hiçbir şey yapmadığını, o gün yolda giderken eve gitmediklerini fark etmediğini belirtti. Mağdur, iş yerine gelince arabadan indiklerinde sanığın “Sen geç bilgisayarda oyna” dediğini, içeri girdiğini ve burada büyük bir oda olduğunu, bilgisayar olduğunu, biraz bilgisayar oynadıktan sonra Metin’in “Sana bir yer göstereceğim” diyerek kendisini küçük bir odaya götürdüğünü anlattı. Mağdur M.Y., odanın süngerlerle kaplı olduğunu, pencere, cam ve eşya olmadığını, Metin’in bir kap bırakarak “Tuvaletin gelirse bu kaba yaparsın” dediğini, oraya kustuğunu, Metin’in kendisini istismar ettiğini, “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” dediğini, eline bıçak alıp korkuttuğunu, akşama doğru kendisini mutfağa götürüp “Yemek ye” dediğini, yemek yemediğini ve kustuğunu, üşüdüğünü ve karnının ağrıdığını anlattı. “Çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” Mağdur çocuk, sanık Metin Şenay’ın kendisine çocuk esirgeme yurdunda dövülen çocukların videolarını izlettiğini ve “seni böyle dövecekler anneni göremeyeceksin sen bağırırsan bizi burada duyarlar, bizi görürler, ben cezaevinde on sene yatarım, sen de çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” dediğini açıkladı. Mağdur, kendisi uyurken polislerin geldiğini de beyan etti. Mağdur M.Y.’nin yapılan muayenesinde de Metin Şenay’a ait olduğu anlaşılan DNA profillerinin bulunduğu kaydedildi. Öte yandan mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden alınan ifadesinde Metin Şenay’ın kendisini istismar ederken video çektiğini gördüğünü de beyan etti. “Yanağından öptüm sonra cinsel istismarda bulundum” Metin Şenay’ın mağdur M.Y. yönünden avukatı eşliğinde alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul ettiği kaydedildi. Sanık Şenay savunmasında, “İş yerinin kapısını kilitledikten sonra yalıtımlı odaya götürdüm. Üzerine battaniye örttüm. İlk olarak yanağından öptüm, sonra cinsel istismarda bulundum. Başka bir çocuğa cinsel istismarda bulunmadım” dedi. İstismarda bulunduğu çocukların fotoğraflarını saklamış Öte yandan sanığın iş yerinde ele geçirilen dijital materyallere ilişkin bilirkişi incelemesi sonucu bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda çocuk pornografisi olduğu değerlendirilen internet aramaları, videoları ve fotoğrafları tespit edildi. Raporda sanığın istismarda bulunduğu değerlendirilen ve yine dijital olarak saklanan müstehcen çocuk fotoğraflarının tespit edildiği de belirtildi. Bazı fotoğraflarda sanık Şenay’ın net olarak görüldüğü de söz konusu raporda açıklandı. İddianamede fotoğraflardan tespit edilen, istismara maruz kaldığı değerlendirilen çocukların iş yerinde vakit geçirdikleri sırada isimlerini yazdıkları belirtildi. İddianamede iş yerinde ismi yazılı çocuklardan E.N.Ö. ve M.Ö.’nün sanığın eşinin akrabası olduğu belirtildi. Mağdurların sosyal medyada paylaştığı geçmiş yıllara ait fotoğraflar ile dijital incelemeler neticesinde elde edilen müstehcen çocuk fotoğraflarının benzerlik içerisinde olduğunun anlaşılmasıyla mağdur kardeşlerin sanık tarafından istismar edildiğinin değerlendirildiği hazırlanan iddianamede aktarıldı. Yine yapılan araştırmalarda mağdur R.Ş.’nin de iş yerinde isminin yazılı olması nedeniyle istismar edildiği iddianamede değerlendirildi. “İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan” Mağdur R.Ş. beyanında, “Ben Metin Şenay‘ın gazetedeki çıkan olaylarını öğrenince kendimi eve kapattım. 6-7 ay önce bu olayı öğrendim, annem de bana durumu anlatmıştı. Annem bana ‘Metin’in sana karşı bir eylemi var mı?’ diye sormuştu. Ben de korkumdan söyleyemedim. Metin Şenay, bizim mahallede sucu dükkanı açmıştı, ben evde yalnız kalıyordum. Ablam okula gidiyordu, anne ve babam evde olmuyordu, abim de dışarlarda geziyordu. Metin Şenay bana ‘Ben seni korurum sana bir şey olmaz’ diyordu. Benim yanına gitmemi isterdi. Gitmezsem bana sinirlenir, bana tuhaf tuhaf hareketler yapardı. Beni tehdit ediyordu. ‘Birine söylersen yurda verilirsin, ben de hapse girerim’ diyordu. ‘Hayatına bir erkek giremez’ diyordu. Bana ‘İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan’ dedi. Metin Şenay‘ın yaşını tam olarak bilmiyorum. Bana ‘Hiç kızım yok, benim iki tane oğlum var, onlar beceriksiz’ diyerek sürekli yanına çağırıyordu. Ailemin sıkıntılarından dolayı ben hep tek kalıyordum. İlk defa 5 yaşımda bana cinsel istismarda bulundu. Son olayı dokuzuncu sınıfta yaşamıştım. Dükkanın içinde masası, bilgisayarı, bir koltuk vardı. İlk olayda ‘Gözünü kapat korkma’ dedi. Dükkanda kaplama filmler vardı. Dışardan gözükmüyordu. Bu ilk olayda kendisinden korktuğum için yanına gidiyordum” dedi. “Cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu” Mağdur, Metin Şenay tarafından farklı zaman dilimlerinde pek çok kez cinsel istismarına maruz kaldığını da iddianamede yer verilen beyanında belirtti. Mağdur yaşanan olaylardan dolayı Metin Şenay’dan şikayetçi olduğunu da söyleyerek, “Ben bu olayları bana inanmayacak diye düşündüğümden anneme anlatmadım. Tehdit içerikli sözleri bana sürekli söylüyordu. Beni tembihliyordu. Metin’in dükkanında silah vardı. Arka odanın küçük bir odası daha vardı. Bana ‘Seni kim arıyor, senin hayatına kimse giremez, yoksa senin kafana sıkarım’ diyordu. Bana ‘Benden başka kimseyle ilişki yaşayamazsın’ diyordu. Yatak odasında laptopun üzerine takılı bir kamerası vardı. Yatak odasının dışında da bir kamera vardı. Hem içerdeki hem dışarıdaki kamerayla video çektiğini söylüyordu. İçeride de cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu. Bana bir tane videomu izletti. Ben ‘Videoyu izlemek istemiyorum’ dememe rağmen videoyu izletiyordu. Ben izlemek istemiyorum deyince ‘Bunlar senin videoların, izle bir şey olmaz’ diyordu. Son olay felçten önce olmuştu. Tam tarih olarak hatırlamıyorum. Dokuzuncu sınıfta 15 yaşında olduğumu hatırlıyorum. Hastaneye yattığım yıl 2021 yılıydı. Ben hastaneye yattıktan sonra Metin’in bana dokunması olmadı. Son bir yıldır beni araması da olmadı” dedi. “Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” Bir diğer mağdur E.N.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Metin Şenay benim akrabam olur. Eskiden bizim alt dairemizde oturuyordu. İlk olay ben dördüncü sınıfa giderken oldu. Biz onu seviyorduk. Metin Şenay‘ın yanına 2-3 sene kadar gittik. Olaylar hep Metin’in su sattığı dükkanda oldu. Kendisi sucuydu. Su getirip götürüyordu, biz dükkanda yalnız kalıyorduk, bize bilgisayardan film açıyordu. Bana cinsel istismarda bulundu. İkinci gün M. isimli kardeşim ile birlikte gittik. İlk olayda M.’de benim yanımdaydı. İkinci gün de cinsel istismarda bulundu. Benim sıram bittikten sonra M. ile başlıyordu. Bu olaylar aynı gün oluyordu. Hatırladığım ikinci olayda o, ben ve kardeşim var. Biz oraya kıyafet getiriyorduk. Toplam 2-3 yıl kadar Metin Şenay‘ın dükkanına gittik. Ben 12-13 yaşımdayken ailem Metin Şenay ile ilişkimizi kesmeye başladı. Haberlerdeki çocukta yaptığı gibi bizi de tehdit etti. ‘Konuşan ölsün’ diyordu, tıp oynuyorduk, ‘sus dediklerimi yapmazsan öldürürüm’ diyordu. Biz de korkuyorduk. Dükkanda üç bölüm var. Oturma odasında televizyon, kamera var, arka tarafta oda yaptırmış ne olduğunu anlamadım. Tahtalık gibi bir yerler var, bölme yaptırmış. Bunu bizi dışardan insanlar görmesin diye yaptırmış. Buranın önden ve arkadan iki kapısı bulunmaktaydı. Bu dükkanda bilgisayarı vardı, evde canım sıkılıyordu, bilgisayarla oynamak için su dükkanına gidiyorduk. Daha sonra annem bize izin vermemeye başladı, gitmemizi istemedi. Taciz yaptığını bile bile bilgisayar oynamak için yanına gidiyorduk, anne babama karşı geliyorduk. İlerleyen zamanlarda yanlış yaptığımızı anladım ve ortaya çıkacak diye çok korktum. Metin ‘Siz de gizlemeye çalışın, anne babanıza bir şey belli etmeyin’ diyordu. Sonra polislerin onu aldığını duyduk. Haberlerde başka bir çocuğa yaptığını duyduk, kardeşim ile bize yaptıklarını da söyleyip söylememeyi düşündük. Bilgisayarında bizim görüntülerimiz videolarımız vardı, bunlar da çıkar mı diye düşündük. Bu kadarını düşünür, videoları siler diye düşündük ama silmemiş. Metin Şenay bize bu eylemlerini yaparken sürekli videoya çekiyordu. Bilgisayarında klasörün içerisinde bu videoları yedekliyordu. Bu bilgisayar su dükkanında bulunuyordu. Bana bu olayları yaptığı için Metin Şenay’dan şikayetçiyim. Bize ‘bu olayı herkes öğrenirse yemin olsun herkesi vururum’ demişti, ‘alt komşularım duyarsa sizi vururum’ dedi. Bize yaptığı işkenceyi o küçük kıza da yapmış. Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” şeklinde konuştu. “Bu olay ortaya çıkmasın yoksa kendimi öldürürüm” Mağdur E.N.Ö.’nün kardeşi M.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Ben dördüncü sınıfa giderken biz dükkanına gidiyorduk. Metin ailemizin yanında iyi davranıyordu, yalnız kaldığımızdaysa ‘Erkeklerle görüşmeyin, görüşürseniz beddua ederim’ diyordu. ‘Beddualarım kabul olur’ diyordu. ‘Bu olay ortaya çıkmasın, yoksa kendimi öldürürüm’ diyordu. Buraya geliş sebebim olarak bir olay hatırlıyorum, başka olay hatırlamıyorum. Ben, ablam ve Metin Şenay dükkanda birlikte kalıyorduk. Bize cinsel istismarda bulundu ve videoya çekti. İlerleyen zamanlarda bizi tehdit etti, ‘Erkeklerle sakın görüşmeyin, görüşürseniz sizi gebertirim’ dedi. Bir gün beni gece kaldırdı, o gün gece bana istismarda bulundu. Ben uykusuz kaldım, o gün eve dönecektik. Sonra biz eve gittik ve bir daha dükkana gitmedik. Yaz tatilinde çok kalıyorduk. 2-3 hafta kadar aralıksız kalıyorduk. Kış tatilinde az kalıyorduk. Çekilen videoları siyah kutu gibi bir şeyde saklıyordu. Bize bu videoları izlettiriyordu. Videoları sil dedik, o da ‘Silmeyeceğim, sizi özlediğim zaman izliyorum” dedi. Mağdurlardan M.Ö. ve E.N.Ö’nün ifadelerinde sucu dükkanı diye tabir edilen yerde uzunca gün ve haftalar boyunca kalmalarının mağdurları istismara açık hale getirdiği değerlendirildiğinden soruşturmanın devamı boyunca yaşlarına uygun bir yurda yerleştirmelerine karar verildiği de iddianamede açıklandı. Metin Şenay’ın daha önce başka bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 2009-2011 tarihleri arasında tutuklu kalarak yargılanıp ceza aldığı ancak Yargıtay bozma kararı üzerine beraatine karar verildiği de iddianamede belirtildi. Metin Şenay’ın hazırlanan iddianame kapsamında 4 mağdura karşı ‘zincirleme olarak cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma’, ‘zincirleme olarak 12 yaşını tamamlamamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak’ ve ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla ve cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından her mağdur için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 128 yıl 9 aydan 331 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Ankara Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında farklı alanlarda işbirliklerini kapsayan 6 anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, gerçekleştirdikleri ikili e heyetlerarası görüşmelerin ardından Devlet Nişanı Tevcih ve Anlaşmaları İmza Törenine katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarafından Es Sabah’a devlet nişanı tevcih edildi. Tören sonrası iki ülke arasında çeşitli alanlarda önemli iş birliklerini içeren anlaşmaların imza törenine geçildi. Erdoğan ve es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. İmza altına alınan anlaşmalar şu şekilde; " "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu Arasında Yatırım Tanıtım Faaliyetlerinde İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı" "Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Serbest Bölgeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı" "Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı Arasında Konut Refahı ve Altyapısı Alanında Mutabakat Zaptı" "Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Arasında Afet Ve Acil Durum Yönetimi Alanında Mutabakat Zaptı" "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü" "Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı Arasında Ortak Stratejik Diyalog Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı"