SAĞLIK - 01 Kasım 2014 Cumartesi 09:59

Kalp ve damar hastalarına müjde!

A
A
A
Kalp ve damar hastalarına müjde!

Türkiye Kalp ve Sağlık Vakfı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Oto, Dünya Kalp Federasyonun 2025 yılı hedefleri arasında kalp ve damar hastalıkları ölümlerinde yüzde 25 azalma beklendiğini söyledi.

Dünya Kalp Federasyonun 2025 yılı hedeflerinin 25’e 25 formülü ile özetlendiğini ifade eden Prof. Dr. Ali Oto, 25’e 25 hedefinin dünya sağlığı açısından son derece önemli olduğunu belirterek, “BM Genel Kurulu 2011 yılı Mayıs ayında dünya tarihinde ikinci kez sağlık için toplantı ve bulaşıcı olmayan kronik hastalıkları genel olarak ölümcül etkileri ve dünyadaki ekonomik yük üzerine, dünyanın ekonomik gelişimini insanlığın gelişimini engelleyici özellikleri üzerine tartışmalar yapıldı. Bunun sonucunda siyasi deklarasyon yayınlandı. Sağlığın arkasında duran bir deklarasyon, daha sonra da Dünya Sağlık Örgütü Genel Kurulu 2012 yılında tekrar toplanarak kalp ve damar hastalıkları, kanser, diyabet ve solunum yolu hastalıklarını olumsuz etkilerini azaltmak üzere 2025 yılına kadar bir hedef belirledi. Bütün bu hastalıklarda ölümleri dünyada 2025 yılında dünya da yüzde 25 azaltmalıyız” diye konuştu.

Dünya Kalp federasyonun buna bağlı olarak kalp ve damar hastalıklarından ölümleri 2025 yılına kadar yüzde 25 azalmak üzere harekete geçtiğini kaydeden Prof. Dr. Oto, “Stratejik hedefler belirlendi. Bunlar sigara, tüketimi dünya da yüzde 30 azaltmak. Tuz tüketimi bizim için son derece önemli 2015 yılına kadar tuz tüketimini yüzde 30 azaltmak. Altını çizerek söylüyorum, bizim halkımız ekmekten çok fazla tuz alıyor. Kan basıncı yüksekliği bizim için önemli bir risk faktörü. Dünya Kalp Federasyonun hedefi 2025 yılına kadar hipertansiyonu yüzde 25 azaltmak. Türkiye’de hala farkındalık çok az, ileri ülkeler ile karşılaştığımızda farkında olanların sürekli ilaç alımı yüzdesi az, ilaç alanlarda kan basıncı kontrolü yüzdesi hala az. Kan basıncımızı ölçtürmemiz lazım. Tansiyonumuzun kaç olduğundan haberdar olmamız lazım. Farkında olmamız lazım eğer ilaç verilmişse bu ilacı sürekli ve düzenli almamız gerekir. Hurafelere inanmamalıyız, tansiyon düşürücü ilaçlar alışkanlık yapmaz. İhtiyacınız olduğu için tansiyon düşürücü ilaçlar almanız lazım” şeklinde konuştu.

“ALKOL TÜKETİMİ KALP SAĞLIĞI AÇISINDA ÇOK ÖNEMLİ, ALKOL İLAÇ DEĞİL”

Alkol tüketiminin kalp sağlığı açısından önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Oto, alkolün ilaç olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Tehlikeli miktarda alkol tüketiminde yüzde 10 azalma hedefleniyor. Hareket çok önemli ve şehirleşmenin getirdiği sorunlar kalp ve damar hastalıkları açısından ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Hedef hareketsizliği yüzde 10 azaltmak. Kalp ve damar hastalıklarından karşı koruyucu ilaçlarında hiç değilse toplumun yüzde 50’sinin hizmetine sunulabilmesi gerekiyor. Bunun için çalışmalar var. Kolesterol düşürücü ilaçlar, tansiyonu kontrol edici ilaçlar ve aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçları tek bir hap içinde sağlama girişimleri var.”

“KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ İLAÇLAR İLE İLGİLİ ÇOK CİDDİ BİLGİ KİRLENMESİ OLDU”

Kolesterol düşürücü ilaçlar ile ilgili bilgi kirlenmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Oto, “Bunun Türk halkının kalp sağlığını çok olumsuz etkileri olduğuna inanıyoruz. Gerektiği zaman kullanmak üzere mutlaka ciddiye alınması gereken tedavi yöntemidir” dedi. Bir diğer önemli konunun ise obezite, şişmanlık, diyabet hastalığı olduğunu kaydeden Oto, "Tüm dünyada ciddi bir şişmanlık hastalığı var. Buna bağlı olarak da diyabet salgını var. Hedefimiz 2025 yılında bu artışı durdurmak yüzde sıfır yapmak. Bu artışın çok olumsuz etkileri var. Şişmanlık ve beraberinde getirdiği hastalıklar olarak alıyoruz. Özellikle Türkiye’de 40 yaş üstü kadınlarda önemli bir kalp ve damar hastalıkları riski karşımıza çıkıyor”dedi. 

ARZU TÜRKUÇAR
ANKARA 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.