SAĞLIK - 16 Ekim 2017 Pazartesi 10:42

Kanser tedavisinde ağız ve diş sağlığına dikkat

A
A
A
Kanser tedavisinde ağız ve diş sağlığına dikkat

Kanser tedavisi süresinde genel vücut direncinin düştüğünü ve vücudun enfeksiyonlara daha açık bir hale geldiğini belirten İstanbul Aydın Üniversitesi ( İAÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, hem tedavi öncesinde hem de tedavi sonrasında ağız bakımının önemli olduğuna dikkat çekti.

İAÜ Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, kanser hastalarında hem tedavi öncesinde hem de tedavi sonrasında ağız bakımının üzerinde durulması gereken önemli bir konu olduğunu kanser tedavisi henüz planlanma aşamasındayken, tüm diş tedavilerinin planlanması, gerekli diş tedavilerinin, çekimlerinin ve dolgularının yapılmasının önemine dikkat çeken, Prof. Dr.  Azak “Genel vücut direncini düşüren radyoterapi ve kemoterapi, ağız ve diş sağlığı üzerinde de ciddi etkilere sahip. Bu tür tedavilerle ağızdaki tükürük bezlerinin salgıları azalırken, ağız mukozası kuruyor ve ağız yaralanmaya daha açık hale geliyor. Diş temizliğinin güçleşmesi ile birlikte uzun vadede diş çürükleri ve diş kaybı oluşur” dedi.

Ağız bakımının kanser tedavisi öncesi başlamasının kanser tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek potansiyel problemleri önceden saptamak, bunlara önlem almak ve hastayı bilinçlendirmek açısından önemi belirten Prof. Dr. Azak,“Kanser tedavileri sırasında da bu bakım mutlaka devam etmelidir. Hastanın buna uyup uymadığı kontrol edilmelidir. Kemoterapi ilaçları ya da radyoterapilere bağlı özellikle ağız mukozasında ciddi yan etkiler olabiliyor. Var olan enfeksiyon kaynakları aktif olabiliyor ya da ağızda yeni enfeksiyonlar çıkabiliyor. Bunların saptanması ve bunların ortadan kaldırılması önemlidir. Hastanın beslenme problemleri olabilir. Bu enfeksiyonlar bazen çok ciddi sistemik enfeksiyonlara, ölümcül olabilecek enfeksiyonlara neden olabiliyorlar. Tedavinin devamlılığını sağlamak açısından da çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Kanser tedavisi süresinde genel vücut direncinin düştüğünü ve vücudun enfeksiyonlara daha açık bir hale geldiğini belirten Prof. Dr. Azak, kanser ve kanser tedavilerinin ağız - diş sağlığı üzerinde yan etkileri olduğu gibi ağızdaki herhangi bir enfeksiyon durumunda kanser tedavisinin olumsuz geçmesine neden olabileceğine dikkat çekiyor. Kanser tedavisi öncesi diş hekimleri tarafından detaylı muayene yapılarak ağızda herhangi bir enfeksiyon riski teşkil eden dişler ve diş eti hastalıklarının tedavi edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Azak, “Kanser tedavisi henüz planlanma aşamasındayken, gerekli diş ve diş eti hastalıklarının tedavileri, diş çürükleri, enfekte diş çekimleri, kök uçlarındaki patolojiler, çeneler içinde kalmış kökler, gömük dişler, kistler ve diş eksikliğini giderecek prothetik tedaviler yapılmalı, protez var ise protezin ağıza uygunluğu kontrol edilmelidir“ diye konuştu.

Tedavi sırasında dental müdahale

Kemoterapi ve radyoterapi süresince hastalara herhangi bir dental müdahale yapılmasını tercih etmediklerini belirten Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, ancak acil ağız-diş rahatsızlığında hastanın onkoloğu ile yapılacak konsültasyon sonrasında alınan onay ile zorunlu tedavilerin yapılabileceğini söyledi. Kemoterapi ilaçları ya da radyoterapiye bağlı olarak ağız mukozasındaki enfeksiyonların aktifleşebileceği ya da ağızda yeni enfeksiyonların meydana gelebileceğini kaydeden Prof. Dr. Azak, “Kanser tedavisinde tükürük bezlerinin salgılarının azalması sonucu ağız kuruluğu, ağız yaraları, yutma güçlüğü, ağzı açma ya da çiğneme güçlüğü, tat değişiklikleri, diş çürüğü, diş kayıpları, ağızda veya boğazda yanma hissi şeklinde komplikasyonlar olabilir. Kemik metastazlarında uygulanan bisfosfonat ilaçlarının kullanımı ve radyoterapi esnasında diş çekimine, ağızda cerrahi tedaviye, enfeksiyona ya da mekanik irritasyona maruz kalan hastalarda osteoradyonekroz gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, ağız içinde birçok değişikliğe neden olan kemoterapi ve radyoterapinin hastaların tedavi sırasında hayat kalitelerini düşürdüğüne işaret ediyor ve bu tür hastaların en az 14 gün önce tüm diş tedavilerini yaptırmış olmalarının öneminin altını çizdi. 

Kanser tedavisinde ağız içi önlemler

Tedaviden önce ağız ve diş sağlığı iyi olan kişilerde yan etkilerin daha az olduğunu kaydeden Prof. Dr. Azak, şunları söyedi: “Kanser tedavileri sırasında olabilecek yan etkileri en aza indirgemek amacıyla hastalara ağız ve diş sağlığı hakkında bilgilendirilerek çok iyi bir ağız hijyeni sağlanması amacıyla motive edilmelidir. Elektrikli diş fırçaları yerine manuel yumuşak küçük diş fırçaları ve flourlu diş macunları kullandırılmalı ve diş fırçaları sık değiştirilmeli, diş ipi mumlu olmalı, dil üzeri de temizlenmeli, alkolsüz antimikrobiyal ağız solüsyonları veya karbonatlı su ile gargara yapılmalıdır. Hareketli protezleri ağızda vuruklara neden olmamalı ve protezlerinin temizliğine özen göstermelidir. Ağız kuruluğu durumunda; sodalı gargaralar, sakız ve buz parçaları ile sıvı içeceklerin sık sık alınması, kolay yutmayı sağlamak için sulu yiyecekler tercih edilmesi, tahrişe neden olabilecek asitli veya baharatlı gıdalar ile çok sıcak ve çok soğuk yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi, alkol ve tütün kullanılması alınacak önlemler arasındadır” dedi.

Diş çürüklerini önlemek amacıyla tedavi sırasında yapay tükürük, flour, diş cilası gibi çürümeyi önleyici önlemler alınabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Azak, baş-boyun bölgesine uygulanan radyoterapide, yaşam boyu süren fluor uygulamasının, mevcut dişlerin muhafaza edilmesi ve kemik yıkımının önlenmesi açısından hayati önem taşıdığını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.
Isparta Kazada şehit olan polisin cenazesi törenle memleketine uğurlandı Isparta’da görevi başında otomobilin çarpması sonucu şehit olan polis memuru Yonuz Turan’ın cenazesi, düzenlenen törenin ardından memleketi Afyonkarahisar’a gönderildi. Isparta-Eğirdir karayolunun 3. kilometresinde meydana gelen kazada, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda görevli askeri personel İlker A. idaresindeki 17 UY 843 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolda radar uygulaması hazırlığı yapan Trafik Denetleme Müdürlüğünde görevli polis memuru Yonuz Turan’a ve ardından 32 A 5953 plakalı trafik aracına çarpmıştı. Çarpışmanın şiddeti ile polis aracı ve polis memuru şarampole savrulmuştu. Kazada yaralanan Yonuz Turan, sürücü İlker A. ve otomobilde yolcu olarak bulunan Ali K., Yunus Y. ve Murat E., Isparta Şehir Hastanesine kaldırılmıştı. Turan, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Şehit polis memuru Yonuz Turan’ın cenazesi, Isparta İl Emniyet Müdürlüğünde düzenlenen törenin ardından memleketi Afyonkarahisar’a gönderildi. Törende şehit polisin eşi Aynur Turan ve çocukları güçlükle ayakta durdu. Anne babası ise sağlık ekipleri tarafından sakinleştirildi. Şehidin cenazesi cenaze aracına konulurken mesai arkadaşları gözyaşlarına hakim olamadı. Törene Isparta Valisi Aydın Baruş, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kahraman, Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Doç Dr. Aydın Turhan, Eğirdir Dağ Komando Okulu Komutanı Tuğgenaral Ahmet Aşık, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay İlker Şimşek, şehidin ailesi, akrabaları ve mesai arkadaşları katıldı. Şehit polis Turan’ın Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesindeki Alacamii’nde kılınacak cenaze namazının ardından defnedileceği öğrenildi.