KÜLTÜR SANAT - 13 Şubat 2020 Perşembe 10:48

Kara kıtanın beyaz dramı “Tanzanyalı albinolar” İKÜSAG’da

A
A
A
Kara kıtanın beyaz dramı “Tanzanyalı albinolar” İKÜSAG’da

Batıl inanışlar nedeniyle öldürülme tehdidi altında yaşayan Tanzanyalı albinolar, foto muhabir Bünyamin Aygün’ün portre fotoğraflarında, İKÜSAG’da sanatseverlerle buluştu.

İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi (İKÜSAG), sezonun dördüncü sergisinde, “Kara Kıtanın Beyaz Çocukları” adlı sergisiyle foto muhabir Bünyamin Aygün’ü ağırlıyor. Tanzanya’da Vudu büyücülerinden kurtulan albinoların portrelerinin yer aldığı fotoğraf sergisi İKÜ Ataköy yerleşkesinde gerçekleşen açılış kokteyli ile sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

   Kara kıtanın beyaz dramı “Tanzanyalı albinolar” İKÜSAG’da

Serginin açılış konuşmasını yapan İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, “Dünyanın pek çok yerinde hala ten rengi nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan insanlar var. Bütün bunları ‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’ başlığı altında bize tekrar hatırlattığı için Bünyamin Bey’e teşekkür ederiz. Biz bu değerli eserleri üniversitemizde misafir ettiğimiz için gurur duyuyoruz. Umarım bundan sonra bu sorunların yaşanmamasını diliyoruz ve sergi için emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

   Kara kıtanın beyaz dramı “Tanzanyalı albinolar” İKÜSAG’da

“Tanzanya’da büyük bir dram yaşanıyor”

2014 yılında Tanzanya’nın yolunu tutan Bünyamin Aygün, bu sergiyi albinoların dramını tüm dünyaya duyurmak kaygısıyla açtığını söyledi. Tanzanya’da albino olarak dünyaya gelen çocukların lanetlendiğini belirten Aygün, “Albinoların insan olmadığına, şeytan olduklarına inanılıyor. Bu lanetlenmenin sonucunda da hem aileler hem de çocuklar dışlanıyorlar. Çocuklar büyüyünce tecavüze uğruyorlar, şeytan ilan ediliyor, en sonunda da öldürülüyorlar. Tanzanya gibi ülkelerde Vudu büyüsü çok yaygındır. Büyücüye gidenler ‘zengin olmak’ ya da ‘çocuk sahibi olmak istiyorum’ gibi isteklerde bulunuyor. Büyücüler de şifa karşılığında albino kolu, albino kafa derisi gibi şartlar öne sürüyor. AİDS olanlara da bir albino ile cinsel ilişkiye girilmesi söyleniyor. Dolayısıyla çok büyük bir dram yaşanıyor” dedi.

“Albinolar, Afrika gibi ülkelerde çok belirgin oluyorlar”

Aygün aynı zamanda, “Ben orada albinoların bu dramına şahitlik edene kadar dünyada böyle bir hastalığın varlığından haberim yoktu. Çünkü aramızda albinolar var ama ten renkleri üç aşağı beş yukarı bizim gibi. Ya ten renginden anlarsınız ya da bakışlarda odaklanma sorunu yaşıyorlar. Sadece bu iki sorunla anlaşılabilir. Başka türlü bu hastalığı anlayabilmek mümkün değil. Fakat Afrika’da tamamı siyah olan bir yerde çok belirgin oluyorlar. Kara kıtanın beyaz çocukları, dememizin sebebi de bu” ifadelerini kullandı.

   Kara kıtanın beyaz dramı “Tanzanyalı albinolar” İKÜSAG’da

“Hayatımın en rahat fotoğraf çalışmasıydı”

Genellikle hasta olduğunu düşünen insanların veya mağdur durumda olanların fotoğrafı çekildiğinde bir tepki ya da reaksiyonla karşılaşıldığını söyleyen Aygün, “Bu insanlar genellikle duygu sömürüsü yapacağınızı düşünürler. Ne yapacağınızı bilmezler ve maalesef genelde de böyle olur. Fakat albino olan, özellikle Afrikalı çocukların ve Afrikalı insanların bakış açısı o kadar sıcak, o kadar candandı ki bunu ancak fotoğraflarla anlatabilirdim. Hepsi çok saf ve kötülük bilmiyorlar. Bu hastalığın temelinde kötülük yapma, karşı tarafı üzme ya da zarar verme gibi bir duygu yok. O yüzden hayatımın en rahat fotoğraf çalışması diyebilirim” şeklinde konuştu.

Daha önce “Sınırdaki İnsanlar” sergisi ile mülteci sorununa dikkat çeken Aygün, bu kez “Kara Kıtanın Beyaz Çocukları” konulu seçkisiyle Tanzanya ve bazı Orta Afrika ülkelerinde büyü için öldürülen ya da el ve ayakları kesilerek Vudu büyücülerine satılan albinoların dramını karelerine yansıttı. Güneşin ölümcül etkisinden de korunmak zorunda olan albinoların yaşam mücadelesine yakından tanıklık eden sanatçının 30 fotoğrafının yer aldığı sergi, 11 Mart Çarşamba gününe kadar ziyaret edilebilecek.

Kara kıtanın beyaz dramı “Tanzanyalı albinolar” İKÜSAG’da


Bünyamin Aygün kimdir?

Meslek hayatına, Günaydın ve Hürriyet gazetelerinde muhabirlik yaparak başlayan Bünyamin Aygün, 2003 yılından bu yana Milliyet gazetesinde foto muhabiri olarak görev yapıyor. Milliyet Gazetesi fotoğraf servisi müdürlüğünü de yürüten Aygün, bugüne kadar ABD'nin Irak operasyonu, Filistin intifadası, Suriye iç savaşı, İsrail’in Gazze bombardımanı, Mısır darbesi gibi savaşların yanı sıra birçok toplumsal olay ve afette görev aldı. 2013 yılında haber için gittiği Suriye’de IŞİD tarafından kaçırılarak 40 gün esir alınan deneyimli gazeteci, yaşadıklarını “IŞİD’in elinde 40 gün” adlı anı kitabında topladı. “Işığa Tutunmak”, “Gümüşhane”, “Türkiye’nin Çatıları”, “Kül”, ve “Sessiz Devin Kalesi” gibi toplam 11 kitabı bulunan Aygün’ün, Sedat Simavi Yılın Gazetecisi Ödülü, Abdi İpekçi Gazetecilik Cesaret Ödülü ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından, haber ve haber fotoğrafı dallarında verilen ödüllerde de pek çok birinciliği bulunuyor.

 

  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da “Avrupa Film Günleri" Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Samsun AB Bilgi Merkezi’nin organizasyonu ile Samsun’da gerçekleştirilecek “Avrupa Filmleri Haftası”nın ikincisi 8 Mayıs günü başlıyor. Sinemaseverler etkinlik kapsamında, AB üyesi 22 ülkesinin 18 filmi, 8-12 Mayıs tarihleri arasına kadar Atakum’da bir AVM’de ücretsiz olarak izleyebilecek. Samsun Avrupa Birliği(AB) Bilgi Merkezi, Samsun Sinema Derneği ve bir kafe iş birliğinde “Avrupa Film Günleri" ikinci kez Samsunlu sinemaseverler ile buluşuyor. AB üyesi 22 ülkesinin 18 önemli filminin gösterileceği etkinlik, halka açık ve ücretsiz olacak. 8-12 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan ‘Avrupa Film Günleri’ 18 farklı film ile sinemaseverlere yine unutamayacağı anlar yaşatacak. Samsunlu sanatseverler, Avrupa Filmleri Haftası boyunca gösterimde olacak filmleri Atakum ilçesinde bir AVM’de ücretsiz olarak izleyebilecek. Hafta, 8 Mayıs Çarşamba günü saat 18.00’de Slovakya yapımı olan ‘Asla Asla deme” filmi ile başlayacak ve hemen ardından ise saat 20.30’da İtalya 2022 yapımı ‘Dante’ filmi izleyiciyle buluşacak. Sinemaseverleri etkinliğe davet etti Avrupa Filmleri Haftası’na ikinci kez ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, “1997 yılından bu yana Odamız çatısı altında AB Bilgi Merkezi’ne ev sahipliği yapıyoruz. Bu zaman zarfında Samsun AB Bilgi Merkezi olarak da onlarca sosyal ve kültürel etkinlikler düzenledik. Yine çok özel bir etkinlikle gişelerde bulamayacağımız Avrupa filmlerini, halkımızla buluşturacağız. AB Türkiye Delegasyonu, AB Üye Ülkeleri Büyükelçilikleri, AB Ulusal Kültür Enstitüleri ve AB Bilgi Merkezlerinin iş birliğiyle düzenlenmekte olan Avrupa Film Günleri, 15 Nisan’da Ankara’da ve 29 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirilen gala geceleriyle illerde başladı. Seçkin filmlerin yolculuğu Samsun’un da aralarında bulunduğu Antalya, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, İzmir ve Trabzon’da devam edecek. Geçen yıl sonbaharda büyük başarı ile tamamlanan Avrupa Film Günleri etkinliğinin ardından bu etkinliğin de başarılı olacağını düşünüyoruz. Biliyoruz ki sinema evrensel bir dildir. Etkinliğin Avrupa ve Türkiye arasında sürdürülebilir kültürel diyaloğa katkı sağlamasını umut ediyoruz. Tüm sinemaseverleri etkinliğimize davet ediyorum” dedi. Bu yıl gösterimdeki filmler: Bulgaristan’dan “Tüm Çıplaklığı ile Jiguli Grubu”, Danimarka’dan “Viborg Güzeli”, Estonya’dan “Ufuktaki Savaş”, Finlandiya’dan “Eli Kulağında”, Fransa’dan “Sönmüş Hayaller”, Hollanda ve Almanya’dan “Kuaför Romy”, İspanya’dan “Ramona”, İsveç’ten “Ben Zlatan”, İtalya’dan “Dante”, Malta ve Kanada’dan “Carmen”, Litvanya’dan “Göz Kırpmayı Unutma”, Macaristan ve Almanya’dan “Zarif”, Polonya’dan “Köylüler”, Portekiz, İspanya ve Fransa’dan “Büyükbabamın İblisleri”, Romanya ve Çek Cumhuriyeti’nden “Mikado”, Slovakya’dan “Asla Asla Deme”, Slovenya, İtalya ve Hırvatistan’dan “Suçsuz Adam”, Yunanistan’dan “Domatesler Wagner’le Tanışınca.
İstanbul Sancaktepe’de Hıdırellez coşkuyla kutlandı Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada baharın gelişi olan Hıdırellez, Sancaktepe’de coşku içinde kutlandı. Sancaktepe Belediyesi tarafından Paşaköy Mahallesi’nde Hıdırellez Şenliği düzenlendi. Etkinlikte çuval yarışı, mendil kapmaca, ağızda yumurta taşıma, uçurtma şenliği gibi birçok etkinlik yapılarak yediden yetmişe herkes doyasıya eğlendi. Hıdırellez etkinliğine Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin’in yanı sıra, Sancaktepe İlçe Kaymakamı Ahmet Karakaya, CHP İlçe Başkanı Emre Yılmaz, Sancaktepe Belediye Meclis Başkanı İlknur Ünlü, Sancaktepe CHP Meclis Üyeleri, muhtarlar ve tüm Sancaktepe halkı katıldı. Hıdırellez Şenliği, Başkan Alper Yeğin’in ateşi yakmasıyla başlarken, çocuklar ve aileleri çalan müzik eşliğinde doyasıya eğlendi, bazı vatandaşlar yanan ateşin üzerinden atladı. Hıdırellez şenliğinde konuşan Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, "Biz de baharı coşkuyla karşılıyoruz. Uzun yıllardır bu bölgede yapılmayan bir etkinliği yapıyoruz. Hıdırellez şenlikleri. Özellikle Sancaktepe’nin bütün bölgelerinden komşularımız burada. Paşaköy’de yapılmasının bir anlamı var çünkü yıllar önce geleneklerine uygun olarak Paşaköy’ümüzde yapılıyordu. Tekrar bir geleneği yerine getireceğiz" dedi. "Hıdırellez, baharın gelişini müjdeler" Başkan Yeğin, "Bizim bu etkinliği yapmamızda en büyük pay sahibi, emek sahibi, fikir sahibi olan Paşaköy muhtarımıza teşekkürü borç biliyorum. Bizi geçmişe götürdüğü için, sizlerle buluşmamıza vesile olduğu için kendisine teşekkür ederim. Saydığımız bu coğrafyaların kışları ağır geçer. Uzun geçer. Ve doğa sanki bir daha hiç uyanamayacakmış gibidir. İnsanların umutlarından tükendiği bir anda derler ya her kışın sonu bahardır. Hıdırellezde baharın gelişini müjdeler. Bu müjde öyle büyük bir müjdedir ki; baharla birlikte insanların umutlarını büyütür. Değişen doğa insanlara nimetler sunar. İnsanlar doğaya sunduğu bu nimetlerden dolayı minnetini gösterirler. Baharı karşılarken en güzel kıyafetlerini giyerek böyle renkli şenlikler yaparlar. Yemekler yapılır, birlikte yenilir, oyunlar oynanır. Ve baharın gelmesiyle doğanın sunduğu nimetlerden dolayı dilekler için adaklar adanır" şeklinde konuştu. "Gelenekleri yaşatmak için elimizden geleni yapacağız" "Bugünden sonra da Hıdırellez’lerde sizlerle bir arada olup dualar etmeye devam edeceğiz" diyen Başkan Yeğin, "Bu topraklarda atalarımızdan emanet ne varsa yardımlaşmayı, dayanışmayı, sevgiyi ve saygıyı, hoşgörüyü ve bütün değerleri yaşatmak için bir araya geleceğiz. Bugünün önemine uygun olarak kınalı kuzular getirilmiş. Gül fidanlarımız dikilmiş. Çömlekten dileklerin çekildiği, ateşten atlandığı, hayvanların kuzuların kına ile meralara salındığı pek çok yaygın gelenek var. Bunların bir kısmını ne yazık ki zamana yenildi. Ama yaşatmak için elimizden gelen bütün imkanları kullanacağız. Kutlamaların başlangıcında gündüz vakti çocuklarımızın eğlenceleri vardı. Çocuklarımızı mutluluğunu görmek bizi de mutlu ediyor. Çocuklarımız bizim baharımız. Bahar gibi onlar da bizim umutlarımızı canlandırıyor. Sancaktepelilerin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, hemşeriliğini yaşatmak için elimizden gelen bütün imkanları seferber edeceğiz" dedi. Etkinlik hakkında konuşan Aslı Çetinkaya, "Bu etkinlik için Alper Başkan’a teşekkür ederiz. Çok güzel bir etkinlik düzenledi. Ailecek buradayız. Ailecek katıldık. Çocukları şenlendirdiği gibi büyükleri de şenlendirdi. İyi ki Alper başkan. Haydar başkana teşekkür ederiz." dedi.