ASAYİŞ - 14 Şubat 2019 Perşembe 10:04

Kartal’da çöken binayla ilgili 2 tutuklama

A
A
A
Kartal’da çöken binayla ilgili 2 tutuklama

Kartal’da 21 kişinin hayatını kaybettiği çöken binaya ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 2 şüpheli ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 kişi ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

Şüpheliler mahkemedeki sorgusunda olayın meydana gelmesinde sorumluluklarının olmadığını söyledi. Şüphelilerden Uğur Mısırlıoğlu apartman maliklerini suçlayarak, binanın bodrum katının komple su içinde olduğunu ve apartman maliklerinin önlem almamasının facianın oluşmasında etken olduğunu ileri sürdü.
Kartal’da 6 Şubat 2019 tarihinde 8 katlı Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesi sonucu 21 kişinin hayatını kaybettiği 14 kişinin de yaralandığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu, inşaat teknikeri Arzu Keleş Baran, proje ve inşaat mühendisi Osman Mısırlıoğlu gözaltına alınmıştı. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na sevk edilmişti.

Savcı tutuklanma istedi 

Savcılık sorguları tamamlanan 2 şüpheli, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklama talebiyle, 2 kişi ise aynı suçtan adli kontrol istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

“Üzerime düşen yükümlülükleri yerine getirdim” 

Uğur Mısırlıoğlu mahkemedeki sorgusunda, “Mevcut binanın teknik sorumlusu olarak benim imzam var. O süre içerisinde üzerime düşen yükümlülükleri yerine getirdim. İnşaatı 2 yıllık bir süreç içerisinde sorunsuz olarak bitirdim. Hukuki olarak benim sorumluluğum da 25 aydır. Bu süreçten sonra da uzatma talep edilmediği için üzerimdeki yükümlülük hukuken düşmüş olmaktadır. İnşaatın kontrolü sürecin yürütülmesi adına tüm görevlerimi yerine getirdim. 1998 yılında o ofisten ayrılarak farklı bir işe geçtim, ben de yıkıldığını sonradan öğrendim ve binanın üzerine kaçak kat atıldığını öğrendim ancak kaç kat atıldığını bilmiyorum. Bizim yasal olarak yapılmış binanın üzerine kaçak olarak 3 kat atılmış olmasına rağmen 99 depreminde zarar görmemiştir. Anadolu yakası İstanbul depremini en çok hisseden yakadır. Binanın yıkılmasında üzerine fazladan 3 kat atılmasının etkisi olduğu gibi daha sonra da ortak alan olan bodrum katın mal sahiplerince iş yerine dönüştürülmüş, binanın ön tarafından perde kesilerek iş yeri haline getirilmiştir. İş yeri mobilya atölyesi olarak kiraya verilmiştir. Mobilya atölyelerinin ürünleri ağır olduğu için yapmış olduğu titreşim binayı olumsuz etkilemiştir” dedi.

“Apartman malikleri önlem almamıştır” 

“Konut alanlarında bu tip işletmelere izin verilmez, ayrıca bodrum katının komple su içinde olduğu, bunun da perde duvara zarar vereceği için binanın yıkılmasında önemli etkisi olmuştur” diyen Mısırlıoğlu, “Apartman malikleri bunun görmesine rağmen önlem almamaları bu facianın oluşmasında etken olmuştur. Ben bu bina yapılırken fenni mesul (TUS) olarak görev almıştım. Belediye Başkanı da zaten televizyonda binanın plan ve projesi tetkik edilerek projeye uygun olduğunu tespit ettik ancak 1998 yılında üzerine 3 kaçak kat çıkıldığını söylemiştir. Bu da zamanında binanın uygun yapıldığının bir belgesidir. Zaten projede bir fazlalık olsaydı zabıt görürdü, imar kanuna göre encümen karar verirdi. Bunun olmaması benim yapmış olduğum işlem sorumluluklarımı yerine getirerek bitirdiğimi belirtmektedir. Allah ölenlere rahmet eylesin, akrabalarına başsağlığı diliyorum. Ben kurallar içinde binayı yaptırdım. Görev sorumluluğum içerisinde binanın plan, projesine uygun yapılmasını sağlattım, görevimi yaptım” ifadelerini kullandı.

“Proje ile ilgili tüm onay ve izinler alınmıştır” 

Şüpheli Suzan Çayır ise, 1985 yılından itibaren Kartal’da mimari bürosu olduğunu söyleyerek, “Şu ana kadar yaptığım tüm mimari projelerde yasal olmayan herhangi bir olay tespit edilmemiştir. Benim çalışmam bir binanın ruhsat alıp çalışmaya başlaması için yapılan hazırlık dönemidir. Hazırladığımız proje ilgili kurumlar tarafından tasdik edilmiştir. İnşaatın yapımıyla ilgili herhangi bir bilgim yoktur. 27 sene önce olmuştur. Hem geçen yıllar hem de yapmış olduğum proje sayısı nedeniyle ben bu projeyi hatırlayamadım. Ben basında gördüğümde fark ettim projenin bana ait olduğunu da bilmiyordum. Benim takip etmemi gerektirecek bir yükümlülüğüm yoktur. Zaten mimari projeye aykırı yapıldığına ilişkin bir tespit de yoktur. Proje ile ilgili tüm onay ve izinler alınmıştır. Olaydan dolayı üzgünüm, herhangi bir eksikliğim, hatam olmamıştır” dedi.

2’si tutuklandı 

Mahkeme sorgularının ardından Suzan Çayır ve Uğur Mısırlıoğlu, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüpheliler Osman Mısırlıoğlu ve Arzu Keleş Baran ise aynı suçtan yurtdışına çıkış yasağı konularak adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.  

Gamze Erdemir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Öğretmen Kadriye Deveci, Eyüpsultan’da öğrencisi tarafından öldürülen okul müdürünün o anlarını anlattı Eyüpsultan’da yabancı uyruklu bir öğrenci tarafından vurularak öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan’ı kanlar içerisindeki halini gören öğretmen Kadriye Deveci o anları anlattı. Deveci, “Problemli bir öğrenciydi, öğretmenlerine karşı saygısızdı. En son olayda zaten öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulunmuştu. Aile bunu kabul etmemek için çok direndi ama ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız’ dedik. Benim şahit olduğum sadece patlama sesinden sonra odadan çıktığımda hocamla yüz yüze gelerek birbirimize bakmamızdı. Her tarafı kan içerisindeydi, ne olduğunu anlayamadım sadece 2 el patlama sesi duydum” dedi. Alibeyköy Mahallesi Beste Sokak’taki özel bir lisede yabancı uyruklu bir öğrenci okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan’a (74) silahla ateş edip kaçmış, şüpheli çocuk bir süre sonra yakalanmıştı. Okul müdürü İbrahim Oktugan ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Aynı okulda öğretmen olan Kadriye Deveci, İbrahim Oktugan’ın kanlar içerisindeki halini gördüğünü anlattı. Odasından silahın patlama sesiyle çıktığını belirten Deveci, okul müdürüyle göz göze geldiğini ardından kendisinin üstüne yığıldığını ifade etti. “Her tarafı kan içerisindeydi” Silahın patlama sesiyle odasından çıktığını ve kanlar içerisindeki okul müdürü İbrahim Oktugan’ı gördüğünü söyleyen öğretmen Kadriye Deveci, “Bu ölümü hocama hiç yakıştıramıyorum. Onun hakkı böyle bir ölüm değildi. Cümleler çok yetersiz kalıyor. Benim şahit olduğum sadece patlama sesinden sonra odadan çıktığımda hocamla yüz yüze gelerek birbirimize bakmamız. Her tarafı kan içerisindeydi. Ne olduğunu anlayamadım sadece 2 el patlama sesi duydum. 3 el silahla atış sesi duyan olmuş. O panikle, heyecanla ne olduğunu anlamaya çalışırken hocamla göz göze geldiğinde üstüme doğru yığıldı, tutmaya çalıştım. Öğrenci bir ay bizde kalmıştı. Gönderilmesi yönünde ailesiyle de konuşulmuştu. Ailesi de tabi biraz problem çıkarmıştı ve öğrenci gönderildi. Ondan sonrasında öğrenciyi hiçbir şekilde görmedim. Problemli bir öğrenciydi, öğretmenlerine karşı saygısızdı. Çevresine ve arkadaşlarına olumsuz davranışlar sergileyen bir öğrenciydi. Geldiği okuldan ne gerekçeyle geldiği bize çok yansıtılmadı. Buradaki kimseyi töhmet altında bırakmak için konuşmuyorum. Bazı özel kurumlarda başından savmak için böyle şeyler lanse edilmiyor ve söylenmiyor. Bir de bu öğrencinin ablası bizde 4 yıl boyunca okudu. Öğrenim gördü ve biz böyle bir problem yaşamadık. Problemleri ve psikolojik sıkıntıları olabilir ama böyle hırçın davranışlar görmedik, tanık olmadık. Ona binaen öğrenciyi almış bulunduk. 1 ay içerisinde gösterdiği tavır ve davranışlar çok problemliydi. Allah rahmet eylesin, hocam da ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız, bize uygun değil, öğrencilerimize kötü örnek’ demişti” şeklinde konuştu. “En son olayda öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulundu” Öğrencinin okulda öğretmenlerine küfür ettiği gerekçesiyle atıldığını anlatan Deveci, “Öğretmenlerine saygısız, ismiyle hitap edip, küfürlü konuşuyordu. En son olayda zaten öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulundu. Aile bunu kabul etmemek için çok direndi ama ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız’ dedik. Gönderilmesi yönünde karar verilmişti. Okulda güvenlik görevlisi var. Güvenlik görevlisinin nerede olduğunu bilmiyorum. Olay sirayet etmeden bir dakika önce moladan arkadaşımla birlikte odalarımıza geçtik. Kapılarımız yan yana. Kapımı kapatıp, sandalyeme oturduğum anda patlama sesi duydum. İbrahim Hoca bizim arkamızdan geliyordu. Yanımdaki oda olduğu için ses çok kuvvetliydi. Ben 2 el ateş sesi duydum. Bomba patladı diye düşündüm. Önceden öğrencinin velisiyle İbrahim Hoca ‘öğrencinizin naklini başka okula alabilirsiniz’ şeklinde bir konuşma gerçekleşiyor. Öğrenci annesiyle Arapça konuşmaya başlıyor. Yani kullandıkları dili. Öğretmenim sadece, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ndeyiz. Türkçe konuşmak zorundasın. Senin konuştuğun dili şu anda anlamıyorum. Annene ne diyorsun?’. Bu orada, ona çok sinirlendi. Odadan çıkarttılar. Bir sürü feveranlar yaptı. ‘Annemi küçük düşüremez’ gibi kendince farklı sebepler göstermeye çalıştı. Ama hiçbir şey yoktu. Hocamın üslubu o kadar iyidir ki, ben 8 yıldır onunla birlikte çalışıyorum. Bir kötü kelimesini duymuş insan değilim. Öğrencilerine de çok yakındı. Bu 5-6 ay öncesinde yaşanan bir olaydı. Silahla öğrenciyi ben görmedim. Sadece İbrahim Hoca ile yüz yüze geldiğimde kanlar içerisindeydi” dedi.
Balıkesir Balıkesir’de PKK’ya darbe Balıkesir’de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda silahlı terör örgütüne üye olma suçundan bir kişi ile sosyal medyadan terör propagandası yapan 5 şüpheli yakalandı. Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri koordine içerisinde PKK/KCK ve PYD/ YPG terör örgütüne yönelik operasyon gerçekleştirdi. Ekipler tarafından gerçekleştirilen PKK/KCK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı olan PYD/YPG terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüttüğü ve Balıkesir’de ikamet ettiği tespit edilen bir şüpheli şahsa Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan. PKK/KCK-PYD/YPG Terör örgütü faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmalarda, sosyal medya sitelerinde terör örgütünün faaliyetlerini meşru gösteren övücü/sahiplenici mahiyette paylaşımlar yapan ve Balıkesir’de ikamet ettiği tespit edilen 4 şüpheli şahsa ’Terör Örgütü Propagandası Yapmak’ suçundan, bugün sabah 06.30 sularında eş zamanlı olarak operasyon düzenlendi. Yapılan operasyonda 5 şüpheli yakalandı. Ayrıca adreslerde yapılan arama çalışmalarında Türkiye’ye kaçak yollardan girdiği tespit edilen 16 yabancı uyruklu şahıs yakalandı.