GÜNDEM - 30 Mayıs 2016 Pazartesi 09:33

Kaşık tutmakta zorlanıyordu, Türkiye ikincisi oldu

A
A
A
Kaşık tutmakta zorlanıyordu, Türkiye ikincisi oldu

2 yaşındayken ağır otizm teşhisi konulan ve doktorların "Tedaviye yanıt vermez" dediği Yağız Şener, azmi ile engelleri aştı. Ailesinin yönlendirmesiyle spora başlayan Yağız Şener, yüzde 100’erde olan otizmini yüzde 30’a kadar düşürdü. 12 yaşındaki Yağız Şener kaşık tutmakta bile zorlanırken, geçtiğimiz günlerde masa tenisinde Türkiye ikincisi oldu.

Henüz 2 yaşındayken ağır otizm teşhisi konulan Yağız Şener, başarısı ve azmiyle tıp dünyasını şaşırttı. Babasının Beden Eğitimi Öğretmeni olmasından dolayı küçük yaştan itibaren spora yönlendirilen Şener, spor yapmaya engel olmadığını herkese gösterip büyük başarılara imza attı. Başta masa tenisi olmak üzere bir çok spor dalında başarı gösteren minik Yağız, özel çocuklar arasında düzenlenen masa tenisi turnuvasında Türkiye ikincisi olarak başarısını madalyayla taçlandırdı .

Doktorların hiçbir şekilde tedaviye yanıt vermez sözlerine aldırış etmeyen Şener ailesi, tek çocukları olan Yağız için spor terapilerine başladı. İlk zamanlar hareket terapisi adı verilen tedavi yöntemine yanıt vermeyen 12 yaşındaki Yağız, yaşam koçunun ve ailesinin azmi ile kişisel ihtiyaçlarını karşılayan kendi kendine yetebilen bir birey haline geldi. Azimli sporcuya Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, kapıları açtı. Minik engelli sporcunun başarısına katkı sağlamak için belediye bünyesindeki kapalı spor salonları Yağız’ın hizmetine açıldı.

GELECEĞİN ŞAMPİYONU EĞİTİME ARA VERECEK
Esenyurt Belediyesi Spor Tesisleri’nde özel olarak ücretsiz yüzme, masa tenisi seanslarına katılan Yağız, burada yepyeni bir hayata adım attı. Burada masa tenisi, yüzme, gibi aktivitelere katılan minik Yağız, geleceğin şampiyonu olma yolunda ilerliyor. Türkiye ve uluslararası alanda başarı hedefleyen Yağız’ın ailesi ise çocuklarının yüksek eğitim maliyetleri nedeniyle eğitime devam etmekte güçlük çekiyor. Başarılarıyla gelecek vaat eden Yağız’ın hayalleri ise yarıda kalabilir, zira aile aylık 5 bini bulan eğitim masraflarını karşılamakta zorlanıyor, bu nedenle Şener ailesi yardımseverlerden sponsor desteği bekliyor.

"HER OTİZMLİ ÇOCUKTA BAŞARI SAĞLANMIYOR"
Yağız’ın gelişimine önemli katkılar sağlayan Yaşam Koçu Recep Arslancan Yağız'la tanışma hikayesini anlattı. Arslancan, ”Yağız'ı ilk tanıdığımızda ağır seviyede otizmliydi. Motorsal becerileri iyi değildi, kaşık tutmakta bile zorlanıyordu. Yaptığımız çalışmalar sonucunda çok fazla gelişim gösterdi. Masa tenisi daha hiç oynayamıyorken , attığımız topa bile karşılık vermiyorken şimdi Yağız Türkiye ikincisi.Hedeflerimiz var, Yağız ekstrem sporlarda gayet başarılı. Kayak yapabiliyor, buz pateni yapabiliyor. Ocak ayında düzenlenecek olan kayak şampiyonunsa da başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Yağız’ın başarısını azimli olmasına bağlıyorum, ailesinin çabasına bağlıyorum . Bizimle çok iyi paslaştılar. Yağız’ın eğitime cevap vermesi de çok önemliydi. Her otizmli çocukta yüzde yüz başarı sağlanmıyor ama bu başarıyı Yağız’da sağladık” dedi.

“BU ÇOCUKLAR SPORLA ÇOK İYİ YERLERE GELEBİLİR”
Çocukları otizmli olan ailelere çağrıda bulunan baba Yılmaz Şener, spor eğitiminin otizmli çocuklar için doktor kadar önemli olduğunu söyledi. Şener, ”Bütün ailelere şunu tavsiye ediyorum; bu çocuklar için kesinlikle ilaç kullanmasınlar, onlar için en güzel şey spor. Spora başlasınlar, sporla bu çocuklar çok iyi yerlere gelebilirler. Yağız, bu eğitime başlamadan önce bize şiddet uygulayan bir çocuktu. Geceleri sadece 2 saat uyku uyuyan bir çocuk düşünün. Biz bu eğitime başladıktan sonra Yağız, bizim yaptıramadığımız öz bakım becerilerini yapmaya başladı. Kendi kıyafetlerini giyip çıkarmadan, banyosunu yapmadan yemeğini kendisinin hazırlamasından, ayakkabılarının bağcığını bağlamasına kadar” ifadelerini kullandı.

“PAZARCILIK YAPTIM, EĞİTİMİNİ KARŞILAMAYA ÇALIŞTIM”
Yağız’ın kendine zarar veren bir çocukken şu anda Türkiye şampiyonluğuna doğru ilerleyen bir çocuk olduğunu söyleyen Yılmaz Şener, ”Yağız ilk katıldığı turnuvada Türkiye ikincisi olan bir çocuk. Bu çocuklar engelli diye beynimizde hiç bir şey yapamazlar düşüncesiyle yaşamamak lazım. Yağız, sürekli spor yapmak istiyor, masa tenisi oynamak istiyor, yüzmek istiyor, yarışmak istiyor. Bizde anne baba olarak bu konuda Yağız’a yardımcı olmaya çalışıyoruz. Esenyurt Belediyesi’nin bize tesislerini açmasıyla birlikte buradan yararlandık ve çok faydalar gördük. Başkanımız Necmi Kadıoğlu'na teşekkür ediyorum. Eğitim çok pahalı bir eğitim, ben kendim öğretmenim. Şunu açıkça söyleyebilirim; yeri geldi pazarcılık yaptım ve Yağız'ın eğitimini karşılamaya çalıştım” diye konuştu.

EMRAH KUŞ - HÜLYA KEKLİK - SERDAL ALTINTEPE 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Filistin’e destek gösterisi Edirne’de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Trakya Üniversitesi öğrencileri, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Trakya Üniversitesi öğrencileri, İsrail’i "Say Stop" diyerek protesto etti. Bolca Ana Yemekhanesi önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile dövizler taşıyarak Balkan Yerleşkesi’ndeki Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi Edirne Başkanı Eren Çam okudu. 1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığının 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendireceği bir soykırım halini aldığını söyleyen Çam, "209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği, binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir" dedi. Arizona’da, Florida’da, Ohio’da, Texas’ta, Kaliforniya’da yıllardır sırtlarını dayadıkları tüm üniversitelerin artık onlar için tehlikeden ibaret olduğunu aktaran Çam, Gazze’de yaşanan katliama karşı on binlerce gencin katılımıyla ilk günden bugüne kadar gerçekleştirilen "Say Stop" eylemleri, boykot çağrıları ve yardım faaliyetlerine ara vermeden devam edeceklerini ifade etti. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde International Staff Mobility Week Programı başladı Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi, 2024 Anadolu International Staff Mobility Week etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe 9 farklı ülke ve 11 farklı yükseköğretim kurumundan çok sayıda akademisyen ve personel katılım gösterdi. Hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus+ Programı katkılarıyla düzenlenen etkinliğin açılış törenine Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. UİB Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu’nun moderatörlüğünde başlayan ilk oturumun ardından Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan, Kosova, Fas, Filistin, Polonya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yükseköğretim kurumu temsilcileri, gerçekleştirdikleri sunumlar ile yükseköğretim alanındaki çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdiler. Dört gün boyunca paneller, eğitimler ve geziler düzenlenecek Dört gün sürecek olan etkinlikte gerçekleşecek olan paralel oturumlarda katılımcıların katkılarıyla yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemi vurgulanacak, Erasmus+ Uluslararası Kredi Hareketliliği ve Kağıtsız Erasmus (Erasmus Without Paper) konularında deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Program kapsamında ayrıca katılımcılar, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi akademisyenleri ile ikili iş birlikleri için bir değerlendirme toplantısı da gerçekleştirecek. 10 ülkeden gelen katılımcılara Türkiye’yi, Türk kültürünü ve şehri en iyi şekilde tanıtmak amacıyla rehber eşliğinde Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Odunpazarı, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ile Frigya Vadisi ziyaretleri de geçekleştirilecek. Program dahilinde ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile de Türk Yemeği Atölyesi düzenlenecek. Etkinlikler, değerlendirme oturumu ve sertifika takdimi ile sona erecek.