SAĞLIK - 22 Şubat 2019 Cuma 18:49

Kayseri'deki kongrede canlı yayında hastalara müdahale edildi

A
A
A
Kayseri'deki kongrede canlı yayında hastalara müdahale edildi

Kayseri'de Erciyes Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan İleri Girişimsel Perifer Kursu ve Akut Girişimsel İnme Kursu'nda canlı yayında 20'den fazla hastaya müdahale edildi. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Göktekin, inmede ilk 6 saatin çok önemli olduğunu ve hastanın felçten kurtarılabileceğini söyledi.

Erciyes Üniversitesi ev sahipliğinde Girişimsel Kardiyoloji Derneği tarafından organize edilen İleri Girişimsel Perifer Kursu ve Akut Girişimsel İnme Kursu devam ediyor. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden canlı yayınlarla desteklenen kongreye ulusal ve uluslararası kardiyolog, kalp damar cerrahi, radyolog ve nörolog doktorları katılıyor. Kalp dışı damar hastalıklarının teşhis ve tedavisi için kapsamlı endovasküler yaklaşım sağlamanın amaçlandığı kursta 20'den fazla vakanın canlı yayında interaktif işlemleri yapılıyor. Kayseri’de bir otelde düzenlenen uluslararası kongrede temel, ileri ve kompleks teknikler anlatılıyor.
Kurs hakkında bilgiler veren Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Girişimsel Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Akdemir, “Özellikle girişimsel kardiyolojide periferik girişimler ve konjenital kalp hastalıkları tedavisi ve teşhisiyle ilgileniyoruz. Periferik damar hastalıkları teşhis ve tedavileri ile ilgilenen meslektaşlarım ile birlikte bu sene bu toplantıda biz APIC ismi ile İleri Periferik Kursu adı altında toplantı organize ettik. Yaklaşık 5 aydır organizasyon sürecinde çalışıyoruz. Organizasyon ekibimizde Prof. Dr. Walid Hassan, Prof. Dr. Ömer Goktekin, Prof. Dr. Nihat Kalay ve Doç. Dr. Ertan Vuruşkan var. Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Erciyes Üniversitesi Hastanesi Başhekimliğinin ev sahipliğinde ve büyük destekleriyle gerçekleşmekte olan kongrede Kardiyoloji Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Topsakal ve kardiyoloji ekibi önemli görevler alarak katkı yaptılar. Türkiye’de bu kadar geniş katılımlı Uluslar arası İngilizce ve periferik damar hastalıkları temalı kongre ilk kez yapılmaktadır. Daha önce 7 kez bu toplantıları yaptık ancak daha önceki benzer toplantılar küçük çaplı ve lokal bazlı idi. Ayrıca sadece ulusal katılımlı ve Türkçe idi. Bu sene ilk kez İngilizce bir kongre yapmış olduk. Uluslararası katılımcıları davet ettik. İlk kez bu toplantıda kalp damar cerrahisi uzmanlarını ve inme girişimleriyle ilgilenen Girişimsel Nöroloji Derneğinde de hocalarımız katıldılar ve çok geniş çaplı bilimsel bir program hazırlandı. Programın bugün ikinci günündeyiz. İlk günkü katılımda yaklaşık 386 kişilik kayıt vardı. Özellikle canlı yayınlarımızda yeni başlayan uzmanlara ve asistanlara yönelik faydalı olacak önemli girişimlerin ve ameliyat tekniklerinin detaylı aktarımı yapıldı. Canlı yayınlarda ameliyatlar yapıldı ve uydu aracılığı ile salonlarımıza yansıtıldı. İnteraktif bir şekilde operasyonlar yapılarak meslektaşlarımızın bilgi, görgü ve tecrübeleri artırılmaya çalışıldı. Yeni teknikler anlatıldı ve yeni malzemeler ile ilaçlar tanıtıldı. Her üç salonumuzda da yoğun bir katılım var. Bugün ikinci gündeyiz ve aynı şekilde dünden daha kalabalık bir şekilde ilgi görüyor” dedi.
“Kursun ülkemizde inme politikası olarak daha sonra çok faydalı olacağını düşünüyorum”
Girişimsel Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Göktekin de, "Bu 3 günlük kursumuzda 1 gün boyunca akut inme girişimiyle alakalı bir toplantı düzenledik. 1 gün boyunca akut inmenin nasıl yapılacağını ve bunun tedavisini konuşacağız. Bu toplantıyı ülkemizin girişimsel nörologları ile beraber yapıyoruz ve girişimsel nörologlarla kardiyologların buluştuğu ilk toplantı oldu. İnşallah her sene bu toplantıyı yapacağız. Ülkemizdeki inme girişiminin nasıl olması gerektiği konusunda ve en iyi tedavinin nasıl olacağı konusunda burada çok güzel konuşmalar yapıyoruz. Bunu da ülkemizde inme politikası olarak daha sonra çok faydalı olacağını düşünüyorum. İnme başladıktan sonra ilk 6 saat son derece önemlidir. Bu ilk 6 saat içerisinde aynı kalp krizinde olduğu gibi biz kasıktan girerek beyindeki pıhtıyı çekme ve çıkarma şansımız var, yaptığımız işlem budur. Bu işlemi yaptıktan sonra da hastalarda ciddi iyileşmeler oluyor. Birçok hastamız felçten kurtulmuş oluyor. Bu açıdan da son derece etkin ve önemli tedavidir. Bunun ülkemizde de yaygınlaşması hepimiz için çok önemlidir” şeklinde konuştu.
“İnme dünyada her 6 saniyede bir görülüyor”
Kursun düzenleme kurulunda olan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Özcan Özdemir ise, inmenin dünyada her 6 saniyede görüldüğünü söyleyerek, “İnme dediğimiz hadise dünyada her 6 saniyede bir görülen, Türkiye’de 175 bin ile 200 bin arasında olan çok ciddi bir hastalıktır. Kadınlarda meme kanserinden daha fazla gözüküyor. Erkeklerde her yaşta görülebildiği gibi kadınlarda yaş ortalaması biraz düştü. Böyle sık görülen bir hastalıkta tabii ki ana damar tıkanıklığında hastada ciddi bir özürlülük ortaya çıkıyor. Bu özürlülükle savaşta en önemli müdahale aslında damar yolundan ya da anjiyo yoluyla girip o pıhtının alınması ve hastanın yaşama dönmesidir. Ülke için hem maddi hem de manevi bir kayıp olan böyle bir hastalıkta bölgesel inme merkezlerin kurulması için Sağlık Bakanlığı çalışmalar yapıyor. İnme, nörolojinin primer hastalıklarından bir tanesidir ama anjiyo ile müdahalede de diğer branşlarımız mutlaka işin içine giriyor. Bunun içinde tabii ki nörolojinin kendi branşıyla bu girişimsel işlemler yapılabiliyor. Kardiyoloji, radyoloji branşları ve diğer birkaç branşta anjiyografik pıhtı alımı müdahalesini yapabiliyor. Bunun ciddi bir eğitimden geçtikten sonra yapılması gerekiyor. Bu konuda girişimsel kardiyoloji kursunda da bizim girişimsel nöroloji ekibi olarak 1 günlük kursumuz var. Daha iyi müdahale yapmak için daha sağlıklı bir müdahale yapmak için ve hastalara daha faydalı olabilmek için bu tür kursların artırılması gerekiyor. Çünkü inme gerçekten ciddi bir halk sağlığı sorunu ve bunun çözümü de organizasyonla oluyor” diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Başkan Dönmez: “15 gün içerisinde İskenderun’da 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı” Hatay’ın İskenderun ilçesinde alt yapı sorununu çözmek için çalışmalarını yürüten İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, 15 gün içerisinde kentte 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizlendiğini söyledi. Depremin yaralarının sarıldığı Hatay’ın İskenderun ilçesinde 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sandıktan Cumhur İttifakı adayı Mehmet Dönmez zaferle çıkmıştı. Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan Başkan Dönmez, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nden destek alarak alt yapı sorununu çözmek için çalışma başlatmıştı. Başkan Dönmez, yürütülen çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. 10 yıllık süreçte Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin İskenderun’da alt yapıya yönelik yeteri kadar çalışma yapmadığını ifade eden Dönmez, “Yerel seçimler sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk ile toplantı yaptık. İskenderun’un alt yapı sorununa çözebilmek için hızlı bir başlangıç yaptık. Yaptığımız saha çalışmalarında Hatay Büyükşehir Belediyesini geçtiğimiz 10 yıl boyunca yönetenlerin İskenderun’un alt yapısının bakımına dair hiçbir çalışma yapmadığını ve atık su kanallarının tamamen tıkalı olduğunu gördük. Bu bir iddia değil, Gaziantep, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin ve İskenderun Belediyesi ekiplerinin tespitidir. Şehir merkezindeki pek çok noktada 10 yıl boyunca bakım yapılmadığı için tıkanan kanalizasyon şebekesi nedeniyle lağım suları evlerin bodrumlarını doldurup, yollara sızmaya başlamıştı. Üç büyükşehir belediyesi ekipleri, günde 17-18 saat çalışarak tıkalı olan kanalları açıp, gerekli onarımları yaptılar. İskenderun Belediyesinden işi bilen arkadaşlarımız da aynı gayretle bu çalışmalara katıldılar ve bu kahramanlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 15 gün içerisinde 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı. Eğer her yıl periyodik olarak bu kanalların temizliği yapılmış olsaydı, bu sorunları hiç yaşamazdık” dedi. HATSU’ya ait depolarda atıl vaziyette duran 75 adet pompanın kullanılmadığını ve vatandaşların mağduriyete mahkum edildiğini ifade eden Başkan Dönmez, “HATSU deprem sonrası elimizde pompa yok açıklaması yapmıştı, 75 tane pompa olduğunu tespit ettik. Bunların bazılarının kablosu kopmuş, bazılarının bilyesinde arıza var. Biz 15 bin TL masrafla 6 tane pompayı tamir ettik, 6 pompanın değeri yaklaşık 10 milyon TL ve biz 15 bin TL masrafla bunları çalışır hale getirdik. Bugün canla başla canları pahasına bu çalışmaları yapan, ailelerinden uzak çalışan 18-24-36 saat çalışan Gaziantep, Kayseri, Konya Büyükşehir ekiplerine teşekkür ediyorum. Bu ekipler buraya gelmek için bizi mi beklediler? Hayır, depremde bu ekipler buradaydılar ama HATSU tarafından muhatap bulamadılar. ’Yapılacak bir şey yok, alt yapı çöktü’ cevabını aldılar. Mehmet Öntürk başkanımız HATSU’da yeniden kadro kuruyor. Kısa sürede Hatay’ın her köşesinde güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.