GÜNDEM - 22 Şubat 2019 Cuma 03:21

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

A
A
A
Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

Yetmiş dört senelik ömründe tebessümü yüzünden hiç eksik etmedi. Hocasına iyi bir talebe, talebelerine iyi bir öğretmen, çalışanlarına ‘Ağabey’ oldu. Basında öncü, iş âleminde girişimciliğiyle bilindi. Ama en çok güzel ahlakıyla sevildi.

Yetmiş dört senelik ömründe tebessümü yüzünden hiç eksik etmedi. Hocasına iyi bir talebe, talebelerine iyi bir öğretmen, çalışanlarına ‘Ağabey’ oldu. Basında öncü, iş âleminde girişimciliğiyle bilindi. Ama en çok güzel ahlakıyla sevildi.
Altı sene oldu aramızdan ayrılalı. Tam altı koca yıl... Dün gibi... 22 Şubat 2013 tarihinde kaybettiğimiz gazetemizin kurucusu Enver Ören Ağabey’in hasreti yüreğimizi her geçen yıl daha da yakıyor.
Enver Ağabey sadece Türkiye gazetesi için değil Türkiye için de çok müstesna bir kişiydi.
On beş yaşında Kuleli Askerî Lisesine girmiş, bir dönem orduda görev almış vatansever bir askerdi...

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

Liseden sonra Fen Fakültesini bitirmişti. İstanbul Üniversitesinde asistan olmuş, yurt dışında eğitim almıştı. O bir akademisyendi.


Hocasının, hocalarının en gözde talebesiydi. Daima okur, öğrenir, öğretirdi. Gazete sahibiyken bile Fatih Erkek Lisesinde derslere girmişti. O çok sevilen bir öğretmendi.

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

Çalışkandı, sabırlıydı. Anadolu çocuklarını 70’li-80’li yıllarda, hayal dahi edemeyecekleri başarılara inandırmıştı. Türkiye’de kimse adını bilmezken dünya devi markalarla görüşmüş, ortaklıklar kurmuş, yatırım getirmişti. Mal ticaretiyle Türkiye’yi Çin’le, Kore ile tanıştırmıştı. Yerli otomobil üretme hayaliyle adını kimsenin duymadığı Güney Kore markasını araştırıp pazara sokmuştu. O iyi bir girişimciydi...

İlk yerli kolayı, ilk yerli televizyonu, muhafazakârlar için ilk tatil köyünü o kurdu. Türkiye’de ilk defa elden gazete dağıtım sistemini başlattı. O, ilklerin adamıydı.

İlçelere, kasabalara hatta köylere kadar uzanan pazarlama ağı, sanayi, sağlık, eğitim, medya ve inşaat gibi girişimleriyle birbirlerinin eksiklerini tamamlayan komple bir ticari sistem kurdu... O, ‘iş’inin adamıydı.
Tozsuz tebeşiri, yerli temizlik robotunu, yerli şofbeni ve yerli su arıtma cihazını ülkesiyle tanıştırdı. Dünyada hiçbir günlük gazetenin elektronik sürümü yokken Türkiye gazetesinin internet sitesini kurdurdu. O yerli ve millîydi...
Türkiye gazetesiyle temelini attığı İhlas Medya’yı, televizyonu, haber ajansı, radyosu, dijital varlıkları, kitapları ve dergileriyle uluslararası bir şirket hâline getirdi. O, bir medya patronuydu.
Ama kendisine patron denmesini istemezdi. Çünkü o sadece patron değil herkes için iyi bir Ağabey’di.
Ekranda ağlayan, dört çocuklu dul kadını buldurup ev veren, nice garibe sayısız ihsanlarda bulunan “Veren el aziz olur” diyen bir vicdan insanıydı.
Hindistan’dan Azerbaycan’a, Bosna’dan Doğu Türkistan’a, nerede mağdur bir Müslüman varsa sesini duyurmak için mücadele etmişti. İmkân dâhilinde imdadına koşmuştu. Dünyada izi silinen Türk eserlerini, İslam âlimlerinin kabirlerini bulup imar ettirmişti. Dağınık hâldeki seyyid ve şeriflere, vatanlarından sürülen Osmanlı torunlarına sahip çıkmıştı... O, bir vefa insanıydı.
En mutlu günleri, hayal ettiği projelerin temel atma ve açılış günleriydi. Hizmet âşığıydı, bu yolda yorulmak nedir bilmezdi. Ülkesine nice camiler, okullar, çeşmeler ve hastaneler kazandırdı. O, bir memleket sevdalısıydı.
“Hep vermeyi düşündüm... Almak aklıma bile gelmedi. Ömrümde hiç kimseyi incitmemeyi, herkese karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmayı elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım” diyen bir gönül adamıydı.
“Bu gazeteyi milletimize ve devletimize hizmet niyetiyle çıkardık. Onu her zaman milletimizin bir emaneti olarak gördük. Bu emaneti göz bebeğimiz gibi koruduk. Gazeteyi hiçbir zaman kendi menfaatlerimiz için kullanmadık. En sıkıntılı günlerimizde dahi bu hizmetin kesintiye uğramadan devam etmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadık...” diyen bir dava adamıydı.

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

Çalışanlarına patron değil; baba, ağabey, hoca idi...
Öz güven, eğitim, ümit, cesaret, şefkat idi...
Çok özlüyoruz...
Nur içinde yatsın. Cenabıhak derecesini ali eylesin...

BİR TAHTA BAVULA DÜNYALARI SIĞDIRDI
10 Şubat 1939’da Denizli-Honaz’da doğdu. İlk ve ortaokulu Denizli’de bitirdi. Ortaokuldan mezun olduğu 1953 senesinde babasını kaybetti... Babası Nazif Efendi nüfus kâğıdının üzerine not düşmüştü: Oğlum! Eğer bir fakülteyi bitirmezsen sana hakkımı helal etmem! Bir arkadaşından Kuleli Askerî Lisesinin adını duydu. Telgraf çekti. İmtihanlar, kayıtlar, her şey bitmişti. Ama cevap olumluydu: Notlarınız iyi ise imtihansız gelin! O heyecanla Denizli’den İstanbul’a, Pamukkale Ekspresi ile yola koyuldu. Elinde tahta bavulundan başka hiçbir şeyi yoktu.

Lisede ağırbaşlılığı, nezaketi, arkadaşları arasında iyi geçimiyle tanınarak hocaları tarafından çok sevilip takdir edildi. Her zaman, bu okulda tanıdığı kimya hocasının, annesinin ve babasının nasihatlerini düşünür ve iyi insan olmak idealiyle yanardı. Kuleli Askerî Lisesini 1956 yılında bitirdikten sonra sivil hayata geçti. Bir yıl sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesine girerek 1961 yılında Zooloji-Botanik Bölümünden mezun oldu ve askere gitti. Dönüşünde İstanbul Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Yetişmesinde büyük emeği geçmiş olan Kuleli Askerî Lisesindeki kimya hocası ve son devrin büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin kerimeleri Dilvin Hanımefendi ile 12 Eylül 1968’de evlendi. Doktorasını bitirmesine üç ay kala, sevdikleri ile istişare ettikten sonra 1970 yılında üniversiteden ayrıldı. Yıkıcılığa, bölücülüğe, komünizme karşı hizmet etmek için gazeteciliğe başladı. Önce Hakikat sonra Türkiye ismiyle çıkardığı gazetenin, başlattığı neşriyatını uzun yıllar sıkıntılar içinde devam ettirdi. Kısa zamanda kurduğu şirketleri büyüterek sonunda İhlas Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Memlekete uzun seneler hizmet ettikten sonra 22 Şubat 2013’te vefat etti.

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

ARZUSU: ALLAH’IN RIZASI
İhlas Holding’in temeli olan Türkiye gazetesi kurulduğu yıllarda çok meşakkatler çekildi. Borç harç ile müessesenin ayakta durmasına çalışıldı. İki yıl sonra ortaklar hisseleri karşılığında çekilme kararı aldı.
Enver Ağabey anlatıyor: Mehmed Ali Türksever, Güneş matbaasının sahibiydi. Gazeteyi basmaya yanaşmadı. Bana “Bu gazetenin arkasında kimler var?” diye sordu.
“Yahu, kim olacak?” dedim. İnanmadı. “Burada söyleyemem” dedim. “Gel odama gidelim” dedi. “Kimseye söyleme ama” dedim. “Tamam” dedi. Kulağına eğildim “Allah var” dedim. Şaşırdı. “Yahu biz de Müslüman’ız” dedi. “Allah var, başkasına ne hacet... Kabul etmedi. Teminat mektubu istedi. Borç alıp verdik.
Küçük ve orta ölçekte gazete patronlarıyla arada bir toplanırdık. Türksever oraya geldi. Gözleri şekerden kör olmuştu.
Kalkarken “Nerede Enver Bey?” diye sordu. “Buradayım” dedim. Bastonunu yere vurarak “Arkamda şunlar var bunlar var diyen battı, arkamda örtülü ödenek var diyen (Yeni Ekspres) battı. ‘Arkamda Allah var’ diyen batmadı, batmaz dedi. Bir hafta sonra da öldü...”
Enver Ağabey Allah’a sığındı. Bu gazeteyi da Allah’ın rızasına kavuşmak için kurdu...

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

DÜSTURU: EDEP VE AHLAK
Enver Ağabey çalışanlarına şu nasihatte bulunurdu: “İki şey benim ciğerlerime işlemiştir. Birincisi namaza çok düşkünüm. Yedi yaşından beri namaz kılıyorum. Namaz bizim gıdamızdır. İkincisi ben saygı ve edebe çok dikkat ederim. Osmanlı Devleti’ni ayakta tutan saygı ve edep idi. Hangi ailede edep varsa o ailede mutluluk vardır. Hangi ailede karşılıklı saygı yoksa orada daima gürültü vardır. Büyükler buyuruyor ki, hiçbir edepsiz, Allah’ın sevgili kulu olamamıştır.
Bakın evliyanın, âlimlerin hayatlarına... Ne görürsünüz. Aşırı bir tevazu... Alçak gönüllüler ama bin seneden beri yaşıyorlar. Hayatlarını okuyoruz. Saygı ve edep bizim Türk milletinin asaletinde vardır. Yapımız itibarıyla saygılı ve edepli insanlarız. Cenabıhak buyuruyor ki “Zenginliği isteyene veririm ama edebi ve güzel ahlakı ben istediğime veririm.”
İftihar edeceğimiz şey, zengin olmak, mal mülk sahibi olmak değil; iyilikte, güzellikte, ahlakta, vermekte, insanların duasını almakta yarıştır. Efendim karşımdaki şöyle böyle. Karşındaki ne olursa olsun sen kendine bak. Hiçbir zaman kan, kan ile temizlenmez. İdrar, su ile yıkanır. Siz karşınızdaki ne olursa olsun, su olun.

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

GIDASI: ANA BABA DUASI
Hocasının, anne ve babasının duaları Enver Ağabey’in en büyük gücüydü. Kendisi anlatıyor: Annem şu kadar söylüyordu; “Oğlum, ben gündüz namaz kılarken sana yaptığım duadan tatmin olmuyorum. Senden o kadar razıyım ki, gece namaza kalkıyorum; sırf sana dua etmek için.”
Şimdi soruyorlar. Enver Ören nasıl başarıyor? Vallahi Enver Ören’de iş yok. Ama aldığı dua çok... Kesin. Bir gün annem dedi ki; “Oğlum, ben senden çok razıyım. Allah’a duam, sen taşı tut altın olsun.”

Ben öğretmenim. Yirmi beş sene öğretmenliğim var. Bir gün oturuyorum. Dedim ki; “Ya, tebeşir yapalım tebeşir!” Çağırdım arkadaşları. Tebeşir yapalım ama bizim tebeşirin bir özelliği olsun. Tozsuz olsun. Çağırdık kimyagerleri, şunları bunları. “Bir tozsuz tebeşir yapın” dedik. Yaptılar.
“Efendim, ismini ne koyalım?” dediler.
Dedim “Altın Tebeşirleri olsun.”
Bilerek değil ha!
Altın Tebeşirleri satılıyor, çok iyi satılıyor. İhraç ediyoruz. İyi para kazanıyoruz.
Bir gün, Allah! Ya niye biz buna “Altın” dedik? “Tebeşirin asli maddesi nedir?” diye sordum arkadaşlara… “Taş” dediler.
İsmi ne bunun; Altın.
İşte, annemin duasındaki gibi, taş altın oldu...

Kelimeler hasreti anlatmaya yetersiz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.