POLİTİKA - 15 Kasım 2016 Salı 16:01

Kılıçdaroğlu: 'Başkanlık, rejim tartışmasıdır'

A
A
A
Kılıçdaroğlu: 'Başkanlık, rejim tartışmasıdır'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Başkanlık, rejim tartışmasıdır. Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini değiştiriyorsun. 1923’te Cumhuriyeti ilan ettik. Rejim tartışmaları orada kaldı. Hayır kardeşim Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırırsan, rejimi güçlendirmiş hale gelirsin. Cumhuriyeti diktaya dönüştürürsen orada rejim değiştirmiş oluruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmasında, yumurta üreticilerinin sıkıntılarını anlatarak, "'Rusya uçağını düşürdük.' 'Ben talimat verdim', 'Hayır sen değil ben talimat verdim' yarışına girdiler. Sonunda araya adamlar koydular, devlet başkanları koydular. Gittiler yalvardılar, yakardılar. Putin hala beklediğini almış değil, ‘vereceksiniz benim istediğimi’ diyor. Biz de merak ediyoruz, acaba Türkiye’nin daha nesini verecekler. İşte bu politika Türkiye’yi bu noktaya taşıyor. Demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğü, dış politika bunun için önemlidir. Çünkü faturayı cebini düşünen politikacı değil, üreten vatandaş ödüyor. Krediyle boğuşuyorlar borçlarla boğuşuyorlar, yumurta üreticileri ve iflasla karşı karşıyalar. Önümüzdeki Salı günü ağırlıklı olarak esnafların sorununu dile getireceğim. Bütün esnaf kardeşlerime söylüyorum, hangi sorunuzu dile getirmemi istiyorsanız bana yazabilirsiniz" diye konuştu.

"Sen 2023’te o kadar ithalatı, ihracatı hangi yöntemi izleyerek gerçekleştireceksin?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer devlette uzmanlaşan kişileri belli yerlere getirseydiniz devlet bu hale gelmezdi çökmezdi. Devlet yönetimi sıradan bir olay değildir. Devleti yöneten kişilerin gelecek hedefleri olmalıdır. ‘2023’te ithalatımız şu kadar olacak, ithalatımız şu kadar olacak’ bu hedef değildir. Hedef şudur; Sen 2023’te o kadar ithalatı, ihracatı hangi yöntemi izleyerek gerçekleştireceksin? Bunu ortaya koydular mı? Koyamazlar. Neden? Onlar ceplerini düşünüyorlar, vatandaşı değil. Onlar zalimlerden yanalar biz mağdurlardan yanayız. Bunun yolu planlamadır. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti neden saman ithal eden ülke haline geldi? Türkiye bir dönem Ortadoğu’ya canlı hayvan ihraç ederdi, neden şimdi ithal eder noktaya geldik? İki Trakya büyüklüğünde alan Türkiye’de ekilmiyor. Neden Türk çiftçisi dünyanın en pahalı mazotunu kullanmak zorunda kalıyor. Neden koskoca Türkiye Cumhuriyeti Yunanistan’dan pamuk ithal eder hale geldik. Ne oldu bizim tütünümüz? Bitlis’in meşhur tütünü, sigara fabrikası ne oldu?"

"Ben de çiftçinin traktörüne KDV’siz ve ÖTV’siz mazotu vereceğim"
Tarım kanunun 21’inci maddesini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bütün çiftçi kardeşlerime sözümdür. Ben çiftçiye ‘ÖTV’siz, KDV’siz mazot vereceğim’ diye söz verirken ve çiftçinin yanında dururken bunlar diyorlardı ki ‘nereden bulacaksın bu parayı’. Yata parayı sen KDV’siz ve ÖTV’siz mazotu nasıl veriyorsan ben de çiftçinin traktörüne KDV’siz ve ÖTV’siz mazotu vereceğim. Hollanda Konya’dan küçük. Yıllık tarım ürünü ihracatı Türkiye’nin 3-4 katı. Çünkü orada planlama var. Çünkü orada liyakat sistemi var. Biz de cebimizi değil, Türkiye’yi ve kendi insanımızı düşünüyoruz. Bu ülkenin insanı kazanacak, bu ülkenin insanı üretecek. Hollanda Türkiye’den daha fazla tarım ürünü ihraç ediyorsa neyimiz eksik. Neyimiz eksik? Türkiye’yi ve çiftçiyi düşünen siyasetçimiz eksik. İdareciler, yöneticiler, çiftçiyi düşünmüyorlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk derdi ki, ‘Çiftçi milletin efendisidir’ diye. Bugün çiftçiye efendi diyen var mı? Sözümüz sözdür çiftçiyi Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi milletin efendisi yapacağız" ifadelerini kullandı.

"2016 itibariyle 17 milyon 777 bin kişi borç batağında"
Kılıçdaroğlu, 2002’de 816 milyon liralık senet protesto edilirken 2016 Eylül’ü itibariyle 8 milyar 500 milyon liralık senetin protesto edilmiş vaziyette olduğunu bildirerek, "Neredeyse her iki kişiden biri icralık durumda. Kredi borç batağı almış başını gidiyor. 2002’de 1 milyon 655 bin kişi borç batağındayken bugün Haziran 2016 itibariyle 17 milyon 777 bin kişi borç batağında. Dolar almış başını gidiyor. Şirketlerin bugüne kadar olan değer kaybı zararları 77 milyon 700 lira, Şirketler zarar ediyor. Hiçbir işadamının ağzını bıçak açmıyor. Birikimlerini de bitirdiler. Diyorlar ki ‘doların yükselmesi Türkiye’nin gücünü gösterir.’ Hayatımda böyle bir danışman görmedim. Sarayın danışmanı olması böyle bir demeç vermesine yol açmış, bu nasıl bilgi sahibidir. Allah akıl fikir versin" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye ateş yerine dönmüş, bunların bir derdi var illa başkanlık olacak ya olmayacak arkadaş"
"Türkiye ateş yerine dönmüş, bunların bir derdi var illa başkanlık olacak ya olmayacak arkadaş" diyen Kılıçdaroğlu, "Çiftçinin, sanayicinin, esnafın, memurun sorunu var. Herkesin derdi var. Hapishaneler tıka basa dolu. Mağdur 1 milyon aile var. Gel bunları çözelim. Ekonomiyi düzeltelim, vallahi destek oluruz. Getir ne istiyorsan getir asla ve asla ekonomiyi düzelttik diye karşı mı çıktık. Ne istiyorsan getir. Ne istiyorsunuz, ‘bizim bir adamımız var, biz ona başkanlık istiyoruz, illa o başkan olacak.’ niye başkan olacak? Sadece onun aklı var. Bize ona üst akıl diyoruz. O bize diyor ki şöyle yapacaksınız. Aklını kiraya verenler ülkeyi yönetemezler, ülkeyi felaketlere sürüklerler. Başkanlık, rejim tartışmasıdır. Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini değiştiriyorsun. 1923’te Cumhuriyeti ilan ettik. Rejim tartışmaları orada kaldı. Hayır kardeşim Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırırsan, rejimi güçlendirmiş hale gelirsin. Cumhuriyeti diktaya dönüştürürsen orada rejim değiştirmiş oluruz. Söylemek istediğimiz budur. Sen Cumhuriyeti diktaya dönüştürmek istiyorsun. 1923’te bu Cumhuriyeti kuranların temel hedefi cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktır bizim amacımız zaten budur" açıklamasında bulundu.

"Sevgili Yasin Aktay, senin partinin önüne 2004 yılında 25 Ağustos’unda bir belge koyuldu"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay’ın, ‘Haydi biz saftık bilmiyorduk. Ama sen biliyordun. Onların terör örgütü olduğunu. Kılıçdaroğlu yargılanmalı’ açıklamasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Yargılanmaktan korkmayız biz. Ama lafa bakın Allah aşkına. Genel Başkan Yardımcısı, akademisyen bu öğrencileri nasıl yetiştirmiş acaba merak ediyorum. Sevgili Yasin Aktay, senin partinin önüne 2004 yılında 25 Ağustos’unda bir belge koyduldu. Orada brifing verdiler. Hem MİT Müsteşarlığı hem Genelkurmay Başkanlığı verdi. 'Bu örgüt tehlikeli' dediler. Bu açıklama yapıldı. ‘Bak bunlar himmet paraları topluyorlar’ dendi. Bugün meclise gelenler de bunu aynen açıklıyorlar. ‘Amma da büyütmüşsünüz’ demişler. Biz kandırıldık diyor. Sayın Aktay’a soruyorum; Herkesin gelip kandırdığı bir adam Türkiye Cumhuriyetini yönetebilir mi? Yarın birilerinin gelip sizi başka türlü kandırma gücü olursa nr yapacağız? 3 tane terör örgütünü başımıza siz bela ettiniz. Siz kandırılacaksınız, biz yargılanacağız. Şu mantığa bakın. CHP bunlara ses çıkarmamış. Siz saf değilsiniz, bir şey söyleyeceğim de burada söylemesi ayıp. Bunun faturasını askeri öğrencilere, er ve erbaşlara çıkarıyorlar, işadamlarına çıkarıyorlar. Talimatı veren belli, darbe girişiminde bulunan belli. Gidersin yakalarsın. Birileri yargılanmalı, Türkiye’yi bu hale kim getirdiyse onların yargılanması lazım."

"Kin ve öfke yakışmaz devlete, devlet hukuk içinde çalışır, kim olursa olsun"
Devlet yönetiminde kinin ve öfkenin olmaması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kin ve öfke yakışmaz devlete, devlet hukuk içinde çalışır, kim olursa olsun. Hukuka saygı göstermek zorundadır, devlet mağdur oluşturmaz, hele hele iktidar olanların yani devleti yönetenlerin mağdur ailelere dönüp de 'Ağacın kökünü yesinler' denmez. Biz de Anadolu'da bir söz vardır o zaman sen de 'zıkkımın kökünü ye' derler. Mağdur aileye bu söylenir mi? Gariban aileye bu söylenir mi? Biz mağdurlara sahip çıkınca bağırıyorlar koro halinde, 'Siz FETÖ örgütüne sahip çıkıyorsunuz'. Yok kardeşim, bizim tavrımız, duruşumuz açıktır. Biz, haksızlığa uğrayan herkesin yanındayız. Geçmişte bizi Ergenekon'cu diye suçluyorlardı değil mi? Bakın bugün haklı çıktık. Bugün hapiste yüzlerce er, erbaş, askeri öğrenci, iş adamı var, bunların hepsine sahip çıkacağız. Linç edilen erlerimiz var, erin ne günahı var linç ediyorsunuz? Kim sahip çıkıyor ona? Biz sahip çıkıyoruz. Onların ayağına milletvekili arkadaşlarımı gönderdim, İzmir'deki aileye de ben bizzat kendim gittim. Kim mağdursa mağdurun yanında olmak benim inancımın da benim siyaset anlayışımın da benim ahlakımın da bir gereğidir. Ona bana oy verdin mi? Vermedin mi? diye bakmam, ona sahip çıkmak en klasik deyimiyle benim ailemin bana öğrettiği terbiyedir" şeklinde konuştu.

"Eğer o suçsa ben o suçu işliyorum, bütün mağdurlara da sahip çıkacağım"
"Koro halinde 'Kılıçdaroğlu mağdurlara sahip çıkıyor' diyorlar sanki suçmuş gibi" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer o suçsa ben o suçu işliyorum, bütün mağdurlara da sahip çıkacağım. Diyorlar ki 'Allah ne demiş bizi o ilgilendiriyor' diyorlar. Yüce yaradanın söylediği şudur: 'Adaletten sapmayınız, adaletle hükmediniz' diyor, 'Kul hakkı yemeyiniz' diyor. Allah aşkına bunların cepleri kul hakkı yemekle dolu, kul hakkı yediniz kardeşim, mağdurların burnundan getirdiniz siz, linç edilen erlerin, erbaşların hakkını sordunuz mu? Adaleti gerçekleştirdiniz mi? Bu ülkede adaletle davrandınız mı? Adaletle hükmediyor musunuz? 8 milyon işsizi var bu Türkiye'nin, sizin cepleriniz para dolu, dolar dolu. O ayakkabı kutularına dolar sokmak kimin iradesiydi söyleyin bana? 700 milyar liralık kol saati kimin iradesiydi söyleyin bana? Hangi ahlaktan söz ediyorsunuz siz? Kendi siyasal emellerinize yüce yaradanı da alet ediyorsunuz. İnsanda biraz ahlak olur, söylediği sözün nereye gittiğini de bilmeli, bu lafı etmek için kul hakkı yememek lazım. Bu lafı etmek için, adaletle hükmetmek lazım, adaletten ayrılmamak lazım, hukukun üstünlüğüne inanmak lazım. Siz kim, inanç kim? Siz kim, bu görüşler kim? Emin olun bunları anlamakta zorluk çekiyorum. O nedenle zalimden yana tavır almayacağız, zalime karşı duracağız, zulmedene karşı duracağız. Zulmedenin karşısında susmayacağız, çünkü zulme karşı susan dilsiz şeytandır."

Pelin Üzek - Goncagül Özcan

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çal’da asırlık gelenek bu yılda sürdürüldü DENİZLİ(İHA) – Her yıl geleneksel olarak Çal ilçesinde düzenlenen Hıdırellez ve Mırtlak Etkinliği, 8 asırdır yaşatılırken bu yıl da düzenlendi. Çal Belediyesi’nin organizasyonuyla imece usulüyle 31 kazan keşkek ve 22 kuzu eti pişirildi. Çal Belediye Başkanı Ahmet Hakan, “Oğuz Boyları’ndan günümüze kadar gelen bu kültüre sahip çıkan ve yaşatan Akkentli hemşehrilerimi kutluyorum.” dedi Denizli’nin Çal İlçesi Akkent Mahallesi’nde Hıdırellez ve Mırtlak Etkinliği, bu yıl büyük bir coşku ile düzenlendi. Sabahın erken saatlerinde Ahmet Hoca Türbesi yanında hazırlanan alanda kazanlar kuruldu, keşkekler hazırlandı ve ardından davetlilere ikram edildi. Mırtlak etkinliğinde geleneklere uygun olarak at yarışı, cirit oyunu ise nefes kesen mücadelelere sahne oldu. Çal Belediyesi, 31 kazan keşkeğin dağıtımını öğle saatlerinde gerçekleştirdi. Tarihçilere göre Orta Asya’dan Balkan ülkeleri ile Türkiye, Türkmenistan, Azerbaycan, İran, Irak, Mısır ve Suriye’ye yayılan Oğuz boylarının geleneği Denizli’nin Çal ilçesinde sürdürülüyor. Kaynaklara göre bilenen Donsuz Ahmet Hoca olarak anılan ve “don” kelimesi gelenekte “don değiştirme”, “şekil değiştirme” olarak bir hayvan kılığında görünme anlamlarında kullanıldığı kaynaklarda bilinmektedir. Ahmet Hoca’nın özgünlüğünü koruduğu ve herhangi bir kılığa girmeyen evliyalardan olduğu belirtilirken tüm bu bilgiler ve gelenekler ışığında, 8 asırdır geleneksel olarak yaşatılan Mırtlak Etkinliğine bu yıl Çal Belediye Başkanı Ahmet Hakan, Bekilli Belediye Başkanı Önder Demir ve çok sayıda davetliler katıldı. “Akkentli hemşehrilerimi kutluyorum” Mırtlak etkinliğini düzenleyen Akkentliler’in tarihlerine sahip çıktığını ve önemli bir geleneği yaşattıklarını söyleyen Çal Belediye Başkanı Ahmet Hakan, “Oğuz Boyları’ndan günümüze kadar gelen bu kültüre sahip çıkan ve yaşatan Akkentli hemşehrilerimi kutluyorum. Asırlardır Donsuz Ahmet Hoca Türbesi’nin yanında toplanan insanlarımız Mırtlak etkinliğini düzenlemiş, Hıdrellez’i hep birlikte karşılamış türbeye gelen vatandaşlara yüzyıllarca keşkek ikramı yapılmış. Mırtlak etkinliği ilelebet yaşatılması gereken manevi bir etkinliktir. Bizim de başlıca görevlerimizden biri tarihimize sahip çıkıp ileriye götürmektir” diye konuştu.
Kocaeli TFF 2. Lig: Belediye Derincespor: 2 - Denizlispor: 1 TFF 2.Lig Kırmızı Grup 38. hafta karşılaşmasında Belediye Derincespor, matematiksel olarak ligden düşen Denizlispor’u 2-1 mağlup etti. TFF 2.Lig Kırmızı Grup’ta sezonun son maçına çıkan Belediye Derincespor, matematiksel olarak geçen hafta ligden düşmesi kesinleşen Denizlispor’u ağırladı. Ev sahibi sahadan 2-1’lik skorla galip ayrılmasının ardından, Etimesgut-İnegölspor maçının bitmesini bekledi. Ankara oynanan mücadelenin 1-1 berabere bitmesi sonrası Kocaeli ekibi sahanın ortasında ligde kalmanın sevincini yaşadı. Hakemler: Eren Özyemişçioğlu, Denizcan Şahin, Eren Öksüzler Belediye Derincespor: Hüseyin Yılmaz, Canberk Ömer Özdemir, Alaattin Hamza Ok, Alpay Çelebi, Fatih Cerlek (Erdi Can Şehit dk.60), Murat Arda Ayhan (Ünal Emre Durmuşhan dk. 82), Berat Ali Genç (Yusuf Balcı dk.90+3), Tarık Mayhoş, Volkan Altınsoy, Taha Aydınlı (Ege Özkayımoğlu dk. 60), Melik Derin Denizlispor: Ali Eren Yalçın, Emre Yıldırım, Emirhan Kaşçıoğlu (Ahmet Tekin dk. 46), Alihan Kalkan (Mehmet Ali Ulaman dk.68), Samet Emre Gündüz (Mehmet Eren Sıngın dk. 61), Oktay Kısaoğlu (Muhammed Eren Kıryolcu dk. 82), Gökhan Süzen, Emre Sağlık, Emir Toprak Dinç, Alaattin Öner, Mustafa Kaçan (Yusuf Emre İnanır dk .61) Goller: Melik Derin (dk. 45+1), Berat Ali Genç (dk. 89) (Belediye Derincespor), Mustafa Kaçan (dk. 32) (Denizlispor) Sarı kartlar: Berat Ali Genç (Belediye Derincespor), Mustafa Kaçan (Denizlispor)